Gönderen Konu: Eyalet Sistemine mi Geçiyoruz? (N. Sevinç)  (Okunma sayısı 2726 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Atsız Gök-Börü

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 236
  • Tek Dağ Başı Mezar Oluncaya Kadar !
                  Eyalet Sistemine mi Geçiyoruz ?

       ŞU sözleri lütfen dikkatle tahlil ediniz.

     Avrupa Konseyi Genel Sekreteri 24 Ocak 1995’te sayın Demirel’e demişti ki:

      - Türkiye’nin üniter yapısının terörün kaynağı olabileceğini sanıyoruz!

      Ne demekti bu?
 
      - “Bir Türk- kürt federasyonu kurulursa terör sona erecektir. Avrupa Konseyi olarak bizim inancımız da tavsiyemiz de budur” demekti.

      1994 Eylül’ünün son günlerinde ülkemizi ziyaret eden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Miguel Martinez de Anayasa’nın 4. maddesinin değiştirilmesini istemişti.

      4. madde, Anayasa’nın, devletin şeklinin Cumhuriyet olduğuna, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve dilinin Türkçe olduğuna dair ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini emrediyordu.

     Ama elin oğlu teklif etmişti!

     Aslında sadece tavsiyeleri değil, Avrupalılar’ın temennileri ve takip ettikleri siyaset de Türkiye’nin iki dilli, iki milletli bir federasyon hâline getirilmesini öngörüyordu. Her halde sonra da kürt federe devletinin bağımsızlığını isteyeceklerdi.

     Türkiye’nin parçalanmasıyla ilgili niyetlerini gizlemiyorlardı da.

     O günlerde Alman Başbakan, Schmit, “Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra müstakil bir Kürdistan ve müstakil bir Ermenistan’ın kurulamayışından” yâni Sevr’in tatbik edilemeyişinden yana yakıla bahsederken, Mustafa Kemal   Paşa’nın “kürtler’e verdiği sözü tutmadığını” dolayısıyla PKK’nın haklı bir mücadele verdiğini ihsas ediyordu.

        Ne demekti bu?

       - “Anadolu’da bir kürt devleti kuralım” demekti!

     Nitekim aynı günlerde İngiliz Dışişleri Bakanı “Türkiye’nin doğu sınırlarının belli olmadığını” beyan etti!

      Federasyon tartışmaları sırasında Cumhurbaşkanı seçilen Demirel, Çankaya’da, yâni Türk millî birliğinin temsil edildiği makamda Avrupalılar’ın federasyonla ilgili mesajlarına muhatap olunca endişelerini şöyle açıklamıştı:

     - Adamlar kürt devleti kurmayı kafalarına koymuşlar!

     Özetlersek; son yıllarda üniter ve millî devletin birçok hukuki dayanağı, Avrupalılar’ın dayatması üzerine Türkiye’yi yönetenler tarafından ortadan kaldırılmıştır. Türkiye’de birden fazla milletin yaşadığı, dolayısıyla Türkiye’nin birden fazla millete ait olduğu resmen kabul edilmiştir. Bu milletlere kendi kaderlerini tayin hakkı verilmiştir.

     Şimdi, Türklüğü içlerine sindiremeyenler ve Türk olmamakla övünenler, Türkiye’yi 26 parçaya bölecek bir tasarıyı, sessiz sedâsız Meclis’e sevkettiler.

    “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşuyla İlgili Yasa Tasarısı”na göre; 81 il 26 idarî merkeze bağlanıyor ki; bu, eyalet sistemine geçiş demektir!

     Zaten “Türkiye Türklerindir” özdeyişini yanlış bulan Recep Tayyip de RP’nin İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde “eyalet tarzı bir sistem”den bahsetmemiş miydi?

     Öyleyse Gabar Dağı’yla, Kandil Dağı’yla niye meşgulüz biz?

      Adres belli değil mi?

                                                 Necdet Sevinç (Yanlış Hatırlamıyorsam Tercüman Gazetesinde ki bir köşe yazısı)
GAYRI RAHATTA BULDUM CANIMA "İLK HARAMI "!