Gönderen Konu: CIA şifresi Ankara'da çözüldü  (Okunma sayısı 3202 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gokturkkagan

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 8
CIA şifresi Ankara'da çözüldü
« : 14 Şubat 2007 »
Türkiye günlerdir bir Beyaz Saray danışmanının şifreli özel notlarında yer alan kelimelerin sırrını çözmeye çalışıyor. Şifre gibi notta Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın adı vardı. Bu çözüldü. Ancak ikinci cümledeki bir kelime tüm esrarı üzerinde topluyordu:

 NEIL

Bu kelime üzerine onlarca fikir yürütüldü. Değişik görüşler iddialar ortaya atıldı.

Ancak şifre sonunda çözüldü. İşte sizi Irak savaşının başlarına kadar götürecek film senaryosu gibi bir olay:

Diplomat Joseph Wilson, New York Times gazetesinde ABD'nin Irak'a saldırmak için sunduğu delillerden birinin asılsız olduğunu ispat eden bir yazı kaleme almıştı. Beyaz Saray bu diplomattan intikam almak istedi. Ve bu diplomatın eşi Valerie Plame'in aslında bir CIA ajanı olduğunu basına sızdırdı…

Bu haberle sarsılan ABD kısa sürede kendisini topladı. Ve gizli ajanın kimliğini açıklayarak federal bir suç işleyen kişilerin peşine düştü. Uzun süren soruşturmanın ardından deliller Beyaz Saray'a kadar uzandı. Ancak Başkan Bush ve yardımcısı Dick Cheney'e ulaşacağı sırada Cheney'in özel danışmanı Lewis Libby kendisini feda etti ve suçu üstlendi.

"Adaleti engellemek" suçundan yargılanan Libby'nin tüm evraklarına el koyan savcı, özel notları kamuoyuna açıkladı. Ancak bu notlardaki iki cümle Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. İşte Irak Savaşı'nın mimarlarından biri olan Libby'nin şifreli notları:

- "We need to be sure T< M gets info to Erdogan."
Cümleyi, "Bilginin Erdoğan'a ulaştırılmasına emin olmalıyız" şeklinde çevirmek mümkün.

Libby tarafından kaleme alınan bir başka cümlede ise şöyle deniyor:

- "Neil piece on Turkish Special Forces" deniliyor.
Bu, "Neil'in Türk Özel Güçleri hakkındaki yazısı" anlamına gelebilir. Ancak cümlenin anlamını ortaya çıkaracak "Neil" kelimesinin ne anlama geldiği bir türlü anlaşılamadı. İşte bu bilinmezin kaynağına ulaştık ve sır çözüldü.

NEIL aslında NILE'nin şifrelenmiş hali.

NILE'nin anlamı şuydu:

ABD ordusunun en gizli operasyonlarına imza atan bir vurucu tim. Özel kuvvetler birliği Delta Force ve CIA ajanlarından oluşuyor.  Açılımı ise Kuzey Irak İrtibat Unsurları (Northern Iraq Liason Units)

NILE unsurlarının görevi Kuzey Irak'a sızarak Amerikan işgal kuvvetlerinin harekat planları ve bombalama hedefleriyle ilgili "arazi çalışması" yapmaktı.

Bu timin görevlerini şöyle sıralayabiliriz:

- Hava indirme sırasında ABD güçlerine yerden gelebilecek saldırıları yapacak silah yuvalarını tespit ve imha etmek.

- Irak ordusu ile önceden temas kurarak, ordunun çözülmesi için firarları teşvik etmek, general ve üst düzey subayların "para ve vaat karşılığı" ABD tarafına geçmesini sağlamak, ikna olmayanlara ise suikast düzenlemek.

- Gelecek birliklere "temiz alanlar" açmak.

- Bölgedeki Peşmerge unsurlarını organize etmek.
 
Özetlersek bu timin hedef tahtasında aynı Hollywood filmlerindeki gibi operasyonlar vardı.

Bu bilgiden yola çıkarak Libby'nin şifreli notunu bir kez daha ele alırsak şu sonuca varıyoruz:

- NILE'nin (vurucu tim) Türk Özel Güçleri Hakkındaki yazısı (muhtemelen raporu)

NILE'nin acaba bir başka görevi de mi vardı. Kuzey Irak’a nasıl sızdılar?

İşte şimdi bu soruların cevabını veriyoruz. Ulaştığımız kaynaklar, olayın Şubat 2003 tarihine uzandığını gösterdi.

DÜĞMEYE BASTILAR

Irak'ı işgal için düğmeye basan ABD ordusu, Kuzey Irak'a hava indirmesi yapmaya karar verdi. Bunun için görevlendirilen 101'inci Hava İndirme Tugayı'nın konuşlanacağı yerler belirlendi. Ancak bu noktaların güvenliği için özel bir operasyon yapılması gerekiyordu.

Beyaz Saray bu operasyon için Türkiye'nin kapısını çaldı.

Cevap olumluydu ancak Ankara’nın bir şartı vardı:

 "Bölgede yapılacak operasyonlarda ABD özel güçlerine Türk özel kuvvetleri eskortluk yapacak."

NILE işini yaparken Türk özel kuvvetleri PKK'ya baskın yapacaktı. Yani ABD NILE timi Irak askerlerini Türk özel kuvvetleri ise PKK militanlarını avlayacaktı. İşin aslı buydu.

 
 NILE timlerinin
K. Irak'a geçişini böyle görüntülemişti.
 
ABD, Türkiye'nin bu teklifini Beyaz Saray'a bildirdi. Çok kısa sürede "Tamam" yanıtı geldi. ABD'lilerle birlikte Türk özel güçleri, Kuzey Irak'a giriş yaptı. 13 Şubat 2003'te  bölgeye giriş yapan tim görüntülenmişti. Ancak sivil ciplerden oluşan bu konvoydakilerin kim olduğu ve nereye ne için gittikleri öğrenilememişti.

NILE timi, yanlarındaki Türk özel kuvvetleri ile birlikte Habur'dan Kuzey Irak'a giriş yaptı. Bir süre ilerledikten sonra 16 kişilik timlere ayrıldılar. Ve bir bölümü Talabani'nin diğer bölümü ise Barzani'nin yanına gitmek üzere ikiye ayrıldı.

Ancak bu noktada anlaşma bozuldu. Talabani ve Barzani Türk askerlerine destek vermeyi reddetti. Bu durumda NILE güçleri Kürtlerle anlaştı. Böylece Türk özel kuvvetleri bölgede yalnız kaldı.

İşte bu iki müttefik arasındaki “özel kriz” daha sonra “çuval olayı”na kadar gidecek bir soruna dönüştü.

İLK KEZ ERGİN YAZMIŞTI

Nile timlerini ilk kez basına dönemin Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin yansıttı. Ergin yazısında NILE timlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne verdiği sıkıntıya değindi.  Ergin 18 Eylül 2003'te kaleme aldığı yazıda bu tim ile Türk askerlerinin birbirilerine silah çekecek raddeye geldiklerini vurgulamıştı.

İşte Ergin'in kaleminden NILE timleri:

"NILE timlerinin Irak'taki faaliyetleri ilk günden itibaren büyük bir sancıya yol açtı. Bu ekiplerin bölgedeki Türk özel harekat timleriyle birlikte çalışmaları öngörülmüştü. Ancak CIA ekipleri kendi başlarına hareket ediyorlar, sıkça Kuzey Iraklı Kürtlerle görüşüyorlardı. Bu durum da Ankara'da rahatsızlık yaratıyordu.

NILE timleriyle Türk özel harekatçılarının uyum sağlamalarında da ciddi sıkıntılar yaşanıyordu.

Tartışmalar, sürtüşmeler birbirini izliyor, iki tarafın askerleri ve istihbaratçıları arasında sahadaki işbirliğinde yaşanan sorunlar ciddi bir güvensizliğe yol açıyordu.

Kuzey Irak'ta neredeyse tarafların birbirlerine silah çekecekleri bir psikolojik gerilim yaşanıyordu."

İşte Beyaz Saray danışmanının bilgi notunda ortaya çıkan “NEIL Sırrı”nın ardında böylesine müthiş bir olay yatıyor.

Yani o nottaki “Neil ve Türk özel güçleri” ifadesi işte o dönem Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a geçen “CIA özel kuvvetleri ile Türk özel kuvvetleri arasındaki kriz”i özetliyordu.

Yani ABD özel CIA kuvvetleri Kuzey Irak’ta “çuval olayı”ndan önce Türk özel kuvvetlerine Kürt Peşmergelerle birlikte “kazık” atmıştı…

Bu milleti kimse hakaret ederek imtihan etmeye kalkmasın, daha fazla sabrını zorlamasın, germesin. Hakaret eden hakaret bulur ve bu hakarete de katlanmalıdır. Bu millete hakaret etmeye hevesli olanlara hatırlatırız ki; ”Bugüne kadar Türk’e hakaret eden tüm diller yerinden koparılmıştır, bundan sonra da kopartacak bir irade bu milletin cevherinde saklıdır”. YASAYLA DEĞİL;KANIYLA TÜRK