Sami Beğ,
Vatanımızın ve Milletimizin neferi olan Türkçüler olarak aynı endişeleri paylaşıyoruz.
Türkçülük, uzun bir süre belli kesimler tarafından manipüle edilen ve Türk Milleti'nin gözünden düşürülmeye çalışılan bir durumda idi.
Şu an Türkiye'deki tek resmi ve kurumsal Türkçü yapılanma olan Gökbörü Türkçüler Derneği'nin ortaya çıkışı, bu oyunları bozmuş. Kutlu Davamız Türkçülüğün, Büyük Türk Milleti ile buluşmasını sağlamıştır.
BAŞBUĞUMUZ ATATÜRK ve ATSIZ ATA'mızın fikirlerinin ışığında TÜRK MİLLETİ ile TÜRKÇÜLÜK DAVASI'na katkıda bulunma uğraşı içerisindeyiz.
Elbette bunlar yeterli midir? Şu an için değildir. Lakin bütün bu çabalarımız, emeklerimizde; hiç ve sıfır hükmünde de değildir.
Türkçülüğün daha fazla yayılması ve toplum tarafından layıki ile tanınması için belli kıstasların çizilmesi, fikrin anlatılması ve de insanlarımızın arasında yer bulması gerekmektedir. Bu da Türkçülüğü tam manasıyla benimsemiş, özümsemiş kadrolarla olur. Slogancı, taklitçi yığınlarla değil !
Kısacası önümüzde uzun ve zorlu bir savaş vardır. Bu savaşta zayıf olanlar yok olacak, ayakta kalanlar ise muzaffer olacaklardır.
Türkçülerin, birbirleri ile dayanışmalı olarak yaşamaları, destek olmaları gerekmektedir. Bu noktada, büyük bir özveri ve mücadele de bulunan Derneğimize sözde değil, özde destek olmak; faaliyetlere iştirak etmek ve katkıda bulunmak zor değildir.
Kolay yoldan başarı kazanmak zirveye çıkmak belki mümkündür. Ancak tarih böyle gelenlerin, zirveden nasıl tepetaklak düştüklerinin binlerce misali ile mevcuttur. Onun için ATSIZ ATA'mızın şu sözlerine kulak vermek ve bunu izlemek gerekiyor: