Gönderen Konu: İŞTE TÜRK EVLADI  (Okunma sayısı 12551 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #10 : 04 Eylül 2007 »
ülküdaşlarım ENVER PAŞA ALman hayranlığıyla bilinen bir kişidir. Hatta Osmanlı İmparatorluğu'nu 1. Dünya Savaşı'na sürükleyip yüzbinlerce TÜrk'ün ölümüne sebep olduğu da bilinen bir gerçektir. Soruyorum size evet yüzbinlerce Türk'ün ölümüne sebep olan bir insan nasıl oluyor da Turancı oluyor? Bu konuda hatalıysam hatamı düzeltmenizi istiyorum..

 Enver Paşa Alman hayranı değildir. Sadece I.Dünya Savaşında Almanlarla ittifak yapmak zorunda kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun başında Enver Paşa ve İttihatçılar olmasa da, başta bulunan hükümet bir savaşa girmek zorundaydı.

 Sarıkamış Faciasında pek çok şehidimizin olduğu doğrudur. Ancak 90.000 şehidimiz olduğu yalandır. Geçen yıl Genel Kurmay Başkanlığımız tarafından çıkarılan arşivlerde Sarıkamış Harekatı esnasında 45.000 şehdimizin olduğu yazıyordu. Ayrıca Ordumuzun kurşun atmadan pek çok kayıplar verdiği de yalandır. Ordumuz Horasan ve Sarıkamış'ı Ruslardan savaşarak almış. Ancak ileri harekatı sürdürürken bastıran kış yüzünden 45.000 şehit vermişizdir.

 Enver Paşa bu harekatı Turan için düzenlemiştir. Talih yanımızda olsaydı bugün Dünya Türklüğü birleşmiş olacaktı.

 Sarıkamış Faciası ile ilgili ünlü Osmanlı tarihçilerinden Murat Bardakçı'nın bir yazısını sizlerle paylaşmak isterim.

 

 Murat BARDAKÇI- Yetmişbeş bin kişilik ordu nasıl olur da 90 bin şehit verir?

 
 Sarıkamış’ta 1915’te yaşanan facia, birkaç seneden buyana, Aralık ayının son haftasında gündemimizi işgal ediyor ve Allahuekber Dağları’nda düşmana karşı tek kurşun bile atmadan soğuktan can veren 90 bin şehidin hatırasını yádediyoruz. 
 
 Ancak, konunun üzerinde pek durulmayan bir başka cephesi daha var: Sarıkamış bozgununun bazı gerçeklerinin, özellikle de şehid sayısının abartılması meselesi... Zira, Sarıkamış’ta can veren asker sayısı aslında 90 binin çok altındadır, harekát bozgunla sonuçlanmış olmasına rağmen düzgün şekilde planlanmıştır, askerlerimiz bazı kumandanların kahramanlık hevesleriyle tifüs yüzünden perişan olmuştur ve Sarıkamış ile ilgili bütün bu abartmalar, 1920’li senelerin siyasi gereklerinin neticesidir. İşte, Sarıkamış konusunda bugüne kadar pek dile getirilmemiş olan gerçeklerden bazıları... 
 
 BİRKAÇ seneden buyana, Aralık ayının son haftasında gündemimizi 1915’te yaşanan Sarıkamış bozgunu işgal ediyor. 
 
 Askeri tarihimizin en hüzünlü bozgunlarından olan ama üzerinde neredeyse 90 seneden beri pek durulmayan, hattá ders kitaplarında bile sadece birkaç satırla geçiştirilen Sarıkamış yenilgisinden şimdi yılın son günlerinde mutlaka bahsediyor ve Allahuekber Dağları’nda düşmana karşı tek kurşun bile atmadan soğuktan can veren 90 bin şehidin hatırasını yádediyoruz. Hadisenin böyle çok uzun bir aradan sonra yeniden hatırlanmasını da tarihçilere değil bir tıp üstadına, kardiyolojinin Türkiye’deki önde gelen ismine, aslen Sarıkamış taraflarından olan Prof. Dr. Bingür Sönmez’e borçluyuz. 
 
 Buraya kadar herşey iyi ve güzel, üstelik son derece zarif bir vefa örneği ama konunun üzerinde pek durulmayan bir başka cephesi daha var: Sarıkamış hakkındaki bazı gerçeklerin, özellikle de şehidlerimizin sayılarının abartılması meselesi... 
 
 Önce, Sarıkamış ile ilgili olarak, bugüne kadar yazılıp söylenenleri kısaca hatırlatayım: 
 
 Sarıkamış, 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar’ın eline geçmiş ve kasabaya bir Rus garnizonu yerleştirilmiştir. 
 
 İSTİFA ETTİLER

 Birinci Dünya Savaşı’na girmemizden hemen sonra, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Anadolu’nun doğusunu Ruş işgalinden kurtarıp Kafkaslar’a uzanabilmek için Sarıkamış’ı hedef alan bir harekát hazırlar. 
 
 Paşa, bazı kurmaylarının ‘ordu hazırlıksız, üstelik kış bastırmak üzere’ gibisinden uyarılarına kulak asmaz, Erzurum’a gidip komutayı üstlenir, 10. Kolordu’nun başına da kendisi gibi ‘sarayın damadı’ olan bir başka askeri, Albay Hafız Hakkı Bey’i getirir ve harekát 1914’ün 22 Aralık’ında başlar. İşin sonunun kötü olacağını düşünen Hasan İzzet Paşa gibi bazı komutanlar, harekáttan hemen önce istifa etmişlerdir. 
 
 Savaş plánına göre, üç kolordudan meydana gelen 3. Ordu’nun bir bölümü Allahuekber Dağları’nı yürüyerek aşacak ve Sarıkamış kuşatılacaktır. Ama bazı komutanların kendi başlarına harekete kalkışmaları, Hafız Hakkı Bey’in kaçan Rus birliklerini takip ederek kuşatma hattını genişletmesi ve onbinlerce askeri kışlık elbiseleri olmadan karlarla kaplı Allahuekber Dağları’na tırmandırması büyük feláketi getirir. 
 
 Öncü birliklerimiz Sarıkamış’a girmeyi başarmalarına rağmen Ruslar tarafından yokedilirler ama asıl facia dağlarda yaşanır: Ruslar’a karşı henüz tek bir kurşun bile atmamış olan binlerce askerimiz soğuktan donar, binlercesi de tifüsten kırılır. 25 ve 26 Aralık günlerinde vaziyet daha da kötüleşir ve 3 Ocak’ta artık herşeyin bittiğini anlayan Enver Paşa, Albay Hafız Hakkı Bey’i ‘Paşa’ yaparak 3. Ordu’nun başına geçirip Erzurum’a döner. Hakkı Paşa 4 Ocak’ta geri çekilme emri verecek ve Sarıkamış harekátı çok büyük bir hüzünle noktalanacaktır. 
 
 EŞSİZ BİR SANSÜR 
 
 Enver Paşa, İstanbul’a döner dönmez Türkiye’de örneğine bugüne kadar rastlanmamış olan bir sansür uygular ve basında Sarıkamış harekátı ile ilgili olarak tek bir satır haber yahut resim çıkmaz. Türkiye, Sarıkamış’ta nelerin yaşandığını ancak seneler sonra, 1922’de yapılan yayınlar sayesinde öğrenebilecektir. 
 
 Tarihimizin en büyük yenilgilerinden birinin öyküsü, kısaca böyle... Ancak, hadisenin bilinen ve anlatılan kısmıyla gerçeği arasında bazı farklar, hattá önemli farklar var ve bu farklardan bazıları, yandaki kutuda madddeler halinde yeralıyor. Sarıkamış faciasının gerçekleri öğrenmek isteyenler için de, ortada bu konuda yapılmış çalışmaların bence en ilginçlerinden biri olan bir kitap var: Dr. Ramazan Balcı’nın doktora tezi olan ‘Tarihin Sarıkamış Duruşması’ isimli eseri. 
 
 Son olarak bir hususu hatırlatayım: Bu yazıyı okuyacakların birçoğunun ‘Sarıkamış şehidlerinin ruhlarını muazzep ettiğimi’ düşüneceklerine eminim. Ama unutmayalım: Sarıkamış’la ilgili hakikatlerin ortaya çıkması hem hálá bir belirsizlik bulutu altında uyuyan şehidlerimizin hatıralarını, hem de facianın 90 sene sonra yeniden gündeme gelmesini sağlayan Prof. Dr. Bingür Sönmez’in vefa dolu hareketini daha da yüceltecektir. 
 
 Bozgunun günlükleri özel arşivimdedir 
 
 HAFIZ Hakkı Paşa, sorumlularından olduğu Sarıkamış faciasını 16. asırda düşmanlarına esir düşen Fransa Kralı Birinci Fransuva’nın ‘Şereften başka herşey mahvoldu’ cümlesiyle özetlemiş ve bozgundan hemen sonra o da can vermişti. 
 
1879’da Manastır’da doğan Hafız Hakkı Paşa, 23 yaşında kurmay yüzbaşı oldu, Balkanlar’daki çetelerle uğraştı, bir ara Viyana’ya askeri ataşe olarak yollandı ve 1914’te henüz yarbay iken Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na getirildi. 
 
 7 Aralık 1914’te Kafkas Cephesi’ndeki 10. Kolordu’nun kumandanı oldu ve Sarıkamış bozgunundan sonra ‘Paşa’ yapılarak 3. Ordu’nun kumandanlığına tayin edildi. Ancak paşalığı 1.5 ay kadar sürecek, akıbeti Alahuekber Dağları’nda can veren askerlerin akıbetiyle aynı olacak ve tifüse yakalanan Hafız Hakkı Paşa hayata 1915’in 15 Şubat’ında, Erzurum’da veda edecekti. 
 
 ‘Vicdani’ takma adıyla gazetelere çok sayıda makale yazan, ‘Şanlı Asker’ ve ‘Bozgun’ adında iki de kitabı olan Hafız Hakkı Paşa, Sultan Beşinci Murad’ın torunlarından Behiye Sultan ile evlenmiş ve ‘Dámád-ı Şehriyári’, yani hükümdar damadı olmuştu. Kocasının hatırasına hayatının sonuna kadar sıkı sıkıya bağlı kalan Behiye Sultan, 1924’te Osmanlı Hanedanı’nın bütün mensuplarıyla beraber Türkiye’den sürgüne gönderilecek ve hayata 1940’lı senelerde Kahire’de büyük bir yokluk içerisinde veda edecekti. 
 
 Hafız Hakkı Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na girdiği 1914 Kasım’ından itibaren günlük tutmaya başlamış, özellikle Sarıkamış harekátının bazı günlerini saat saat kaydetmişti. Paşa’nın tifüsten can vermesinden bir ay öncesine, 1915’in 12 Ocak’ına kadar yazdığı günlükler şimdi bende bulunuyorlar, bunları önümüzdeki senelerde yayınlayacağım ve Sarıkamış feláketinin en büyük sorumlularından olan Hakkı Paşa’nın verdiği bilgiler, askeri tarihimizin bu büyük bozgunun üzerindeki sis perdesinin aydınlanmasına yardımcı olacak. 
 
 Orduyu tifüs ve sarayın damadı Hafız Hakkı Paşa mahvetti 
 
 SARIKAMIŞ’TA 90 BİN ŞEHİD Mİ VERDİK?

 Hayır, şehid sayısı daha düşüktü ve en fazla 40 bin civarındaydı. Sarıkamış muharebelerine katılan 3. Ordu’nun mevcudu Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında 118 bin, muharip asker sayısı da 75 bin kadardı. Donarak can vermelerinden sonra Rus birlikleri tarafından defnedilen Türk askerinin sayısı 23 bindi ve o günlerde askeri kırıp geçiren tifüse kurban gidenlerin adedi bu sayıya iláve edildiği takdirde bile, 90 bine ulaşılması yine de mümkün değildi. ‘Allahuekber Dağları’ndaki 90 bin askerimiz, düşmana tek kurşun bile atamadan donup şehid oldular’ şeklindeki söylentilerin gerisinde, 1920’li yılların siyasi düşünceleri vardı. 
 
 HAREKÁT BOŞ BİR HAYAL MİYDİ?

 Sarıkamış harekátı Türk ve Alman kurmay heyetleri tarafından aslında son derece düzgün şekilde plánlanmıştı. Ancak, başta Hafız Hakkı Paşa olmak üzere bazı komutanların emirlerin dışına çıkarak kendi başlarına kahramanlığa kalkışmaları, bunun ardından ikmal sisteminin çökmesi ve çıkan tifüs salgını dolayısıyla harekát tam bir faciaya dönüştü. 
 
 BOZGUNUN ASIL SORUMLUSU KİMDİ?

 İki büyük sorumlu vardı: Tifüs salgını ve önce 10. Kolordu’nun, daha sonra da 3. Ordu’nun kumandanı olan Hafız Hakkı Paşa. Hastahaneler tifüse yakalanmış onbinlerce askerle dolarken, Hafız Hakkı Paşa’nın kaçan Rus birliklerini takibe kalkışarak cepheyi 100 kilometre kadar genişletmesi ve yorgun askerleri Allahuekber Dağları’na çıkartması bozgunu getirdi. 
 
 SARIKAMIŞ’LA İLGİLİ GERÇEKLER NİÇİN ABARTILDI?

 Kamuoyu, Sarıkamış’ta yaşanan faciadan 1922 yılına kadar haberdar olamadı. Bunda, Enver Paşa’nın bozgundan sonra uyguladığı sansürün yanısıra savaş yıllarındaki irtibat ve haber alma zorluklarının da rolü vardı. Türkiye, Sarıkamış’ta büyük bir dram yaşandığından Şerif Köprülü’nün 1922 yılında yayınladığı bir kitap sayesinde haberdar olabildi. Sarıkamış dramı, kitapta son derece etkileyici bir üslupla anlatılıyordu ama verilen bilgiler gayet abartılıydı ve ‘donarak şehid olan 90 bin asker’ ifadesi de, ilk defa bu tarihte gündeme geldi. Devlet ise, Sarıkamış gerçeklerinin abartılmasına ses çıkartmamak bir yana, abartmaları destekleyici bir yol tuttu ve bu davranışın sebebi de siyasi idi. O dönem, İstiklál Savaşı’nın karanlık günleriydi, sabık başkumandan Enver Paşa, Türkiye’ye dönüp Mustafa Kemal Paşa’nın yerine geçebilmek için Batum’da bekliyor ve Yunanlılar’a karşı savaşan Türk Ordusu’nun uğrayacağı ilk bozgundan sonra Anadolu’ya geçme hazırlıkları yapıyordu. Ankara hükümeti, işte bu yüzden Enver Paşa aleyhinde bir karalama kampanyasına girişmeye mecburdu ve Sarıkamış bozgunuyla ilgili abartmalar da kampanyanın bir parçasıydı. Bunu, Enver Paşa ve arkadaşlarının ‘Bolşevik oldukları’, ‘Ruslar’dan para aldıkları’, hattá ‘erkeklerle kadınların birarada dolaşmasına izin verdikleri’ şeklinde daha başka aleyhte propagandalar takip edecekti.
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

tungatonyukuk

  • Ziyaretçi
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #11 : 04 Eylül 2007 »
Enver Paşa Turan Orduları baş Komutanı ruhu şad olsun...

Çevrimdışı börüçine

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 16
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #12 : 06 Eylül 2007 »
Benim bu konudaki düşüncelerim kısaca şu.İzin verirseniz.

Ben Türk tarihindeki hiç bir kişiye karşı değilim.Hepsi ellerinden geldiğince Türklük için uğraşmıştır.(Tabiki bu arada Türk lafını yasaklayan,sebepleri ne olursa olsun,bazı Osmanlıları pek savunmam.
Enver PAşada çok büyük bir Türk komutanı ve Vatanseverdir.Ama onun konusunda tek hoşuma gitmayen.Ankarada Atatürkün kurmaya çalıştığı şahlanmayı,sırf o hareketin başında olmak için baltalamıştır bir dönem.bunu kabullenemiyorum.
Bu benim fikrim.


" Biz doğrudan doğruya Milliyetperveriz ve TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ"
                                                                                                               Mustafa Kemal ATATÜRK

Çevrimdışı Turanii

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 21
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #13 : 09 Eylül 2007 »
kim ne derse desin ben Enver Paşa'yı tanımıyorum. isterseniz üyeliğimi iptal edebilirsiniz... bu arada Abdulhamit Han tahttan indirilmeseydi Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'na girmezdi. Girseydi bile daha geç girer ve kayıplarımız daha az olurdu... 
                                     selam olsun saf kan Türk Irkı'na...
Tanrı Türk'ü korusun. Bedenim ve ruhum tammen Türk'tür. beni Türk olarak yaradan Tanrı'ya şükür olsun...

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #14 : 09 Eylül 2007 »
kim ne derse desin ben Enver Paşa'yı tanımıyorum. isterseniz üyeliğimi iptal edebilirsiniz... bu arada Abdulhamit Han tahttan indirilmeseydi Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'na girmezdi. Girseydi bile daha geç girer ve kayıplarımız daha az olurdu... 
                                     selam olsun saf kan Türk Irkı'na...

 Türklüğe hizmeti geçen Ululardan birine(Kim olursa olsun, Sev ya da sevme), Moskof'a karşı savaşta Şehitlik mertebesine ulaşan bir Büyük Türkçü Turancıya terbiyesizlik ettiğin, dil uzattığın için üyeliğin iptal edilmiştir.

 Tarihte sözlü varsayımlara değil yazılı belgelere bakılır.

23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı ÇEPNİ_TÜRKÜ

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 153
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #15 : 09 Eylül 2007 »
kim ne derse desin ben Enver Paşa'yı tanımıyorum. isterseniz üyeliğimi iptal edebilirsiniz... bu arada Abdulhamit Han tahttan indirilmeseydi Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'na girmezdi. Girseydi bile daha geç girer ve kayıplarımız daha az olurdu... 
                                     selam olsun saf kan Türk Irkı'na...




Tanımıyorumdan kastın neydi bir de onu belirtseydin bari... Adam! yerine mi saymam diyorsun yoksa tarih bilmiyorum dolayısıyla Enver Paşa'yı henüz duymadım mı demek istiyorsun hangisi? Sende biraz garip bir yaklaşım seziyorum. Konudan konuya geçmiş ve isterseniz üyeliğimi iptal edebilirsiniz demişsin hoş olmamış doğrusu...


TTK.
'Biz doğrudan doğruya Milliyetperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz.'
'Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır!'

                                                                          ATATÜRK

Çevrimdışı gurturk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 330
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #16 : 09 Eylül 2007 »
Bazıları nedense okullarda öğretilen müfratada kilitleniyorlar,Enver paşa gibi bir değeri yanlış tanıyorlar.Yarın aynı sorunlarla bizim çocuklarımızda karşılaşacaklar yada karşılaşıyorlar.Gerçekleri öğretmek ve bilinçli bireyler yetiştirmek bizlere düşüyor.

Çevrimdışı alper_bozkurd

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 44
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #17 : 09 Eylül 2007 »
Enver Paşa; Turan Orduları Başkumandanıdır öyle de kalacaktır. Enver Paşamıza hain deme cürretinde bulunanlar sözlerine dikkat etsinler. Ruhu Şad Olsun!!! Türk Türk'ü Tanrı Türk'ü Korusun.
TÜRK TÜRK'Ü TANRI SADECE TÜRK'Ü KORUSUN!!!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2316
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #18 : 09 Eylül 2007 »

kim ne derse desin ben Enver Paşa'yı tanımıyorum. isterseniz üyeliğimi iptal edebilirsiniz... bu arada Abdulhamit Han tahttan indirilmeseydi Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'na girmezdi. Girseydi bile daha geç girer ve kayıplarımız daha az olurdu... 
                                     selam olsun saf kan Türk Irkı'na...



Sayın Turani,
TÜRK-KAN Beğ'in ilmi, akademik ve tarihi belgelerle ortaya koyduğu gerçekliğe rağmen, Turan Orduları Başkomutanı, ömrünü Türk Irkına adamış ve bu uğurda da gögüs gögüse çarpışarak şehit olmuş olan, Enver Paşa'ya karşı kullandığınız ifadeleri ve takındığınız tavrı, anlamakta zorlanıyorum.
Siz tanıyın, ya da tanımayın Enver Paşa hem Türkün şereflerle dolu tarihindeki eşsiz kahramanlar içerisinde ve hemde Türklüğün gönül tahtındaki yerini almıştır.
Türkçü-Turancı bir otağda bu tür yaklaşımlarınızın yakışıksız düştüğünü ve işi, üyeliğinizi söz konusu etmeye kadar, vardırmanızı yadırgadığımızın, bilinmesini isterim.
Kabul edersiniz ya da etmezsiniz, o sizin takdirinizdir.
Ancak, Enver Paşayı yok saymaya ve küçümser tavırlarla ifade etmeye de asla, izin vermeyiz.
İletinizin muhtevasını ve niyetinizi Türkçülüler arasındaki bilinçli fikir alış-verişi ve beyanı çerçevesinde olarak alğılıyor, kuru itiraz ve redler yapmak yerine akla, ilme, tarihe ve belgelere dayalı savlarla konuya katkı yapmanızı bekliyoruz.
Esenlikler dilerim.
TTK.

Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Ynt: İŞTE TÜRK EVLADI
« Yanıtla #19 : 27 Eylül 2007 »
Ittihat terakkinin Enver pasa disindaki tüm üyelerinin mason oldugunu okumustum Italyanlarin 12 adayi isgal ettiginde Kazim karabekir pasanin yaziklar olsun hani nerde kaldi sizin masonlugunuz diye isyan ettigini Ulu öndere bu ülkenin neden bu hale düstügü soruldugunda Atatürkün cevaben bu duruma düsülmesinin yegane sebebi Enver pasadir Hayir o degildir diyorsaniz suclu milletin kendisidir dedigini okumustum Enver pasanin maceraci oldugu almanci oldugu Atatürke güvenmedigi bir defasinda Atatürkün istifasni alman generalinin engelledigini okumustum Tarih enver pasanin aleyhinde yazilmis ithamlarla dolu Tüm bunlar biraraya geldiginde iyiki kurtulus savasinda basimizda Enver pasa yoktu diye düsünmeden edemiyor insan Türk Tanrisi Türk irkini masonlardan korusun
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.