[1] Erdal İlter, Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihçesi, Ankara 2002, s.1.
[2] Muazzez Şenel-A. Turhan Şenel, Stratejik İstihbarat, Ankara 1970, s. 12.
[3] Sun-Tzu, Savaş Sanatı (Çev. Şule Kılıçarslan), İstanbul1992, s. 7; Başlangıcından Bugüne Kadar Dünya Casusluk Tarihi , Artel yay., İstanbul 1974, s. 2.
[4] Feridun Akkor, Casuslar Çarpışıyor, Ankara, s.5; Başlangıcından Bugüne Kadar Dünya Casusluk Tarihi , Artel yay., İstanbul 1974, s. 1
[5] Hamit Pehlivanlı, “Teşkilat-ı Mahsusa’dan Milli Emniyet’e”, Bilim Yolu, Kırıkkale 1998, s.139.
[6] Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul, 1988, s. 750.
[7] Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ankara 1979, s. 266.
[8] Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, C. VII, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1991, s. 127; Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 1978, s.122, 132; Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ankara 1979, s. 266.
[9] Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, s. 266-267; Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 1978, s.122, 141.
[10] İbrahim Kafesoğlu, “Türkler”, İslam Ansiklopedisi, M.E.B. Yay., C. 12/2,s. 235.
[11] Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, c.VII, s. 146.
[12] Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, s. 269-271.
[13] İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1988, s. 274-275; Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 1978, s.117.
[14] Başlangıcından Bugüne Kadar Dünya Casusluk Tarihi , Artel yay., İstanbul 1974, s.2 ; Abdülkadir Özcan, “Casus”, TDV. İ.A., c.7, İstanbul 1993, s.166.
[15] Başlangıcından Bugüne Kadar Dünya Casusluk Tarihi , Artel yay., İstanbul 1974, s.3 .
[16] a.g.e., s.6 .
[17] a.g.e., s.6-7.
[18] Nizamü’l-Mülk, Siyasetname(Hazırlayan:Mehmet Altay Köymen), Ankara 1982, s.80-81; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara 1984(3.b), s.45; Abdülkadir Özcan, “Casus”, TDV.İA., c.7, İstanbul 1993, s.166;
[19] M. Fuad Köprülü, “Berid”, İ.A. II. C. , İstanbul 1970, s.546.
[20] Köymen , Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Alp Arslan ve Zamanı, III. c., Ankara 1992 s.156.
[21] İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara 1984(3.b), s.44-45; “Büyük Selçuklular”, Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, 7.c, İstanbul 1988, s.198 ve 204.
[22] Köymen , Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Alp Arslan ve Zamanı, III.c, , Ankara 1992, s.156; Köprülü, “Berid”, İ.A., II.c, s. 546. ( Berid, Barid kelimesinin Latincede “posta hayvanı” manasına gelen “Veredus”tan geldiği tahmin edilmektedir. Bütün ortaçağ İslam devletlerinde “Posta hayvanı, süvari postacı, devlet postası, posta menzili” ve nihayet “iki posta menzili arasındaki mesafe” manalarında da kullanılmıştır. Latin menşeli bu kelimeyi, ilk İslam fatihlerinin Suriye ve Mısırda tesadüf ettikleri Bizans Posta teşkilatından aldıkları açıktır. Ancak geniş coğrafi sahalara sahip eski şark imparatorluklarının merkezi bir idare kurabilmek için böyle bir posta ve istihbarat teşkilatına muhtaç oldukları düşünülürse, bunun köklerini Roma’dan daha evvelki devletlerde aramak daha doğru olur. Gerçekten Ahamanidler (Dara I zamanında) İmparatorluğunda muntazam bir devlet postası kurulduğunu görüyoruz. Herodot bile Serahs zamanında böyle bir teşkilatın mevcudiyetinden bahseder. Sasaniler devrindeki devlet posta ve istihbaratının da bundan farklı olmadığı düşünülebilir. M. Fuad Köprülü, “Berid”, İ.A. II. c., İstanbul 1970, s. 541; ayrıca Berid Divanı için bkz. A. Mez, “Ortazaman Türk-İslam Dünyasında İdare Teşkilatı” (Almanca’dan Çev. Cemal Köprülü), Ülkü – Halk Evleri Dergisi –IX. C., sayı.50 (Nisan 1937), s.123-124; Abdülkadir İnan, “Orta Asya’da Muğ Kale Hafriyatında Bulunan Vesikalar”, Belleten, VII. c. (Temmuz 1943), sayı.27, s.617.); Mehmet Zeki Pakalın, “Berid”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I.c, İstanbul 1971 (2.b ), s. 207-208.
[23] Köprülü, “Berid”, İ.A., II. C, s. 544.
[24] Nizamü’l-Mülk, a.g.e., s. 89 ( Nizamü’l-Mülk eserinde bununla ilgili Ebu’l-Fazl Sigizi ile Sultan Alp Arslan arasında geçen şu diyoloğu aktarmaktadır: “Ebu’l-Fazl Sigizi şehid Sultan Alp Arslan’a “niçin sahib-i haberlerin yoktur?” dedi. Alp Arslan: “mülkümü havaya uçurmak mı taraftarlarımı benden ürkütmek mi istiyorsun?” dedi. Ebu’l-Fazl: “Niçin?” dedi. Alp Arslan: “ Bir sahib-i haberi nasıl göreyim?; beni seven, dostluğuna yeganeliğine itimadım tam olan (kimse) sahib-i habere önem vermez ve ona rüşvet vermez. Muhalif ve düşman olan ise, onunla dostluk kurar ve ona para (mal) bahşeder. Böyle olunca sahib-i haber mecburen bizim dostlarımız hakkında kulağımıza daima kötü (sözler); düşmanlar hakkında da iyi sözler ulaştırır. İyi ve kötü söz ok gibidir; biri hedefini bulur. Bu sebepten, her gün gönlümüz dostlara(karşı) daha fazla kırılır, onları (nezdimizden) daha fazla uzaklaştırırız ve düşmanları ise kendimize daha yakınlaştırırız. Baktığın zaman az zamanda bütün dostlar düşman olurlar ve düşmanlar onların yerini alırlar. O zaman padişahlıkta hiç telafi edilemeyecek bozukluklar doğar” dedi. Eğer bu böyle ise de sahib-i haberin olması daha tercihe şayandır. Yalnız (o) itimada değer ve dindar olmalıdır. Padişahın bütün fenalık isteyenlerden gam çekmeyecek ve endişe duymayacak kadar, akıllı ve dirayetli olması lazımdır. İnşallahu Taala”, Nizamü’l-mülk, a.g.e., s. 89 ); İmad al-Din al-İsfahani, Zubdat al- nusra, (Türkçe tercümesi:Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, Çeviren:Kıvameddin Burslan), İstanbul 1943, s. 67.
[25] İmad al-Din al-İsfahani, Zubdat al- nusra, (Türkçe tercümesi:Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, Çeviren:Kıvameddin Burslan), İstanbul 1943, s. 67-68; Köprülü, “Berid”, s. 545; Uzunçarşılı, a.g.e., s.45; İbrahim Harekat, “Berid”, T.D.V.İ.A., s. 499-500.
[26] İbrahim Kafesoğlu, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, s. 154-155;
[27]Köprülü, “Berid”, İ.A., II. C., s. 546.
[28] Köymen , Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Alp Arslan ve Zamanı, III.c, , Ankara 1992, s.156.
[29] Uzunçarşılı, a.g.e. , s.45.
[30] Köprülü, “Berid”, İ.A., s.545.
[31] “Büyük Selçuklular”, Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, 7.c, s. 204.
[32] İbrahim Kafesoğlu, “Selçuklular”, İ.A., 10. c, s. 400; “Türkler”, İ.A., 12/2. c, s. 270.
[33] Fuat Köprülü, “Ribat”, Vakıflar Dergisi, II.c., Ankara 1974 (2.b.), s.269-274; Georges Marçais, “Ribat”, İ.A., IX.c., İstanbul 1971, s. 734; Oktay Aslanapa, “Ribat”, İ.A., IX. c., s.737.
[34] Köprülü, “Berid”, İ.A., s. 544-545.
[35] Nizamü’l-Mülk, Siyasetname (Hazırlayan:Mehmet Altay Köymen), Ankara 1982, s.80-81.
19 Köprülü, “Berid”, İ.A., s.543-546.
[37] Nizamü’l-Mülk, Siyasetname (Hazırlayan:Mehmet Altay Köymen), Ankara 1982, s.94;
Abdülkadir Özcan, “Casus”, TDV.İA., s.166.
[38] Nizamül- mülk, a.g.e., s. 94; Köprülü, “Berid”, s.546; ayrıca bkz. M. Altay Köymen , Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Alp Arslan ve Zamanı, III.c, s.156 da dipnot 1a, Ankara 1992.
[39] Aydın Taneri, “Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nda Vezirlik”, Tarih Araştırmaları Dergisi (D.T.C,F. Yay.), V. C., Ankara 1967, sayı: 8-9, s. 129.
[40] Köprülü, “Berid”, s. 543-544.
[41] Nizamü’l- Mülk, a.g.e., s. 120-122; Köymen, a.g.e., s.133-134;
[42] Nizamül- mülk, a.g.e., s. 122-125; Köymen, a.g.e., s.134-136.