Gönderen Konu: Diyarbakır'da oturan bir arkadaşımın bir yazısı  (Okunma sayısı 6875 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı giray-han

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 116
Birazdan paylaşacağım yazı şu an Diyarbakır'da ikamet eden, çok sevdiğim bir arkadaşımın yazısıdır. Babasının görevi sebebiyle Diyarbakır'a gitmek zorunda kalan, ve orada bir Anadolu lisesinde okuyan bu değerli arkadaşım, Türkçü düşünceye gönül vermiş bir asenamız olarak okulda devamlı olarak öğrenciler, öğretmenler ve okul yönetimi tarafından türlü şekillerde zorluklara maruz bırakılmıştır. Sınıfta kürtlerce devamlı sıkıştırılmış, öğretmenler ve okul yönetimi tarafından da yalnız bırakılmıştır. Dolaylı biçimde ve açıkça tehditler de aldığı halde Türkçü fikriyatından vazgeçmemiş, ve tüm psikolojik baskılara dayanmıştır.
Ne yazık ki bir yerden sonra artık kendisi de bu baskıların verdiği sıkıntı ile o bölgeden ayrılma kararı almış, ve babası tayinini istemiştir. Şimdi o üç senesini verdiği liseden ayrılıp başka bir okula gitmeyi planlıyor.

Okulların tatile de girmesiyle beraber düşünmüştük ki herhalde artık bu biter. Ama okul bittikten sonra, ve arkadaşımın gideceği sabit olduktan sonra bile bunların bazıları, yani kürt öğrenciler, bu arkadaşımı rahat bırakmamış, ve Facebook üzerinden kendisini rahatsız etmeye devam etmiştir. O da gelen hakaretlere dayanamayarak, ve o yılların öfkesi ile şu cevabı vermiştir.
Şu an bile bazıları arkadaşıma küfürler ediyorlar, ama bu yazıyı okuduktan sonra kendilerini öldürseler yeridir:

"Dünya'da "şamanizm" diye bir din yoktur.Atsız herhangi bir dine mensup değildir. Tanrı'ya inanır. Bu açıdan Başbuğ Çingiz'e benzer.
Biz sentezci değil, saf Türkçüyüz.
Sizin gibi ateist olan komünist kardeşleriniz evrime inanıyorlar ya, evrim de kafatasları ölçerek iş yapar.
Ne kadar medeni olduğunuz yaptığınız berdelden, kaçakçılıktan,doğru düzgün bir fikir adamı çıkaramamanızdan,töre cinayetlerinden ve daha bir çok şeyden belli.
Yaptığınız tüm isyankarlıkların, aptallıkların, vatansızlıktan ve 2. sınıf vatandaş olmanın verdiği kuyruk acısı ve kompleksten kaynaklandığı da belli.Biz bunları anlıyoruz. İstenmeyen bir ülkede kalmanın zor olduğunu da biliyoruz. Ama söyleyin peşkeş çektiklerinize size yardım etsin.Sizi böyle başımıza salıp, bela etmekle işler bitmiyor çünkü. Size bir yurtluk bulsunlar mesela.
O kadar cahilsiniz ki egolarınızı küfre başvurarak tatmin ediyorsunuz.
Ne yaparsanız yapın tenzih ettiğim 5 kişi dışında cahil ve vatansız bir Kürt olarak öleceksiniz hepiniz. Çünkü Diyarbakır gelişse de siz hep cahil kalacaksınız.Yerinizi bilin bu yüzden.
Ne derseniz deyin ister korktuğu için konuşmadı, isterse cesareti internetle sınırlı deyin. Ben düşüncelerimi her yerde belli edecek cesarete sahibim. Eğer lisede okuduğum 3 yıl boyunca sustuysam size göre korktuğum için; bana göre ise saygımdan, arkadaşlığımızdan dolayı sustum yüz yüza bakarken. Benim arkamda sizin gibi şikayet edebileceğim öğretmenler, birlik olacağım, karşı tarafa cephe alacağım arkadaşlarım yoktu.Tek başıma koskoca Diyarbakır'da Türkçülük yaptıysam siz buna ancak saygı duyabilirsiniz.Dilinizden gelir, ama elinizden başka hiçbir şey gelmez.
Atsız' eleştirecek cesareti nereden buluyorsunuz bilmiyorum. Ömrünüzde bir tane makalesini okudunuz mu ? Bir şiirini? O'nu anlayabilir mi o küçük beyinleriniz? Siz O'nun tırnağı bile olamazsınız. Bu böyle biline.
Kiminiz var sizin? Sırrı Sakık mı ? Süreyya Önder mi? Bebek katili , insan denmeyecek şekilde olan Abdullah Öcalan mı ? Yoksa Murat Karayılan mı ? Oturup ağlayın böyle insanlara(!) bel bağladığınız için.
Diyarbakır’a ilk geldiğimde ‘’Türklerin ahlaksızlığı bizde yok’’ diyen bir öğretmenle karşılaştım. Meğerse kendi ahlaksızlıklarını bizim üzerimize yıkmak istiyorlarmış.
Ermeni ve ilkel Fars karışımı olan yani kanında hainlik olan bir ırkınız var. 3.000- 4.000 kelimeden oluşan ilkel Farsça, Arapça ve Osmanlıca karışımı bir lehçeniz var. Önce kendinize bir bakın.
Neden Türklere, polise bu kadar düşmansınız? Çünkü çocuklarınıza daha küçücükken bu düşmanlığı aşılıyorsunuz. ‘’Sakın Andımızı ve İstiklal Marşını okuma, onlar bize ait değil’’ diye yetiştiriyorsunuz. Gözlerimle gördüm küçücük çocuklara zafer işaretini öğreterek sokağa salıyorsunuz.
Kiminiz gelip diyor ki ‘’nasıl dayanıyorsun sana böyle kötü bakmamıza, Allah sana Peygamber sabrı vermiş’’ Madem kötü bir şey niye yapıyorsunuz? Kendisiyle çelişen ben değil sizsiniz.Biz insanları ırklarına göre ayırırız, dinlerine göre değil. Benim için önemli olan Atsız’ın Türkçülüğe emek vermiş biri olması. O yüzden kendiyle çelişen biri varsa o da sizsiniz. Size söyledim, yazdıklarımı kaldıramayacaksınız silin dedim. Bana ordan buradan laf söyleyip yanına birkaç destekçi olarak birlik olup gözdağı veremezsiniz. Tek başınıza bir hiçsiniz çünkü.
Diyarbakır’a geri gelmeyi düşünüyordum günün birinde sizleri görmek için. Ama anladım ki göreceğim çok insan kalmamış burada.Son kez söylüyorum yazdıklarımı kaldıramıyorsanız uğraşmayın silin."

Çevrimdışı giray-han

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 116
Bunu yazan arkadaşım daha hala Diyarbakır'da ikamet etmektedir. Ona baktıkça, "benim yaptığım da Türkçülük mü be" diyorum.

Çevrimdışı Kömen Teg

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5
  • Atsız gibi kurtuluşu köklerde arıyorum...
Bu ara geçiş formları iflah olmazlar. Ben de bir süre Diyarbakır'da kaldım. Orayı kesinlikle ülkeye sadık vatandaşların memleketi yapamazsınız. Bu dediğimi unutmayın. İşin ilginç yanı komik bir ırkçılıkları vardır. Sizin neyinize be ırkçılık yapmak diye sormazlar mı adama.. Elin sanayide, felsefe'de devrim yapmış Alman'ı , kibiriyle ünlü Fransız'ı , doğuyu batıyı tayin eden İngiliz'i bu kadar mağrur değil. Barzolara hiç bir zaman kanım kaynamayacak.
-Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça , kendinde daha büyük işler yapma azmi bulacaktır. (K. Atatürk)

-Ey Türk çocuğu çok zekisin. Zekanı unut ! Daima çalışkan ol. (K. Atatürk)

-Türk tarihi aralıksız bir bütündür ; mesele onu sistemleştirmektir. (Hüseyin Nihal ATSIZ)

-Gayret-i gufranla cehennem de geçer... (Üstad Neyzen Tevfik )

Çevrimdışı giray-han

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 116
Bu ara geçiş formları iflah olmazlar. Ben de bir süre Diyarbakır'da kaldım. Orayı kesinlikle ülkeye sadık vatandaşların memleketi yapamazsınız. Bu dediğimi unutmayın. İşin ilginç yanı komik bir ırkçılıkları vardır. Sizin neyinize be ırkçılık yapmak diye sormazlar mı adama.. Elin sanayide, felsefe'de devrim yapmış Alman'ı , kibiriyle ünlü Fransız'ı , doğuyu batıyı tayin eden İngiliz'i bu kadar mağrur değil. Barzolara hiç bir zaman kanım kaynamayacak.
Ülkelerine sadık değiller, ama hepsi Ankara'da İstanbul'da okumak istiyormuş, ne hikmetse.

Çevrimdışı Delikurt38

  • Tanri Türkü ve Türk Yurtlarini Korusun
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 127
Bu ara geçiş formları iflah olmazlar. Ben de bir süre Diyarbakır'da kaldım. Orayı kesinlikle ülkeye sadık vatandaşların memleketi yapamazsınız. Bu dediğimi unutmayın. İşin ilginç yanı komik bir ırkçılıkları vardır. Sizin neyinize be ırkçılık yapmak diye sormazlar mı adama.. Elin sanayide, felsefe'de devrim yapmış Alman'ı , kibiriyle ünlü Fransız'ı , doğuyu batıyı tayin eden İngiliz'i bu kadar mağrur değil. Barzolara hiç bir zaman kanım kaynamayacak.
Ülkelerine sadık değiller, ama hepsi Ankara'da İstanbul'da okumak istiyormuş, ne hikmetse.
Ceblerinde Türkiye Cumhuriyet Kimligi var okuyarak her merciye yerlesme gayesindeler hos basimizdaki  Mankurt zihniyet Gürcü bozmasi Basbakan sayesinde pek gerekte kalmiyor ya neyse ...

Tanri TÜrkü ve TÜrk Yurtlarini Korusun
Ülkü; ilk önce, insanların gönüllerinde, gönüllerin derinliklerinde doğar ve kendini önce destanlarda gösterir. Sonra şuura geçer, büyük kılavuzlar tarafından açıklanır. Daha sonra da büyük kahramanlar, onu gerçekleştirmek için büyük hamleler yapar. Bu hamleler sırasında da ülkülü millet, kahramanların ardından gönül isteği ile koşar. Bütün bu uğraşmalar arasında da millet yürür, önce manen sonra maddetten ilerler, olgunlaşır, erginleşir.

H. Nihal Atsız