Gönderen Konu: TÜRK MİLLETİNE İHANET EDENLER VE İHANETİN ÖDETİLMESİ.. TOPLANTIDA TARTIŞALIM....  (Okunma sayısı 4353 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kayra Beg

  • Ziyaretçi

TÜRKLÜĞE İHANETİN BAŞLADIĞI TARİH.. 11 KASIM 1938....

10 Kasım 1938. Bozkurt Bakışlı, BOZKURT Ruhlu Başbuğumuz Tanrı Dağına gitti bizleri öksüz, gözü yaşlı bırakarak.

Arkasında 1000 yıldır eğik duran bir milletin yeniden gururla dikilmiş başlarını, ne yapmalarını gösteren miraslarını bırakarak Bozkurt bakışlı gözler kapandı sessizce.

Daha aziz naşı yerinde yatarken sinsi eller harekete geçti. Dolmabahçe Sarayındaki heykeli kaldırıldı kaşla göz arasında. Sonra yıllardır bekledikleri anın geldiğine karar verildi ve ihanet zinciri harekete geçti. Başbuğumuz Etnoğrafyada milletinin gözyaşıyla yıkanan sevgi selinin ortasında yatarken önce heykelleri, sonra yaptıkları kaldırılmaya başlandı ortalıktan. Resimleri silindi paraların üzerinden. Çıkarılmasına önayak olduğu kanunlar değiştirilmeye başlandı sinsice. Halkın gönlünden unutturularak çıkarılmak için Avrupa denen sinsilerin aralarında hazırlanan planlar teker teker devreye sokuldu.

Ama millet aziz Ata'sına daha sıkı sarıldı ve öfke sesleri "sağır" kulakları bile doldurdu. Yapılan her unutturma çabasının milletinin daha da fazla Ata'ya sarılmasına neden olduğunu görenler en azından görünürdeki hareketlerini sona erdirdiler. Ama sinsi çabalar alttan alta devam etti. Hala da ediyor. Ama "damarlarımızda akan asil kan" eninde sonunda ortaya çıkıyor. Eninde sonunda yeniden isyan ediyor ve yeniden Başbuğunun ardından yollara düşüyor.

BOZKURTLAR;

Biliyorsunuz ocak ayı içinde "Başbuğun izinden yeniden ERZURUM KONGRESİ" isimli ve amaçlı toplantımızı gerçekleştireceğiz. Bir önceki "Başbuğun izinden yeniden AMASYA" toplantımızda aramızda yaşayan vatansız bayraksızların istilasına karşı önerilerimizi tartışmıştık. Şimdi çok önemli bir gündemi tartışacağız. TÜRKLERE KARŞI İHANETLER, İHANETLERİ GERÇEKLEŞTİRENLER VE BU İHANETLERİN ÜZERİMİZDEKİ ETKİLERİ İLE BU ETKİLERDEN KURTULMA YOLLARI nı tartışacağız.

İşte size ihanetin belgesi!
İşte Türk Milletine ihanetin dayanamayıp itiraf edildiği an!
İşte 3 mayısın kimler tarafından düzenlendiğinin belgesi!



İşte size konuşmanın tam metni;

19 Mayıs Nutku


"Türk milliyetçisiyiz, fakat memleketimizde ırkçılık prensibinin düşmanıyız. Memleketimizde politika garezleri için uydurulan ırkçılık önderlerinin çok acıklı faciaları hatıralarımızda canlıdır. l9l2 senelerinde Rumeli'de tutunmak için tırnaklarıyla kayalara yapışarak son gayretlerini sarf eden Türk erlerine Arnavut Priştineli Hasan ve Derviş Hima ile beraber arkadan hücum tertipleyenlerin Türk ırkçı politikacısı olduğu, Büyük Millet Meclisinde ispat olunmuştur. "Politika icabı" diye tefsir etmekten en ufak bir güçlük çekmeyen bu adamlar, sözlerine inanıp daha büyük bir felakete uğradığımız zaman gene "Politika İcabıdır" diyerek yeni bir fesat prensibi yaratmakta geri kalmayacaklardır.
Köy Enstitülerinde, her çeşit okullarımızda, müesseselerimizde, ordumuzda müşterek vatanın ülkülerini Türk çocuklarına, eşit adalet ve şefkat hisleriyle vermeye çalışıyoruz. Onları büyük cumhuriyet potasında kaynatıp meydana Türk vatanseveri çıkarmaya uğraşıyoruz. Vatandaşlarım emin olabilirler ki muvaffakiyetlerimiz esaslıdır ve gelecek zamanda daha göz alıcı olacaktır.
Türk milliyetçiliği içinde vatan çocuklarının temiz ülkülü ve vatan fikirli olarak birbirine dayanan sağlam bir millet olması, erişilmez ve yanlış bir hayal değildir. Bunun doğru bir fikir ve erişilir bir hedef olduğunu,elle tutulur ve gözle görülür neticeleriyle tamamıyla alıyoruz. Şimdi insaf ediniz. Türk vatandaşı yetiştirmek için bütün iyi şartlan özünde toplamış olan bu feyizli yolu bırakır da ,ırkçıların milleti bin bir parçaya ayıracak fesatlı ve nifaklı zehirlerine cemiyeti kaptırır mıyız?
Turancılık fikri, yine son zamanların zararlı ve hastalıklı gösterisidir. Bu bakımdan cumhuriyeti iyi anlamak lazımdır. Milli kurtuluş sona erdiği gün,yalnız Sovyetlerle dostluk ve bütün komşularımız eski düşmanlıklarının bütün hatıralarını canlı olarak zihinlerinde tutuyorlardı. Herkesin kafasında, biraz derman bulursak sergüzeşti, saldırıcı bir siyasete kendimizi kaptıracağımız fikri yaşıyordu.
Cumhuriyet kuvvetli bir medeniyet yaşayışının şartlarından bir esaslısını, milletler ailesi içinde bir emniyet havasının mevcut olmasında görmüştür. İmparatorluktan son zamanlarda ayrılmış olan komşularıyla da iyi ve samimi komşuluk şartlarının temin edilmiş olmasını, milletin saadeti için lüzumlu saymıştır.
Görülüyor ki, milli politikamız memleket dışında sergüzeşt aramak zihniyetinden tamamen uzaktır. Asıl mühim olan da bunun bir zaruret politikası değil, bir anlayış ve bir inanış politikası olmasıdır. Ancak bu inanışa vardıktan sonradır ki, etrafımızda bulunan milletleri daha yakından tanımak imkanlarını bulduk. Nereden zarar gelir ve nereden zarar gelmez, bunu ayırt etmek için zihinlerimizde ayarlı ölçüler hasıl oldu. İçerde milletin hayrı ve saadeti için çalışma ve dışarıya karşı milletin emniyet ve müdafaası için lazım olan tedbirler,salim ölçülerle gözümüzün önünde belirdi. Ve nihayet asırlar ve asırlar süren köklü düşmanlıklar yerine, yirmi sene gibi kısa bir müddette hürmet ve itimat duygularının uyanmasına imkan verdi.
Turancılar, Türk milletini bütün komşularıyla onulmaz bir surette derhal düşman yapmak için birebir tılsımı bulmuşlardır. Bu kadar şuursuz ve vicdansız fesatçıların tezvirlerine Türk milletinin mukadderatını kaptırmamak için elbette Cumhuriyetin, bütün tedbirlerini kullanacağız. Fesatçılar, genç çocukları ve saf vatandaşları aldatan fikirlerini millet karşısında açıktan açığa münakaşa edemeyeceğimizi sanmışlardır. Aldanmışlardır ve daha çok aldanacaklardır.
Şimdi vatandaşlarımdan iki suale zihinlerinde cevap bulmalarını isteyeceğim : Irkçılar ve Turancılar gizli tertipler ve teşkillere başvurmuşlardır. Niçin ? Kandaşları arasında gizli fesat tertipleriyle fikirleri memlekette yürür mü ? Hele doğudan, batıdan ülkeler gizli Turan cemiyetiyle zapt olunur mu ? Bunlar o şeylerdir ki, ancak devletin kanunları ve esas teşkilatı ayak altına alındıktan sonra başlanabilir. Şu halde yaldızlı fikirler perdesi altında doğrudan doğruya Cumhuriyet'in, Büyük Millet Meclisinin mevcudiyeti aleyhinde teşebbüsler karşısındayız. Tertipçiler, on yaşında çocuklarımızdan bize kadar derece derece, perde perde hepimizi aldatmak iddiasındadırlar.
Vatandaşlarıma ikinci sualimi soruyorum : Dünya olaylarının bugünkü durumunda Türkiye'nin ırkçı ve Turancı olması lazım geldiğini iddia edenler, hangi millete faydalı, kimlerin maksadına yararlıdırlar ? Türk milletine yalnız bela ve felaket getirecek olan bu fikirleri yürütmek isteyenlerin Türk milletine hiçbir hizmetleri olamayacağı muhakkaktır. Bu hareketlerden yalnız yabancılar faydalanabilirler. Fesatçılar, yabancılara bilerek mi hizmet ediyorlar? Yabancılar, fesatçıları idare edecek kadar yakından münasebette midirler? Bunları hüküm olarak kestirmek bugün mümkün değildir. Ama yabancıya hizmet kasti ve yabancının ilişiği hiçbir zaman meydana çıkmasa dahi hareketlerin, Türk milletine, Türk vatanına zararlı olması ve bunlardan yalnız yabancıların faydalanmış olması söz götürmez bir hakikattir.Vatandaşlarım! Emin olabilirsiniz ki vatanımızı bu yeni fesatlara karşı da kudretle müdafaa edeceğiz....



Her cümlesi ihanetin delili olan bu konuşma 3 Mayıs olaylarının sonraki yılında yani 19 Mayıs 1945 te yapıldı. Atsıza karşı yaptıklarını bir yıl sonra böyle itiraf etti "pilli şef"

İŞTE BU DA BİZİM CEVABIMIZ!!!!!!!

Seninle başlayan ihanet senden sonra gelen bayrağını taşıyanlarca adım adım ileriye götürüldü. Ama ne kadar uğraşsanızda yüreğimizdeki SOYCULUĞUMUZU, damarlarımızda akan ASİL KANIMIZIN gereklerini yerine getirmesini engelleyemiyorsunuz. Engelleyemeyeceksiniz.
Biz BOZKURTLAR  uzun süre sessiz duramayız. Kür Şadlar gelir kırk yiğitle tarih yazarlar. İlterişler gelir, budunu toplarlar aynı bayrağın altında.

Turan bizim ebedi mücadelemizdir. Değiştiremezsiniz.

Bu bakışı unutmadığınızı biliyoruz. Hepimiz böyle bakıyoruz. TİTREYİN BU GÖZLERİN KARŞISINDA. Biz geliyoruz.....




Gelin ve tartışın bu milletin kaderini BOZKURTLAR. Başbuğunuzun ardından ERZURUM'a bekliyoruz hepinizi. Bu bakışı paylaşmanızı bekliyoruz hepinizin. Bu bakışların sizin de üzerinizde olduğunu unutmadan ve O'na layık olarak.

O zamana kadar da başlığın altında düzeyli tartışmalarınızı bekliyoruz.

Çevrimdışı Irkci10ur

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 118
  • Yabanellerden esenlikler
Gelecek buluşmanız ne zaman, gelebilmemiz için neler yapmalıyız.
Tanri Türk'ü Korusun

Çevrimdışı Atçeken Beği

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 227
Gelecek buluşmanız ne zaman, gelebilmemiz için neler yapmalıyız.
Sayın Irkci10ur,

Gelebilmeniz için,kişisel bilgilerinizi Otağ yöneticimiz Afşar Beyi'ne özel ileti ile göndermeniz gerekmektedir.Yer ve zaman size bildirilecektir.Özel ileti yetkiniz yoksa belirtiniz.

Esen olsun.
Oturup düşündüğümde yetim olmadığımı gördüm! Oğuz Han gibi atası, Dede Korkut gibi muallimi, Köroğlu gibi ağabeyi, Mahtumkulu gibi akıl hocası olan birisi hiç yetim olur mu?
Saparmurat Türkmenbaşı