Bugün Tanrı'nın izniyle yerleşkemizin açılışını yapmış bulunmaktayız.Tatlı bir yorgunlukla birlikte insanın içini içine sığdırmayan, taşan bir çoşku ve mutluluk biz genç Gökbörülere hakim.Bazılarımız eskiden vardı, bazılarımız ilk defa bu tür teşkilatlanmaların içinde.Ama saygıdeğer Başkanımız ve ağabeylerimiz sayesinde bugün yaşadığımız duygular başka hislerle kıyaslanamaz bile.
Öncelikle derneğimizin açılışında bizi yalnız bırakmayan herkese teşekkürü borç bilirim.Bugün Istanbul'dan gelen ağabeylerimiz ve arkadaşlarımızla gerçekten samimi ve aile havası içerisinde bir açılış ve tanışma toplantısı geçirdik.Türkçülük'e yaraşır, Gökbörü'ye layık bir gün geçirdiğimiz inancındayım.Derneğimizin açılışında, biz gençlerin hayallerini gerçekleştirmesinde bize öncülük yapanlardan Tanrı razı olsun.
Sayın Başkanımız başta olmak üzere, Ankara İl başkanlığımız, Gençlik kollarımız ve Kadın kollarımıza çok teşekkürler.Bugün kelimelere sığamayacak, fiyakalı cümlelerle ifade edilemeyecek kadar duygu yüklüydü.Umarım Türkçülüğün ve Türkiye'nin geleceği açısından herkes emin olmuştur.
Türkçülük sahipsiz değildir!
Hiç kimse yok iken biz buradaydık, buradayız, ebediyen de burada olacağız!
TTK!
Yıllar sonra yeniden kucaklaşmayı bizlere nasip ettiği için Tanrıya şükürler olsun.Açılış itibarı ile gözlerimizi yaşartan duygu selinde Aziz ve muhterem dava arkadaşlarımızla yeniden birarada olmanın büyük sevinç ve gururunu yaşadık.Kut lu otağımızda,bizleri büyük sevinç ve çoşku ile karşılayan tüm kandaşlarımıza İstanbul Teşkilatı olarak teşekkürü bir borç biliriz.Gökbörü,tüm Türkçü kandaşlarımız için hayırlı ve uğurlu olsun!
Gökbörü'ler Ankara'da uludu Tüm Türkiye duydu !
Değerli ağabeylerim,kardeşlerim,andalarım ile çok hoş vakit geçirdik.Gökbörü'ler Genel Merkezi açılışını yaptılar. Tüm İllerde de açılışlarımız sürecektir.
Haydi Türk oğlu,Türk kızı Milli göreve !.. Bozkurta güven,Gökbörü safına gel ! Tüm samimi Türkçü kardeşlerimizi bekliyoruz derneğimize,otağımıza ve her şeyden önce '' Kardeşliğimize ''
Haydi artık dinsin bütün ıztırapların
Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın
Güzellikle sıcaklıkla ve ihtişamla...
Kumandasız hazır olup onu selamla!
Gönlündeki yaraların kanını dindir...
Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir...
Türkçülük mücadelesinde hayatımda pişman olmayacağım tek şey GÖKBÖRÜ çatısı altında gönüllü bir nefer olmayı tereddütsüz kabul ettiğim andır...
Kelime ve cümleyle aramı çok iyi bilirdim... Ta ki bu heyecanı yaşayana kadar... O gün kelime kurgulamakta güçlük çekmemden ötürü bütün Arkadaşlarımız lütfen hoşgörsünler... Kezâ ben böyle büyük bir inanç ve bu inancın gerçekleşmesine daha önce hiç şahit olmadım! Bunu bir ben bilirim bir de gözümün içine bakan İsmail Beğ... Çünkü ilk kez bu kadar inanıyor, ilk kez beraber yürüdüğüm Dava Arkadaşlarıma bu kadar güveniyor, ilk kez en küçük tereddüte düşmüyorum... Öyle ki ayrılırken kendimi öz memleketinden kopan bir gurbet yolcusu gibi hissettim...
Ankara'da gözüme batan diğer ayrıntı çalışkan, saygılı, zeki, çevik müthiş bir Gençlik yapısı olduğudur... Genç Kardeşlerimin her birisini alınlarından öpüyorum!
Tanrı'ya binlerce şükür olsun ki böylesine muhteşem bir güne şahit oldum... Bu gurur tablosunu yaşatan ve yaşayan bütün Ağabeylerimi Arkadaşlarımı ve Kardeşlerimi kutluyorum...
T.T.K.
Derneğimiz Türk ırkına kutlu olsun!
Tanrının izniyle derneğimiz davamıza güç verecektir.
Ankara'da bizi karşılayan ve gerçek bir Türk misafirperverliği örneğini gösteren tüm ağabeylerime ve kardeşlerime çok teşekkür ediyorum.
Derneğimizin kuruluşunda gösterilen, özverinin, fedakarlığın karşısında kelimeler aciz kalıyor ve yazacak hiç bir şey bulamıyorum.
Emeği geçen herkes sağolsun var olsun!
TTK
Açılış günü yaşanan büyük coşkuyu ve ilgiyi sözcüklerle anlatabilmek için Gökbörü Turancı Düşünce ve Eğitim Derneği 'nin harmanında neler var bilmek gerekir. En başta Ankaralı Gökbörüler'in sanal dünyanın dışında yıllardır azalmadan süren bağlılıkları var. Sıraya kesin saygı var. Yüksek ahlâkla bezenmiş özverili ve kararlı Bozkurtlar var. İmece var. Dayanışma var. Her biri ailelerinden aldıkları ışığı tertemiz yüzlerinde yansıtan genç Gökbörüler var. Kısacası her türlü olumsuzluklara karşın Türk ulusunun varoluşundaki maya var. Yaşamımda dönüm noktası olan bir kaç sevinç anı ile ancak karşılaştırabileceğim bir gün yaşadım. Bundan sonraki bir adımı da bu ibretlik tablodan ders alıp, İstanbullu Gökbörüler olarak bizler atar, var olan topluluğumuzu bir yerleşke çatısı altına koyarsak ve bunda bir parça katkım olursa ölsem de gözlerim açık gitmez. Sayın Genel Başkanımız önderliğinde değerli Ankaralı Gökbörülere bu gurur gününü yaşattıkları için en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca genel merkez açılışımıza doğrudan katılarak iyi dileklerini bildiren saygın konuklarımız, iletişim araçlarıyla arayarak kutlayan uzaktaki dostlarımız, çiçek göndererek desteklerini sunan soydaşlarımız da sağ olsunlar var olsunlar.
Geçmişte yaşanan birlik beraberlik çabalarının ne kadar yanlış anlaşıldığını ve değerlendirildiğini Gökbörüler olarak hep birlikte gördük. Gereksiz ve yapay kırgınlıklara yol açmamak, art niyetli kişilere bir daha fırsat vermemek için Gökbörü Derneği olarak, bilinen hiç kimseye ve hiç bir topluluğa özel bir davet çağrısı yapmayacağız. Türklüğün bir taklid-i iman konusu değil, doğuştan beri bizimle olan bir gerçeklik, bir kan meselesi olduğunu bilen kişiler olarak, bu kutlu ulus için elimizden gelen her şeyi, en doğru biçimde yapmaya çalışmaktan bir an bile geri durmayacağız. Türk ulusun değerlerine saygı çerçevesinden ayrılmadan, yasaları, Türk töresini ve kamu yararını gözeterek daima büyük Türk ulusu için çalışacağız. Bu da her Gökbörünün kanının emri ve imzası olacaktır. İnanıyorum ki, Ulu Tanrı'nın izniyle bütün Türkçüler Tanrı vergisi iç seslerini dinleyerek, doğru işlerle tanındıkça yükselecek olan Gökbörü'nün kurt başlı ongunu altında bizlerle kucaklaşacak ve bunu da bir ayrıcalık olarak göreceklerdir.
Sayın Genel Başkanımıza bir kaç kere anlattığım gibi yüzlerce yıllık payitahtı bir kenarda tutarak, hiçliğin ortasında yoktan bir başkent kuran, son ve ebedi başbuğumuz Mustafa Kemâl Atatürk'ü, Ankara'yı Türkiye Cumhuriyeti'nin çekim odağı yaptıktan sonra tertemiz Türk mayasını burada harmanlayarak koruduğu için saygıyla anıyorum. Ankaralı Gökbörüler'in daha iyiyi yapmak adına çırpınışlarını gördükçe oturduğum yerde merhum Falih Rıfkı Atay'ın ''Mustafa Kemâl Esir Olmuş'' adlı yazısını işte bunun için düşünüyordum. O İstanbul ki, yanlış ulaşan bir haberle Trikopis'in Başbuğ'umuzu esir ettiğini zannetti. O gün Türk'ün sessiz gözyaşları içine akarken, yabancı bayraklı azınlıklar ve bugünkü ikinci cumhuriyetçilerin dedeleri olan soysuzların sevinç naraları yeri göğü inletmişti. Hangi çıkıntının ne amaçla dediğini bilmiyorum ama tiyniyetsiz ya da ahmak bazıları ''Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a geri dönüşüdür'' lafını söylermiş, oysa 5 Haziran günü akşamı kanımızdan olan en sevdiklerimize kavuşma yolunun verdiği duygu, zamansız bir ayrılığın acısı gibiydi. Başta koca börümüz İbrahim Beğ olmak üzere özverili ve çalışkan Ankaralı Gökbörülere bizlere bu mutluluğu yaşattıkları için tekrar teşekkür ediyoruz. İlk sırada en kalabalık ilimiz İstanbul olmak üzere bütün Türk ellerinden ses bekliyoruz. Ballı çiçekli kaşarların, TRT hırsızlığından sabıkalı it gibilerin, etnik bölücülüğün siyasi gündemine canhıraş bir şekilde sahip çıktığı Türkiyemiz'de sizler de ete kemiğe bürünerek onlardan daha cesur olduğunuzu gösterin, daha gür bir sesle bu vatanın Türklerin olduğunu, uluğ güne kadar da öyle kalacağını haykırın. Sağ olun, var olun. Tanrı Türk'ü Korusun.
"Türkçülük mücadelesinde hayatımda pişman olmayacağım tek şey GÖKBÖRÜ çatısı altında gönüllü bir nefer olmayı tereddütsüz kabul ettiğim andır..."
Değerli dava arkadaşım ve yoldaşım Onur kandaşımın söylemek isteyip bir cümle haline getiremediğim sözcüklerin dansı olan cümlenin desteğinde,sözlerime Türkçülük yolunda Türk'e yakışır bir biçimde, Başbuğ Atatürk'ün ve davamızın ulu bilgelerinin ışığı ve çizgisinde karşıma çıkacak tüm engelleri aşarak, Turan ülküsünün gerçekleşmesi için gönülden inandığım bu yolda gerekirse kanımı,canımı,malımı ve istikbalimi gözümü kırpmadan feda edeceğimin sözünü vererek başlıyorum.
Sayın genel başkanım ve Ankara'nın yiğit Gökbörüleri andalarım,bu kutlu davanın ete kemiğe bürünmesi; şu anki yurdumuzun kalbinde sonsuza dek sürmesini arzuladığım GÖKBÖRÜ TEŞKİLATI sizlerin samimi ve inançlı gayretleri oluştuğu bir gerçektir.Var olun.
İstanbul Gökbörü teşkilatı olarak başta büyüğümüz Murat beğ, sizleri tanımama vesile olan yoldaşım Onur ve teşkilatın temel taşı olan diğer andalarım olmak üzere çok kısa bir sürede yurdumuzun en kalabalık ve en kozmopolit ilinde teşkilatı oluşturmak ilk asli vazifemiz. Tanrının izni ile bunu başaracağız.
Bu kapsamda;gayretleriniz ve misafirperverliğiniz için şahsım adına teşekkür eder,çalışmalarınızda başarılar dilerim.Derneğimiz Türk ırkına kutlu olsun! Tanrı Türk'ü Korusun.
Yukarıda yazılanların üzerine diyecek bir şey bulamıyorum.
Hayatım boyunca derin acılar da çektim, büyük mutluluklar da yaşadım.
Lakin bu yaşadığımız mutluluk kadar büyük bir mutluluk yaşamamıştım.
Bu büyük mutluluğu yaşatan Yüce Tanrımıza ve bu mutluluğu yaşamamıza vesile olan bütün dava arkadaşlarıma, özellikle de gözlerinden ve alınlarından öpülesi genç Gökbörülere, sonsuzca teşekkür ederim.
Türkçülük Bayrağını; Kutlu Başbuğumuz Atatürk ve Uluğ Bilge Atsız Ata'dan aldığımız ilham ve damarlarımızda taşıdığımız kanın verdiği güçle yeniden kaldırmak uğrunda yaptığımız bu başlangıç, inanıyor ve iman ediyorum ki, genç Gökbörülerin ellerinde yeniden Milliyetçi Büyük Türkiye’ye ve dahi Turana kadar gidecektir.
Hayatın öğrettiği bir gerçek var ki; işin en zor olanı, başlamaktır.
Bizler bir avuç kişiyle bu başlangıcın harcını kattık. Artık bu temelin üzerine taşlar, tuğlalar konularak Türkçülük Bayrağının dikileceği burçlar inşaa edilecektir.
Elbette ki işin bundan sonrası da çok zor. Lakin imkânsız değildir.
Zaten inanmak ve iman etmek; imkânsız gibi gözükeni imkânlı kılmak değil midir?
Bu temelin harcı, onca yokluğa rağmen; emekle, özveriyle, inançla konuldu.
Daha önümüzde yapmamız gereken yığınla işlerimiz var.
Yapılacak işlere bakıldığında insanın gözü korkuyor. Ama teşkilat kurma sürecinde dava arkadaşlarımızın ve özellikle de genç Gökbörülerin gözlerinden parıldayan ateş bize her zorluk ve güçlüğün üstesinden kalkma gücünü ve ilhamını veriyor.
Kalanını da, Tanrı'nın izni ve yardımı ve dahi genç Gökbörülerimizin azim ve gayretleriyle, başaracağız.
Ne desem az, ne yazsam yetersizdir.
Bizlerin bu mutlu gününde bizzat katılarak gücümüze güç katan ve onurlandıran, başta ismi her vesileyle takdir ve övgüyle anılmaya müstahak olan, kullandığı Tonyukuk adı gibi bilge ve gerçek bir Kocakurt Murat Beğ'e ve kendilerinin şahsında İstanbul Teşkilatımızın inanmış Gökbörülerine, Ankara'dan katılan dava arkadaşlarımıza ve paralel ülkülere sahip olduğumuz kuruluşların temsilcilerine, açılışımıza katılamayıp ancak çiçek gönderen, telefonla kutlayan yurdun dört bir yanında gönlü ve yüreği bizimle birlikte atan Türkçü kardeşlerime, geleceğin Gökbörülerini yetiştirecek olan Asenalarımıza ve özellikle, daha günah bulaşmamış yüreklerini Türkçülük Ülküsünün ateşiyle doldurmuş, davamızın ve Türklüğün yegâne teminatı, genç Gökbörülerimize ayrı ayrı teşekkür ederim.
İyi ki varsınız!
Tanrı hepinize kut ve esenlik versin!
Hepinizi ayrı ayrı selamlıyorum.
TTK.
