ESKİ TÜRK OYUNLARINDAN…
TEPÜK
Futbol, dünyanın birçok ülkesinde en popüler spor olmasının yanında tarihi de çok çok eskilere dayanır. Milattan bile daha önceleri futbol benzeri ayakla oynanan oyunların olduğu biliniyor. Antik Yunan, Roma
ve Çin Medeniyetleri başta olmak üzere neredeyse tüm medeniyetlerde futbolun ayak izlerini takip edebiliriz. İlginçtir, bilinen dünya ile o zamanlar hiçbir ilişkisi olmayan Amerikan yerlilerinde bile bu oyunun değişik şekillerini oynandığını biliyoruz. Bütün bunlar gösteriyor ki, bir top peşinden koşma, çağlar boyunca insanların ilgisini çekmiştir.
Türkler’de “ayaktopu”; futbol sevgisinin çok eski dönemlere dayandığı söylenebilir. Türkler hakkında yazılı birçok kaynakta ayakla oynanan bir oyundan bahsedilir.
"Büyük mabetlerde sık sık ayak topu müsabakaları yapılır. Bu oyunda topa elle dokunulamaz. Ya ayakla, ya da başla vurulur ve böylece topu hasım kaleden içeri sokmak için uğraş verilir."
Orta Asya Türkleri ile ilgili "La Tartarie" adlı Fransızca eserde ; Tsang kentinde, Türkler’den oluşan kız ve erkeklerin beraber oynadığı oyunu izleyen Hiuan adlı bir Çinli bu satırları yazar.
Burada dikkat edilmesi gereken unsurlardan birisi de kadınların da oyuna iştirak etmeleridir. Hatta bazı kaynaklar oyunu sadece kadınların oynadığı bir oyun olarak anlatılır.
Göktürkler hakkında bilgi veren Tung-Tien adlı Çin kaynağında futbol benzeri bu oyundan şöyle bahsedilir: “Erkek çocuklar sazlık ve ağaçlık yerlerde eğlenirler. Kızlar deri top tekmelerler. At sütünden yapılmış kımız içip , sarhoş olurlar şarkı söylerlerdi. "
Yine bir başka Çinli kaynakta, aynı şekilde ayakla oynanan bir oyun anlatılır. Oyun aracı olarak, genellikle sekiz parçalı dikilmiş deri kılıflara yün doldurularak yapılan topların kullanıldığı bahsedilmektedir. "Kuzeyli Barbarlar" olarak tanımlanan ilk Türkler’in, bu oyunda usta olduğu ifadesi geçer.
Kaşgarlı Mahmut'un 11. yy'da hazırladığı, Türkçe'nin bilinen en eski sözlüğü Divânu Lügati't-Türk, Türkler’in yaşayışları hakkında bir çok konuya ışık tutan çok kıymetli bir eserdir. Bu eserde "TEPÜK" adlı bir oyundan bahsedilir. Tepük oyunu şöyle anlatmıştır Kaşgarlı Mahmut: "Kurşun eritilerek iğ ağırşağı şeklinde dökülür, üzerine keçi kılı veya başka bir şey sarılır, çocuklar bunu teperek oynarlar.”
"Tepük", Türkçe'de tepmek, tekmelemek anlamına gelir. Oyun ayakla oynandığı için bu isim konulmuş olsa gerek.
Eski Türklerin "Tepük" oyununu, belirli aralıklarla karşılıklı dikilmiş mızrakların arasından topu, ayakla vurmak suretiyle geçirerek sayı kazanma esasına göre oynadıkları bilinmektedir.
"Tarih-i Timur" adlı eserde, Timur döneminde Türklerin, içi havayla doldurulmuş kuzu postundan yapılma toplarla oynadıkları; oyunda topa elle dokunmanın ve topu çizgiden dışarı çıkarmanın yasak olduğu yazılıdır. Timur'un bu oyunu askerlerine bir çeviklik talimi için yaptırdığı ifade edilir.
Bu kaynakta bahsedilen el kullanımının yasak olması ve sahanın belirli sınırları olması gibi kurallar bugünkü modern futbolla büyük ölçüde benzerlik göstermekte.
Seyyid Ali Ekber'in yazdığı "Hıtay-ı Name"' adlı eserde yine bu oyundan bahsedilir. Bu konuda şunlar anlatılır: " Ve top oyunu Hıtay'da güzeller işidir. Ve dahi harabeti (düzensiz kalabalık) çok olan ve sığır kursağından top yüzmüşler (yapmışlar) ve mahbub (erkek) ve mahbubeleri (kadınları) durdurmuşlar. Ve topa ayaklar ile ururlar (vururlar). Şöyle ki; elin ol topa değdirmeye ve ol topu yere düşürmeye ve nazik ayak ile dürde (ite), saklara (baldırlara) ve usulsüz vurmak ve yere düşürmek ve daireden taşra (dışarı) çıkmak vaki olmaz."
TTK.