Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde kadın savaşçılar ve keskin nişancılar hakkında pek çok belge mevcuttur.
İşte bunlardan bir kaçı :
Bir askerin ailesine yazdığı mektup da ;
“Bir keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenlediklerini, bu nişancıyı ele geçirdiklerinde şaşırıp, kadın olduğunu gördüğünü”
ifade ettmektedir.
BiR BEDENDE 52 KURSUN
“Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu . Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çoksayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı. Ölü ele geçirdiğimizde, yanında başka bir Türk’ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı. ” Avustralya Piyade Er J.C. Davies
CEHENNEMİ YAŞATTILAR
15 Ağustos 1 915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermileri yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada çarpışanların çoğu kadın ve kız. Kendilerini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağlamış.“
Keskin nişancı (sniper) ismi verilen kişilerin çalışma yöntemi şöyleydi:
Nişancı, genellikle çeşitli kamuflajlar altında askerin yoğun olduğu siperlerden uzaklaşır ve karşı tarafın dikkati düşmanı üzerindeyken, onların siperlerini görecek sakin bir köşede sessizce beklerdi... Ne zaman açıkta bir er veya bir subay görürse, ateş eder ve onu tek mermiyle öldürmeye çalışırdı. Bu atışı yaptıktan sonra da muhakkak yer değiştirmesi gerekiyordu, çünkü, 2. bir atışta yeri anlaşılabilirdi. Atışlar 50-150 m. bir mesafeden yapılabiliyordu. Daha kısa mesafe el bombası yemeye, daha uzağı da ıskalamaya neden oluyordu.
Bu yöntem nedeniyle, özellikle Suvla çıkartmasında, çok kayıp verilmesi üzerine, rütbeli subaylar bir sniper'a hedef olmamak için metal işaretlerin olduğu apoletlerini sökmüşler, bunun yerine omuz ve kollarına kalemle işaret çizmişlerdi... Baklava işareti subayları, çizgiler ise çavuşları betimliyordu...
Yüreği Türklük ve vatan sevdasıyla tutuşmuş Türk analarını ;saygı ve minnetle ,selâmlarım....
Aziz şehitlerimizin mekanları uçmak olsun....
TTK.