YA TÜRKMENLERE YAPILAN SOYKIRIM...
BU SOYKIRIMI KİM TANIYACAK, ONAYLAYACAK...
Yurdundan koparılan Türkmenler
Selda Öztürk KAY
Dünyada hiçbir millet bu kadar çile çekmedi...
GİRİŞ
TÜrkmenlere yönelik ilk katliam 4 Mayıs 1924 tarihinde yaşandı. Kurban Bayramı’nın ilk günü için hazırlıklar yapan Türkmenler, Kerkük büyük pazar yerini hınca hınç doldurmuştu. Şenlik havasında geçen alışveriş, bir İngiliz askerinin Türkmenlere ait bir dükkandan aldığı malın parasını ödemeyi reddetmesini müteakip bir silah sesi ile kabusa dönüştü. Kerkük Kalesi’den açılan
ateşle dükkan sahibi öldürülmüştü. O dakikadan itibaren yüzlerce asker, Pazar Yeri’ne girerek çoğunluğu alışveriş yapan Türkmen kadın ve çocuklardan oluşan kalabalığa gelişi güzel ateş açmaya başladı... Büyük Pazar yeri ateşe verildi. Sonuç: Yüzlerce şehit, 2 binin üzerinde sürgün...Bütün bu vahşilikleri yapanlar ise Orta Doğu’da Hıristiyan doktrinini yaymakla mükellef misyoner İngiliz askerlerinden başkası değildi. İngilizler, tarafından o gün başlayan “Türkmenleri yok etme” politikasını bugün
Amerika sürdürüyor.
Ingilizin başlattığı katliamı Amerika devam ettiriyor
Yurtlarından sökülmek istenen Türkmenlerin bölgedeki bin 400 yıllık varlığı tüm dünya kamuoyu tarafından adeta yok sayılıyor
Türkmenlerin Irak’taki binlerce yıllık varlığı tehdit altında. Saddam Hüseyin’in 35 yıl baskı ve zulüm altında tuttuğu ve Araplaştırma politikalarına maruz bıraktığı Iraklı Türkmenler, bugün hem işgalci Amerikan güçleri hem de işbirlikçi peşmergelerin zulmü altında yaşam ve kimlik mücadelesi veriyor. Tarihi bir kez daha yazılan Irak Türkmeneli Bölgesi’ndeki binlece yılık Türk kimliği yok ediliyor. Okyanus ötesinde hazırlanan ve 24 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi öngören Büyük Orta Doğu Projesi bölgede adım adım uygulanıyor. Bu kapsamda “Kürt devleti’nin temellerini attan işgalci güç Amerika, Türkmen kentlerini de bir bir aşiret reisleri Celal Talabani ve Mesut Barzani köntrolündeki peşmergeye teslim ediyor.
Stratejik noktalar
Amerika ve işbirlikçilerinin tehdidi altında olan Türkmenlerin bölgedeki bin 400 yıllık varlığı, tüm dünya kamuoyu tarafından adeta yok sayılıyor. Emperyalist güç ABD’nin çizdiği senaryoya göre, Kerkük’ün Kürtleştirilmesi için önce işgal başladı, ardından Irak’taki tüm siyasi ve askeri açıdan stratejik noktalara peşmerge ve onların temsilcileri yerleştirildi. Daha sonra ki adım ise Kerkük’ün Kürt bölgesine ilhakı için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması idi... Bu amaçla üzerinde uzlaşma bile sağlanmadan ABD’nin de desteğiyle bir Anayasa hazırlandı ve alelacele yürürlüğe sokuldu. Peşmerge, Kerkük’ü ele geçirmek için önce kente başka bölgelerinden getirilen Kürtleri yerleştirdi ardından da Anayasa için referandumu öngören ünlü 140’ncı madde hazırlandı. 15 Ekim 2005’te yapılan anayasa referandumunda, Irak’ın kuzeyindeki Kürt nüfusunun yüzde 99’u, Sünni eyaletlerde ise seçmenlerin sadece yüzde 24’ü “evet” dedi. ABD ve peşmergenin Türkmen kenti Kerkük konusundaki tek dayanağı 140. madde ve yüzde 99’u ’evet’çıkan Anayasa referandumu. Türkmenlerin meşru görmediği 140’ncı maddeye göre, “Normalleştirme, nüfus sayımı ve sakinlerinin iradesini tespit için Kerkük’te ve diğer tartışmalı bölgelerde en geç 31 Aralık 2007 tarihinde referandum düzenlenmesi tamamlanmalıdır.” Türkiye ve Türkmenlerin şiddetle karşı çıktığı referandumun geçtiğimiz gün 2008’in Mayıs ayının sonuna ertelenmesi kararı alındığı ifade edildi.
Cesaret Washington’dan
Bu karar bazı çevrelerde, Türkiye’nin “diplomatik başarısı” gibi gösterilmeye çalışıldı. Ancak Iraklı Türkmenler ve Türkiye’de Türkmen davasını savunan kesimler farklı düşünüyor. Onlara göre, referandumun ertelenmesi değil, tamamen “iptal” edilmesi ve Anayasa’nın referandumu öngören maddesinin yasadan çıkarılması gerekiyor. Kendisini ’Kürdistan Bölge Başkanı’ ilan eden aşiret reisi Mesut Barzani ise, sırtını dayadığı Washington’dan cesaret alarak sık sık yaptığı açıklamalarda, Irak Anyasası’nın 140. maddesinin öngördüğü Kerkük referandumunu yapmak istediklerini savunuyor.
Batı’nın gözü hep bölgede oldu
Dünyanın en değerli yer altı kaynaklarına sahip olan Türkmen yurdu hep emperyalist Batı’nın iştahını kabarttı. Çeşitli oyunlarla Türkmen kentlerine defalarca girmek isteyen işgalci Batı’nın önünü 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi açtı. Bölgeyi işgal eden İngilizler çeşitli oyunlarla Türkmen bölgelerini Türkiye’den kopararak egemenliği altındaki Irak’a bağladı.
Atatürk’ün hedefi
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurulduktan sonra Büyük Önder Atatürk, Musul ve Kerkük’ü en önemli dış politika hedefi haline getirerek, iki kenti Anadolu’ya
katmak için mücadele verdi. Ancak İngilizlerin çıkardığı Şeyh Said isyanı gibi iç karışıklıklar Atatürk’ün Musul ve Kerkük’ü Anavatan’a bağlama hedefini engelledi. Hukukçu ve Araştırmacı Habib Hürmüzlü, “Batı dünyasının asıl hedefinin petrol denizi üstünde yükselen Türkmen kentlerinin kontrolünü ele geçirmek” dedi. Kerkük petrollerinin sahibinin Türkler olduğunu vurgulayan Hürmüzlü, ABD ve İsrail’in zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmak için her türlü oyunu oynadığına dikkat çekti. Hürmüzlü, Türkmenlerin tarihinin acı ve kanla yazıldığını dile getirdi.
Binlerce yıldır Türk toprağı
Irak’taki Türkmenler, Orta Asya’dan göç eden Oğuzlardır. Irak’a en önemli Türkmen göçü Selçuklu Devleti’nin bölgeye nüfuz ettiği dönemde gerçekleşti. Dünyada ilk medeni eserlerin hasıl olduğu bu bölge Türk hakimiyetine girmeden önce sırasıyla Sümer, Akat, Asur, Babil, Pers, Büyük İskender, Partlar, Romalılar ve Samanilerin idaresine girdi. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında bölgede Şiiliğin yayılma politikasını önlemek ve bölgede Türk otoritesini güçlendirmek için Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yaşayan Türkler de özellikle Irak’ın kuzeyine gönderildi. Bu arada İran ve Azerbaycan’dan bölgeye gelenler de oldukça fazla. 1200 yıla yakın bir süre bölgede var olan Türkmenler, bin yıldır yoğun bir nüfusla Irak’ta yaşamaktadır.
1918’le gelen felaket
Türkmenler 4 milyon nüfusu ile kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanan Musul, Kerkük, Erbil, Diyala ve Süleymaniye’de yoğunlukta. Bu arada bazı araştırmacılar, bölgedeki Türk yerleşimini milattan önceki dönemlere kadar götürmektedir. Yıllarca topraklarında huzur içinde yaşayan Türkmenler’in rahatı 1918’e kadar sürdü. Mondros Mütarekesi’nin ardından 2 Kasım 1918’de İngilizlerin bölgeyi işgali ile başlayan azap dolu yıllar hâlâ sürüyor.
Türkmen evine roketle saldırıdlar
Irak’ta Türkmenler’e yönelik saldırılar aralıksız sürüyor. Dün Türkmen kenti Telafer’de, Türkmen evine katyuşa roketi atıldı. Saldırıda aynı aileden 2’si kadın 5 Türkmen hayatını kaybetti. Komşu evdeki 4 Türkmen’in de yaralandığı bildirildi. Olayın ardından sokaklara çıkan Türkmenler, saldırının arkasında ABD’nin olduğunu söylediler. Türkmenler, Kerkük’te yapılması öngörülen referandum öncesi saldırıların giderek yoğunlaştığını belirterek, Türkiye’den destek istediler.
Binlerce Türk öldürüldü
İngilizler tarafından başlatılan ‘Irak’ta Türk kimliğini yok etme’ politikası bugün Amerikalılar tarafından yürütülüyor.
Bu kapsamda hemen her gün bombalanan Türkmen kentlerinde şimdiye kadar binlerce Türk katledildi...