Gönderen Konu: YAPAY ZEKA, SALGINLAR, UZAY TEKNOLOJİ KARŞISINDA TÜRK DÜNYASI  (Okunma sayısı 2371 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
 YAPAY ZEKA, SALGINLAR, UZAY TEKNOLOJİ KARŞISINDA TÜRK DÜNYASI

Dünyada yapay zeka, virüs salgını, uzay teknolojisi tartışmaları yaşanırken Türkiye gibi, Arap ülkeleri gibi dindar olduğunu iddia eden ülkelerde hala dogmatik düşüncelerin tartışmaları yaşanmakta.
Japonya gibi 2.dünya savaşında perişan olmuş adalar ülkesi, Çin gibi adı komünist ama sistemi kapitalist olan nüfusta dünya devi bir ülke, daha 50 yıl önce askeri olarak yardımına koştuğumuz Kore hem teknolojide, hem salgında hem de yapay zeka tartışmalarında ileriye dönük çalışmalar yaparken bizler yok atalarımızın dini şuydu, yok Adem ile Havva şöyleydi gibi boş ve gereksiz tartışmalarla oyalandırılmaktayız.
Dünyada, küresel sermayenin ulus devlet sistemlerini yıkarak karma bir dünya devleti kurup melezleştirdikleri dünya insanlığını bir avuç azınlık sermayeye köle etmek planları uygulanabilmek için adım adım ilerlerken ulus devlet yöneticileri yaklaşan bu tehlikeyi görmelerine rağmen koltuklarını korumak pahasına sorumluluğundaki devletlerin insanlarını din olgusu ile adeta uyuşturmaktadırlar.
Türkiye dahil, 6 Türk devleti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan’da uyanan Hun Türklüğü, Bulgaristan’da uyanan Kıpçak, Kayı Türklüğü, Yunanistan’da uyanan Kayı Türklüğü ve Rusya federasyonu içerisindeki Gagavuz (Gökoğuz) Türkleri, Tuva Türkleri, Tatar Türkleri, Başkırt Türkleri, Kumık Türkleri, Nogay Türkleri, Hakas Türkleri, Altay Türkleri, Şor Türkleri gibi bir çok irili ufaklı Türkün oluşturduğu dünya Türklüğü, başka ideolojilerin ve faydası olmayan aşırı dindarlıkların yok edici etkisinden tez zamanda Seküler Tükçülük düşüncesi doğrultusunda ‘’Türk Birliği’’ oluşturarak yapay zeka ve uzay teknolojisinde söz sahibi olacak adımları atmazsa küresel sermayenin son zamanlarda sıkça kullandığı mülteci silahı ile Türk milleti olma şuurunu kaybedip, melezleşerek tarihin karanlıklarında yok olup gidecektir.
Biz Türkçüler, çok boş işlerle uğraşıyoruz. Biz maalesef hala Türkçülüğün ilk şartını, Göktürkçe öğrenip, günlük yaşantımızda mümkün olduğu kadar Türkçe kelimeler kullanmakla ölçüyoruz. Yani "Esenlikler, Alaş" gibi.
Bizim çağın gerisinde yaşamaya hakkımız olmamalı. Bir Türkçü her şeyden önce dijital çağı, bilimsel verileri kullanmayı çok çok iyi bilmeli ve her gün kendi bilgisinin daha da üzerine çıkmalı.
 Daha yüz yıl önce, Kutlu Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK önderliğinde Türklüğün diriliş ve şahlanışı, yalnızca Türklerin değil dünyadaki bütün mazlum milletlerin özgür olmalarını sağlamıştır. Seküler Türkçülük ivme kazandıkça, küresel emperyalizmin sinsi tuzakları hüsranla son bulacaktır.
Türk milletinin geninde Türkçülük deneyim ve başarıları vardır, yeter ki biz Türkler kendimize inanalım.
Ne Mutlu Türküm Diyene!..

Adil ÖZTÜRK
Adil ÖZTÜRK