Gönderen Konu: Uygurların Türkçe yazılı sikkeleri vardı  (Okunma sayısı 4896 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Borokhul Noyan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 224
Uygurların Türkçe yazılı sikkeleri vardı



Göktürklerin Çin sikkelerinin arka yüzlerine runik harfli değişik Türkçe cümle, kelime ve harfleri kaydettiği bilinmekte idi. Ancak her iki yüzü de runik harfli Göktürk parası bugüne kadar bulunamamıştı.1 Buna karşılık Uygurlar her iki yüzünde veya bir yüzünde Uygur harfleri ile Türkçe yazıtı olan sikke kestirmişlerdir. Bu sikkelerden en az iki tanesi bilim dünyasınca bilinmektedir.

Birinci Uygur sikkesi
Eski Uygur Türklerine ait birinci sikke Kimsar’da bulundu. Bugünki Uyguristan (=Doğu Türkistan)’ın şehirlerinden olan Kimsar’ın Çince tarihî adı Pei-t’ing, eski Uygurca adı ise Biş Balık’tır.

Bulunan sikke daire şeklinde bir çevresi olan ve ortasında kare şeklinde dört köşe bir boşluk bulunan Çin sikkeleri tarzındadır.

Bakırdan kesilen sikkenin ön yüzünün dört yönünde Uygur harfleri ile altı kelime, arka yüzünde ise üst ve altta üç kelime yazılıdır. Sikkenin ön yüzünde

kelimeleri okunmaktadır. Sikke yazıtı saat yelkovanının aksi istikametinde köl bilge t(e)gri bukuk uyg’ur kag’an şeklinde okunabilir.

Sikkenin arka yüzünde ise

yazılıdır.



Sikkede geçen Uygur kağanının adı Uygur harfli kazık yazıtlarının ikincisinde (T. III) kutlug’ ki ot kutlug’ koyn yıl, ikinti ay üç yagıka kün ay t(e)gride kut bulmış, ulug’ kut ornanmış, alpın, erdemin il tutmış, alp arslan, kutlug’, köl bilge tegri kan[ımız ? ...orun-ka olur]mış şeklinde geçmektedir.3

Kutlug’ ki ot kutlug’ koyn yıl Çin takviminde 947 yılına tekabül etmektedir.4 Kazık metninde geçen köl bilge tegri kan ise Koço Uygur beyliğinin 18. kağanıdır.5

Yine bu kağanın adının geçtiği ikinci kazık metninin yme kutadmış kutlug’ toprak kutlug’ biçin yıl-ka ödrülmiş edgü ödge kutlug’ kolıka tokuzunç ay tört otuz-ka purva pulguni yultuz-ka kün ay t(e)griteg küsençig körtle yaruk t(e)gri bög(ü) t(e)grikenimiz köl bilge t(e)gri ilig-nig orunka olurmış ikinti yılıga … şeklindeki ilk üç satırından da 948 yılında yazıldığı anlaşılmaktadır.

T(e)griken Uyg’ur Bukuk Kan unvanı bir Mani kitap parçasındaki Uygur harfli bir metinde t(e)griken uyg’ur bukuk kan koço-g’aru k(e)lipen koyn yılka üç mahi-stak olurmak üçün muzakke kingedi cümlesinde de geçmektedir.6

Bukuk kelimesi ise Chin-tsu’da 329 yılı olayları dolayısıyla Çin harfleri ile yazılan bir beyit Kurakuchi Shiratori, Güstav John Ramstedt, Louis Bazin, Annemarie von Gabain, Johannes Benzing, Talât Tekin, İvan Nikolayeviç Şervaşidze gibi araştırıcılar tarafından incelenmiştir. Araştırıcıların bazıları beyitte geçen bir kelimeyi bokuk ~ bukuk okumuşlardır.7 Çin harfleri ile yazılan kelimenin bokuk ~ bukukokunuşu doğru ise, sikke üzerindeki unvan ile ilgisi ayrıca incelenmelidir. Dört metinde geçen ismi karşılaştırdığımızda

unvanlarını görüyoruz.

Sonuç olarak bu sikkenin saltanatı 947-959 yılları arasında olan 18. Uygur kağanı tarafından 10. yüzyılda T’ang devrinde kestirildiği anlaşılmaktadır.

İkinci Uygur sikkesi
Çin sikkeleri tarzında daire şeklinde bir çevresi olan ve ortasında ise kare şeklinde dört köşe bir boşluk bulunan bronz sikkenin ön yüzünde saat yelkovanını aksi yönünde olmak üzere

yazılıdır.


Yazıtı ıdok y(a)rl(ı)g’ yorısun şeklinde okunan ve arka yüzünde yazıt olmayan bu sikkenin de 10. yüzyılda T’ang devrinde kestirildiği düşünülebilir.

Kaynaklar :

1- Osman Fikri Sertkaya, “Göktürklerin runik harfli sikkeleri”, Orkun, Türkçü Dergi, sayı 87, Mayıs 2005, sayfa 23-27.
2- Kiang Ch’i-hiang, “I-mei-hui-hu ch’ien-pi (An Uighur Coin)”, Hsin-kiang wên-wu, II, 1990, s. 65-70; Yang Fu-hsüeh, “Ki-mu-sa-êrh wên-kuan-so-shou-ts’ang-tê-i-mei hui-hu-wên Ch’ien-pi (An Uighur Coin Preserved in the Cultural Propertics Administration of Kimsar)”, Chung-kuo ch’ien-pi, III, 1991, s. 11-15 ve 26; Yang Fu-hsüeh, “Ts’ung i-fên mo-ni-wên wên-shu-t’an kao-ch’ang hui-hu tê-ki-ko wen-t’i (On the Paper Money and Coins of the Qoço Uighur Kingdom from the Uighur Manuscripts)”, Chung-kuo shê-hui king-ki-shih yen-chiu, I, 19923, s. 8-14; F. Thierry, “Les monnaies de Boquq qaghan des Ouigours (795-808)”, Turcica, 30, 1998, s. 263-278.
3- Takao Moriyasu, “Uighur Buddhist Stake Inscriptions from Turfan”, De Dunhuang à Istanbul, Hommage à James Russell Hamilton, 2001, s. 148-223.
4- James Russell Hamilton, Les Ouïghours à l’Époque des Cinq Dynasties d’apres les Documents Chinois, s. 142-143, § 18; krş. Louis Bazin, Les Systemes Chronologiques dans le Monde Turc Ancien, 1991, s. 253-255, § 31.
5- James Russell Hamilton, a. g. e., s. 142-143, § 18.
6- A. von Le Coq, “Ein manichaisches Buch-Fragment aus Chotscho, Festschrift Vilhelm Thomsen, Leipzig, 1912, s. 145-154. bk. s. 147.
7- Kurakuchi Shiratori, “Über die Sprache der Hsiung-nu und der Tung-hu–Stämme”, İzvestiya İmparatoriçeski Akademii Nauk – Bulletin de l’Académie des Sciences, 17, Nr. 2, St. Petersburg, Septembre 1902, s. 01-033; Güstav John Ramstedt, “Zur Frage nach der Stellung des Tschuwassischen”, Journal de la Société Finno-Ougrienne, 38 (1922), s. 30-31; Louis Bazin, “Un texte Proto-Turc di IVe Siècle: le distique Hiong-Nou du ‘Tsou-chou’”, Oriens, I/2, 1948, s. 208-219. Bu makalenin tenkidi için bk. Annemarie von Gabain, “Besprechungen”, Der Islam, 29 (1950), s. 244-246; Johannes Benzing, “Das Hunnische, Donaubolgarische und Wolgabolgarische”, PhTF I, (1959), s. 686; Talât Tekin, “Çeşitli alfabelerle Türkçe yazılar: Çin ideogramları ile Türkçe”, Tarih ve Toplum, 11, Kasım 1984, s. 5 (293)-8 (296). bk. s. 6; İvan Nikolayeviç Şervaşidze, Formı glagola v yazıke tyurkski¿ runiçeski¿ nadpisey, Tbilisi, 1986, s. 3-11; Talât Tekin, “III. Hunca beyit”, Hunların Dili, Ankara, Mayıs 1993, s. 33-55.
Orkun’un Notu: Bazı harflerin doğru yazılışı için Orkun dergisine bakınız.

Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA (İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü) – Haziran 2005

Çevrimdışı OnTurk209

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 138
  • Ayak bastığmız en küçük taş parçasına kadar...
Ynt: Uygurların Türkçe yazılı sikkeleri vardı
« Yanıtla #1 : 24 Temmuz 2011 »
Selçuklulardan önceki Türk tarihi karanlık noktalarla doludur. Aslında bunların gizemli bir yanı yoktur. Bizim Orta Asya'da da gayet ileri ve tarihte birçok ilki yaratan bir medeniyetimiz vardı. Uygur sikkeleri de bu sayısız noktalardan biridir. Ama okullarımızda Batı'nın bizim için yazıp hazırladığı tarih okutuldukça, tarih ve kültür bilincini Batı'nın hipnotize ettiği beyinlere emanet ettikçe bunların farkına varmamız zordur. Bilim ve teknik ayrıdır ama kültür söz konusu olduğunda ne Batı'nın ne Doğu'nun kültürü bizi ilerletir. Yalnızca tarih kitaplarında barbar ve cahil diye geçen atalarımızı incelememiz yeterli.
GEÇMİŞLERİN GECESİNDEN IŞIK ALIRIZ...