SELÇUKLU ORDUSUNDA KULLANILAN SİLAHLAR
Oğuzların Kınık boyundan olan Selçuklu Türkleri, İslam dünyasına Maverâ’’ün nehr’den gelerek girdiler ve X. Yüzyılın sonlarına doğru Müslüman olarak, kendilerini İslamiyet’in hizmetine verdiler. Oldukça kısa bir sürede başarılı fetih hareketlerine girişen Selçuklular; Gaznelileri, Bizans’ı Şii Büveyhoğullarını mağlup edip, Abbasi Halifeliğinin ve Sünni İslam koruyuculuğu vazifesini üzerlerine aldılar..
Selçukluların iktidar ve yükselişinin temelini atan Türkmenler hafif silahlarla donatılmış, vurucu, üstelik çok çevik bir orduyu temsil etmekteydi . Ayrıca bu ordunun giderleri çok azdı. Selçuklular, bunlara karşı bir denge sağlamak, aynı zamanda tamamlayıcı bir askeri güç oluşturmak amacıyla geleneğe uygun olarak bir gulam ordusu, daha doğrusu bir paralı ordu kurdular. Güçlü orduları sayesinde ülkeyi etkili biçimde denetleme olanağı buldular. Böyle bir ordunun bakımı için gerekli parayı da ikta sistemini uygulayıp yaygınlaştırarak sağladılar. Türkmen ordusu tamamen süvarilerden oluşurken gulümlerden oluşan hassa ordusu ise hem süvari hem de piyadelerden müteşekkildi . Askerlerin giyim tarzı hakkında pek m olmasa da sarı külah(börk) takıp, keçe giydiklerini Süvari olduklarına göre muhtemelen, diğer Türkler gibi pantolon giydiler.
Selçukluların parlak zaferler kazanmasında, hafif süvari dayanan ordusu, öteden kullandıkları savaş stratejileri ve dönemin teknik bilgilerine yabancı bulmaları önemli rol oynadı . Rakiplerinin ok ve yayı sadece kullandığı bir dünyada Selçuklular, ok ucu olarak sivriltilmiş kemik kullandılar ve at üzerinde her pozisyonda ok kullanabilmek için talimler yaptılar. ödevde; Selçukluların kullandıkları savaş aletleri; saldırı, savunma ve kuşatma araçları diye kısımlanarak incelenecektir.
SALDIRI SİLAHLARI
Ok Ve Vay
Ok, yay ile gerili kirişe takılarak uzağa atılan ucu sivri, düzgün, ince, bir çubuktur. Düzgün uçması için arka kısmına kuş tüyü geçirildi. Sivri ucu, önceleri çakmak taşından yapılırken, sonradan bunun yerine metal veya kemik kullanıldı, yay kirişi, manda boynuzundan yahut ağaç veya madenden yapılabilirdi.
Ok ve yayın bozkırlı kavimlerin olduğu hususunda tarihçiler hem fikirler. İskitler ve Hunlar bu konuda eskiçağın en maharetlileriydi. Zaten Oğuzlar, Oğuz Destanı’na dayanılarak Bozok ve Üçoklar diye iki kola ayrılmaktadır. Yani ok ve yayın Türkler için önemli ve hususi bir yeri vardır. Hakimiyet, tabiyyet ve da Bey, hususi mektuplarında tuğra olarak ok ve yay işaretini kullanmıştı . Selçuklu akınlarından rahatsız olan Gazneli Sultan Mahmud’a komutanı Arslan Cazib, Selçuklu erkeklerinin baş parmaklarını kestirmesini tavsiye , etmişti. Çünkü baş parmağı olmayan, dolayısıyla ok atamayan bir Türkmen yaşayamazdı.
Mızrak
Uzun saplı ve sivri demir uçlu olan bu silah, saldırı veya savunma amaçlı kullanılabiliyordu. Memlükler, mızrağı savunma amaçlı kullanıyorlardı ve bu yüzden Memlüklü mızrakları demiriydi. Selçuklu mızrakları ise ahşap saplıydı. Bu sayede fırlatılmaları mümkün oluyordu
Kargı
Ucunda demiri olan bir nevi mızrak idi. Eskiden beri kullanımı yaygındı. Büyük Selçuklu ordusunda kullamlan “hatti” ve “gargı” adı verilen çeşitleri Bahreyn’de
üretilirdi .
Harbe
Piyadelerin kullandığı nisbeten kısa bir mızrak çeşidiydi.
Kılıç
Ateşli silahların yaygınlaşmasından önce kullanılan en meşhur harb aletidir. Bele asılarak taşınır. Kudret ve hakimiyetin sen İlk defa kimin, ne zaman kullandığı bilinmemektedir. Mesela Hititler kullanıyordu . Eski Türk Devletlerinde kılıç kullanımı ve imali oldukça yaygındı. Selçuklu kılıçları, Karahanlılarda tedarik edildiği gibi, Kayseri, Ahlat ve Divriği’de üretiliyordu. Selçuklu ve sonradan Osmanlı Devleti’nde ordu ihtiyaçlarını karşılamak için her eyalette kılıçhaneler kurulmuş ve kılıç ustaları yetiştirilmişti. Ayrıca Selçuklu Sultanları, devlet kuran Müslüman hükümdarlara istiklal ve hakimiyetini tanıdığını belirtmek için kılıç gönderirlerdi .
Kama
Sivri uçlu, iki yanı keskin, enlice bir tür bıçak olup Kafkas kökenlidir. Kın içinde, belde taşınırdı.
Pala
Ağzı enli, ortası geniş, uca doğru daralan kalın, kısa ve ağır kılıç çeşidiydi. Daha çok atlılar kul1anırdı .
Hançer
Ucu eğri ve sivri, yanları keskin, silah olarak kullanılabilen kamadan küçük bıçaktır. Düz veya tırtıllı olabilirdi. Erkeklerin çoğunlukla taşıdığı hançer, mertlik alameti olarak görülürdü. Batıni faaliyetleri sayesinde suikast silahı olarak kötü bir şöhret kazanacaktı.
Gürz
Türklerin topuz veya bozdoğan da dedikleri düşmanı yaralamak ve zırhını parçalamak amacıyla yakın çatışmada kullanılan, üzerinde boğumlar olan ve bir ucu öbüründen çok daha kalın bir silahtır. Demir, bakır, pirinç veya bronzdan yapılıyordu. Piyadelerin kullandıkları daha hafifti. Sultan Alparslan Malazgirt savaşında hem kılıç hemde gürz kullanmıştı .
Balta
Birçok araştırıp Avrupa’ya yayılan Asya kökenli akıncıları “baltalı savaşçılar olarak tanımlanmıştır . Buna rağmen yeryüzünde Kızılderelilerden Vikinglere kadar birçok toplumda silah olarak yaygın kullanıma sahipti. Uzun saplı, mızrağa benzer çeşitleri yanında, süvarilerin kullandığı kısa saplı el balaları da vardı.
Çekre
Dört köşeli, baş parmak kalınlığında, keskin uçlu bir ok olup kurma yoluyla atılırdı ve zırhları delici güçteydi.
SAVUNMA TİPİ SAVAŞ ALETLERİ
Kalkan
Savaşçıların ok, mızrak, gürz ve kılıç darbelerinden kendilerini korumak için kullandıkları alettir. Sol elle tutulurdu. Dikdörtgen, yuvarlak veya kabarık olabilirlerdi. Yapıldığı malzemeye göre isimler alırlardı. Mesela demir olanlara “hacefe”, çelik kalkanların yuvarlak olanına “yaleb” denirdi. Bir başka çeşidinin adı “matrak” idi. Kalkan imalatı ve üzerindeki süsleme işçiliği Türkiye sanatlarında mühim bir öneme sahiptir .
Miğfer
Başı dış belerden koruyan madeni başlık olup, tepesi sivri ve fes biçimindeydi. Bumu, kulakları, boynu muhafaza eden siperlik ve levhaları olabilirdi. Her devirde kullanılmıştı
Zırh
Vücudu silahlardan korumak için kullanılan çelik giyecektir. Avrupalıların, hareket kabiliyetini oldukça sınırlayan, ağır ve kalın zırhlara karşılık Selçuklu ve Memlüklerde, küçük parçaların birleşmesinden müteşekkil, hareket serbestliği veren kullanışlı ve hafif zırhlar kullandılar. Süvariler, kendilerini e en kıymetli yardımcıları olan atlarını korumak için de zırh kullandılar. Atlara giydirilen zırh; at alın, boyun ve sağrı zırhı olmak üzere üç parçaya 1.Kılıçarslan, Çavlı ile olan mücadelesinde kendisinde atının da zırhlı olması sebebiyle bir nehri geçmek isterken boğularak ölmüştü .
Cevşen ve Zemberek
Cevşen, örme zırh demekti. Çokal da bir zırh çeşidiydi. Çelik yada pirinçten mamül bir cins zırha da zemberek denirdi.
KUŞATMA ARACLARI
Mancınık
Gerilip bırakılarak, ucundaki taşı ileri fırlatan kaşık şeklindeki bir sopa ve düzeneğinden oluşan bu alet, hem saldırı silahı olarak hem de kale muhasaralarında kullanılırdı. Fenikeliler ve Romalılardan beri bilinen bu alet ile düşmanın üzerine veya aşırtma taş, gülle veya büyük oklar atardı .
Arrede
Bir nevi mancınıktır. Daha çok hafif taşların fırlatılmasında kullanılırdı .
Külünk ve Miskab (Nakkab)
Külünk, kazmaya benziyordu. Miskab ise delici bir aletti. Bunlar, kale kapısının zorlanmasında kullanıldılar .
DİĞER SAVAŞ GERECLERİ
Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü sahada hem Selçuklu’dan önce hem de sonra yaygın olarak filler kullanılmıştı. Mesela Gazneli Sultan Mesud’un Dandanakan’da Selçuklu ile savaşırken o, filler bulunuyordu. Eyyübi Sultanları da savaşlarda fillerden yararlanacaktı . Savaşlarda fil kullanıp kullanmadıklarını bilmiyoruz. Ancak faidelerini ve yaygın kullanımlarını gören Selçuklular, olasılıkla eskinin canlı tanklarından yararlandılar.
Barutu Çinlilerin icad ettiği, onlardan Müslüman Türkler ve Araplar vasıtasıyla Avrupa’ya geçtiği bilinmektedir. Ancak Çinliler, barutun patlayıcı özelliklerini bilseler de onu savaşta değil havai fişek yapımında kullanıyorlardı. Timur Han’ın askerlerini ellerinde tüfeğin ilkel şekli olan karabinalar olduğu halde avlanırken gösteren minyatürlerin mevcudiyeti, ayrıca Osmanlı Beyliği’nin toplar sayesinde Sırp Sındığı zaferini kazanmaları, barutun, daha XIV. yy’larda yaygın bir kullanıma sahip olduğu hakkında fikir verebilir. Fakat Selçukluların barutu kullandıkları hakkında elimizde malt olmadığı gibi bu konuda tahmin yürütmek bile zor. Yalnız, petrolden elde edilen, kolay tutuşan ve parlayıcı özelliği olan neft, kuşatmalarda kullanılıyordu. Hatta Irak Selçuklularının ordusunda bir neffatun (neftçiler)birliği vardı .
KİMYASAL SİLAHLAR
Nefti ve eğer kullanılıyorsa barutu, ateşli silahlar(patlayıcılar) grubuna dahil edebilirdik. Bu durumda kale kuşatmalarında ve düşmanın önünden kaçarken en başvurulan “kuyu zehirleme” olgusunda kimyasal silahların kullanıldığını kabul edebiliriz . Zehir olarak da herhalde Zırnık(Arsenik), Siyanür veyahut Kurşunlu veya Civali bileşiklerden birisi kullanılıyordu. Çünkü bu sayılanlar, eskiçağ ve ortaçağın en rağbet gören zehirleriydi.
KAFESOĞLU, İ, Türk Milli Kültürü, s.370-371 İstanbul 1999.