Salihler köyü yakınlarında, Düdük Dağı çevresinde bulunan kalıntılar...
Güdül ilçesi yakınlarındaki kaya resimlerinin Sibirya’dan başlayıp Türkistan’a, Türkistan’dan Kafkasya’ya, Anadolu’ya ve hatta Doğu Avrupa’ya kadar uzanan geniş alanda Türk kültürünün genişliğini göstermesi bakımından son derece ilgi çekici bir örnek olduğu bildirildi.
Bulunan kaya resimleri, yapımcılığını ve yönetmenliğini Servet Somuncuoğlu’nun yaptığı belgeselde TRT ekranlarına geldi.
Güdül civarında yaklaşık iki yıl süren saha araştırmalarının ardından taşlardaki Türk izleri tüm ayrıntılarıyla kayıt altına alındı. Alanında son derece yetkin danışman grubu ve ekip eşliğinde, iki yıl boyunca Güdül civarında yürütülen çalışma; “Türkler Anadolu’ya ne zaman geldi?” sorusuna, bugüne kadar gün yüzüne çıkarılmamış bulgularla, dünya tarihini yeniden yazdıracak bir cevap veriyor.
Düdük Dağının doğu yamaçlarında yer alan ve sayıları binden fazla olan eski Türk mezar geleneğine uygun yapılmış kurganlar, binlerce kaya resminin yer aldığı arkeolojik alan bu belgeselle ilk olarak kamuoyu ile buluşuyor.
SAHA ÇALIŞMALARI İKİ YIL SÜRDÜ
Konuyla ilgili açıklama yapan TRT Prodüktörü Servet Somuncuoğlu, küçük bir bilgiden hareket ederek, iki yıl süren saha çalışmalarının ardından çekimlere başladıklarını kaydetti.
Kaya resimlerinin geçmişten günümüze bir miras olduğuna dikkat çeken Somuncuoğlu, “Burada şaşırtıcı olan şu, Anadolu’nun ortasında Ankara’nın 80 km batısında bu resimlerin olması ve bugüne kadar ortaya çıkmamasıdır. Alanında güçlü bir kadroyla iki yıl süren saha çalışmalarının ardından çekimlere başladık. Ankara’ya bağlı Güdül ilçesi yakınlarında kaya resimlerinin bulunduğu bu alanda ilk gördüğümüz şey, burada yer alan kaya resim geleneğinin Sibirya’dan başlayıp Türkistan’a, Türkistan’dan Kafkasya’ya, Anadolu’ya ve hatta Doğu Avrupa’ya kadar uzanan geniş alanda Türk sanatının yaygınlığını, Türk kültürünün genişliğini göstermesi bakımından son derece ilgi çekici bir örnektir. Damgaların Göçü Belgeseli, Anadolu Türk tarihinde yeni bir çığır açacak” dedi.
1.
2.
3.
"Ah dostum! Azminizi ve sabrınızı temsil eden Kagni kollarını büyük bir hayranlıkla İzledim. Ama gerçekçi olun ve bizimle uzlaşmaya bakın. Çünkü Kagni kamyonu yenemez!"
Franklin Bouillon,
30 Ağustos 1922'de Dumlupınar Meydan SAVAŞI'NIN bu kağnıların taşıdığı silah ve cephanelerle kazanılacağını nereden bilebilirdi ki ..
Türk soyunun gizli gücüne inan ve güven .Bu sözün mucidi her kimse saygi ve minnetle selamliyorum .. Türk irkinin gzli gücünün önünde kimsenin duramayacagi tarihi olaylarla sabittir . Yukaridaki yazi buna bir örnektir . T.T.K.
Bakın Başbuğ Atatürk Ankara'yı niçin başkent yapmış?
"Ben Türk'ün imkânsızı imkân haline getiren kudretini bütün dünyaya göstermek için Ankara’yı istedim."
Türk'ün imkânsızı imkân haline getiren kudretini ancak Türk'ü iyi tanıyanlar bilir ve bu imkansızı imkanlı hale getiren kudrete, yani gizli güce, inanır ve güvenir. Tıpkı Başbuğ Atamız gibi...
TTK.
Not :
Konuyla ilgili Otağımızın;
Ankara'nın Başkent Olma Mücadelesi
ilişiminde yer alan konu başlığında geniş bilgiler bulunmaktadır.
Türk soyunun gizli gücüne inan ve güven.TTK.