Şaman kelimesi Tunguzca “saman” kelimesinden gelmektedir. Saman, sihirbaz ya da rahip kelimesi manasındadır. Ancak Şamanın bütün Türk milletlerde ve tarihin her döneminde bu isimle adlandırılması aynı değildir. Örneğin, Altay, Teleüt, Lebed, Şor, Şagay, Koybal, Kaç, Küerik, Soyon, Kumandı ve Uygur ağızlarında ise kam (gam,ham) olarak geçer. Kam genellikle “kâhin, büyücü” demektir. Ayrıca “uzman hekim, bilim adamı, felsefeci” anlamlarına da gelir.
Sibirya’da ve Kuzeydoğu Asya’da Şaman olabilme yolunun “Şamanlık mesleğinin kalıtsal aktarımı (babadan oğula geçmesi)” veya “kendiliğinden gelen bir iç çağrısı ya da seçilme” şeklinde olduğu görülmüştür. Türklerde, tek parça bir sütun taş üzerine, ölenin hayatta iken yaptıklarının yazılması ya da resmedilmesi âdetti. Bu taşa “mengü taş” demişlerdir.
Şamanlar dinsel ayinleri yönetmeleri yanında hekimlik ve şifacılık da yaparlardı. Ayrıca Şamanlık için iki konuda daha kendini gösterilmeleri ve eğitilmeleri gerekliydi. İlki kökene ait mitoloji ve eski dillere hakim olmaları, ayinler de veya nöbetler de kendilerinden geçip rüyalar ya da hayaller İle kehanetlerde bulunmalarıydı. Nöbetleri halinde kendilerinden geçer, vücudu kasılıp titrer ve bu hali esnemeler takip eder; göğsü daralır, bir takım acayip sesler çıkararak ağlar, gözleri döner, sonra birdenbire sıçrayıp ayağa kalkar, deli gibi dönmeğe başlar ve nihayet ağzından köpükler saçarak yere yıkılır, vücudu da hissizleşirdi. Daha sonra kendine gelir, normalleşirdi. Şamanlar derun kendinden geçme halinde iken ruhunun göklere çıktığına ve yeraltına inip cehennemleri gördüğüne inanırlardı ve bağlı oldukları boylar da onların boyu koruyucu özellikleri olduğuna inanırlardı. Ayrıca bazen ayinler sırasında, ya da trans nöbetlerine girmeden evvel uyuşturucu bitkiler veya mantarlar aldıkları da bilinmektedir. Uçan Çayır Mantarı olarak da bilinen "Amanita muscaria", Sibirya’da şamanlar tarafından kullanılan halüsinasyona neden olan bir mantardır.
Ayrıca Şamanlar/Kamlar Tanrı ve koruyucu ruhlar için arak (içki) saçarlardı (dağıtırlardı). Şaman ayinlerinde Şaman davulu ve Kopuz’da kullanılmıştır. Tüm doğanın bir ruhu vardı. Dağlar ve ulu zirveleri gök tengriye yakınlığı simgeliyordu.
İlahlar, yani Tanrılar gökte yaşarlar. Bunlar arasında Gök Tanrı en kudretlisi olup, diğer Tanrılar Gök Tanrı’nın yardımcılarıdır. Ruhlar ise karakter bakımından iyi ruhlar ve kötü ruhlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Şaman ruhu, hakanların ruhları, kahraman ruhu, kabile ve soy üyelerinin ruhları iyi ruhlar kategorisine aittir ve bunların mensup olduğu aile ve toplumu koruduklarına inanılır. Kötü ruhlar ise kötü niyetli kişilerin, cezalandırılarak öldürülenlerin, felakete uğrayıp ölenlerin, yabancı veya düşman toplumuna mensup kişilerin ruhlarıdır. Kötü ruhlar “dev”, “albastı” ve “cin” diye üçe ayrılmaktadır.
Devler en kötü ruhlardı ve devlerin ihtiyar kişilerin, doğum yapan kadınların ve bebeklerin ruhuna zarar verip onları hasta ettiklerine inanılırdı. Doğum yapan kadınların başlarına albastıdan koruduğu için kırmızı kurdele bağlanırdı. Diğer bir kötü ruh olan Cinler de “temiz cin” ve “pis cin” diye ikiye ayrılırdı ve Cinler mezarlarda ve harabelerde yaşardı. “Temiz cin” inanışa göre nispeten iyi ruh olup, insanlara pek fazla zararı dokunmaz, bu cin insanlara beyaz elbiseli erkek görünümünde rastlardı. Şamanlar da temiz cinlerin yardımıyla gizli olayları bilirler, olacak olaylardan haber verirlerdi. “Pis cin” ise zayıf da olsa insanlara zarar verebilirdi. Bu cin daha çok beyaz saçlı ihtiyar nine, beyaz keçi ve ateş biçiminde görünür ve Pis cinler inanışa göre daha çok bebeklere, loğusa kadınlara ve gebe kadınlara zarar vermekteydi.
Şamanlar tarafından yapılan “ot köçürüş”, “muska yapmak”, “kan kılmak” (hayvan kesmek), “kötü ruhları toplamak”, “katlama sihiri” gibi pek çok cinkeşlik (sihirbazlık) adetleri vardır.
Kaynaklar
Mircae Eliade, Şamanizm İlkel Esrime Teknikleri, çev. İsmet Birkan, İmge Kitabevi, Ankara 2006, s. 31.
W. Radloff, Sibirya’dan II (Aus Sibirien), çev. A. Temir, Maarif Basımevi, İstanbul 1956, s. 19-20.
Alimcan İnayet, Alimcan İnayet, “Bugünkü Uygurlarda Şamanlık ve Bir Şaman Duası: Azâim Koşıkı” Halkbilimi Dergisi, 2009
http://www.timeturk.com/tr/2012/12/22/yilbasi-uyusturucu-mantarlar-ve-samanizm.html