Ağır bir yazı ama..diyerek başladım yazıma. Uzun bir süredir yazmıyor, yazıncada daha çok bilgilendirici ve düşündürücü yazılar yazmaya ve yazıların kendi düşüncelerim olmasına özen gösteriyor, her şeyden önemlisi de TÜRKÇÜ-MİLLİYETÇİ camiada, eleştirilecek kişi, grup, kurum olsa bile yada eleştiriden daha fazlasını hak etse dahi tartışma ve ayrışmaya sebep konulara girmemeye hep özen gösterdim. Ancak bu gün yaşadığım, gördüğüm olaylar hani deyim yerindeyse "zurnanın zırt dediği" sınırı çoktan aştı ve bu yazıyı yazmama sebep oldu. Evet daha fazla uzatmadan sadede gelelim. Konumuz, bu gün hepinizin bildiği gibi Taksim meydanı ve fransız konsolosluğu önünde ermeni yalanlarına karşı düzenlenen etkinlik ve bu etkinlikte olan çirkin, çapsız, gerici, geri zekâlıca, beş yaşındaki çocuğun zekâsından mahrum, kafatasının içinde beyin yerine ikiyüzelli gram et parçası taşıyan gafiller..!! Evet konuyu o gafilller için açtım ve zehir zemberek yazıyorum..
Ancak bilinsin ki bu yazıyı yazmama sebep olan sadece bu günkü etkinlikte olan aptalca ve çapsız olaylar değil. Bunlar yılların birikimi. Bilenler, tanıyanlar bilir. Hemen hemen tüm Milli etkinliklere fiilen katılırım. Yalnız bu etkinkinliklerin hepsinde dikkatimi çeken olaylar her seferinde kendilerine Ülkücü diye adlandıran tayfa ellerinde yeşil ve siyah zeminde , üzerlerinde arapça yazılar olan bayraklarla gelir, orada TÜRKÇÜ-MİLLİYETÇİ , ( resmi ve gayr-ı resmi dernek, grup v.s. leri hiçe sayarak ve onların kendilerine göre seçmiş oldukları sloganları hiçe sayarak kendi ahmakça, beyinsiz, çapsız dini sloganlarını atarak etkinlik yapmış olurlar. Yalnız bu gün çıkan arbede'den hariç belkide gözlerden kaçan asıl olay ve bana göre en fazla dikkatimi çeken olay bardağı taşıran son damla olup bu "AĞIR" yazıyı yazmama sebep oldu. BU OLAY ÇOK ÖNEMLİ : Etkinlik bildirgemiz okunurken kalkıp en arka taraflardan yaşil-siyah zeminlerde arap şakşakçısı sefil bayraklarla , bizim rızamız ve hiç bir iznimiz olmadan hemen arkasına geçerek TÜRKÇÜLER lerle bu yobaz güruhun aynı görüntülere girmesi moralimi sıfıra indiren olaydı. Bunu bir kaç kişiyle tatsızlık çıkmadan önlemeye çok çalıştık ancak yine bilgimiz dahilinde arkadan gelen ve bizim kadar sabırlı olamayan delişmen ruhlu bir kaç Türkçü genç gaflete düşmüş bu yobaz beyinli güruhla dalaşmaya başladı. Sonrasında olay fazla büyümeden bitti isede bu olaylar üzerinde çok düşünülmesi ve iyi etüd edilmesi gerekmektedir. Sonuç itibarıyla benim kendi adıma bu aptalca olaylardan çıkardığım sonuçlar ve beyni bir orangutan kadar gelişmemiş bu topluluğa soracağım sorular şunlardır ;
*Bu Milli etkinliklerde neden inatla ve ısrarla bu dini sloganlara başvurulmaktadır ? Memlekette din, diyanet, cami v.s. kalmamış, kapatılmış kapısına kilit vurulmuş yada memleket fiili bir işgal altındamıdır ? Evinizde yada Camide ibadetinizi yapıp dışardaki gerçek müspet hayata uhrevi dini konuları siyasete alet etmeseniz, karıştırmasınız bir yeriniz mi şişer ?
*Suratınızdan pislik akarken çalışmayan beyinlerinizle afyonlanmış vaziyette ağzınız ayrık ayrık meydanlarda şapşal şapşal Taksim'lerde orda burada bu dini sloganları atanlar 3 tane duayı anlamıyla ezbere okuyabilirler mi ? farzları, vacip ve sünneti, abdest ve teyemmümü namazı v.s. tüm rekât ve usüllerini biliyorlar mı acaba ? Emin olun bunlardan on soru sorun dokuzunu ya hiç bilmezler yada yanlış cevaplarlar.
*En önemli sloganları : "Kanımız aksada zafer islam'ındır" el-cevap : Türkler'in kanı, Talkan da, Cürcan da ve yakın tarihimizde Yemen çöllerinde götü boklu pislik araplar'ın ihanet etmesi sonucu akarken nerdeydiniz ?
SONUÇ İTİBARİYLE
Atılan bu sloganlar "KESİNLİKLE" içten ve aslında TANRI adına söylenmemektedir. Sinsice ve belli bir yerlerden planlı bir şekilde tamamen siyasi düşüncelerle bu sloganlar geliştirilmektedir. YOBAZ lık en az bölücü terör kadar tehlikeli ve hatta çok daha tehlikelidir. Çünkü soyut bir kavram olan DİN, hamur gibi her yere çekilebilmekte ve çok rahat kullanılabilmektedir. DİN adına, DİN uğruna hala yüzbinlerce insan ölmekte, savaşmakta v.s. kısacası bu soyut kavramların kullanıldığı devlet ve milletler büyük yıkımlara uğramaktadır. ÖRNEK : AFGANİSTAN VE ÇEÇENİSTAN. Özellikle Kafkasya'yı iyi tanıyan biri olarak şunları söyleyebilirim. Bu bölgelerde yaşayan TÜRKLER ve irili ufaklı bir çok kavimler 1990 ların başlarında kadar son derece modern idi. Burada yaşayan insanların arasında kadın-erkek ayrımı, kaç-göç olayı olmaz. Beraberce son derece hareketli melodi ve folklorik dansları vardır. Hatta Bu düğün etkinliklerinde tanışarak evlenirler v.s. Ne zamanki bu amerikan-ingiliz uşağı Suudi VEHHABİLER Kafkasya bölgesine el attılar insanların DİNİ duygularını sömürdüler o zaman buralarda kan ve göz yaşı eksik olmadı. Bu insanlar Rusya ile olan orantısız savaşlarda nüfuslarının yarısını kaybettiler, büyük yıkım yaşadılar. DİNİ SİYASETE ALET ETMEK YIKIM GETİRİR..!!