Bu bahsettikleriniz kızdıkları, kafalarına uymayan ya da kendilerine göre tarif ettikleri Türkçülüğü benimsemeyen kişilere "senin ananı seccadenin üstünde kıbleye doğru secde ederken domaltıp, bilmem neyimin suyunu, başörtüsüne fışkırtıyım" diye yazanlar mıydı?
Biz o satırlardan o günde çok utanıyorduk, bu gün de utanmaktayız.
Eğer bu bahsettiklerin o kişilerse aman kalsın, lazım değil.
Kim neye inanır bilmem ama bize yaşadığı toplumun değerlerine hakaret etmeyen ve ağzı bozuk olmayan, ahlaklı kişiler lazım.
Kirli ağızdan temiz söz çıkmaz.
Ben ne Gök Bilge Atsız'dan, ne Yüce Atatürk'den, ne Ziya Gökalp Beyden ve ne de diğer Türkçü önder ve bilgelerin hiç birisinden toplumun ahlakına aykırı ve millete hakaret eden tek bir söz duymadım.
Yıllardır Huntürk otağında okuyucu ve yazıcı olarak bulunmaktayım ve burada yolbaşçılarımızın yaşayış, düşünüş ve ifade ediş biçimlerindeki seviyeye aykırı hiç bir şeye tanık olmadım. Zaten yıllardır benim ve daha bir çok kişinin burada oluşunun nedeni de budur.
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.
Sançar kandaşım, bir zamanlar Atsızcılar olarak tabir edilen ve bu isim adı altında internet yayını yapan grubun marjinal bir tarzı olduğu doğrudur. Ama her şeye rağmen hataları ve eksikleri ile Türkçülük adına mücadele etmiş ve bir çok Türkçü yetiştirmiş bir oluşumdur. Toplum değerlerine hakaret etmek elbette Türkçü bir kişiye yakışmaz. Fakat toplumun gözündeki ''ümmetçilik'' perdesini indirmek ve hayatın ''din''den ibaret olmadığını göstermeye çalışmak bile sizi ister istemez marjinal kategorisine sokuyor.
Dini meselelerin tartışılması bize yarardan çok zarar vereceği aşikardır. Malum dini duyguları hassas bir toplumda yaşıyoruz.
Pekala, Atsız Atamızı, dine ve özellikle İslam dinine özel bir husumet beslemediği halde öyleymiş gibi göstermek niye? Ben Atsız Ata'nın dine bakış açısını düşünürken her daim yüce Çingiz Han'ı düşünürüm. Çünkü görüşleri birebir aynıdır. Çingiz Han da vaktinde Moğolistan'da faaliyet gösteren bir sürü dini incelemiş, ve o dinleri yayan kimselerden aldığı bilgilerle şu sonuca ulaşmıştır ki, tüm dinler insana en temel ahlak kurallarını emreder. Kendisi o yüzden ne belli bir dini yaymaya çalışmış, ne de belli bir dini bitirmekle uğraşmıştır.
Atsız Ata da öyledir. Atsız'ı toplum gözünde küçük düşürmek için uğraşan bir takım kendini bilmez cahil takımı, onun makalelerinden cımbızla laf alıp, aynı şekilde Kuran'dan cımbızla laf çekerek İslam'ı alçaltmaya çalışanlar gibi olduğunun farkında değildir. H. Nihal Atsız, kendisi İslam'a inansın ya da inanmasın, İslam'ın Türk toplumunda bulduğu yeri çok iyi bilmekteydi, ve vaktinin bazı "çağdaş" uygulamaları olan ve İnönü devrinin Halk partisince gerçekleştirilen din düşmanı politikalara karşı çıktı. Eğer ki Atsız dediğiniz gibi İslam düşmanı olsaydı, elbette ki bu politikaları övücü nitelikte yazılar yazardı. Atsız ne dine, ne İslam'a karşıydı. Atsız salt ve salt dini bağnazlığa, dini topluma, bireye, ve ülke yönetimine zorla empoze etmeye karşı, cehaleti sevmeyen, ırkı dinden önce gören biriydi.
Amma velakin ben bir müslüman olarak Atsız'ın yazılarını okurken incinmedim, gücenmedim, ve Atsız'ın biz müslüman Türk halkına düşman olduğunu sezmedim. Atsız bazıları gibi "azınlıklara oynayan" biri değil, salt çoğunluk olan Türk toplumunu toptan gözeten bir fikriyata sahipti. Biz ise bir avuç Türkçü olarak, sizin mantığınızla "İslam zaten Türk dini değil, o yüzden İslam'dan nefret edelim, İslam'ı yaşayan, ya da İslam'a bağlılık duyanları da arapçı olmakla suçlayalım" deseydik, Halk partisi gibi kendimiz çalıp kendimiz oynar, Türkçülüğü zaten topluma yaymakla uğraşmazdık. Nitekim Halk partililer öyle yapıyor. Kendileri çalıp kendileri oynuyor, solcu fikriyattan aldıkları din düşmanlığını çağdaşlık diye önümüze sunuyorlar.
Biz de nereden alındığı bilinmeyen bu mantığı Türkçülüğün içinde istemiyoruz. İnsanlar istediği dine inanmakta özgürdür. Gökbilge bundan bir sürü makalesinde üstüne basa basa bahsetmiştir. Acaba biz mi yanlış okuyup yanlış anladık? Atsız'ı bilmeden nice Türkçülük yapan insanlar var ki, bunlar yeri geldiğinde Atsız'ın görüşlerine ters bir şekilde, Osmanlı'ya karşı aşırı bir nefret besliyor, Padişahlarına küfür ediyor, ve Türk tarihinden sildikleri o 600 seneyi, bize kötü gösteriyorlar, aynı sözde milliyetçi, özde kızıl İnönücüler gibi.
Bizi bunlarla karıştırıyorsanız, hele hele Atsız'ı bu insanlarla karıştırıyorsanız, bizi yanlış tanımışsınız.
Türkçülük seküler bir ideolojidir.İçinde dini anlamda bir maneviyat barındırmaz. Ama Türkçülüğü bu tür tartışmaların içine çeken, ve buna Gökbilge Atsız'ı da dahil eden insanlar çok yanlış yapıyorlar.
İçinde bulunduğumuz coğrafi ve stratejik konum nedeniyle sürekli iç ve dış tehditlere maruz bir ülkeyiz. Dışarıdan tehditlere karşı mücadele etmek kolaydır. Fakat içeride çıkan bir takım kaoslarla, buhranlarla ve tehdit unsurlarıyla mücadele etmek ise çok zordur. Bunun nedeni ise, masum olanla olmayanı birbirinden ayırmaktaki güçlüktür. Dış mihrakların da teşvik ve yardımlarıyla Laik Cumhuriyet'imizi yıkıp yerine şeriat hükümlerine dayalı bir devlet düzeni kurmak isteyenlere karşı mücadele etmek her Türk evladının başlıca vazifesidir. Bu noktada rehberimiz ATATÜRK İLKE ve İNKILÂPLARI olmalıdır.
Bu söylediklerinizden iç ve dış tehditler olayına katılıyorum. Amma velakin ondan sonrasına katılmıyorum. Atsız Ata'nın bu konuda makaleleri vardır. Biri de şu makaledir:
http://www.nihal-atsiz.com/yazi/irtica-artik-bir-kuvvet-degildir-h-nihal-atsiz.htmlBu makaleyi okursak işimiz gücümüzün irtica denilen, ve Halk partisi tarafından bazı milli değer ve şuurdan yoksun, kozmopolitan yaşam stilinin esiri olmuş bir takım orta sınıfın önüne sırf oy alma kaygısı ile konmuş olan hayali bir tehditle savaşmak olmadığını anlayacaksınız.
Laiklik anayasada olduğu ve değişmez bir madde olduğu için bunun kaldırılması ancak ve ancak İran'daki gibi bir ihtilal ile olabilir. Ve ben öyle bir ihtilalin gerçekleşeceğinden şüpheliyim. Toplumun en büyük katmanlarını yarın ne yeyip ne içeceğini düşünen fakir insanlarla, yarın paydos saatine kadar nasıl vakit harcayacağını düşünen orta sınıf oluşturdukça, şeriatı getirmek artık ülke yobazları için bir hayalden ibarettir. Nasıl bu ülkeye komünizm gelemezse, şeriat da gelemez.
Ülkenin kuruluş felsefesi Türkçülük olduğundan dolayı, bu ülkede başa gelebilecek tek sağlam ideoloji, ve gelmesi gereken ideoloji, Türkçülüktür. O yüzden şeriat olayına bu kadar kafayı takmanın, orada burada irtica var diye dolanmanın biz Türkçülerin bir kere zekasına yakışmayan bir hareket olduğunu düşünüyorum.
Türkçülük, her daim olduğu gibi, dinsel bir hareket değildir. İnsanlara ne belli bir dini empoze eder, ne de belli bir dine karşı fiştekler. Şimdi bu konunun başında bulunan yazı Atsız'ı İslam ya da din konseptine düşman gibi göstermektedir. Ama ben de size 10 dakikada tam tersini gösteren bir yazı hazırlarım. Yine makalelerin içinden cımbızla sözcükler seçer, önünüze koyarım, Atsız bu sefer de dinci dersiniz. Ama Atsız, Türkçülüğün fikrinin vücut bulmuş hali olarak, Türkçülük gibi dine nötr bakabilen bir insandır. Lütfen onu özünden başka bir şekilde lanse etmeyelim.