Gönderen Konu: ermeni ve kendini ermeni sananlar  (Okunma sayısı 5074 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı TÜRKEL

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 22
AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYALIM VE İÇİMİZDEKİ HANLERİ TANIYALIM SAKIN BU KİŞİNİN TÜRK OLDUĞUNU DÜŞÜNMEYİN ARAŞTIRIRSANIZ HEMEN KARŞINIZA ÇIKACAKTIR.BEN BU KİŞİNİN MAİLİNİ BULMAK İSTİYORUM YAZACAKLARIM VE SÖYLEYECEK SÖZÜM VAR


Türklüğümün isyanı

Hrant'ı 17 yaşında bir katil öldürmedi. Her gün basında Hrant'ı Türk düşmanı gösterenler öldürdü. Hrant'ı 301. maddeden mahkeme kapılarında sürüyenler öldürdü. Hrant'ı, 301. maddeyi değiştirmeye cesaret edemeyenler öldürdü. Hrant'ı, korumak yerine, Valilik binasına çağırıp tehdit edenler öldürdü




TANER AKÇ AM

Ben bir Türk'üm. Hrant bir Ermeni'ydi. Ben bir AGOS yazarıyım, Hrant AGOS idi. Hrant, AGOS'un Türk yazarları ve AGOS bir davaya baş koymuştu. Dava, Türk ve Ermeni insanına yönelik düşmanlık son bulsun, bu kin, bu nefret sonra ersin davasıydı; her iki halk, her iki ulus, karşılıklı saygı temelinde bir arada yaşasın istiyorduk.
Hrant ve AGOS Türkiye'nin bozkırında açmış bir çiçekti. Çiçeğimiz vurdular; çiçeğimizi kopardılar. Herkes 'Hrant'a sıkılmış kurşun Türkiye'ye sıkılmıştır', diyor. Doğrudur ama şu soruyu kendimize tüm açıklığıyla sormak şartıyla: Bu kurşuna sıkılacak hedefi kim gösterdi? Atılan ateş tam yerini bulsun diye Hrant'ı kim hedef yaptı; kim Hrant'ı hedef olarak sıkı sıkı tuttu ki, kurşun boşa gitmesin. Hrant'ı 17 yaşında biri tek başına öldürmedi. Hrant'ı, onu hedef yapanlar ve onu kurşun yerini bulsun diye hedef olarak sıkı sıkıya tutanlar öldürdüler.
Hrant bir kurşunla öldürülmedi. Hrant aylarca, her gün yavaş yavaş hedef yapılarak öldürüldü. 5 Ocak'ta, 'korkuyorum Taner', 'çok korkuyorum' diyordu. "Bana, AGOS'a yönelik saldırı çok sistemli bir saldırı Taner", diyordu. "Beni İstanbul Valiliği'ne çağırıp tehdit ettiler, Taner" diyordu. "Yaptıklarını senin yanına bırakmayacağız, dediler bana Taner", diyordu. "Bana ve AGOS'a yönelik tüm bu saldırılar bu tehditten sonra başladı, Taner" diyordu. "2007 çok kötü bir yıl olacak Taner", diyordu. "Çok üstümüze gelecekler. Çok ama çok kötü hedef gösterildik. Basınıyla, politikacısıyla, hukukçusuyla öyle bir hava yarattılar ki, bizleri öyle lanetli durumuna soktular ki, artık çok kolay vurulacak bir hedef olduk Taner", "av mevsimini açtılar ve bizi avlanacak av gibi orta yerde bıraktılar Taner," diyordu.
Hrant'ı 17 yaşında bir katil öldürmedi. Her gün basında bu katile Hrant'ı Türk düşmanı diye gösterenler öldürdü. Hrant'ı 301. maddeden mahkeme kapılarında sürüyenler öldürdü. Hrant'ı, 301. maddeyi aydınların sürek avı olarak kullananlar, 301. maddeyi değiştirmeye cesaret edemeyenler öldürdü. Hrant'ı, korumak yerine, Valilik binasına çağırıp tehdit edenler öldürdü.
Timsah gözyaşlarına gerek yok, başımızı öne eğelim. Ellerimize bakalım. Ellerimizdeki bu kanı nasıl temizleyeceğimize bakalım. Siz, Hrant'ın ölümünden şoka uğrayan basın yayın organları, açın eski sayılarınızı, Hrant için neler yazdınıza, neler söyledinize, ona bakın, katili orada göreceksiniz. Siz 301'i aydın avında kullananlar, 301 üzerine yazdıklarınıza, mahkeme kararlarına bakınız, katili orada göreceksiniz. Sayın hükümet yetkilileri, timsah gözyaşları dökmeyin, bize Hrant'ı tehdit etmek için odasına çağıran Vali Yardımcısı'na ne yapacaksınız; onu tehdit eden Milli İstihbarat Teşkilatı yetkilisine ne yapacaksınız onu söyleyin.
Hrant, 'Türklüğe hakaret eden Ermeni' olarak hedef gösterildi ve bundan dolayı vuruldu. Hrant, 'Türkiye tarihiyle yüzleşmek zorundadır', dediği için vuruldu. 2007'de Hrant'a kurşun sıkan, sıktıran eller, 1915'te de Hrantlara kurşun sıkan, Ermenileri çölde boğan el aynı ellerdi. Hrant'a kurşun sıkanlar bize bir mesaj yolluyorlar. Diyorlar ki, "Evet! 1915'te yaptık 2007'de de gerekirse gene yaparız." Hrant'ı vuranlar, onu Türklük adına vurduklarını düşünüyor. Tıpkı 1915'te Hrant'ları vuranların söylediği, yaptığı gibi... Onlar için Türklük cinayet işlemektir. Onlar için Türklük birilerini düşman görüp imha etmektir. Oysa onlar Türklüğün kara lekeleridir, onlar Türklük adını lekeyen, Türklüğün alnına kara leke sürenlerdir. İşte biz bu nedenle ayağa kalktık. Bizler, 'Hepimiz Hrantız', 'Hepimiz Ermeniyiz' diye bağırarak Türklüğü bu katillerin elinden almak istiyoruz. Biz Türklüğün, biz Türkiye'nin çığlığıyız. Türklüğü ve Türkiye'yi katillerin eline bırkmak istemeyen Türk'ün, Kürt'ün, Alevi'nin, laiğin, Müslüman'ın çığlığıyız.
Türklük, canilerin, katillerin eline bırakılmayacak kadar saygı duyulması gereken güzel bir şey, Ermenilik de öyle... Bizler biliyoruz ki, Türklüğümüzle ancak ve ancak katile katil demeyi başarırsak gurur duyabileceğiz. Bugün burada bunu yapıyoruz. Türklüğümüzün, 'Hepimiz Ermeniyiz' dedikçe güzelleştiğini biliyoruz; katile katil demeyi başardıkça Türklüğümüzle daha çok gurur duyabileceğimizi biliyoruz.
Biz bugün burada 'Hepimiz Hrantız', 'Hepimiz Ermeniyiz' diye bağırarak dünyaya çok önemli bir mesaj veriyoruz. O katillin ve katillerin Türklük ve Türkiyelilikle alakası olmadığını söylüyoruz. Gerçek Türklüğün, Hrant'ın katiline katil demekten geçtiğini, gerçek Türklüğün, 'Hepimiz Ermeniyiz' diye bağırmaktan geçtiğini söylüyoruz. Hrant'ın katiliyle Türklük ve Türkiyelilik arasına mesafe koyduğumuzu ilan ediyoruz. İşte bizim 1915'e ilişkin yapmamız gereken bu.
Bugün nasıl Hrant'ın katiliyle Türklük arasına mesafe koyamayan gerçek Türk değildir diyorsak, bugün nasıl Hrant'ın katiliyle Türklük arasına mesafe koyma yeteneğini, becerisini gösteriyorsak, 1915 için de aynı şeyi yapmalıyız. Bugün Hrant'ın katiline sahip çıkanlar, 1915'in katillerine de sahip çıkanlardır. Dünün Talat'ına, Bahaettin Şakir'ine, Dr. Nâzım'ına sahip çıkanlar, onların önünde secde edenler, bu katilin önünde de secde edecek olanlardır.
'Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz' diye bağırarak biz Türkler, biz Türkiyeliler tüm dünyaya diyoruz ki: Biz Türkler, Türkiyeliler, Türklüğü bu katillerin eline bırakmayacağız. Biz Türklük adının katillikle, cinayetle, Ermeni düşmanlığıyla lekelenmesine izin vermeyeceğiz. Ya katilin Türklüğü ya 'Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz', diye bağıranların Türklüğü... Üçüncü seçeneğimiz yok. Nasıl bügün cinayet işleyenlerin Türklüğü Türklük değil ancak Türklük alnına sürülmüş bir kara lekedir diyorsak, 1915'te de cinayetleri işleyenler Türklük adına leke sürenlerdir diyebilmeliyiz.
Nasıl bugün Hrant'ın cinayetine 'Utanılacak bir eylem' diyorsak, 1915'de işlenen cinayetlere, aynı Mustafa Kemal Atatürk gibi 'Utanılacak bir eylem' diyebilmeliyiz. Bilmemiz gerekiyor ki: Biz nasıl bu cinayeti, 'Hepimiz Ermeniyiz' diye lanetliyebiliyorsak, bugün nasıl bu cinayeti kınayan yüzbinlerimiz varsa, 1915'te de bunu, o cinayetleri işleyenleri lanetleyen Türkler, Kürtler, Müslümanlar, Aleviler vardı. Bizler hem bugüne hem düne ilişkin seçim yapmak zorundayız. Katillerin Türklüğünden mi yanayız yoksa katillere tavır alan, cinayetleri kınayanların Türklüğünden mi yanayız? Biz 1915'te Ermenileri imha eden Boğazlıyan Kaymakamı Kemal'in Türklüğünden mi yanayız, yoksa, "Ben Allah'ın gazabından korkarım" diyerek Kemal'in işlediği cinayetlere karşı çıkan, onun idamı için ifade veren Boğazlıyan Müftüsü Abdullahzade Mehmet Efendi'den mi yanayız? Biz Talat'tan, Enver'den Bahaettin Şakir'den, Doktor Nâzım'dan, Diyarbakır Valisi Reşit'ten; onların cinayetlerinden, onların Türklüğünden mi yanayız? Biz, onların Türklük adına cinayet işlemelerine mi sahip çıkacağız, bu cinayetleri lanetleyenlerin Türklüğüne mi sahip çıkacağız?
Bilmemiz gerekiyor, bizim 1915'lerde, Ankara Valisi Mazharımız, Halep Valisi Celalimiz, Kastamonu Valisi Reşit'imiz, Yozgat Mutasarrıfı Cemal'imiz, Kütahya Kaymakamı Ali Faik'imiz, Der-Zor Kaymakamı Ali Fuat'ımız vardı. 1915'lerde bizim Türklük adına sahip çıkacağımız askerlerimiz, komutanlarımız da var. Bizim 3. Ordu Komutanı Vehip Paşamız; Trabzon Garnizon Komutanı Avni Paşamız; Miralay Vasfi'miz; Yozgat Mevkii Kumandanı Binbaşı Salim'imiz var. Trabzonlular belki şimdi bir katile, Ogün Samast'a sahipler, 1915'te de Trabzon'da Vali Cemal Azmi; İttihatçı Yenibahçeli Nail gibi katiller vardı ama 1915'de Trabzon'da bu cinayetlere tavır alan, sonra mahkemelerde katillere katil diyen Trabzonlularımız da vardı. Trabzon Polis Şefi Nuri'miz; Trabzon tüccarı Ahmet Ali Bey; Trabzon Gümrük Müfettişi Nesim Bey'imiz var. "Ben Ermenilerin kayıklara doldurulup boğdurulduklarını gözlerimle gördüm ama engel olamadım" diyen Trabzon milletvekili Hafız Mehmet Emin Bey'imiz var...
Bu saydığım isimler, onlarcadan, binlerceden, onbinlerceden sadece bazıları.
Bugün Türklerin, Türkiye'nin bir tercih yapması gerekiyor, ya bugünkü ve dünkü katillerin Türklüğü ya bugün 'Biz Ermeniyiz' diye bağıranların ve dün "Ellerimizi kana bulamayız" diyenlerin Türklüğü.
Tüm dünya bugün bizi saygıyla izliyor, çünkü onlar burada gerçek Türklük ile barbarlık arasına çekilen duvarı görüyor. Bizler bugün burada katil ile Türklük arasına bir duvar örüyoruz; bizler bugün katile katil demesini bilen Türkleriz. Bu cesaretimizi 1915'e ilişkin de göstermek zorundayız. Hrant bizden bunu istiyordu. "Ben Türk'ü, Türkiye'yi seviyorum, Türklerle bir arada yaşamayı bir şans sayıyorum" derken bize bunu anlatıyordu. 1915'teki Hrant'ların katillerine katil demek, onlarla da Türklük arasına duvar örmek zorundayız. 2007'de katile katil deme cesaretimizi 1915'e ilişkin de yapmak zorundayız.
Tarihle yüzleşmek işte böyle bir şeydir. Biz zaten bugün Hrant'ın katiline "Sen Türk değilsin, sen bir katilsin" diyerek tarihimizle yüzleşmeye başlamış bulunuyoruz. 1915'te Ermenilerin katilleriyle Türklük arasına da bir duvar çekmeli ve Türklüğün alnına kara lekeyi sürenleri katiller olarak lanetlemeliyiz. Ancak o zaman tüm dünyada başımız dik dolaşacağız.
Benim çığlığım Türklüğün çığlığıdır. Hrant'ı, can kardeşini, Ermenisini kaybetmiş bir dostun, bir kardeşin, bir Türk'ün çığlığıdır. Türklüğümüzü, alnımıza kara leke sürmek isteyen katillerin ellerinden alalım. Hep bir ağızdan, 'Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz' diye bağıralım.
Bu çığlık Türkler ve Ermeniler arasında kin, nefret ve düşmanlık yaratmak isteyenlere verilecek en büyük cevaptır.

Taner Akçam: ABD'deki Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi

 YAZDIKLARI VE SÖYLEDİKLERİ DİKKATLİ OKUNURSA  TÜRKİYE NASIL PARÇLANIR ANLTIYOR. HERKESTEN ÖZÜR DİLİYEREK DİN KONUSUNU YAZMAK İSTİYORUM ÇÜNKÜ KİŞİ ALEVİLERİ AYRI GÖSTERİYOR. TARİHİMİZ İYİ İNCELENDİĞİNDE YAKIN TARİHTEN BAHSEDEYİM UZATMADAN YENİÇERİLER VE RUMELİNE GİDEN ÖNCÜ BİRLİKLER BEKTAŞİ  DERGAHLARINDA YETİŞTİRİLDİ ALEVİLİK ORTA ASYA TÜRKLERİNİN İSLAMİYETİ YAŞAMA BİÇİÇMİDİR. GELENEK VE GÖRENEKLERİNİ İSLAMİYETE SOKARAK YAŞAMIŞLARDIR.
BİZLER TÜRKÜZ VE TÜRKÜZ DİYE BAĞIRIRIZ

Çevrimdışı albay

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 76
Ynt: ermeni ve kendini ermeni sananlar
« Yanıtla #1 : 26 Ocak 2007 »
İlgili Zat hakkında kısa bilgi. Bakınız ne kadar parlak bir geçmişi var.. Hrant DİNK'i bilmem. Ama bu p..stun vatan hainliği resmen TECİLLİ. Adam hayatını Türk düşmanlığı üzerine kurmuş.


Taner Akçam, (d. 1953, Ölçek-Ardahan).

ODTÜ İdari İlimler Fakültesi'ni bitirdi. 1973'ten sonra ODTÜ-DER, ADYÖD gibi derneklerin kurucuları arasında yer aldı. 1975'te yayına başlayan Devrimci Gençlik dergisinin sorumlu yazıişleri müdürü olarak, dergide komünizm ve Kürtçülük propagandası yapıldığı iddiasıyla yargılandı ve 1976'da tutuklandı, 1977'de 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 Mart 1977' Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden kaçtı.

1978-1995 yılları arasında Almanya'da siyasi mülteci olarak yaşadı. 1988 yılında Hamburg Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. 1995'te Hannover Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde "İttihat ve Terakki Yargılamaları ve Ermeni Kırımı" konulu doktora çalışmasını tamamladı. Aynı üniversitede profesörlük tezini hazırladı. Akçam, Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü'nde görev yapıyor.


 Hakkındaki İddialar  [değiştir]Tartışmalı bir kişilik olan Taner Akçam ile ilgili iki önemli iddia dillendirilmektedir. Birinci iddia, Almanya'da kaçak bulunduğu yıllarda Alman Gizli Servisi tarafından kullanıldığıdır. İkinci iddia ise, ırk olarak Ermeni kökenli olduğu ve bu nedenle Ermeni soykırımı iddialarının savunucusu olduğudur.


Beyefendinin iletişim bilgileri:

Soyad; ad             e-mail                              Telefon              Bölüm
Akcam, Taner     [email protected]        612-824-7399      History Department

Çevrimdışı EFE

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 206
Ynt: ermeni ve kendini ermeni sananlar
« Yanıtla #2 : 26 Ocak 2007 »
Doğru söylüyorsunuz! Siz Ermeni'siniz! Kişi kendisini nasıl görüyorsa, öyledir! Siz kendinizi Ermeni olarak mı, görüyorsunuz? Kuşkunuz olmasın, Ermenisiniz!

1840 yılında, ortalıkta en küçük bir çatışma yokken..

Maraş'ta, bir dağın tepesinde kurulmuş bir Türk karakolunu yörede gizlice örgütlenmiş olan beş bin dolayında silahlı Ermeni gücü gece yarısı bastı.

Dört yüz dolayındaki Türk askeri ile subayının kulaklarını, burnunu keserek!..

Sonra yavaş yavaş, işkence ederek öldürdüler!..

Siz, bunu bilmezsiniz! Siz, Ermeni'siniz!

Evet, siz Ermeni, kesinlikle Ermeni'siniz!

Bin sekiz yüz yetmişli yıllardan başlayarak, Kafkas kuzeyi, Kafkasya ile Gürcistan'da silahlandırılan Ermeniler Türk kökenli köylere saldırdılar!

Bu bölgelerde Türk sayısının azalması böylece başladı!

Biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz! Niye? Ermeni olduğunuz için! Evet, siz Ermeni'siniz!

1878 - 1879 yılındaki ünlü "93 harbi"nde bölgeyi çok iyi tanıdıkları için Ruslara kılavuzluk edenler de, cephe gerilerindeki Türk köylerini basanlar da, Ermenilerdi!

Siz, bunları biliyor musunuz?

Sizin, "Ermeni açık oturumları"nda boy gösterip yongalar savuran tarihçileriniz bilir mi? Bilir, bilir! "Bilmemiş" olabilir mi? Niçin, bir tek söz olsun bundan söz etmez?

Etmez! Evet, siz Ermeni'siniz!

1913 - 1915 yılında kıyıma uğrayan Türk köyleri!

Durduk yere öldürülen yüz binlerce Türk?!
Bilmiyorsunuz değil mi? Ermeni'siniz!

1905 yılında Küçük Ergeş Beğ'in savunduğu Andican'ı tutuşturarak yirmi bin Özbek Türk'ünü öldüren kim?

Ruslar değil! Rus ordusuna bu işi yapmak için karşı koyan Ermeni birliği? Bilmiyor musunuz?

Bilmezsiniz! Ermenisiniz!

Baskın Oran.. (Bilir, bilmez)!!!

Hassan Ümmit.. (Bilir, bilmez)!!!

Bakın, siz imdi 20. y.y.ın en büyük kıyımı: Karabağ'ı bilmezsiniz, değil mi?!

Hani, yüz bin kişi yerinden - yurdundan olmuştu!

Bakın, siz imdi 20.y.y.ın en büyük saldırısı, en büyük kanlı kırımı olan Azerbaycan'ın yüzde onunun ele geçirilip bir milyon kişinin sürülmesini, bunların içerisinden binlercesinin öldürüldüğünü de bilmiyorsunuz!?

Çok uzadı! Son bir soru, son bir belirleme:

Türkiye'de 390 bin Ermeni var?
Peki: Ermenistan'da kaç Türk var?

Siz, Ermeni olduğunuz için bilmezsiniz!

Ben söyleyeyim: YOK! Ermenistan'da bir tek Türk yok!

Evet: "HEPİMİZ ERMENİYİZ!" diye bağıranlar..

Siz bilmezsiniz! Siz Ermeni'siniz!

BİZ İSE: TÜRK!



“TÜRK'ler  Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. TÜRK'ler ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacak nede araplaşacaktır. O sadece özleşecektir.

Çevrimdışı brakisefal

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 188
    • http://www.vatankirim.net/
Ynt: ermeni ve kendini ermeni sananlar
« Yanıtla #3 : 26 Ocak 2007 »
Doğru söylüyorsunuz! Siz Ermeni'siniz! Kişi kendisini nasıl görüyorsa, öyledir! Siz kendinizi Ermeni olarak mı, görüyorsunuz? Kuşkunuz olmasın, Ermenisiniz!

1840 yılında, ortalıkta en küçük bir çatışma yokken..

Maraş'ta, bir dağın tepesinde kurulmuş bir Türk karakolunu yörede gizlice örgütlenmiş olan beş bin dolayında silahlı Ermeni gücü gece yarısı bastı.

Dört yüz dolayındaki Türk askeri ile subayının kulaklarını, burnunu keserek!..

Sonra yavaş yavaş, işkence ederek öldürdüler!..

Siz, bunu bilmezsiniz! Siz, Ermeni'siniz!

Evet, siz Ermeni, kesinlikle Ermeni'siniz!

Bin sekiz yüz yetmişli yıllardan başlayarak, Kafkas kuzeyi, Kafkasya ile Gürcistan'da silahlandırılan Ermeniler Türk kökenli köylere saldırdılar!

Bu bölgelerde Türk sayısının azalması böylece başladı!

Biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz! Niye? Ermeni olduğunuz için! Evet, siz Ermeni'siniz!

1878 - 1879 yılındaki ünlü "93 harbi"nde bölgeyi çok iyi tanıdıkları için Ruslara kılavuzluk edenler de, cephe gerilerindeki Türk köylerini basanlar da, Ermenilerdi!

Siz, bunları biliyor musunuz?

Sizin, "Ermeni açık oturumları"nda boy gösterip yongalar savuran tarihçileriniz bilir mi? Bilir, bilir! "Bilmemiş" olabilir mi? Niçin, bir tek söz olsun bundan söz etmez?

Etmez! Evet, siz Ermeni'siniz!

1913 - 1915 yılında kıyıma uğrayan Türk köyleri!

Durduk yere öldürülen yüz binlerce Türk?!
Bilmiyorsunuz değil mi? Ermeni'siniz!

1905 yılında Küçük Ergeş Beğ'in savunduğu Andican'ı tutuşturarak yirmi bin Özbek Türk'ünü öldüren kim?

Ruslar değil! Rus ordusuna bu işi yapmak için karşı koyan Ermeni birliği? Bilmiyor musunuz?

Bilmezsiniz! Ermenisiniz!

Baskın Oran.. (Bilir, bilmez)!!!

Hassan Ümmit.. (Bilir, bilmez)!!!

Bakın, siz imdi 20. y.y.ın en büyük kıyımı: Karabağ'ı bilmezsiniz, değil mi?!

Hani, yüz bin kişi yerinden - yurdundan olmuştu!

Bakın, siz imdi 20.y.y.ın en büyük saldırısı, en büyük kanlı kırımı olan Azerbaycan'ın yüzde onunun ele geçirilip bir milyon kişinin sürülmesini, bunların içerisinden binlercesinin öldürüldüğünü de bilmiyorsunuz!?

Çok uzadı! Son bir soru, son bir belirleme:

Türkiye'de 390 bin Ermeni var?
Peki: Ermenistan'da kaç Türk var?

Siz, Ermeni olduğunuz için bilmezsiniz!

Ben söyleyeyim: YOK! Ermenistan'da bir tek Türk yok!

Evet: "HEPİMİZ ERMENİYİZ!" diye bağıranlar..

Siz bilmezsiniz! Siz Ermeni'siniz!

BİZ İSE: TÜRK!



yazının kaynağı sizseniz eğer kullanmak ve dağıtmak için izninizi istiyorum.

Çevrimdışı EFE

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 206
Ynt: ermeni ve kendini ermeni sananlar
« Yanıtla #4 : 26 Ocak 2007 »
Buraya yazdığım yazılar bana ait değil TÜRK olan, TURAN'a sevdalı herkese aittir. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
TANRI TÜRKÜ KORUSUN...........


“TÜRK'ler  Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. TÜRK'ler ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacak nede araplaşacaktır. O sadece özleşecektir.

Çevrimdışı EFE

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 206
Ynt: ermeni ve kendini ermeni sananlar
« Yanıtla #5 : 26 Ocak 2007 »
Hiç kimsenin tam olarak ne olduğunu anlayabildiğini sanmıyorum, şimşek hızıyla yaşandı bütün gelişmeler.

Olayın üzerinden henüz birkaç gün geçmesine rağmen akıllarda kalanlar şunlar;

Beyaz bereli,

Milliyetçi,

Koşarak uzaklaştı,

Hepimiz Ermeniyiz,

Katil devlet,

Katil 301,

Beyaz güvercin,

Tek elden basılmış pankartlar,

Ve kalabalık insan seli.

Başka bir şey hatırlayan var mı?

Hatırlayamazsınız çünkü önümüze konulan bu.

Çok merak ediyorum o kalabalıktan kaç kişi Hrant Dink'in yazdığı yazıları okumuştu, kaç kişi bölücü başı ile aynı internet sayfasında yazdığını biliyordu( kalabalık içindeki profesyonel slogan grubu hariç), kaç kişi 301. madde'nin ne içerdiğini biliyordu?

Yukarıda saydığım hatırlananların, zihinlerde yarattığı travmaya yapılan ilk yardım ise gazete köşelerinden ve bazı televizyon programlarından Kürt milliyetçiliği ve Ermeni ırkçılığının, demokrasi kılığındaki sargı bezleri ile yapılıyordu.

Ermeniyim diyebilmek, demokrat ve hümanist olabilmenin ön şartı haline getirilmişti bir anda ve cinayeti kınamanın olmazsa olmazı olmuştu bir gecede.

Aksi, yani ben Türk'üm demek cinayeti onaylamak, azmettirmek ve hatta bizatihi cinayeti işlemiş olmakla eş anlamlı bir hale gelmişti.

Birileri, Türkleri açıkça ve yasal olarak ötekileştiriyordu, oysa Hrant Dink Ermeni olduğu için öldürülmemişti veya onu eleştirenler Ermeni olduğu için yapmamıştı bunu.

Üstelik onu eleştirenler asla onun veya bir başkasının öldürülmesini istememişlerdi.

Hiçbir aklı başında insan veya hiçbir vatansever bunu istemez. Hrant Dink'i çok sevdikleri için değil, ölümünün ülkelerine vereceği zararı bildikleri için.

Hrant Dink'in Ermeniliğinin bu olayın hiçbir tarafında yeri yoktu, Konu Hrant Dink'in cüretkâr ve hakaret dolu yazıları idi.

Bu anlamda; “Hepimiz Ermeniyiz” sloganları doğal olarak hepimiz aynı hakaretleri yapıyoruz olmalıydı, “Türk kanı zehirlidir” diye pankartlar olmalıydı ama yoktu. Oysa Hrant Dink “ben Ermeniyim” dememişti ki.

Bir ikicilik başlatılmıştı bir anda Türksün ya da Ermenisin ikiciliği. Türk'sen ırkçısın, Ermeniysen hümanist ve demokrat.

Türk dışında her şey ol, haklı olursun ama Türk olma.

Yeni bir sayfa açıldı.

Ne sayfası açıldı?

İkicilerin istediği, ikinci Türkiye sayfası.

Kaç tane Türkiye var ki?

Birkaç tane olacak bu gidişle ama adı Türkiye olarak kalır mı bilemem?

Önce önümüze konulan resimde ki Türkiye'ye bir bakalım;

Bir televizyon programında konuşan Murat Belge vatan için ölünmesi gerektiğinin gençlere aşılanmasının zararlarından bahisle bu konunun incelenmesi gerektiğini ve bu aşılamanın ölüm kavramını kabul edilebilir kıldığını anlatıyor.

Ne anladım?

Şunu; ölüm vatan için bile olsa kötü bir şeydir.

Yani ne yapacağız?

Vatan için bile öldürmeyecek veya ölmeyeceğiz.

Niye?

Ölüm kötü.

Bir köpek bile yuvası için savaşmaz mı, hatta gerekirse ölmez mi?

Olsun boş ver, ölüm kötü, aydınlar öyle dedi.

Sonra.

Köşesinde bu konuyu işleyen Birant şehit cenazelerine gösterilen hassasiyetin buna da gösterilerek Genel Kurmay başkanının, Cumhurbaşkanının ve Başbakanın cenazeye gelmesi gerektiğini yazıyor.

"Sen hiç şehit cenazesine gittin mi Birant Efendi veya bir şehit için bir tek laf ettin mi?" diye soran yok.

Barlas'ın köşe yazısında yayınladığı İlter Türkmen'in istekleri ise şöyle;

Irak'a kesinlikle girmeyin

Ermenistan sınırını açın, sınır kapısına da Hrant Dink adını verin

301. maddeyi derhal değiştirin,

Vakıflar yasası ilk haliyle çıksın,

Heybeliada ruhban okulunu açın,

Hepsi bu kadar.

Sanıldığı kadar fazla istek yok.

Mesela Anıtkabiri yakın demiyor.

Türk bayrağının biçimini değiştirelim de demiyor.

Yok, canım İstiklal marşı için de bir şey dememiş.

Demokrasi istiyor milletim demokrasi, ağzımızdan burnumuzdan gelinceye kadar, tıksırıncaya kadar demokrasi istiyor.

Demokrasi?

Anlatayım;

Bir adam düşünün karısı tarafından aldatılıyor. Aldatıldığından şüphelenen adam karısını izlemeye başlıyor ve evdeki bilgisayarından başka bir bilgisayara paralel hat çekerek karısının başka bir adamın karşısında ve kamera önünde soyunmasını, birbirlerine yazdıkları erotik içerikli mesajları tespit ediyor ve mahkemeye başvuruyor.

Sonra,

sonra karısı da adamı mahkemeye veriyor.

Neden mi?

Özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesi ile.

Demokrasi!

Başka;

Kimse Türk'üm demesin,

Kimse millete hakaret edenleri eleştirmesin, maazallah biri çıkıp öldürür filan.

Kimse yakılan bayraklara, ulu orta açılan terörist resimlerine ses çıkarmasın.

Asker operasyon yapmasın.

Memleket birkaç parçaya bölünüp yeraltı zenginlikleri de belediye başkanı hazretlerinin kullanımlarına sunulsun.

Ayrıca Avrupalı olmak için de ne gerekiyorsa yapalım.

Bu resim ikinci Türkiye çığırtkanlarının laf salatası ile milletin önüne koydukları resim.

Ya diğeri.

Diğeri,

Benim ülkem.

Benim arkadaşlarımın uğrunda can verdiği Türkiye.

Onu da anlatayım;

Türkiye Cumhuriyeti adını taşır.

Sınırları Misak-ı Milli ile belirlenmiştir.

Bayrağı, Kırmızı zemin üzerine beyaz ay yıldızdır.

Milli marşı; İstiklal marşıdır.

Atatürk'ün tam bağımsızlık tarifini düstur edinmiştir.

2215 yıllık bir ordusu vardır.

Türklerin ve kendini Türk hissedenlerin ülkesidir. Bu Türklük bir hissetme ve aidiyet meselesidir.( Bu açıklamayı kendini entelektüel zanneden dangalaklar için yazdım)

Ülkenin gerçek sahipleri tarafından hazırlanan yasalara ve Türk ulusunun kutsallarına el ve dil uzatılmadığı müddetçe farklı uluslardan insanlar barış içinde yaşayabilir ve Türk ulusu da onların kutsallarına aynı saygıyı gösterir.

Hiçbir devletin mandası ve himayesi olmayı kabul etmediği gibi hiçbir hal ve şart altında ne topraklarından ve ne de bağımsızlığından taviz vermez.

Yasalarla yönetilir. Ve yöneticileri de bu yasalara hesap verirler.

Tüm dinler özgürce yaşanabilir.

Ağrı'da bir kardeşi öldüğünde, İzmir'dekinin canı yanar.

Ve asla kendisini aldatan karısını izlediği için kocanın dava edilebileceği kadar Avrupalı veya sözüm ona demokrat değildir, zira aile bu ulusun kutsallarından biridir.

Sanırım benim Türkiyem Aydınların(?) Türkiye'si ile aynı değil.

O halde?

Ben Demokrat değilim.

Ben Hümanist değilim.

Ben Ermeni de değilim zaten.

Ben Hrant'da değilim.

Ben Kemalist'im.

Ben Türk'üm.

Ben Türk Milliyetçisiyim.

Ben Mehmet'im.

Mehmetçiğim.

Bu cinayeti işleyenler kadar bu cinayeti kullanarak şantaj yapanları, bu cinayet üzerinden politika üretenleri, ikicileri, ikinci cumhuriyetçileri, Ermeniyim, Hrant'ım diyen ama Türk'üm, Kadir'im diyemeyenleri onlar gibi konunun dışına taşmadan, başka şeyleri gündeme taşımadan buradan kınayacak kadar, yani onların olamadığı kadar medeni ve demokratım.

"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞIMA ARMAĞAN OLSUN"

Oktay YILDIRIM


“TÜRK'ler  Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. TÜRK'ler ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacak nede araplaşacaktır. O sadece özleşecektir.