EŞREF SENCER KUŞÇUBAŞI

[OnTurk209]

1873 yılında İstanbul'da doğdu. Kafkasya'dan göç etmiş Sencer adlı bir Vubih ailesinden olan, Sultan Abdülaziz'in kuşcubaşısı Mustafa Nuri Bey'in oğludur. Harb Okulunun son sınıfında iken Yeni Osmanlılar'la ilişkisi olmakla suçlanarak Hicaz'a sürüldü. Buradan kaçarak Hindistan'a ve Avrupa'ya geçti. Sürgündeki Jön Türklerle işbirliği yaptı. Rumeli'de gizli İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütlenmesinde çalıştı. Meşrutiyetin ilanından sonra da, İmparatorluğun kaderine hakim olan bu partinin militan kadrosu içinde yer aldı. Balkan Savaşı'nın ikinci devresinde Bulgar'ları yenerek Edirne'yi kurtaran kuvvetlerin başında idi. Gönüllü kuvvetleriyle Batı Trakya'yı da ele geçirdi ve bunu da şeklen bağımsız bir Batı Trakya İslam Cumhuriyeti kurdu (1913). Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusası'nın kurucularındandır. Bu örgütün başkanı olarak Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kafkasya sınırlarında, Türkistan'da, Arabistan ve Kuzey Afrika ülkelerinde çeşitli eylemleri yönetti. Yemen'deki Osmanlı kuvvetlerine para ve mühimmat götüren bir kafilenin başında iken yaralanarak İngiliz'lerin eline düştü ve Malta adasına sürüldü. Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul'a döndü. Milli Mücadeleye ilk katılanlardan biriydi. İstanbul'daki İlk direniş örgütlerinde, Kocaeli'nde ve Ege'de Kuvayı Milliye'nin örgütlenmesinde rol oynadı. Kuvayı Seyyare'nin T.B.M.M. güçleri tarafindan tasviyesi sırasında o da Yunan işgal bölgesine geçmek zorunda kaldı (1921). Burada da T.B.M.M. Hükümeti'ne karşı bazı eylemler içine girdiğinden Lozan Anlaşmasi'ndan sonra 150'likler listesine dahil edildi ve Türkiye'ye girmesi yasaklandı (1924). Uzun süre çeşitli ülkelerde yaşadıktan sonra 1938 yılında çıkarılan af yasasından yararlanarak Türkiye'ye döndü. İzmir yakınlarındaki çiftliğinde bir süre yaşadıktan sonra orada öldü.

ESERLERİ

Hayber'de Türk Cengi
Teşkilat-ı Mahsusa Arabistan, Sina ve Kuzey Afrika Müdürü Eşref Bey'in Hayber Anıları
Eşref Kuşçubaşı
Arba Yayınları / Tarih-Anı Dizisi

[Üçoklu Börü Kam]

Tescilli hain çerkez Eşref'in bu otağda övgü dolu bir şekilde tanıtılması şayet kasıttan değilse-ki öyle olduğuna ihtimal bile vermem- cahillik ve tarih bilmezlikten başka bir şey değildir.
Başbuğ Atatürk her kime dost dediyse o bizim ve Türklüğün dostudur, her kime düşman dediyse o bizim, dünya durdukça, düşmanımızdır.
Tescilli hain çerkez Ethem yunanın kucağında geberip Kızıl Tamuyu boylarken kuşçubaşı çerkez Eşref'de daha sonraları (Başbuğ Atatürk'ün uçmağa varmasından sonra) kürt İsmet tarafından çıkartılan afla Türkiyeye dönmüş lakin Türklüğün derin vicdanında hainlikten kurtulamamıştır.
Çünkü o hainlere af çıkartanlarda Başbuğ Atatürk'e ihanet eden hainlerdi.

Otağımıza; aslını astarını bilmeden, iyice araştırıp soruşturmadan bu ve buna benzer konuların eklenmemesi, aksi halde, ekleyenlerin otağ yazıcılığına son verileceği ihtaren duyurulur.

TTK.

[Üçoklu Börü Kam]

Konu tarafımdan TÜRK BÜYÜKLERİ bölümünden buraya, Haber, Yorum ve Köşe Yazıları, bölümüne taşınmıştır.
Türk olmayan ve üstüne üstlük hainliği tescilli bir etnik döküntünün TÜRK BÜYÜKLERİ bölümünde ne işi var?

TTK.

[Üçoklu Börü Kam]

Türk olmayan ve üstüne üstlük hainliği tescilli bir etnik döküntünün TÜRK BÜYÜKLERİ bölümünde ne işi var?

TTK.

Vallahi doğru demişimde, doğru yere taşımamışım.
Bu hain için burası da, Haber, Yorum ve Köşe Yazıları, bölümü de uygun değil.
Bu alçaklar ancak TÜRKLÜĞÜN DÜŞMANLARI bölümünde yer alabilir.
O nedenle layık olduğu yere, TÜRKLÜĞÜN DÜŞMANLARI, bölümüne taşıyorum.

TTK.

[TÜRK-KAN]

 Kurtuluş Savaşı esnasında düşmanla birebir işbirliği yapan alçaklar vardı. Bunlar; Büyük Zafer'den sonra listelendiler ve ülkeden defedildiler. Toplam 150 kişiydiler. O yüzden bunlara Yüzellilikler adı verilmiştir.

 Kuşçubaşı Eşref adlı alçakta bunlardan biriydi.

 http://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C3%BCzellilikler

 

Çerkes Ethem ve Avânesi
57. Çerkes Ethem
 58. Çerkes Reşit Bey- Çerkes Ethem'in kardeşi
 59. Çerkes Tevfik Bey - Çerkes Ethem'in kardeşi
 60. Eşref Kuşçubaşı
 61. Hacı Sami - Eşref Kuşçubaşı'nın kardeşi
 62. İzmirli Küçük Ethem - yüzbaşı, eski Akhisar kaymakamı
 63. Düzceli Mehmetoğlu Sami
 64. Burhaniyeli Halil İbrahim
 65. Susurluk'tan Demirkapılı Hacı Ahmet
 

 Çerkes Ethem(siyah kalpaklı) ve Kuşçubaşı(Beyaz kalpaklı), Yunanlılara sığındıktan sonra Yunanlı subaylarla çektirdikleri bir resimde;


 

* Türk büyüğü olarak gösterilmesine neden olan kahramanlıkları gerçek mi?
Adapazarı çevresindeki Kuvayı Milliye'nin başarıları ona mal ediliyor. Adapazarı bölgesinde Kuvayı Milliye müfrezeleri oluşturmaya çalıştığı doğrudur. Ancak uygulamaları tepki çekiyor. Zorla yüklü miktarda para toplaması nedeniyle halk ayaklanıyor. Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa'nın zorla para toplaması nedeniyle bölgeden uzaklaştırılmasını isteyen telgrafı var.

* Kuşçubaşı Eşref, Milli Mücadele sırasında neden Yunanistan'a geçiyor?
Çerkez Ethem 64 adamıyla 1921'de Yunanlılara sığında yanında Kuşçubaşı Eşref de var. 28 Ocak 1921 günü Susurluk'a bağlı Dereköy'de çekilen tarihi fotoğrafta Çerkez Ethem, Kuşçubaşı Eşref ve Yunan subay Christos Karassos aynı karede yer alıyor. Üstelik Genelkurmay istihbarat raporlarına göre Çerkez Ethem ve yanındakiler bu ayaklanmadan iki ay önce İngiliz ve Yunanlarla ilişkiye geçiyor.

* Düşmanla işbirliği mi yaptı?
Genelkurmay Başkanlığı'nın raporuna göre İzmir'den kaçan Kuşçubaşı Midilli'ye sığınıyor. Kuşçubaşı'nın örgütlediği çeteler Ege adalarından Batı Anadolu kıyılarına saldırılar düzenliyor. Yunanlar ve İngilizlerle tam işbirliği içinde. Genelkurmay istihbarat raporlarının 17 Eylül 1922- 19 Temmuz 1923 arasındaki bölümlerinde Enez'den Muğla'nın doğusuna kadar 150 baskın ve sızma yaşanmış. Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak imzalı olan 29 Mart 1923 tarihli raporuna göre Kuşçubaşı Eşref'in Yunan Adalarından gönderdiği 500 adamının İzmir'deki Doğanbey karakolunu basıp bölük komutanı, takım komutanı ve bir eri şehit ettikleri bilgisi yer alıyor. Gönen'e, Edremit'e gönderdiği adamlarıyla çarpışmalar yaşanıyor. Düşmanla işbirliği yapmakla suçlanan ve "150'likler" diye anılan listeye girdi.

[TÜRK-KAN]

 Çerkes Ethem haininde olduğu gibi Kuşçubaşı adlı şahısta Türk Milleti'ne, Başbuğ Atatürk'e ve Milli Mücadele'ye düşman olan çeşitli gruplar tarafından adeta kahramanmış gibi lanse edilmektedirler.

 Bunlar; Kafkas Dernekleri, Basın ve Bürokrasi'deki Çerkezler; İkinci cumhuriyetçiler, Fetullahçılar ve diğer Osmanlıcı tarikatlardır.

 Türk gençleri; bu alçakların ayak oyunlarına karşı daima hazır olmalı ve tarihlerini iyi bilmelidirler.

[YALNIZKURTKARAGÜLLE]

Bu alçaklar ancak TÜRKLÜĞÜN DÜŞMANLARI bölümünde yer alabilir.
O nedenle layık olduğu yere, TÜRKLÜĞÜN DÜŞMANLARI, bölümüne taşıyorum.

TTK.

Başkanım,evet konuya bakışımız bu şekilde olmalıdır,
Türk tarihinde kayda geçmiş şahsiyetler hakkında yanlı veya yabancılar tarafından hazırlanmış bibliyografileri kökünden dumur edecek bir çalışma yapmamız gerekmektedir.(Bunun gibi nice konu var ancak Türkçüler malumunuz tatlı su sazanlığından başka bir işe yaramıyor.)

TTK.

[TÜRK-KAN]

 Bir dipnot daha;

Kuşçubaşı bizzat İngiliz, Yunan ve Fransız İstihbaratları tarafından Türkiye'ye karşı kullanılmak için kurulan ve her şekilde desteklenen Anadolu Osmanlı İhtilal Komitesi adlı örgütün kurucularındandır.
Bunların amacı; Başbuğ Atatürk'e suikast yapmak ve memlekette çeşitli yerlerde isyanlar çıkararak Vahdettin'in tekrar padişah olmasını sağlamaktı.
 
 Kuşçubaşı'nın kardeşi olan Hacı Sami; Atatürk'e suikast girişimi yapmak için yanındaki çete ile birlikte gizlice ülkeye sızma girişiminde bulunurken bölgedeki Tahtacı Türkmenlerinin köylerinden zorla erzak temin etmeye kalkmışlar. Türkmenler, bunlarla silahlı çatışmaya girmişler ve derhal Jandarma'yı da çağırarak; Hacı Sami ve çetesinni bertaraf etmişlerdir. Hacı Sami adlı hain çatışmada gebertilmiştir.   


 

Dün akşam Ali Rıza Bey’in evinde Hacı Sami ile beraber Tahran’a gitmeye karar vermişsin. Sen durumu biliyordun. Hacı Sami Tahran’a vize alamaz. Çünkü onu Türkiye’ye sokmayacaklar.Hükümet onun Türkiye’ye girmesine müsaade etmez, dedi.

 -Neden..? Bu adam Türkiye’ye karşı ne gibi bir fenalık işledi..? diye sordum. -Evet, kendisi bizzat bir fenalık yapmamıştır. Fakat kardeşleri, akrabaları Türkiye’ye çok ve hem de pek çok fenalıklar yaptılar. Ondan dolayı Mustafa Kemal Paşa bunların sülalesini Türkiye hudutlarından dışarıya çıkardı. Şimdi kendilerini de Türk vatandaşı olarak kabul etmiyorlar. Türkiye’ye sokmayacaklar. Bunun sebebinden belki ileride bir zarara uğrarsın. Vaz geç arkadaşlarından ayrılma dedi. 
KAYNAK:Türkistan’da ENVER PAŞA’nın Umumi Muhaberat Müdürü MOLLA NAFİZ’İN HATIRALARI/SARIKLI BASMACI-ALİ BADEMCİ/S.343-345