Gönderen Konu: 'AKP-Gülen çatışması yok'  (Okunma sayısı 4403 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
'AKP-Gülen çatışması yok'
« : 15 Şubat 2012 »
'AK Parti-Gülen çatışması yok'
Son ifade kriziyle bir kez daha gündeme gelen iktidar partisi ile Gülen cemaati arasında çatışma olduğu iddialarına, Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Yasin Doğan'dan (Yalçın Akdoğan) yanıt geldi
'AK Parti-Gülen çatışması yok' 'AK Parti ile Fethullah Gülen cemaati arasında bir çatışma mı yaşanıyor?'

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, özel yetkili savcı tarafından KCK operasyonu kapsamında ifadeye çağrılması, bu soruyu bir kez daha gündeme getirdi.

Yeni Şafak Gazetesi'nde Yasin Doğan takma adıyla yazılar kaleme alan AK Parti Milletvekili ve Başbakan Erdoğan'ın Danışmanı Yalçın Akdoğan, bu iddialara bugünkü köşesinde yanıt verdi.

Akdoğan, 'Her türlü oyunun farkındayız..." başlığını attığı ve gazetenin manşetinden 'Bu oyun bozulur' başlığıyla duyurulan yazısında, iki yapı arasında bir çatışma yaşanmadığını ve yaşanmayacağını belirtti.

Akdoğan, "İki farklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve iktidar çekişmesi yaşanmasını murad edenler yine hayal kırıklığına uğrayacaktır. Samimiyet her türlü oyunu bozar. Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse helal getiremez" dedi.

Akdoğan, MİT-yargı krizini değerlendirdiği yazısında, "Ayrı değiliz, aynıyız", "Düşmana fırsat verilmemeli", "9 yılda çok tezgah gördük", "Yanlış yapan hesabını verir" ifadelerini kullandı.

İşte o yazı:

HERTÜRLÜ OYUNUN FARKINDAYIZ

9 yıldır içimin daraldığı, kalbimin sıkıştığı onlarca olay yaşadım. 2004 AB zirvesi öncesi Türkiye'ye dayatma yapıldığında, Davos'ta İsrail'in küstahlığı ilişkileri gerdiğinde, 27 Nisan'da yayınlanan bildiride ve öncesindeki uzun gecelerde tarifsiz gerilimler yaşadım. Ama şu son günlerde yaşananlar hepsinden fazla içimi daraltıyor. Bu olayların hepsi Başbakan Erdoğan'ın volkan gibi patlamasıyla, önüne aldığı herşeyi silip süpürmesiyle aşıldı. Bugün de durumu bir dayatma ve saldırı olarak görerek benzer patlama bekleyenlerin sayısı az değil, doğrusu haklı gerekçeleri de yok değil. Ama bazen susmak bağırmaktan fazla etki yapar, patlamaktansa sağduyuyu kuşanmak insafsızları da insafa getirir. Biz inanıyoruz ki, bir insanın gönül dünyasını yıkmaktansa veya tedirgin bakışlarla sükunet bekleyenleri kaygıya gark etmektense sıkışan kalbin patlaması evladır. İnsanın bir uzvu başka bir uzvuna adavet besleyemez, gönül koyamaz, hasmane tutum takınamaz. Bugün bazılarının anlamadığı şudur: Başbakan Erdoğan'ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hocaefendi'ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır.

İngiltere'de katıldığım bir akademik programda şunu öğrenmiştim: Bizler ne söyleyeceksek yazının sonunda söylüyoruz, İngilizler ise başında söylüyorlar. Ben de Türk gibi yazıp, onlar gibi yazının sonunu başa taşıyorum ve şunları söylüyorum:

1. AK Parti ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır. Bu sadece gönül birlikteliği değil, büyük Türkiye idealinde temerküz eden bir amaç ve hedef birlikteliğidir. İki farklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve iktidar çekişmesi yaşanmasını murad edenler yine hayal kırıklığına uğrayacaktır. Fitne ateşine odun atanlar, sadece parti ve cemaati 'kaybet-kaybet' sarmalına sürüklemek istememekte, aynı zamanda Türkiye'yi iddialarından ve demokratikleşme perspektifinden koparmaya çalışmaktadır.

2. 15 Şubattan itibaren yeni bir kalkışmaya hazırlanan terör örgütü ve bölgede Türkiye'nin etkisini kırmaya çalışan Türkiye düşmanlarına fırsat verilmemelidir. Asker, polis ve istihbarat örgütlerinin uyumunu ve motivasyonunu güçlendirerek ortak hareket etmek, terörle mücadele açısından hayati derecede önemlidir. Ne Ergenekon davası sulandırılmalıdır, ne KCK/PKK ile mücadele akamete uğratılmalıdır, ne de kirli ilişkilerle ve karanlık odaklarla hesaplaşma kesilmelidir. AK Parti iktidarı maruz kaldığı sıkıntılı duruma rağmen bu kararlılıktadır.

Gelelim geçen haftadan bu yana oluşan görüntüye ve ortaya atılan iddialara:
- MİT'in PKK ve KCK'yı kurarak ve büyümesini sağladığı iddiası bugüne kadar yaşanan tüm ölümlerin katili olarak devleti göstermekte, BDP'nin 'düşman devlet, ceberrut devlet' tezine güç vermektedir.

- Yargı ve güvenlik bürokrasisinin, seçilmiş iktidara politika dayattığı, siyasete yön vermeye çalıştığı şeklinde bir algı oluşturulmaktadır.

- AK Parti ile Gülen cemaati arasında çatışma üretilmek istenmektedir.

- 250. madde değişikliği yaptırılarak Ergenekon sürecinin boşa çıkarılması murat edilmektedir.

- MİT Müsteşarı ve bazı hükümet üyeleri KCK'lı gibi gösterilerek KCK operasyonları sulandırılmaktadır.

- MİT, polis ve asker arasındaki uyum bozularak, moralsizlik oluşturulmakta, PKK ile mücadele zafiyete düşürülmek istenmektedir.

- Devlet içinde çok parçalı, bölünmüş ve çatışma halinde bir yapı oluştuğu izlenimi uyandırılarak otorite zafiyeti görüntüsü verilmektedir.

- Kapalı devre çalışan bir ekibin Başsavcının, valinin ve hükümetin bilgisi dışında işler yaptığı algısı üretilerek güvensizlik pompalanmaktadır.

- Bölgesel gelişmelerde etkili olan ve İsrail'in hedefi haline getirilen MİT Müsteşarının devre dışı bırakılmasıyla Türkiye'nin bölgesel etkinliği kırılmak istenmektedir.

- MİT ve emniyet istihbarat arasında bir çatışma ve inisiyatif mücadelesi ateşlenmeye çalışılmaktadır.

- Başbakan Erdoğan'ın Meclis kürsüsünden kendisinin görevlendirdiğini söylediği Hakan Fidan hedefe konularak, Başbakan'a karşı hamle yapılmaktadır.

Geçen haftadan bu yana basında resmedilen fotoğraf budur. Bunların doğruluğu yanlışlığı bir yana, acaba bu görüntüyü kim üretmek istemektedir? Bir kısım savcı ve polisler mi böyle bir durumu planlamıştır yoksa onların girişiminden sonra birileri bu görüntüyü oluşturmaya mı çalışmaktadır?

Eğer bu girişimi başlatanlar istemeden böyle bir duruma sebep oldularsa bir adım sonrasını göremeyecek bir yetersizlik içindedirler. Eğer bunu bilerek yaptılarsa ortada daha vahim bir durum vardır ve söylediklerinin tam tersi bir tezgahın parçası olmuşlardır.

MİT'i temizleme ve yanlışların hesabını sorma arayışı ile bugünkü durum tamamen farklı eksene oturmuştur. Bugün daha büyük bir sorun önümüzde durmaktadır. Elbette hangi kurum olursa olsun yanlış yapan hesap vermelidir, tüm kurumların ve yapıların içindeki Ergenekoncular, çeteciler, kirli ilişkiler günyüzüne çıkmalı ve bir arınma yaşanmalıdır. Ama bunun bir yolu ve yordamı vardır. Eğer üç günde gelinen noktada Ergenekoncuların, PKK'nın, İsrail'in, MİT içindeki karanlık yapıların, hükümet muarızlarının ve Türkiye düşmanlarının bayram ettiği bir noktaysa, kimse çıkıp bunu işi abartmakla ve alınganlıkla izah edemez. Hele üstüne bir de hükümete 'tuzağa düşmeyin', 'MİT'in karanlık ilişkilerine arka çıkmayın' tavsiyesinde bulunmak ayrı bir istihzadır. Eğer bir tuzak varsa tuzağın başlangıç noktası neresidir? Şer güçlerin işine yarayacak bu iklimi kim üretmiştir? Ergenekon sadece MİT'in içine mi sızmıştır, yoksa her kurum ve yapı bu yönlendirmeden nasibini almakta mıdır? Tuzak sadece hükümete mi kurulmuştur?

'MİT konusunda kişileri ve niyetleri sorgulamayın, vahim sonuca bakın' deniyorsa, bugün yaşadığımız vahim sonuç kimin eseridir?

Yargı ve güvenlik bürokrasisi içinde kimseye güvenmeden gizli kapaklı iş çeviren bir grup, ülkeyi yönlendirmeye ve siyaset mühendisliğine kalkışıyorsa, bunun daha önceki durumdan ne farkı olur?

AK Parti bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşılaştığı badireleri 'ortak akıl'la atlatmasını bilecektir. Ama bu işleri üreten akıl da nasıl bir tutulmaya uğradığını veya nasıl bir kriz ürettiğini görmelidir.

Şunu herkesin bilmesi gerekir: Türkiye'nin zararına olan bir durum, ne AK Partinin ne herhangi bir grubun faydasına olabilir. Bugün için AK Parti iktidarına zarar vermek ise Türkiye'ye ve Türkiye içindeki herkese zarar vermek anlamına gelir.

9 yıllık iktidar döneminde maruz kalınan türlü türlü oyunlar, provokasyonlar, tezgahlar büyük bir tecrübe oluşturmuştur. Samimiyet, her türlü oyunu bozar. Milletin hayır duasıyla ve desteğiyle bütün badireleri atlatan AK Parti iktidarı bu oyunu da bozacaktır. Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse halel getiremez.

Biz kardeşlikle, samimiyet ve ortak akılla hareket etmeyi sürdüreceğiz. Yanlış yapanlar veya istismar edilecek durumlara sebep olanlar hesabını millete ve adl-i ilahiye verirler.

ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2319
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #1 : 15 Şubat 2012 »
Ata sporumuz karakucak ve yağlı güreşlerde yiğitler çayıra indiklerinde birbirlerinin gücünü ve hangi oyunları bildiklerini anlamak ve kendi bildikleri oyunları rakibinin bilip-bilmediğini test etmek ve böyleliklede rakibin zayıf taraflarını tespit etmek için bir takım el, kol ve ayak hareketleriyle birbirlerini yoklarlar.
Buna güreş litertüründe "yoklama çekmek" adı verilir.
Güreşte "yoklama çekmek" tabiri gündelik hayatta birbirinin rakibi olan kişiler, kurumlar ve hatta devletler arasında sık sık başvurulan bir yöntemdir.
Bu son olay Fetullah cemaatinin AKP ye, dolayısıyla, iktidar üzerinden Türk devletinin refleksini anlamaya yönelik bir "yoklama çekme" eylemidir.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #2 : 15 Şubat 2012 »
Lafına sözüne güvenilir bütün yazar ve siyaset bilimcileri bu son olayın resmen fetullah tarafından tayyibe karşı yapılmış bir darbe girişimi olduğunu söylüyorlar. Yine ortalıkta dolaşan söylentilere göre bu olanlar tayyibin hastalığı ölümcül olduğundan, tayyip sonrası siyasetin ve iktidarın dizayn ve dönüştürülmesine yönelik ön çalışmalarmış. Bazı yorumcular işin perde arkasında cumhurbaşkanının olduğunu bile ima ediyorlar. Görünen o ki tayyip sonrası dönem oldukça çalkantılı geçecek ve taşların yerine oturması büyük sürprizleri de beraberinde getirecektir. Kesin olan şu ki tayyibin ölümüyle ne akp eski akp olacak ne de iktidar anlayışı eskisi gibi olacaktır. İçimden bir ses her an her şey olabilir diyor. İnşallah devletimizin ve vatanımızın bütünlüğüne halel getirecek şeyler olmaz!
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir!

Çevrimdışı Tien San

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 144
  • Hunkurt - Tien San
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #3 : 15 Şubat 2012 »
 Isabetli yorumun icin kutlarim degerli agabeyim . Dogrusu bu hic aklima gelmedi . O nedenle bir fikir yürütme sansimiz olmadi .


MIT e operasyon yapan savcinin suskun kalmasi siznde belirttiginiz gibi AKP ve cemaatin milletin nabzini ölcmek icin böyle bir taktige bas vurduklarini gösteriyor .


Belkide MIT´in Pkaka ile mutabakata vardigi oslo protokollerini kamuoyunnun bilincaltina isleyip benimsetmeye gayret ediyorlar.
                                   

Yarin anayasanin degistirilme asamasinda etniklerin resmen zikredilmesi gündeme geldiginde Bunlar yeni degilki biz bunlari kamuoyununda bilgisi oldugu gibi Oslo görüsmelerinde anlasip mutabakata varmistik diyebilirler.


Göstere göstere Türk devletinin temellerini dinamitleyip yok ediyorlar.  Bizim sözde vatansever gecinen ulusalci basinda AKP cemaat ortakligndaki tuzagi RTE ile Gülen arasinda iktidar mücadelesi imis gibi göstermek icin birbiriyle yarisiyor .

                                        T.T.K.
EN GÜZEL YÜZ BIZE CIRKIN BIZ SEVERIZ TÜRK YÜZÜ
EN IYI ÖZ BIZE FENA BIZ ISTERIZ TÜRK ÖZÜ.
MILLETCE HEP ALKISLARIZ ANILDIKCA TÜRK SÖZÜ.
            TANRI TÜRK´Ü KORUSUN.

Çevrimdışı TARDU KAĞAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 541
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #4 : 15 Şubat 2012 »
Bu olup bitenleri izledikçe,hayal meyal gözlerimin önünden Özal dönemi geçiverdi.Özal da amerikanın en kadim dostu,çekiç güç belasını başımıza saran En büyük Amerikancılardandı.O da atıp tutardı birkaç füzede suriyeye düşse ne olur diye...Onun da sonu  siyasi tarihimizi yakınen izleyenler tarafından tahmin edildiği gibi olmuştur.Bunlar ,sultan Erdoğan ın havuzundaki ilk çatlaktan sızan suyun sesleridir.Yakın bir dönemde,gürlemesinide işiteceğinizden şüpheniz olmasın.

Çevrimdışı Türkistan Ordusu

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 339
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #5 : 15 Şubat 2012 »
Bence böyle bir çatışma yok direkt olarak.
Tayyip Erdoğan ölümcül derecede hasta deniyor; olmazsa bile Cumhurbaşkanı olmak istiyor diyor (Reis-i Cumhurluk aktif siyasetten çekilmektir).

Akp kitle partisi, ideolojik parti sayılmaz.
Ertugrul Günay, içişleri bakanı veya Hüseyin, ...
Bunların her biri birbirinden farklı biçimde konulara yaklaşan, farklı görüşlere sahip adamlar.

Ben Akp içinde olan bu Mit gelişmelerini, Erdoğan sonrası dönemde kim gücü ele geçirecek veya en azından daha etkili olacak, onun bir öncü mücadelesi olarak görüyorum.
Kürt açılımına tavır, Yeni Anayasa konusundaki isteksizlik, ...

Akp içindeki eski Ülkücü kesim etkinlik kazanıyor olabilir.
Bu kesimle, Anadolucu-Kürtçü, daha bir sosyalist kesim mücadele ediyor ileriki dönem için.

Bence böyle.
En azından şu ana dek bunu anlıyorum.
İleri! İleri! Türkistan erleri!
Senin için ölürüz Türkistan illeri...

(Türkistan Lejyonu'nun anısına atfendir).

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #6 : 15 Şubat 2012 »
 Bir çatışma ya da anlaşmazlık olsa bile iki tarafta bunu örtme yoluna gidecektir. Çünkü hiçbir hükümet Cemaat'in bu kadar güçlenmesine AK-PKK kadar hizmet edemez.

 Neticede bunlar aynı bataklığın gülleri...

 Çok sevdiğim bir atasözü var:"İti iti yer de, kemiğini yabana atmaz!"

 
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Ynt: 'AKP-Gülen çatışması yok'
« Yanıtla #7 : 16 Şubat 2012 »
Savcı Sarıkaya hakkında inceleme izni!    Adalet Bakanı, savcı Sadrettin Sarıkaya hakkında inceleme izni verdi.


                           Eger Savci Sadrettin Sarikaya cemaatin tetikcisi ise bu inceleme neyin nesi  ? Emin olmamakla birlikte Savcnin milli hisleri yüksek bagimsiz hareket ettigini düsünüyorum . Sorusturma sonucunda Savciyi Silivriye gönderirseler bu tahminim dogrulanmis olur .
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.