İnsanlara baskı yapıp bir şeyleri kabul ettirmeye çalışmak, samimiyetten ve içtenlikten çok uzaktır. Bu yüzden bir Türkçü samimi ve içten olmalıdır. Kendisinin bile tam bilemediği ve içten olmadığı bir konuda başkalarını da ikna etmek, inandırmak, benimsetmek ve sevdirmek zor ’dur.
Bir Türkçü sırf konuşma olsun diye hakaret ederek konuşmaz. Kısaca boş konuşma yapmaz. Yerince iyi bir dinleyicidir. Bir kandaşının ya da arkadaşının neler anlatmak istediğini anlamak için iyice dinler, ruh haline vakıf olur. Böylelikle konuşurken seçeceği kelimeler, konuyu ele alış tarzı belli olur.
Bir Türk, muhatabının ufak tefek cahilliklerini anlar, zira her Genç bozkurt yaşarak, konuşarak ve bazen de hata yaparak öğrenir. Büyüklük, yerince hoş görebilmektir.
Bir Türk, muhatabını dinlerken tüm bedeniyle dinler. Karşısındaki kişiyi de bu konuda etkiler. Karşısındaki genç kurtlara kendini ifade edebilme fırsatları sunar.
Bir Türk, dedi kodu bilmez. Kişilerin arkasından çekiştirmez. Kendisini mertçe ifade eder.
Bir Türk, diğer kandaşlarını yerince takdir eder ve bunu diğer kandaşların yüzüne karşı dile getirir ve güven verir.
Bir Türk her bir karındaşının değerini bilir ve bu değerlerini hissettirir.
Bir Türk, Kandaşlarına karşı duyarlıdır. Yerince yardımlarına koşar, isteklerini önemser.
Bir Türk Gururun, Kahramanlığın Örneğidir.
"Tanrı Türk’ü Korusun…"