Çıkılan tüm yolların sonunda olacağız
Oynasa da cihanın ekseni tam yerinden.
Tanrı Dağın efsunlu ufkunda olacağız
Gün Türk’e muştu gibi doğarken tan yerinden.
Hangimiz beklemez ki o günün sabahını
Hangimiz bu umutla kuşanmaz silâhını
Yâd ederek ezelden getirdiği hilkâti
Almak istercesine bin yılların âhını.
Meydanlarda harp etmek Türk’e oyun gibidir
Senin evlâtların da senin soyun gibidir
Kurtun nesli kurt olur, baş olur, serdâr olur
Ondan ancak han olur, ondan hükümdâr olur.
Tanrıdan emir gelip yarılacak gök çâk çâk
Her düşen nâmerd ile kızıla çalacak hâk
Doğrulacak yerinden ulu Türk hakanları
Kutsayacak Türk için yollara çıkanları
Çehreleri ırkına azim veren kağanlar
Akın akın dağlardan ovalara yağanlar
Birer birer toplanıp her yönden gelecekler
Yazılmış bu kaderi kökünden silecekler
Ağlayacak hâline yok eden pâyâniyle
Kahrolacak düşmanın, yanacak hüsrâniyle.
İlerlerken elinde silâhla o mahşerde
Bir korku görür isen zulüm eden beşerde
İşte o bakıştır ki senin azâmetindir
Bin dört yüz yıl uyuyan senin fehâmetindir
Yüzyıllardır öksüzdün, yüzlerce yıldır müfret
Sözde hürriyet diye yaşadığın esâret.
Ağlıyor yüz milyon Türk, Türk’ün yüzü solmasın
Vur! Asya bozkırında âhı yerde kalmasın!
Vur adın destan olsun! Vur ki soyun var olsun.
Namluda kurşun koyan o silâha ar olsun!
Zafer sende gizlidir, ayân ol, aşikâr ol.
Ey Türk’ün son umudu, Türk gibi halaskâr ol!
Vuslat hayâli ile yüzlerce yıldır yandık
Yandığımız alevle bir bir tutuşacağız.
Bu büyük kavuşmayı yüzlerce yıldır andık
O gün Tanrı Dağında elbet buluşacağız!
Serap PALA