Gönderen Konu: BUNUN ADI SEREFSIZLIK  (Okunma sayısı 12579 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Yalniz Kurt

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 87
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #10 : 03 Mart 2008 »
Hiristiyanlar Isayi Carmiha gerdiler diye Yahudilere düsmandirlar.Araplar,Filistinden dolayi düsmandirlar.Biz Türklerin Yahudilerle alip veremedigimiz bir seyimiz yok esasen.Durduk yerde,gerekcesiz Yahudi Düsmani olmayalim.ABD de bizi en cok yine onlar savundular simdiye kadar,Türklere bir Sakatlik etmediler.Egri oturup dogru konusalim.

ilteris12

  • Ziyaretçi
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #11 : 03 Mart 2008 »
Hiristiyanlar Isayi Carmiha gerdiler diye Yahudilere düsmandirlar.Araplar,Filistinden dolayi düsmandirlar.Biz Türklerin Yahudilerle alip veremedigimiz bir seyimiz yok esasen.Durduk yerde,gerekcesiz Yahudi Düsmani olmayalim.ABD de bizi en cok yine onlar savundular simdiye kadar,Türklere bir Sakatlik etmediler.Egri oturup dogru konusalim.

Size tavsiyem;
1-Yahudiliğin ne olduğunu ve nasıl bir inanç sistemine sahip oduğunu araştırınız.
2-Osmanlıya sığınan Yahudilerin, Filistine dönebilmek için çevirdikleri fıraldakların neler olduğunu ve nasıl ihanet ettiklerini araştırınız
3-Tarihi süreçlerde yedikleri haltlar bir yana günümüz yahudilerinin hangi kuruluşların altında ne gibi faliyetler yürüttüğünü araştırınız


Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #12 : 03 Mart 2008 »
 NILI: Yahudi ihanetinin dogurdugu istihbarat örgütü
 
İhanet bu toprakların yabancı olmadığı bir terim. Bu milletin ekmeğini yiyip, sırtından geçinenlerin,
gün gelip aynı sırtı bıçakladığı, bu coğrafya tarihinin ezberinde olan bir durum.
Anadolu'nun kapılarını "Allah Allah" sesleriyle açan bu büyük millet, kendisine ihanet edenleri asla unutmayacak,
ve zamanı geldiğinde maskelerini yırtıp, saraylarını yıkıp "CEHENNEM VADİSİ"ne mesai yaptıracak güçtedir!
Günümüzde belki onları tanıyamıyoruz, hatta bir siyasetçimizin deyişiyle "Önlerinde düğme ilikliyoruz!"
hatta saraylarını biz inşaa ediyoruz-ettiriyoruz!... Bugün belki NILI yok ama ihanet eden çok! Hemde sağ gösterip, sol vurarak.
Çok dayak yedi bu millet kucak açtıklarından. Ama gün gelir, elbet bizimde düşer kafamıza bir "posta güvercini!"
... Ve biz uyanırız bu uzun uykudan!


NİLİ: Yahudi İhanetinin Doğurduğu İstihbarat Örgütü
 
Yahudiler dünyanın dört bir yanında eziyet gördüklerinde, soykırımlara maruz
kaldıklarında ve sürüldüklerinde daima Türklüğün cihan devleti Osmanlı’ya
sığındılar. 1492’de İspanya’dan sürüldüklerinde Osmanlı’nın merhametli kollarını
açık buldular. 1880’lerde Ruslar yahudileri pogromlarda kırdıklarında İstanbul’a
kaçtılar. Batı ülkelerinde insanca muamelenin bile çok görüldüğü yahudiler,
Osmanlı’da sarayın bazı önemli kademelerine kadar kontrollü olarak
yükseltildiler.
 
Bir devlet istediklerinde Osmanlı onları dışlamadı ve Makedonya’da bir devlet
edinebileceklerini söyledi. Ama onlar Filistin’de ısrar ettiler. Oysa
Filistin’in demografik yapısı, daha fazla yahudiyi kaldırabilecek durumda
değildi. Ancak onlar, kaçak yollardan Filistin’e yerleştiler, Amerikan ve
İngiliz vatandaşlıkları alarak Osmanlı’nın hukuk sisteminin dışına çıktılar,
rüşvet ve bol para akıtarak Filistin topraklarını el altından satın aldılar.
 
Yahudilerin küçük bir kısmı, Osmanlı Devleti’yle anlaşarak Filistin
topraklarının kendilerine verilmesini sağlamaya çalıştı. Ama büyük kısmı,
Filistin’i ele geçirebilmek için Osmanlı’nın yıkılması gerektiğine inanıyordu.
Bu amaçla, Filistin’i kendilerine vaat eden emperyalist devletlerle
işbirlikçilik yaptılar. Özellikle, Filistin’de kurdukları casus teşkilatlarıyla
Osmanlı’nın en gizli istihbari bilgilerini İngilizlere sundular.
 
Osmanlı’yla savaşın sadece bir cephede değil, bütün cephelerde verilmesi
gerektiğine inanan yahudilerden Jabotinsky’nin kurduğu Katır Tugayı,
Çanakkale’de verdiğimiz yüz binlerce şehidimizin vücutlarını parçalayan
silahlar, bombalar ve kurşunlar ile askeri lojistik ihtiyaçları cephe arkasında
düşman kuvvetlerine taşımıştı. Yahudiler, Türkün merhametinin, himayesinin ve
insancıllığının karşılığını ihanetle ve ihanete teşvik etmekle ödediler.
 
Bir İngiliz vatandaşı olan Lawrence, Arapların Osmanlı’ya ihanet etmelerini
sağladı. Onun yaptığı Osmanlı’ya ihanet değil, bir İngiliz casusu olarak
Osmanlı’yı yıkmak için, tebaayı ihanete teşvik etmekti. Ama NİLİ casusları,
Osmanlı vatandaşlarıydı. Romanya’dan, Rusya’dan, Polonya’dan kovulmuş ve
sürülmüşlerdi; oralarda yaşama şansları kalmadığı için Osmanlı’nın acıyarak
vatandaşlık hakkı verdiği kimselerdi. İşte, Türklüğün, en zor zamanlarında
acıyarak yardım ettiği bu insanların ihanetleri çok acıdır.
 
NİLİ Örgütü’nü kuran Aaronson Ailesi, Romanya’daki yahudi soykırımından kaçmış
ve 1882 yılında Osmanlı’ya sığınmıştı. Aaronsonlar, daha sonra gizli yollardan
Filistin’e geçtiler ve bir Araptan yüksek fiyatla satın alarak “Zihron Ya’akov”
adını verdikleri topraklara yerleştiler. Bu arada sadık vatandaşlar gibi
davranarak Osmanlı’nın merhametinden de istifade ettiler. Canlarını Osmanlı
askerleri koruyordu ve ne zaman Araplar veya bedeviler tarafından bir saldırıya
uğrasalar Osmanlı zaptiyesine başvuruyorlardı.
 
Filistin’de Osmanlı’nın koruması altında bir botanik mühendisi olarak çalışan
Aharon Aaronson, İsrail devletinin kurulması için Osmanlı’nın yıkılması
gerektiğine inananlardandı. Amerikan ve İngiliz makamlarıyla ilişkiye geçmiş ve
Filistin’i işgal etmeleri için onlara yardımcı olabileceklerini söylemişti. Aynı
dönemde, sonradan siyonist hareketin önderi olacak Haim Weizmann ise, İngiltere
ordusu için patlayıcılar üretiyordu. Aharon Aaronson, Weizmann sayesinde üst
düzey İngiliz yöneticilerine ulaştı ve onları meşhur Balfour Deklerasyonu’nu
yayınlamaya ikna etti. Bu deklerasyon otuz yıl sonra İsrail devletinin
kurulmasının yolunu açmıştır.
 
Aaronsonlar ve Feinbergler, NİLİ öncesinde, Gideonim adında bir haberalma örgütü
kurmuşlardı. 1914’ten sonra, Gideonim’in uzantısı niteliğinde faaliyete başlayan
NİLİ, Aharon Aaronson’un adamlarından Avshalom Feinberg ve kız kardeşi Sarah
Aaronson tarafından, 400 kişilik bir istihbarat örgütü olarak Filistin içinde
kuruldu. Bu tarihten sonra Aharon Aaronson ise, İngilizlerin Mısır’daki
karargâhında istihbarat subayı olarak görev aldı.
 
Daha sonra İsrail Cumhurbaşkanı olan Haim Herzog, Aaronson Ailesi’nin hikayesini
anlatırken, “Osmanlı topraklarında gezen Sarah Aaronson’un sözde Ermeni
soykırımına şahit olduğunu ve Türklerin bir gün kendilerini de böyle
katledeceklerine emin olduğu için ihanet şebekesi NİLİ’yi kurmaya karar
verdiğini” kaydeder. Atasözümüzde de söylendiği gibi, “Bozacının şahidi
şıracıdır”. Damarlarındaki Türk düşmanlığı o seviyeye gelmiştir ki, tarihi
gerçeklerin yalan olduğunu ispat ettiği sözde Ermeni Soykırımı iftirasını dahi,
kendi emelleri için propaganda malzemesi yapmaya utanmamışlardır.
 
1915 yılının Mart ayından Ekim ayına kadar Filistin’i bir çekirge baskını
vurmuştu. Hasat yapılamıyordu. Osmanlı Devleti, çekirgelerle mücadele için
botanik mühendisi Aharon Aaronson’un bilgisine başvurdu. O da, bunun
karşılığında casusluk suçlamasıyla tutuklanmış olan Avshalom Feinberg’in serbest
bırakılmasını ve laboratuarında çalışanların bütün Filistin’de serbest seyahat
hakkına sahip olmasını istedi. Elde ettiği ayrıcalıklar vasıtasıyla topladığı
bilgiler İngilizler’in Filistin’i işgalinde kullanıldı. Aharon’un Filistin’in
Hayfa şehri yakınlarında bulunan Atlit Köyü’nde kurduğu botanik laboratuarı
göstermelik olarak Amerikalılara satıldı ve böylece illegal çalışmalar için
Amerikan koruması da sağlanmış oldu. Bu laboratuar NİLİ’nin karargâhı olarak
kullanılıyordu.
 
NİLİ casuslarının hiçbiri dindar yahudi değildi. Onlar bağımsız bir İsrail
hayali için her türlü günahı işlemeye hazır insanlardı. Sarah Aaronson’un
istihbarat örgütü, Türk Ordusu’ndaki bazı karaktersiz askerlerden ve gizli
dönmelerden bilgi sızdırmak için çalışan büyük bir fahişe ağına sahipti. Kendisi
de üst düzey askerlerle birlikte oluyor ve onlardan bilgi sızdırıyordu. Dördüncü
Ordu Kumandanı Cemal Paşa’ya kadar yaklaşan bu kadın, sözde İstanbullu bir
yahudi ile evliydi. Hatta bu göstermelik evlilik bahanesiyle İstanbul’da bir
buçuk yıl kalmış, casusluk faaliyetleri için ihtiyaç duyduğu Türkçe’yi öğrenmiş
ve üst düzey yönetim erkânının zaaflarını araştırmıştı.
 
NİLİ casusları dindar olmamakla birlikte, ihanet örgütünün ismi Eski Ahit’ten
alınmıştı. NİLİ’nin adı, Eski Ahit’teki “İsrail’in Kurtarıcısı Yalan Söylemez”
anlamına gelen bir ayetin baş harflerinden oluşuyordu. Fakat NİLİ casusları, bu
ayetin aksine, hayatlarını yalan üzerine kurmuşlardı. Sarah Aaronson, Cemal
Paşa’nın karargâhına kadar girip çıkarken sadık bir Osmanlı vatandaşı rolü
oynuyordu. Avshalom Feinberg, kendisini Arap ve Müslümanların bir dostu gibi
gösteriyordu. O kadar ki, saf Araplar ona “Şeyh Selim” lakabını takmışlardı. Bir
diğer NİLİ casusu Naaman Belkind, Türk Ordusu’nda bir müddet teknisyen olarak
çalışmıştı ve bazı subaylarla ahbap olabilecek kadar samimi olmuştu.
 
Osmanlı Devleti için Çanakkale neyi ifade ediyorsa, Gazze de onu ifade ediyordu;
bundan dolayı ordumuz var gücüyle direniyordu. İngiliz Ordusu, Osmanlı’nın
Gazze’de kurduğu savunma hattını geçmeyi iki defa denemiş ve ikisinde de
başarısız olmuştu. Aharon Aaronson, “botanik araştırmalar” kılıfı altında
Filistin’in su kuyularının haritasını çıkarmıştı. Eğer Aaronson’un sağladığı su
kuyuları haritası olmasaydı, İngiliz Generali Allenby, Gazze cephesini
atlayarak, çölden direk Birüssebi’ye geçmeyi asla göze alamazdı. Allenby, savaşı
bu kritik bilgiler sayesinde kazandığını çok iyi biliyordu. Bu sebeple savaş
sonrasında yaptığı konuşmasında, NİLİ ve Aaronson Ailesi’nin katkılarını
unutmayacak ve onlar olmasaydı bu kadar cesur bir savaşın verilemeyeceğini
anlatacaktı.
 
Monegan adında küçük bir istihbarat gemisi İskenderiye ile Atlit sahilleri
arasında mekik dokuyor; NİLİ’nin topladığı bilgiler İngilizlere verilirken,
İngilizlerin ve diaspora yahudilerinin gönderdiği altınlar NİLİ ajanları
aracılığıyla Filistin’deki yahudilere dağıtılıyordu. Alman denizaltıları devreye
girince, İngilizler posta güvercini kullanmaya karar verdiler. Ancak,
güvercinlerle kurulan haberleşme sistemi, kısa zamanda hainlerin yer aldığı bu
casus şebekesini ele verdi.
 
Osmanlı’ya ihanet eden yahudilerin ve yahudilerin elinde uçkur kuklası olan
hainlerin sonları hiç iyi olmadı. 1917 Eylülü’nde NİLİ’nin casusluk
faaliyetlerinin farkına varan Osmanlı Ordu İstihbaratı, bu ihanet şebekesini
deşifre etti. Yakalanan Sarah Aaronson sorgulamasında hiçbir bilgi vermedi ve
sonunda intihar ederek ihanetinin bedelini ödedi. Yosef Lishansky ve Naaman
Belkind 16 Aralık 1917 günü idam edildiler. Aharon Aaronson 1919 yılında bir
uçak kazasında hayatını kaybetti. Avshalom Feinberg ise, o hep aldatıp durduğu
bedeviler tarafından çölde layık olduğu şekilde öldürüldü. Osmanlı Devleti
yıkıldıktan sonra da, geride kalan sadık Türk Evlatları, Arap dünyasının dört
bir yanında iz sürerek bu hainlerin birçoğunu avladılar.
 
Tarih hainlerden intikamını alsa da, ihanetler üzerine kurulmuş İsrail devleti,
kurucu hainlerini hiçbir zaman unutmadı. İsrailli araştırmacılar tarafından,
NİLİ casuslarının mezarları birer birer bulundu ve kutsandı. İsrail Gazze’ye
1967 yılında girerken, hedefinde çölde öldüğü bilinen Avshalom Feinberg’in
mezarını bulmak da vardı; buldular ve mezarını Kudüs’teki Askeri Hertzl
Mezarlığı’na askeri törenle aktardılar. Bugün NİLİ ismi, İsrail’de kız
çocuklarına halen verilen kutsal bir isme dönüşmüştür. Gideonim ise, MOSSAD’ın
altında bir yapı olarak faaliyetlerine devam etti. Gideonim, Aaronsonlara
yakışır şekilde, Arapların da içine sızdı. Kendilerini Müslüman Arap olarak
tanıtan yahudi erkekleri, Arap kızlarıyla evlendiler, çoluk çocuk sahibi oldular
ve Filistin’in sırlarını İsrail’e sızdırmaya devam ettiler. İhanet, adeta
genetik olarak, nesilden nesile aktarılarak bugüne kadar devam etti


                        Degerli kandasim Yalniz Kurt bu yaziyi okursa,yahudiler hakkinda biraz bilgi sahibi olur ,bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak Türkcülere yakismaz TTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı Yalniz Kurt

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 87
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #13 : 03 Mart 2008 »
Degerli Kandaslar,ilteris12,motun yagbu,

Yahudiligin nasil bir Din oldugunu az cok biliyorum.Birinci Dünya savasi sirasinda,diger Halklar gibi onlarinda ihanetleri cok.O Zamanlar herkes gibi onlarda,ölmekte olan Osmanlidan birseyler kapabilmek telasi icinde,biz Türklere yapmadiklarini birakmadilar.Israil Devletinin halen Kürt pesmerge ve pkk lilari egittiginide biliyorum.Kürtlere Modern Silahlarin kullanim egitimlerini verdikleri,burada,Alman Medyasindada yazildi,söylendi.Genelleme olmaz ama,birebir tanidigim Yahudilerinde karakterlerini biliyorum.Güvenilmezler,Ahlaksizlar,yalancilar,Kinciler,Firsat kollarlar.Hitlerin,Kavgam Adli kitabindada,kendisinin yahudilere neden düsman oldugununda gerekcesidir bunlar.

ihanetleri yaninda,Türklere yararli olduklari konularda vardir.En azindan,dünya siyasetini,Günceli takip ettigim icin,Ben o düsüncedeyim.Son Zamanlardaki Türklerin yararina olmayan faaliyetlerininde,Akp yüzünden oldugunu tahmin ediyorum.Biz Dünya konjöktürüne göre olaya yaklasmaliyiz diye düsünüyorum.

Saygilarimla




ilteris7

  • Ziyaretçi
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #14 : 03 Mart 2008 »
 Bu yahudi-arap çatışması ne kadar uzun sürer, birbirlerini ne kadar daha fazla gebertirlerse Türk Milleti için o kadar iyidir.

 Türk'ün en amansız, kahpe düşmanlarından olan ve kürt teröristlerin Amerika ile birlikte baş destekçilerinden olan yahudiler hakkkında ATSIZ ATA'mız ne hüküm vermiş bir bakalım:

 MUSA'NIN NECİP(!) EVLATLARI BİLSİNLER Kİ:

Yahudi denilen mahluku dünyada Yahudiden ve sütü bozuklardan başka hiç kimse sevmez. Çünkü insanlık daima kuvvete, kahramanlığa ve iyiliğe tapındığı halde Yahudi zilletin, korkaklığın, kötülüğün ve seciyesizliğin örneği olmuştur. Dilimizdeki "Yahudi gibi", "çıfıtlık etme", "çıfıt çarşısı", "havraya benzemek", "Yahudiden yumurta alan içinde sarısını bulamaz" gibi sözler bu alçak millete ırkımızın verdiği değeri gösterir. Almanyadan kovulan Yahudileri kabul etmek misafirperverliğinde bulunan Fransada bile Yahudiler hakkındaki en basit iltifatın "pis Yahudi" terkibi olduğunu o memlekete gitmiş olan arkadaslarımız söylüyor.

Almanya, Lehistan, Macaristan, Romanya gibi bazı memleketlerde ise Yahudi aleyhtarlığının nasıl yırtıcı bir şekil aldığını ve birgün bu memleketlerdeki Yahudilerin muhakkak kapı dışarı edileceğini hepimiz biliyoruz. Yahudi meselesini ilk halleden memleket Almanya olmuştur. Başka milletler bundan ders alacaklardır. İsveç gibi kendi halinde bir milletin bile Yahudi düşmanı olması bu menfur milletin bütün dünyada nasıl telakki olunduğunu ispat etse gerek.

İstanbul'da çıkmaya başlayan Milli İnkilap mecmuasının Yahudilerin hakiki mahiyetlerini meydana koyan neşriyatı üzerine Yahudilerin arasında galeyan olduğunu, hatta onların Beyoğlunda gizli bir toplantı yaparak Milli İnkilap mecmuasına karşı mukabil cephe almak için bazı kararlar verdiklerini işittik. Yalnız bu hareketleri bile onların Türkiye'ye karşı besledikleri duyguları gösterir. Bir defa hükümetten gizli olarak toplantı yapmak kanuni bir cürümdür. Müddei umumiliğin dikkatini celbederiz. Saniyen kendi aleyhlerinde neşriyat yapılmamasını istiyorlarsa bu vatana sadık kalmağa mecburdurlar. Onlar her hareketleriyle ve çıfıt yaygaralarıyla bizden ayrı olduklarını daima bize anlatırlarken biz de herhalde onlara methiye yazacak değiliz. Biz Yahudilerin memleketti meş'um iktisadi ve ahlaki rölünü biliyoruz. Hatta mütareke yıllarında İstanbul'u süsleyen(!) İngiliz, Fransiz, Amerikan, İtalyan, Yunan ve Ermeni bayrakları arasında bir de Yahudi bayrağı olduğunu unutmadık. Eliza Niyego adındaki Yahudi kızının cenaze merasiminde yaptığı edepsizliği de kendileri unutmamışlardır. Bir maliye memuruna rüşvet teklif ederken Ankara'da yakalanan iki Yahudi avukatla, Türklüğü tahir yüzünden tevkif olunan Yahudi kızı meseleleri de onların namussuzluklarının son perdesini teşkil ediyor. Öyle, ikide bir Yahudileri Türkleştirme cemiyetleri kurarak bizi kandırmağa çalişacaklarına namuslu Türk tebaası olarak kalsınlar yetişir.

Çünkü biz onların Türkleşeceklerini asla ummadığımız gibi bunu istemeyiz de. Çamur ne kadar fırına verilse demir olmuyacağı gibi Yahudi de ne kadar yırtınsa Türk olamaz. Türklük bir imtiyazdır, her kula, bilhassa Yahudi gibi kullara nasip olmaz.

Onlara yapılacak ihtar şudur: Hadlerini bilsinler. Sonra biz kızarsak Almanlar gibi Yahudileri imha etmekle kalmaz, daha ileri giderek onları korkuturuz. Malum ya ataların sözüne göre Yahudiyi öldürmektense korkutmak yektir.
Orhun, 1934, Sayi: 7
Hüseyin Nihal Atsız


TTK
 

Çevrimdışı üygetaba

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 7
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #15 : 04 Mart 2008 »
Yalnız Kurt kardeş,
Ben acizane 61 yaşında olan ve Necdet Sançar'dan edebiyat, Nihal Atsız hocamdan Türkleri öğrenmiş birisiyim. Konu Türkçü düşünce olunca kim Türk'ün dostudur, kim Türk'ün düşmanıdır çok iyi biliriz. Sizi çok şaşırtacağını zannettiğim birşeyi açıklamak istiyorum : Hitlerin yahudi olduğunu biliyormusunuz? ve yine kendisi gibi yahudi olan Leninin Mühihte yetiştirildiği odada ondan sonra Hitlerin eğitime alındığını biliyormusunuz? Biraz düşünün!... Yahudi ne zaman Türk'e dost olmuştur? Osmanlı hangi etki ile İspanyadan yahudileri getirerek İstanbul ve İzmir çevrelerine yerleştirmiştir? (dikkat edin filistin ve çevrelerine değil). Siz sabetaycıları biliyormusunuz (sabetay seviyi tanırmısınız)? Sabetaycılar senin benim kullandığımız isimler altında aramızda dolaşıyorlar, bizim gibi yaşıyor, bizim gibi inanıyorlar fakat kullandıkları maskenin arkasında sizi hayrete düşürecek bir yaşamları var.  Şimdiki zamanlarda kullanılan bazı tabir ve söz kalıplarının hangi maksatla kullanıldığını ve kullandırıldığını araştırmanızı dilerim. Bundan yıllarca önce 60 yılların ikinci yarısında Mürşit Altaylı nam bir kişi türemiş ve Dinamik Ana Strateji (DAS) isimli bir kitap yazarak Türkçü çevrelere dağıtmıştı. O dönemlerde Türkçü yayın çok kıt idi. Herkez Bu kitaba balıklama daldı ve sonra Mürşit Altaylının altından bir yahudi çıktı, bu kitap yasaklandı ve toplattırıldı.
Kısaca arkadaşım, bir yerde bir yahudi varsa orada bitmez tükenmez kin, nefret ve ızdırap vardır. Yahudileri Hz. Musa ile ilişkilendirmeyiniz, bu yahudi tufeylisi On Emri almak için Tur Dağına çıkan kendi peygamberlerini bile kazıklamış millettir. Ayrıca Motun Yabgu'ya çok teşekkürler

Çevrimdışı Yalniz Kurt

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 87
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #16 : 04 Mart 2008 »
Kandas üygetaba,

Tarihte ve Günümüzde,,Türklere Düsmanliklar,Kötülükler etmis halada eden  Irklari,Halklari Listelesek,Araplardan,Ermenilere,Kürtlere,Ruslara ,Sirplara,Bulgarlara,Yunanlara,Ingilizlere ,Fransizlara,Italyanlara,Almanlara ve  Adi aklima bile gelmeyen digerlerini,Düsmanlik derecelerine göre siraya koysam,listede Yahudilere sonlarda sira gelir.

 Ben yahudilerin iyi bir Millet olduklarinda iddia etmiyorum.Türklerin Dostu olduklarinida söylemiyorum.Benim Dikkatimi ceken,Türkiyedeki Yahudi Düsmanliginin Listenin birinci sirasinda oldugudur.Onu suna bagliyorum;Yahudiler Arap yani Müslüman Kardeslerimizi bogazliyorlar,O halde ben Araplarla,Müslümanlarla dayanisma icerisinde olayim.Benim algiladigim bu.Oysaki,Dayanisma icinde olacagim Filisintinliler ve diger Araplar,Benim 500 Bin Atami bogazladilar,geride milyonlarca trajediler kaldi,Türkülerimiz var.Ben burada kendimi sorgulamak durumundayim.Ben Arapci,islamci birimiyim yoksa Türkcümüyüm?

Bana göre hem Arapci olunup hemde Türkcü olunmaz.Ne oldugu belirsiz Sentezci olunur ancak.
Yahudilerin ne kadar kötü bir Irk olduklarindan cok,Bana ne kötülükleri dokunduguna bakarim.onu düsman belleyeceksemde listede hangi siraya koyacagima bakarim.

Saygilarimla


Çevrimdışı üygetaba

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 7
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #17 : 06 Mart 2008 »
Yainız Kurt kardeş,
Sizi çok iyi anladığımı zannediyor ve öylece yazışıyoruz. Arabistan arapları Türk Ordusunu arkadan vurmalarının altında vahhabi hareketi yatmaktadır, bu hareketi düzenleyen geliştiren ve besleyen ise büyük ingiliz locası yani ingiliz yahudileridir, lawrens denen adam bir yahudidir. Size parantez içinde bir soru sormak isterim. Müslümanlığı kabul etmiş olan bir Türk, Türk olmaktan çıkar mı? Arapçı mı olur?
Bu konudan olmak üzere kendinizi niçin sorgulamak durumunda kalıyorsunuz? Düşman benim içimde de olsa karşımda da olsa hiç değişmez, o bir düşmandır. İslam kavimsel değil evrenseldir, bana göre ve anladığıma göre İslam başka şeydir, arap başka. Türk'e bütün araplar düşmandır, işin resmi böyle gösteriyor. Acemler de düşman zenciler de... sadece bu kadar mı? Katolik,ortodoks,protestan ve bu sonuncudan türeyerek incil ile tevratın karışımı olan kitabı mukaddesi okuyan evangelistiyle bir bütün olarak hıristiyanlar da Türklere düşman. Hintliler, çinliler de düşman. Güntülünü aralayıp bakarsanız bu düşmanlıkların odak noktasında sadece yahudiyi görürüsünüz. Selam ve sevgilerimle,

ilteris6

  • Ziyaretçi
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #18 : 06 Mart 2008 »
üygetaba biraz daha islamcılık yaparsanız sabrımız taşacak.

Selam ile..

Çevrimdışı Yalniz Kurt

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 87
Ynt: BUNUN ADI SEREFSIZLIK
« Yanıtla #19 : 07 Mart 2008 »
üygetaba Kandas,

Kuranin Türkcesini okudunuzmu bilmem.Kuran kendi indirilis sebebini söyle acikliyor:Biz Pis Arap Kavmini yola getirmek icin kurani indiriyoruz.Her Kavime Kendi peygamberlerini,kendi Dinlerini gönderdik.Her kavim Kendi dininden sorumlu tutulacaktir.

O Halde,
1)Ben Arapmiyim?    -degilim
2)Araplar gibi giyinip,Arapca konussam,Tanriyi kandirabilirmiyim?   -kandiramam
3)Kurandan sorumlumuyum(Kurana göre)?   -degilim
4)Tanri beni Türk yaratmis,isteseydi Arap yaratirmiydi? -yaratirdi
5)Türk isem,benim Dinim nedir?   -Samanizm
6)Peygamberim kimdir o halde?    -Kuranda adi Zülfükarneyn olarak geciyor.Inanc:Mete Han
 
Ayrica Hic bir Dine inancada düsman degilim.Ama,daha önce listelemeye calistigim Kavimlere düsmanim.Cünkü gerekcelerim var.

Siz bakmayiniz,Türk Milletinin Elhamdülüllah Müslümanim dedigine.Mahalle baskisindan,cevre baskisindan öyle görülüp,öyle gösterilmek istiyor.Arapca okudugu Duanin ne anlama geldigini bilmiyor,icinden duasini yine Türkce yapiyor.Arap dilindende Araptanda Nefret ediyor aslinda.Müslümanlik Kilicla dayatildigindan,Genlerinden,icgüdüsüyle hareket edip,Kuranin Türkcesini bile okumayi reddediyor.islami,Bes sart olarak dayattiklarindan,dayatilani iskencede olsa yapmaya caba sarfediyor.
Eski Inanci Samanizm ile Hayati,Kültürü yasayip Mutlu oluyor.

Konu Tabu olarak kaldigindan Türkiyede tartisilamiyor,konusulamiliyor.isin icinde,Siyaset var,cevre baskisi var,dislanma var,kovulma var,Linc var Ölüm var.

Türkcülük,Irkta,Dilde,Dinde,kültürde,Ahlakta ayni sekilde bulunmalidir bence.

Saygilarimla