Türklerin eski inançları hakkında birçok görüş sunulmuştur. Bu görüşlerin birçoğu Şamanizm ve Tengricilik arasında kalmıştır. Çünkü, Türkler yoğun olarak bu inanç sistemlerindeki öğeleri benimsemişlerdir.
Türklerin inandığı bu tabiat sisteminde;
- Tabiatta bulunan dağ, ağaç, güneş, ay ve yıldız gibi varlıklarında gizli güçlerinin olduğuna inanılırdı.
Eski Türklerin dini inanç sistemleri de işte bu yüzden karıştırılmaktadır. Tam olarak nasıl bir inanç sisteminin benimsendiği bilinmese de, genel olarak tarih kitaplarında ve çeşitli kaynaklarda Şamanizm çoğunlukta olmak üzere, bir de Tengricilik olarak geçmektedir.
Pek çok araştırmacıya göre Türklerin inanç sistemi çeşitliliğini ve sırrını korumaktadır. Yaygın olarak bilinen Şamanizm pek çok eski halk tarafından benimsenmiştir. Fakat burada yanlış bilinen bir durum vardır. Şamanizm bir din değildir. Her ne kadar bu inancı din olarak görsekte, aslında bir din olmadığını anlamak çok kolaydır. Bu inanç sistemi daha çok büyü ve gizli güçlerin varlığına inanma ile ortaya çıkmıştır. Mistisizm’e benzetilebilir. Türklerin inancı ile ilgili ikilemde burada başlamaktadır. Az önce bahsettiğim Türklerin inandığı tabiat sistemi, Şamanizm ile çok benzerlik taşımaktadır. Yine Şamanizm’de bahsettiğim gizli güçlerin varlığı ile ilgili olan bölüm, Türklerin tabiatta gizli güçlerin ve ruhların olduğuna inanmaları ile denktir. Kısaca eski Orta Asya kültürleri bu yönü ile Şamanizm’e benzediği için Eski Türklerin’de dini Şamanizm olarak tanımlanmaktadır.
Tengriciliğe bakacak olursak, bu dinin aslında Gök Tanrı inancı ile bir olduğunu görebiliriz. Eski Türkler’de yaygın olarak inanılan bir inanç sistemidir. Eski kaynaklara göre, her şeyin yaratıcı sadece Gök Tanrı olarak belirtilirdi. Eski kaynaklara(özellikle Çin ve Orhun Yazıtları’na) bakacak olursak, bugün kullanılan Tanrı sözcüğü bu kaynaklarda geçmektedir. O zamanki kullanımı ile Tanrı sözcüğü, Tengri ve Tengiri olarak kullanılırdı. Tengricilik’in en belirgin özelliklerinden biri, şuanki Kurtuluş Dinleri’ne(İslâmiyet, Hıristiyanlık, Yahudilik) oldukça çok benzemesidir.
Bu benzerliğe en iyi örneklerden ikisi şudur;
- Tek Tanrı inancı vardır.
- Eski Türklerin inandığı güçlü bir ahret inancı bulunuyordu ve öldüklerinde Uçmağ ve Tamu, yani şuanki adıyla Cennet ve Cehennem’e gideceklerine inanıyorlardı.
Birçok araştırmacı, Türklerin İslamiyet’i bu yüzden çabucak benimsediğini söylemektedir. Türklerin bu yönde pek çok din serüvenleri olmuştur. Kendi inandıkları inanç sistemleri, onların diğer benzer dinlere yönelmesini kolaylaştırmıştır. Lâkin Türkler arasında en çok yayılan din İslâmiyet’tir. İslâmiyet dışında benimsedikleri dinler de çoğunlukla benliklerini(Türklük özelliklerini) kaybetmişlerdir.
Son olarak, Türklerin inancını tek bir cümle ile açıklayan Bilge Kağan’ın şu sözleri ile bitirmek istiyorum:
Eski Türkçe; üzä kök tänri asra yağız yer kılıntıkda, ekin ara kişi oğlı kılınmış.
Şimdiki Türkçe ile; Üstte mavi gök, aşağıda yağız yer kılındığında, ikisinin arasında insan oğlu kılınmış.