Tarihin derinliklerinde kaybolmuş Wilson prensiplerini okudum bu hafta tekrardan.
Yanlış bilinen pek çok gerçeğe mi üzüleyim, yakın tarihini unutan (ya da unutturulan) Türk gençliğine mi üzüleyim şaşırdım.
Rüzgar ne yönden eserse yelkenler o yöne çevrilmez. Hedefleri olmalıdır milletlerin.
Ancak biz hedeflerimizi de şaşırdık. Bu yüzden bir o yana, bir bu yana gidiyoruz, ama sadece etrafımızda dönüp duruyoruz.
Otağda maşaları bırakıp, maşayı tutan elleri hedef alan Türkçülerin çokluğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Sizlere bir de İstiklal Savaşımız yıllarından bir tarihi olayı hatırlatmak istiyorum.
Yukarıdaki resim Eylül 1919 tarihinde Erzurum'da çekilmiştir. Üzerinde Osmanlıca “
Vilson Prensipleri Madde 12.” yazmaktadır.
Aşağıdaki resim ise yine Eylül 1919 tarihinde Erzincan Hükümet Konağı girişinde çekilmiştir.
Üzerinde şöyle yazıyor: “Vive l’Art. 12 des Principes de Wilson.” Türkçeye çevirisi: “Yaşasın Wilson Prensipleri’nin 12. Maddesi.”
“Yaşasın” denilen bu Wilson Prensipleri de ne acaba? Bu bez afiş Fransızca yazılmış. O halde Türkler için değil. O zaman kimin için bu afiş ve nedir Wilson Prensibi 12 ? Neden yaşasın çığlıkları attırıyor Türklere?
Bugün ismi unutulmuş olan ABD Başkanı Woodrow Wilson daha çok 8 Ocak 1918’de Birinci Dünya Savaşı’nın daha fazla kan dökülmeden sona erdirilmesi için bir barış planı olarak ilan ettiği “14 Nokta”sıyla tanınır.
Türkiye’de “Wilson Prensipleri” adıyla tanınan, hatta adına bir dernek bile kurulan bu maddelerin 12’incisi, Osmanlı Devleti topraklarında Türk çoğunluğun yaşadığı bölgenin Türklere bırakılmasını istemekteydi. Bu da her türlü hukukumuzun ayaklar altına alındığı bir zaman diliminde Milli Mücadele kadrosuna ilaç gibi gelmiş ve dört elle sarılmışlardı ona. Nitekim bizzat Atatürk’ün söylediklerine bakılırsa Misak-ı Milli’mizin hukukî temelini de Wilson Prensipleri’nin 12. maddesi oluşturmuştur. Hatırlayalım mı 1926 yılının Mart ve Nisan aylarında Hakimiyet-i Milliye ve Milliyet gazetelerine ortak olarak verdiği hatıralarındaki sözlerini:
“İtiraf ederim ki, ben de milli sınırı biraz Wilson prensiplerinin insani maksatlarına göre ifadeye çalıştım. Hemen açıklayayım: O insani prensiplere dayandığındandır ki, Türk süngülerinin müdafaa ve tespit ettiği sınırları müdafaa etmişimdir." (Atatürk’ün Bütün Eserleri, cilt 3, İstanbul 2003, Kaynak Yayınları, s. 55.)
İşte yukarıda gördüğümüz iki fotoğrafın arka planında bu prensipler vardır ve afişler Amerikalı General Harbord görsün ve bizim tarafımıza meyletsin diye hazırlanmış ve asılmıştır.
Ancak Başkan Wilson’un bir başka planı daha vardı. Kısa bir süre sonra, 21 Ocak 1918’de Paris Barış Konferansı’na giderken yanında bir program ve yanda gördüğünüz Türkiye’nin parçalanmasını öngören haritayı da götürmüştü. Giresun’dan başlayıp Sivas, Maraş, Adana, Mersin, Van, Kars ve Ağrı’yı da içine alan “büyük Ermenistan” haritasıydı bu.
Tabii tahmin edilebileceği gibi biz prensipleri görmüş ama haritayı görmezden gelmiştik. Gerçi bugün ikisini de görmezden geliyoruz ya, neyse…
Bu olaydan kısa bir süre sonra Başbuğumuz hazırlanan tuzağı görmüş ve bu prensibin tuzak olduğunu beyan etmeye başlamıştır. Bunu göremeyenler veya görmek istemeyenler ise Wilson Prensipleri Derneğini kurarak tarihe (!) geçmişlerdir.
88 Yıl sonra bugün halen birilerinin ABD planlarının bizim lehimize olabileceğini düşünmeleri ve buna inanmaları, ya da en azından bizim inanmamızı beklemeleri ne kadar hüzün verici. Tarihten ders çıkarmayanlar, tarih çöplüklerinde kaybolup gitmişlerdir. Bütün bu üzücü ve tarihten ders çıkaramamış yöneticilere ve aymazlıklara rağmen yine de diyorum ki;
İYİKİ SİZ VARSINIZ BOZKURTLAR!
BOZKURT BAŞBUĞUMUZUN YİĞİT BOZKURTLARI
Esen Kalın
Afşar Beyi