Gönderen Konu: YÖRÜK ALİ EFE....  (Okunma sayısı 14558 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı EFE

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 206
YÖRÜK ALİ EFE....
« : 29 Ağustos 2006 »
YÖRÜK ALİ EFE


Eğer karşımıza zeybekler çıkmasaydı Ankara toparlanacak vakit bile bulamazdı."
            
Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanlığı




[Bir fert ne kadar yüksek ve kahraman olursa olsun, "millete iyilik yaptım" diyemez ancak "hizmet ettim" diyebilir"
Yörük Ali Efe

""Aydın'ın bu doğru özlü ve fedakar evlatları, Bolu ve Düzce havalisinde memleketimizi gavurların esaretine düşürmeye çalışan hainleri pek kahramanca ve fedakarca bastırdılar. Vatanımıza büyük hizmetler ifa ettiler. Allah iki cihanda aziz etsin. Kendilerine Büyük Millet Meclisi'nin kalbi ve samimi teşekküratını takdim eder, gözlerinizden öperim."
Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal

Ey Yörük Ali! Sen bir kahramansın,
Güneşin dudağı alnından öper;
Yirmi bir yaşında genç bir aslansın,
Baş eğer önünde dağlar, tepeler...
İzmir'e girerken Yunan askeri,
Çobandın, elinden kavalı attın.
Düşmandan vurarak yüz on neferi,
Tatlı şarabına zehirler kattın.
Tunçtan ayakların iki Hisar'da,
Her kıt'a üstünde bir elin olsun!
Duracak ebedi Türk bu diyarda;
Boğaz'da ebedi heykelin olsun!
Ziya GÖKALP

harmandalı gibi süzülür menderes dağlardan ovalara
zeybekler atlarını suluyor Yörük Ali en başta
Malkoç köprüsüne baskın varmış
kimileri pusuda çoktan beklermiş
Türkü yakıp çakmak çakmayı sevdamıza emanet
kuşluk vakti çeteler birleşmiş
geceye dövüş varmış
Yörük ali Efe en baştaymış
Efe demek vatan demekmiş

Yaşar AKSOY

YAŞAMI



Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Batı Anadolu'da yaygınlaşan gruplara "EFE" denilmiştir. Genelde Ege kırsal alanında tek tek ya da gruplar halinde yasayan cesur, gözü pek, dürüst, mert ve dost kişilerdir. Başkanları "Efe", yardımcıları "Zeybek" ve "Kızan" adıyla anılır. Efelik 10.y.y.' in sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbasi, 19.y.y. da Atcali Kel Memet ve nihayet 20.y.y. da Yörük Ali'dir. Bu efeler adaletsizliğe ve haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı eylemcilerdir. Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır. Milli mücadele yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karsısında yörenin yurtsever asker, aydın ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur. Az sayıda, dağınık halde Yunan askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan askerlerinin geri çekilmelerini sağlayarak çok etkili olmuşlardır.



Milli Mücadele kahramanlarından Türk milis albayı Yörük Ali Efe 1896 yılında Aydın ilinin Nazilli ilçesinin Kavaklı yöresinde doğdu. Aydın bölgesi yörüklerinin Sarıtekeli aşiretinden olan Yörük Ali Efe, Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe'den sonra Kuvay-ı Milliye'nin Encümenin önemli kişilerindendi.



Kurtuluş Savaşı'nın ilk başarılı mücadelesi efeler komutasında Aydın'da yapılmıştır. Milli Mücadelemizin ilk topu, yine efeler komutasında Aydın'da patlatılmıştır. Yörük Ali Efe'nin komutasında kurulan Milli Aydın Alayı, halen ordumuzda mevcudiyetini korumaktadır.
Milli Mücadeleye katıldığı zaman 23 yaşındaydı. Daha önce, 1916'da askere alınarak Kafkas Cephesi'ne gönderildiği sırada askerden kaçmış, dağa çıkarak Alanyalı Molla Ali çetesine katılmıştı. Molla Ali çarpışmada ölünce onun yerine çete başı oldu. Menderes Irmağını salla geçerken Jandarmanın pususuna düşen çetenin bütün elemanları vuruldu, yalnız Yörük Ali salın ipini kesip akıntıya kapılarak hayatını kurtarabildi. Bu olaydan sonra çetecilikten vazgeçerek eşkıya avında bir süre Hükümet'e yardımcı olan Yörük Ali, Mondros Mütarekesinin ardından ortalık karışınca çete kurdu. Yunanlıların İzmir'e çıkıp içerilere doğru ilerlemeleri karşısında, 1919 yılında zeybekleriyle silahlı direnişi başlattı. Balıkesir kongresi kararları doğrultusunda Nazilli cephesinde savaştı. Yeni katılımlarla giderek genişleyen birliklerine "Milli Aydın alayı" adı kendisine de milis albayı rütbesi verildi. 1920 Kasımında alayıyla düzenli ordu birlikleri saflarına katıldı.



Kıllıoğlu Hüseyin Efe ile birlikte Milli Mücadeleye katılarak zaman zaman Yunanlılara baskınlar yaptı. Yörük Ali Efe'nin gittikçe genişleyen ve Milli Aydın Alayı adını alan milis kuvvetleri Kurtuluş Savaşında büyük yararlıklar gösterdi ve Aydın'ın Yunan işgalinden kurtulmasında büyük rolü oynadı. Kurtuluş Savaşı sırasında himayesindeki kızanları ile Nazilli - Yenipazar - Sultanhisar ve Aydın cephelerinde düşmanla karşı karşıya savaşan ve düşman birliklerini sürekli bozguna uğratan Yörük Ali Efe halk kahramanı olarak bölge halkının gönlünde taht kurmuştu. Savaş sona erince İstiklal madalyası ile ödüllendirilen ve çetesini dağıtarak Yenipazar'ın Kavaklı köyüne çekilen ve Yörük soyadını alan Ali Efe, İzmir'de geçirdiği tramvay kazasında bacaklarını kaybederek sakat kaldı.1953 yılında da öldü.
Günümüzde Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Yörük Ali Efe'nin Yenipazar ilçesindeki köşkü aslına uygun bir şekilde restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür.





Kurtuluş Savaşı'ndan Unutulmaz Sahnelerden Biri:

Yörük Ali Efe müfrezesini Yenipazar'a doğru giderken gören Rum işçilerin kaçmaya yeltenmesi ile başlar. Rumların kaçmalarına engel olan Efe, onlara yolluk verir ve Sultanhisar'daki kumandanlarına giderek Yörük Ali'nin teslim olarak Yunanlılara katılmak istediğini, bunun için ertesi gün Sultanhisar'a silahsız geleceğini söylemelerini tembihler. Koşarak giden Rumların ardından bakakalan kızanlar, Efelerinin hilesini anlayamazlar. Ancak ertesi gece sabah doğru Sultanhisar'ın Malgaç Köprüsündeki karakolu basmaya giderken bu kurnazlığı anlayacaklardır. Yunan Komutanı Sultanhisar'da hazırlık yaparak Efe'nin teslim olmasını bekleyedursun, Malgaç'tan gelen silah sesleri, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığını, Türk Milletinin ölmeden esareti kabul etmeyeceğini ilan etmektedir. Yörük Ali Efe, Malgaç Çayı demiryolu köprüsü başında kurulan Yunan karakolunu sabaha karşı yaptığı baskınla yok etmiştir.

YUNAN BİRLİĞİ MALKOÇ'TA
İMHA EDİLDİ


Çine Bergama baskısının hemen sonra bu defa Büyük Menderes bölgesinde Yunan kuvvetlerine yeni darbeler indirmiş ve muvaf fakiyetli neticeler alınmıştır.
Sultanhisar'ın hemen doğusunda Malkoç çayı üzerindeki demiryolu dün gece yapılan baskınla havaya ucurulmuş ve burasını korumakta olan Yunan birliği tamamıyla ihma edilmiş, hiç biri kaçamamıştır.
Büyük menderes bölgesinbde Yunan'a indirilken bu ilk darbenin muvaffakiyetle sonuçlanmasındaYörük Ali Efe ile arkadaşları en mühim rölü oynamışlardır.
Öğrendiğimize göre , baskının yapılması kararlaştırıldıktan sonra bu vazifeyi üstüne alan Yörük Ali Efe ile arkadaşlaro Çine'de 20 kişilik bir kuvvet halinde ayrılmışlar ve önce Sultanhisar'a 10 kilometre mesafede ve Büyük Menderes güneyindeki Yenipazar bölgesine girmişlerdi.Efelerin Yunan'a baskın yapmaya hazırlandıgını duyan civar köy delikanlılarından da çeteye katılanlar olmuş ve böylece Yörük Ali müfrezesi 100 savaşçıya kadar yükselmiştir.
Dün gece sessizce Malkoç köprüsüne sokulan Yörük Ali Efe yanına aldıgı elli kişi ile birlikte Yunan kuvvetlerine ani baskın yapmış ve bütün Yunan askerleri imha edilmiştir.Düşmandan bir hafifi makineli tüfekle, cephane alınmıştır.

Bu baskın İstiklal savaşımızda Yunan’a vurulan ilk darbe ve baskındır. Baskının tarihi, önemi ve mahiyeti çok büyüktür; çünkü Kuva-yı Milliye’ nin doğuşunda ümitsiz olan millet ümitlenmiş, ‘Nizami olmayan kuvvetlerle, nizami kuvvetlere karşı gelinebilir’ anlayışı yerleşmiştir

. Ümitsiz olan halk ümitlenmiş, eline silah geçiren Yörük Ali Efe’nin peşine takılmıştır. (buna kadın ve kızlarımız da dahildir.) Hatta Aydın’ a bile hücum etmişlerdir.

2 KÖPRÜ DAHA UÇURULDU

Gene dün gece Yörük Ali Efe müfresezindeki Teğmen zekai birkaç efe ile Malkoş köprüsü ile klavuzlar arasındaki bir başka köprüyü havaya uçurmuştur.
Yörük ali Efe kuvvetleri, Büyük Menderes bölgesinde üç demiryolu köprüsünü havaya uçurdu.

Yunan istilasına karşı mücadeleye atılan ve Malkoç'da düşmana ağır darbe indiren Yörük Ali, 23 yaşında bir zeybektir.Asıl köyü ve hanesi Yunan işgalinde Sultanhisarı nahiyesinin Kavaklı köyüdür.
Yörük Ali Efe, orta boylu, omuzları geniş, kavi bünyeli, beyaz tenli bıyıkları hissedilmeyecek derecede pek hafif terlemiş, kumralca kaşlı, ela ve çekik gözlü, yakışıklı levent tavırlı bir delikanlıdır.
Ayın Türk aşiretlerinden Sarıtekeli aşiretine mensup bir Türk oğlu olan Yörük Ali'nin babası Abdil, meşhur Çakırcalı'nın ilk rüfekasında bir zeybekti.Yörük Ali de babası gibi zeybek olmuş dağa cıkmış önceleri Alaiyeli Molla Ali namında medrese görmüş bir zeybek reisinin çetesine girmiş, Molla Ali bir müsademede ölünce de yerine reis olmuştur.
Yunan istilası karşısında, Çine de bulunan 57.'inci Tümen Kumandanı Albay Şefik Bey'in davetine uyarak gelip vazife olan Yörük Ali, Şefik Bey'in nasihatlerini dinledikten sonra kendisine şöyle cevap vermiştir:''Bey amca sen hiç merak etme.Allahın izni ile biz hemen yarın bismillah deyip çıkacagız .Bundan sonra işimiz Yunan ile uğraşmak olacaktır.''
Yörük Ali sözünü tutmuş ve Yunanla uğraşmaya başlamıştır.



ERBEYLİ BASKINI

Malgaç baskınından dört gün sonra 20-21 Haziran 1919 günü Erbeyli istasyonu baskını yapıldı. Muğla, Çine, Aydın çevresi halkından oluşan 70 kişilik bir Milis birliği Bakırköylü Teğmen Kadri Bey ve makinali tüfek kumandanı İzzet Bey'in çevresine toplandı. Sınırteke köyü yakınlarından başlanarak Erbeyli istasyonuna doğru sessizce ilerlediler. Erbeyli istasyonunu koruyan Yunan birliğine dört taraftan saldırdılar. İstasyonda bulunan tam mevcutlu Yunan Efsun Bölüğünün bir kısmı geceleri Erbeyli Köyü'nde oturuyordu. Milislerin köyde oturan düşman birliği hakkında bilgileri yoktu. İlk baskın bombasını Çineli 55 yaşlarında bir kahraman fırlattı. Ani olarak büyük bir baskın ve yaylım ateşi başlamıştı. Yunan Efsun birliği neye uğradığını bilemeyerek şaşkına dönmüştü. Bu mücadele sahnesi sabaha kadar surdu. Köy tarafından açılan düşman ateşi ile Milisler iki ateş arasında kalmalarına rağmen savunma savaşı vererek sabahleyin çekildiler. Milisler makinalı tüfek onbaşısı dahil, yedi şehit vermişlerdi. Çineli kahraman bombacı da ağır yaralı idi. Bu baskında Yunan bölüğü 30 ölü, 45 yaralı verdiği gibi büyük bir korkuya kapılmıştı. 22 Haziran 1919 günü düşman ölü ve yaralılarını trenle Aydın'a getirerek burada kalan Türk halka gösterdi.

23 Haziran 1919 günü Orhaniyeli Kara Durmuş Efe 70-80 kişilik gönüllü birlikle İncirliova baskınını yaptı. Aynı günü Yunanlılar Aydın'a toplanmış olduklarından önemli bir sonuç elde edemedi. Kara Durmuş Aydın'a doğru ilerleyerek Ovaeymir Köyü'ne gelip yerleşti. Yunan ordusu durmadan İzmir'den yeni kuvvet ve silah istemekte idi.

AYDIN’I GERİ ALMA SAVAŞI

28 Haziran 1919 günü düşman birlikleri Menderes Köprübaşı’na saldırıya geçti. Önce Teğmen Kadri ve Denizli’li Komiser Hamdi Beylerin birlikleri düşmanı karşıladı. Gölhisar Yöresinde bulunan Yörük Ali Müfrezesi'ne ve Umurlu'daki birliklere haber gönderildi. Bu birliklerin gelmesiyle düşman birlikleri neye uğradığını şaşırdı ve geri çekilmeye başladı.
Türk cephesi Kepez sırtları ve Ilıcabaşı'ndan başlayarak Yeniköy sırtlarına kadar ilerliyordu. Düşman üç taraftan kuşatıldı. Akşama doru da Ilıcabaşı'ndan başlayarak şehrin kenar mahallerine girildi.
29 Haziran 1919 günü savaş erken saatlerde kızıştı. Düşman Tellidede ve Ovaeymir tepelerindeki kahramanların üzerine top ateşi açtı. Köprübaşı'na mevzilenen birliklerimiz de top atışıyla karşılık vermeye başladılar.

Yörük Ali Efe müfrezesi Kozdibi Mahallesi'ne girmeyi başardı. Yunanlılar yüksek bina ve minarelere makinali tüfek yerleştirmişti. Özellikle Beycamii minaresinin mazgal deliğine yerleştirilen makinalı tüfek çok geniş bir alanı etkisi altına alıyor ve müfrezenin hareket etmesine imkan vermiyordu. Ateşin minareden geldiğini anlayan Yörük Ali Efe efsanevi bir atışla bu makinalıyı susturmayı başardı. Akşama doğru istasyon çevresi, Güzelhisar, Torlak, Kozdibi, Ortamahalle tamamen kurtarılarak Yunan güçleri Pınarbaşı ve Aytepe yamaçlarına doğru sürüldü. 30 Haziran 1919 günü 2 gün aralıksız süren kent savaşının sonunda Düşman Kepez sırtlarında iyice kuşatılmıştı ve Topyatağı'ndan İncirliova yönüne doğru kaçmaya başladı.
Düşman Dedekuyusu üzerinden İncirliova'ya doğru çekildi. 33 gündür Yunan işgali altında bulunan Aydın böylece kurtarılmış oldu.

Yörük Ali Efe kurmuş olduğu ‘Köşk Cephesi’nde Milli Aydın Alayı’nın kuvvetleriyle Yunanlıları 13 ay 8 gün Musluca Çayı’ndan bir adım ileri attırmamış, oyalamış, böylece kurtarıcı ordumuz toplanma, hazırlanma fırsatı bulmuştur. İşte Yörük Ali Efe’nin tarihi önemi ve rolünün yüksekliği buradadır.



Yörük Ali ile ilgili olarak Yanık Süleyman Efe’nin ailesinden olan Talat Arzuhan şu bilgileri veriyor: Ali’nin babasını vurmuşlar. Ali de genç, Alanyalı Mola Ahmet’in yanına gitmiş, ‘Efe olacağım’ demiş. Kızanlar bıyık yok, diyor; ancak Mola Ahmet, ‘gel’ diyor ve sonra kimin gönderdiğini soruyor Ali’ye. Ali de bir isim veriyor ve Mola Ahmet kızanlarına haber ediyor, Ali’ye efe elbiseleri giydiriliyor. Bundan sonra her görevi tam yerine getiren Ali, Mola Ahmet’in baş kızanı oluyor. Bir çatışmada Mola Ahmet vuruluyor. Mola Ahmet kızanlarını topluyor ve onlara, “ Benim yerime Ali geçecek” diyor. Çünkü bir tek Ali kızanları dağdan düze indirebilecek kapasitede. Yaşlı kızanlar Ali’ye saygı gösteriyor. Ali bir süre sonra babasını vuran adamı buluyor. Vuran adam, “Ben kadın kıyafeti giyindim. Korkudan babanı vurdum” deyince Ali, bu adamın elini öpüyor, canını bağışlıyor”.

Aydın'a gidip Molla Memed'in maiyetine girdiğinde henüz 17 yaşında bir kızandır. Diğer efeler 'Burası mektep midir ki, çocuklarıda alırız' diye ayağa serzenişte bulunacaklar ama o çiceği burnundaki 'YÖRÜK' kısa zamanda 'baş kızan' olacaktır.Molla öldüğünde ise,artık reis olur.

23 yaşında ünü Ege'ye yayılmış her yerde hatırı sayılan sevilen bir efe olmuştur.Eşkıya değil fakir babasıdır.Milli kuvvetlere katılıp kurşun sıkmasında 'kadın parmağı'da bulunur.o kadından işttiği bir çivft ağır söz kulağında fazla çınlamış olmalı ki, istikametini doğruya çevirmiştir.

İri yarı, yağız çehreli, pos bıyıklı efeler, allı morlu cepkenleri uçuşa uçuşa at sürmektedir.Önde kumral, yeşil gözlü ve ince bıyıklı 'Yörük Ali ' dedikleri levent vardır.Efe birden kolunu kaldırır ve kızanlara 'Durrr....' diye bağırır.
İki hatundur, yol kenarında duran ...16,bilemedin 17'lik bu genç kızlardan birinin yüzü örtülüdür. Diğerinin ise başı da yüzü de açıktır ve korkusuzca efeye bakmaktadır.
Yörenin örf ve adetleri, ancak çok yakın akraba karşısında örtünmemeye izin vermektedir.Böyle bir yakınlık olmadığına göre bu hareketin anlamı, o erkeği adam yerine koymamaktır.

Yörük Ali kızar ama yine merak edip kıza soracaktır:
--- Kız yüzünü neden örtmezsin ki?
--- Ben yüzümü erkekten gizlerim...
--- Demek beni erkek yerine koymuyorsun!
--- Erkek olanın burada işi ne? Düşman kardeşlerimizi kesiyor ama sen buralarda geziyorsun.

   Yörük Ali susup kalmıştır.Öfkeyle atını sürüp uzaklaşmaktan başka ne yapabilirdi ki? Ardı ardına yaşadığı bu gibi gerçekler onun milli kuvvetlere katılıp ülkesi için savaşmasına yeterli olmuştur.

Çerkez Ethem baş kaldırdığında yardım istediği adam Yörük Ali idi.Ona "Mücahit Kardeşim Yörük Ali Efe" diye yazıyor ve "Birbirimize sarılmalıyız"diyordu.Yörük Ali, 3 yıl boyunca savaşmış ve Şahap Balcıoğlu nun dediği gibi "erkek olduğunu göstermişti.

İzmir'e giren atlıların en önündeydi.Atını birden bire kalabalığın arasına sürmüş ve yeşil gözlerini geçmişte kendisini adam yerine koymayan genç kıza dikerek şöyle demişti:

----Söyle bakalım erkek miyim? Kız parıldayan gözlerini kaldırıp cevap verecekti:

----Erkeksin efem....

İşte o zaman sağ kol,sanki uzamış gibi genç kızı belinden kavrayacak ve ayaklarını yerden kesecektir.İzmir'e beraber girdiği bu genç kız artık onun kadını olmuştur.Abdi, Ali, Zehra, Faruk, Saniye, Cengiz, Alpaslan, Doğan ve Meral Yörük Ali Efe 'nin soyadını sürdüren evlatlarıdır



Yörük Ali Efe’düşman denize dökülürken o, ilk İzmir’e girenler arasındadır.



Zaferden sonra önce Sultanhisar’a sonra İzmir – Buca’ya yerleşmiş, İzmir’de geçirdiği elim bir kaza sonucu iki ayağını da kaybetmiş, sonra Yenipazar’a yerleşmiştir.



T.B.M.M. tarafından İstiklal Madalyası ve Albay rütbesiyle taltif edilmiştir. Silahlarını da ‘ T.C. subaylarına mahsustur ’ diye mühürleterek ömür boyu taşıma izni vermiştir.



Yörük Ali Efe bundan sonraki ömrünü Yenipazar’da geçirmiştir. Her fani gibi 21 Eylül 1951 de Bursa da vefat etmiştir. 25 Eylül de Yenipazar’a getirilen naşı büyük bir kalabalıkla Yenipazar’ın Muslu Kuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir. Evi müze haline getirilince naşı evinin bahçesine taşınmıştır.















“TÜRK'ler  Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. TÜRK'ler ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacak nede araplaşacaktır. O sadece özleşecektir.

Çevrimdışı irfan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 266
Ynt: YÖRÜK ALİ EFE....
« Yanıtla #1 : 29 Ağustos 2006 »
YÖRÜK ALİ EFE EFRADIMIZIN YETİŞTİRDİĞİ SON BÜYÜK EFELERDEN ÜÇÜNCÜSÜDÜR. AMA ASIL OLARAK BAKILIR İSE BİRİNCİSİDİR.ZEYBEK VE KIZAN BAKIMINDAN ;
  BİRİNCİSİ ÇAKICI MEHMET EFE,
  İKİNCİSİ ÇAKICININ BAŞ ZEYBEĞİ DEMİRCİ MEHMET EFE,
  ÜÇÜNCÜSÜ YÖRÜK ALİ EFE'DİR..
YÖRÜK ALİ EFE'Yİ DİĞERLERİNDEN AYIRAN ÖZELLİĞİ ZORA DÜŞMEDİKÇE OSMANLI ASKERLERİNE SİLAH DOĞRULTMAMASI VE HALKA DAHA FAZLA YARDIM ELİNİ UZATMASIDIR...

     VE MALKOÇ KARAKOLU BASKINI GAZETECİ HASAN TAHSİN 'DEN SONRA İLK YAPILAN İLK SİLAHA SARILIŞTIR Kİ!  OLAYIN ÖZÜ ŞUDUR Kİ;

   TÜM ZEYBEK VE KIZANLARIYLA BABA DAĞDA KONAKLAMAKTADIR..BÜYÜK BİR ATEŞ YAKILMIŞ BAŞINDA BULUNMAKTALAR OSMANLININ ORDUSUNUN LAĞM EDİLMESİ RAHATLIĞI İLE BULUNMAKTALAR AYNI ZAMANDA MİRALAY ŞEFİK BEY VE EFRADIN ÜLKENİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMA KARŞI EFELERE ORDU KURMA BASKILARINA KAFA YORMAKTADIR...
       İLERİ NÖBETÇİ KIZANLARINDAN BİR TANESİYLE YANINDA 3 ADET KİŞİYLE GELDİĞİNİ GÖRÜNCE ONLARA YERVERMİŞLER AMA ORTADAKİ 85---90 YAŞINDAKİ İHTİYAR DAVETLERİNİ RED EDİP HAKARETLERE BAŞLAMIŞTIR...

        BEN Kİ;EFE LERİMİZİ TÜRKLERİN YETİŞTİRDİĞİ YAĞIZ YİĞİTLER OLARAK BİLİRDİM OYSAKİ GÖRÜYORUM Kİ ZEVK VE SEFA İÇİNDESİNİZ BEN Kİ YANLIŞ YERE GELMİŞİM DER...TÜM ZEYBEKLER ADAMI ÖLDÜRMEK İSTER.YÖRÜK ALİ EFE HEPSİNİ DURDURUR VE DERKİ;
BABA GÖRÜYORUM Kİ SAĞ KOLUN VE SOL BACAĞIN YOK VE BİR GÖZÜNDE AMA DIR.. SENİ BU KADAR KIZDIRAN VE BENİ DAHİ HAKARET ETTİREN OLAY NEDİR?

   ADAM DERKİ,,BENKİ BU UZUVLARIMI BALKAN SAVAŞINDA TÜRKLÜĞÜMÜZE HAKARET GELMESİN DİYE BU MİLLET İÇİN FEDA ETTİM.AMA BİZİM YİĞİT DEDİKLERİMİZ KENDİ YURDUMUZDA KENDİ TOPRAĞIMIZI VE NAMUSUMUZU KORUMAKTAN ACİZ ZEVKİ SEFA İÇİNDE GÖRDÜM...VE BU GÜN 13 SAATTİR SENİ ARAMAKTAYIM...
 EFE DER;BABA KONU NEDİR NİÇİN BENİ ARARSIN??
    İHTİYAR..EVVELSİ GÜN YENİPAZAR'A PAZARA MALIMIZI SATMAYA GİTTİK,AMA DÖNDÜĞÜMÜZDE GELİNLERİM, KIZLARIM, KARIM VE MALLARIMI YUNAN CAVURU ALIP MALKOÇ KÖPRÜSÜNE GÖTÜRMÜŞLER,BİZİM YİĞİTLERİMİZ Kİ YİĞİT DEĞİLMİŞ DER;

   YÖRÜK ALİ EFE AYAĞA KALKAR HER ZAMAN GÖRÜLMEYEN O ÇOK NADİR HALİ MEYDANA ÇIKAR HİÇ KONUŞMADAN YOLA DÜŞER KİMSE EFENİN BU HALİNDE KONUŞMAYA CESARET EDEMEZ..ARDINA DÜŞERLER..MALKOÇ KARAKOLUNU BASAR VE TÜM YUNAN ASKERLERİNİN KELLELERİNİ MALKOÇ KÖPRÜSÜNDE SIRIKLARA DİKER.İHTİYARIN ÖCÜNÜ ALIR İSTİKLAL SAVAŞI BURDA BAŞLAR...ARDINDAN KENDİ -----A--- YAZILI MÜHRÜYLE TÜM EFELERE BİRLİK MESAJLARINI VE MİLLİ MÜCADELEYE KATILMALARINI BİLDİRİR..KUVAYI MİLLİYE KURULUR..ANZAVUR AHMET VE DİĞER İSYANLARA BU EFE BİRLİKLERİNDEN SEÇME ZEYBEKLER GÖREVLENDİRİLİR....


 TARİHİMİZ Kİ;483 E KADAR BİLİNMEKTE DEDE KORKUTUN NESLİNDEN GELMEKTEDİR...

KORKUMUZ YOK GAYRİ İLAH'TAN BAŞKA VERİLDİ ELİMİZE ŞANLI DAĞLAR....
UŞAK OLDU ŞEYTAN SOFRAMIZA.
NE İMPARATOR TANIDIK NEDE PARA,
EFE OLDUK ERENLER SOFRASINDA,,
KUL OLDUK TÜRKLÜK YOLUNDA...
EFEDİR ADIMIZ
TÜRK OĞLU TÜRK OLMAKTANDIR ŞANIMIZ
YEDİ DEĞİL YETİMİŞ BİN OLSA DA DÜVEL
YİNE DE ÜSTÜNDÜR TÜRK OLDUĞUNU BİLEN
KANSIZ EFE