01 Ekim 2011 Pazar günü İran'ı protesto gösterisinde, Gökbörü Türkçüler Teşkilatınca, yapılan konuşmanın metni:
Urmu Gölü, Urmu Çölü Olmasın!
Humeyni’nin 1979 yılında yaptığı İslam Devrimiyle birlikte tesis edilen Faşist Fars rejimince otuz beş milyonluk Güney Azerbaycan Türklüğü sistematik olarak asimilasyona tabii tutularak Farslılaştırılmak istenmektedir.
Fars Faşizmi bu uğurda yüzlerce Türk’ü idam etmiş, binlercesini zindanlara tıkarak hapsetmiş ve on binlerce Türk de Fars faşizminin zulmünden kurtulmak ve can emniyeti nedeniyle yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır.
Katil Farslı cellâtların Güney Azerbaycan Türklüğüne karşı yaptığı akıl almaz eziyet ve zulümler yetmez gibi şimdi de Türklerin yaşadığı bölgelerin ekolojik dengesinin bozulmasına yönelik politikalar yürütülmeye başlanmıştır.
İran faşizminin bu politikasının yegâne gayesi: Güney Azerbaycanlı Türkleri yerlerinden yurtlarından ederek Türklerin dirlik ve birliğini ve bu dirlik ve birliğin doğal sonucu olan Türk direncini kırmaktır.
Faşist İran yönetimi “Urmu Gölü”nü “Urmu Çölü” haline getirmek için Urmu Gölünü besleyen su kaynaklarının önüne barajlar kurarak su akışını kesmiştir.
İran, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, uluslararası makamların Urmu Gölünü besleyen su kaynaklarının yeniden Urmu Gölüne akıtılması için yaptığı bütün çağrıları reddetmiştir.
Anlaşılan o ki faşist İran yönetimi Urmu Gölünü “tuz çölü” haline getirmeye kararlıdır.
Dünyanın en tuzlu suyu olan Ürdün-İsrail sınırındaki Ölü Deniz’de bile tuz yoğunluğu bir litrede 275 gramken Urmu Gölündeki tuz yoğunluğu bir litrede 330 gram seviyesine çıkmıştır.
Yani şu an itibariyle dünyanın en tuzlu suyu Urmu Gölündedir.
Urmu Gölü, İran Faşizmince, tuz çölü haline getiriliyor.
Urmu gölünün kuruması demek o bölgede hayatın sona ermesi demektir.
Urmu gölünün kuruması demek tamamını Türklerin oluşturduğu ve en büyük Türk yerleşim bölgesi olan Urumiye ve Tebriz’in boşaltılması, yani Türksüzleştirilmesi, demektir.
İran’ın Urmu Gölünü “tuz çölü” haline getirmek istemesinin altında yatan asıl amaç budur.
İşte Urmu Gölü Fars şovenizminin bu hain ve alçak amaçları için sistematik olarak kurutulmakta ve çölleştirilmek istenilmektedir.
Katil İran yönetimi; düzmece suçlarla yüzlercesini idam ettiği, binlercesini zindanlarda çürüttüğü, on binlercesini sürgün ettiği Güney Azerbaycan Türklüğünü tamamen yok etmek için son kahpeliğini de uygulamaya koymuştur.
Katil İran faşizmi Güney Azerbaycan Türklüğünü yıllardır din kardeşliği aldatmacasıyla asimile etmeyi, Fars emperyalizminin geleceği için, kâfi görmemiş olmalı ki, şimdi de en büyük düşman bildiği Türk Milli varlığını topluca yok etmenin planlarını uygulamaya koymuştur.
EyTürk oğlu! Ey Türk Kızı!
Uyan ve davran!
Yoksa Ö-LE-CEK-SİN!
Aklını başına devşir!
Senin Farisi, Kürt, Arap bilmem ne adlarla anılan kardeşlerin yok!
Ve dahi senin adı din kardeşliği olarak konulmuş olan kardeşlerin filan da yok!
Senin tek bir kardeşin var o da aynı kanı taşıdığın Türk kandaş ve soydaşındır.
Ey Türk Milleti!
Kan kardeşliği dışında sana yutturulmaya çalışılan bütün kardeşlikler sahtedir, yalandır.
Bütün bunlar seni kandırmak ve yok etmek için kurulmuş tuzaklardır.
Bu yalanlara kanma!
Bu gün Urmu Gölünü kaybedersen yarın Hazar’ı, Karadeniz’i Aral’ı kaybedeceksin.
Senin düşmanın bir tane değil.
Daha doğrusu senin dost ve kardeş diyebileceğin kimsen yok.
Senin tek dost ve kardeşin aynı kanı taşıdığın Türk’tür.
İran faşizminin Güney Azerbaycan Türklüğüne karşı yürüttüğü bunca zulüm ve asimilasyon politikalarına rağmen hala bu eli kanlı Fars katillere din kardeşi olarak bakanlara ancak lanet etmek gerekir.
Tarihi gerçekler, bütün acımasızlığıyla, göstermiştir ki:
Türk'ün kardeşi, sadece ve sadece, Türk'tür!
Türk'ün başına ne bela geldiyse hepsi, kan kardeşliği dışında ihdas edilmiş olan, sahte ve yapay kardeşliklerden(!) gelmiştir.
TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA KARDEŞİ ve DOSTU YOKTUR, OLAMAZ!
İran faşizmi ne yaparsa yapsın Güney Azerbaycan Türklüğünün bağımsızlığını engelleyemeyecektir.
İnanıyor ve iman ediyoruz ki çok yakın bir gelecekte, Tebriz’de, ay-yıldızlı Güney Azerbaycan bayrağı, Güney Azerbaycan Türklüğünün hürriyet ve bağımsızlık Türkülerini selamlarcasına şan ve şerefle dalgalanacaktır.
Cennetmekân Elçibey’in, Mehmet Emin Resulzade’nin ve dahi milyonlarca Azerbaycan Türkünün “BÜTOV AZERBAYCAN” rüyalarının gerçek olacağı günler artık yaklaşmıştır.
Fars faşizmi, Türklüğün kutlu ülküsü ve milli direnci karşısında, yıkılmaya mahkûmdur.
Yıkılacaktır!
Kahrolsun katil Fars faşizmi!
Yaşasın Güney Azerbaycan Türklüğünün bağımsızlık ve bütünlük davası!
Yaşasın Güney Azerbaycan'ın Bozkurt yiğitleri!
Yaşasın Türklüğün Birlik Davası!
Nerede bir Türk yaşıyorsa yüreğimiz orada atacaktır!
Nerede bir Kür’şad isyanı, nerede bir Bozkurt görürseniz orada olacağız!
Türklük için yaşamayı en kutlu ibadet ve görev bileceğiz!!!
BAĞIMSIZ GÜNEY AZERBAYCAN BAYRAĞINI, TEBRİZ'DE, GÖNDERE ÇEKMEDEN ÖLMEYECEĞİZ!!!
GÜNEY AZERBAYCAN'IN YİĞİT BOZKURTLARINA SELAM OLSUN!!!
Ne Mutlu Türk'üm Diyene!
Kök Tenğri Türk'ü Korusun!
Gökbörü Türkçüler Teşkilatı Genel Merkezi.