Gönderen Konu: Oğuz Boylarına Mensup Toplulukların Yaşadıkları Yerler  (Okunma sayısı 78507 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
YÜREĞİR YERLEŞİM HARİTASI


Çevrimdışı Sinem

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 47
   Sayın kardeşim,
       Ben bir yanlış anlamaya sebebiyet vermeden şunu sormak isterim .Yukarıda verdiğiniz haritalardan birinde ekrad adı geçiyor.Ama twıtter denilen yerde  kürtlerin nasıl yazıştığına bakarken soyadı ekrad olan birine rastladım.Sonra nette baktım ekrad kelimesinden kürt diye bahsediliyor.
      Bunlar yine bir Türk boyunu işlerine geliyor diye (ekradların bulunduğu bölge haritada güneydoğuya denk geliyor da) kürt olarak mı gösteriyorlar...
TÜRKÜM BEN. SADECE TÜRKÜM...

Çevrimdışı Tonyukuk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 140
Alıntı
Sayın kardeşim,
       Ben bir yanlış anlamaya sebebiyet vermeden şunu sormak isterim .Yukarıda verdiğiniz haritalardan birinde ekrad adı geçiyor.Ama twıtter denilen yerde  kürtlerin nasıl yazıştığına bakarken soyadı ekrad olan birine rastladım.Sonra nette baktım ekrad kelimesinden kürt diye bahsediliyor.
      Bunlar yine bir Türk boyunu işlerine geliyor diye (ekradların bulunduğu bölge haritada güneydoğuya denk geliyor da) kürt olarak mı gösteriyorlar...

       Sayın Sinem, dediğiniz gibi öyle gösteriyorlar. Taşıdıkları kürt adı bile Türkçedir, ''kar yığını'' gibi bir anlama gelir ki, bir çok Türk lehçesinde de böyledir. Bayrak niyetine kullandıkları çaputlardaki renkler Türkmen ulusal renkleridir. Nevruz diye kutladıkları Türklerin ''yeni gün'' bayramıdır. Ekrad adının kökeni hakkında daha önce turania.net'te yazdığım yazılardan bölümleri aşağıya ekliyorum.

       
Alıntı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan ve kuran asli unsur Türk milletidir. İktidar ve AB-D beslemesi bir takım Seçkin(!) ‘’Türkdöne’’ler tarafından devlete ortak edilmek istenen kürtler, tek becerileri bolca yavrulayıp bunların ceremesini başkalarının üzerine yıkmak olan, ırki saflıktan uzak, fırsatçı topluluklardır. Tarihteki örnekleri incelersek Kürtleşmiş Türk oymaklarından bahsedebileceğimiz gibi, Kürtleşen Arap sülalelerinin varlığını da görebiliriz.

Hint göçleri artıklarının İran’ın Zağros dağları etrafındaki Farsi unsurlarla kaynaşarak oluşturdukları topluluklar asıl Kürtlüğün temelini teşkil eder. Bugün Türkiye’nin başına bela olan tarafı, Osmanlı’nın Türklere ‘’etrak-ı bi idrak’’ bakışının ‘’ekrad’’ üreterek bu topluluğun içine katmasıdır. Millet vasfını taşıyan bütün toplumlar tarihte bir ya da birkaç kere devlet kurmuşlardır. İki taşı doğru düzgün üst üste koymaktan aciz kürdün, gerçekten zamanına göre büyük medeni vasıfları olan Med ve Asur gibi devletlerin mirasçısı olduğu iddiasına da ancak gülünür.

Osmanlı dönemine ait bazı defterler ve belgelerde geçen ‘’ekrad’’ kelimesi Türk topraklarına göz dikmiş soysuzların iç, dış destekçileri tarafından istismar edilen ve kürt kelimesini karşıladığı iddia edilen bir sözcüktür. Merhum Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, ‘’ekrad’’ meselesine Akhunlar’ın Azerbaycan topraklarındaki Mugan yakınlarında 445 yılında kurdukları bir şehirden bahsederken değinmiştir. Bu şehir Arap kaynaklarında ‘’Belasegân’’ olarak geçiyor ve Orta Asya’daki Balasagun şehri ile ad birliği olan bir yer. Togan’ın anlatımı ile Araplar 7. asırda buraya geldiklerinde bu şehre nispetle ‘’kürt’’ kelimesini zikretmişler, fakat bu kürt kelimesi daha ziyade ‘’hayvan sürülerine sahip göçebeler’’ (<<ashâb savâ’im>>) anlamında kullanıldığı için milliyet ifade etmiyor. Horasan’da (Kuhistan’da) ki Khalac Türkleri de bu yüzden Araplarca <<akrad>> cümlesinden sayılmıştır. Fakat onuncu asıra ait coğrafya eserlerinde aynı Araplar, Khalacları , ‘’al-Khalac sinfun min al-atrâk-i … alâ khulq-i al atrâk-i va zayyihim ve libâsihim’’ yani <<Khalac bir Türk zümresidir, karakterleri, kıyafetleri ve diğer elbiseleri diğer Türklerinki gibidir.>> diyerek anmışlar. Ne yazık ki, 11. asıra gelindiğinde Gazneliler zamanında bunlar da Türkçeyi unutmuş bir topluluk haline gelmişler. (Z. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş) Devam edeceğiz.


     
Alıntı
Doğu ve Güney-doğu Anadolu Türklerin ilk yerleşim yerleridir. İptidai kürtlerin yaşam sahaları bugünkü Anadolu sahasının tamamen dışındadır. Zamanında Türkmen üçgeni olarak anılan İran-Irak- Doğu Anadolu bölgesi bu kimliğini Osmanlı-Safevi çekişmeleri sonucunda yitirmiştir. Kürtlerin dağınık bir biçimde yaşadığı Şehrizor, Hulvan, Kirmanşah, Dinever bile yoğun bir Türkmen yerleşimine sahne olmuştu. Bu yerlerden Hulvan, Melikşah zamanında ünlü Türkmen kumandanı Artuk Beğ’in dirliği idi. 1101’de Salurlardan Kara Belli Beğ, Annâz oğullarından bin Bedri bin Muhelhil’i yenerek Şehrizor ve Dakuka(Taûk) hariç bölgenin her yöresini ele geçirdi. Şehrizor’da 1130’da Arslantaş oğlu Emir Kıpçak’ın eline geçti. Daha önce Türk tarihi bölümümüzde ekrad kelimesinin bir milliyet ifadesi olmadığını bugünkü İran sahasına gelen Arapların (ashab-ı savaim) sürü sahibi göçerler anlamında bu tanıma uyan önlerine çıkan her topluluğa böyle seslendiğini Togan’dan alıntı yaparak belirtmiştim. Arap adını koymuş, Osmanlı sürdürmüş özetle bu melez topluluğa ad koymak bizim işimiz değil.
   

Çevrimdışı sulu kağan

  • Sulu Kağan
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 45
Osmanlı tahrir defterlerinde bazı Türkmen-Yörük oymaklarına kendi isimlerinden hariç "ekrad" ifadesi eklenmiş örneğin ekrad Yörükanı taifesinden-Türkmen ekradı gibi.Bu oymaklar Türk olmasına karşın kürt Türkmeni yada ekrad Türkmen şeklinde anılmışlardır bunun nedeni nedir?
Türklüğü arap istilasından kurtaran büyük komutana selam olsun.Yüce Sulu Kağan!!!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Osmanlı tahrir defterlerinde bazı Türkmen-Yörük oymaklarına kendi isimlerinden hariç "ekrad" ifadesi eklenmiş örneğin ekrad Yörükanı taifesinden-Türkmen ekradı gibi.Bu oymaklar Türk olmasına karşın kürt Türkmeni yada ekrad Türkmen şeklinde anılmışlardır bunun nedeni nedir?

sulu kağan anda!
Sorunuzun cevabı buradadır:

     
Alıntı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan ve kuran asli unsur Türk milletidir. İktidar ve AB-D beslemesi bir takım Seçkin(!) ‘’Türkdöne’’ler tarafından devlete ortak edilmek istenen kürtler, tek becerileri bolca yavrulayıp bunların ceremesini başkalarının üzerine yıkmak olan, ırki saflıktan uzak, fırsatçı topluluklardır. Tarihteki örnekleri incelersek Kürtleşmiş Türk oymaklarından bahsedebileceğimiz gibi, Kürtleşen Arap sülalelerinin varlığını da görebiliriz.

Hint göçleri artıklarının İran’ın Zağros dağları etrafındaki Farsi unsurlarla kaynaşarak oluşturdukları topluluklar asıl Kürtlüğün temelini teşkil eder. Bugün Türkiye’nin başına bela olan tarafı, Osmanlı’nın Türklere ‘’etrak-ı bi idrak’’ bakışının ‘’ekrad’’ üreterek bu topluluğun içine katmasıdır. Millet vasfını taşıyan bütün toplumlar tarihte bir ya da birkaç kere devlet kurmuşlardır. İki taşı doğru düzgün üst üste koymaktan aciz kürdün, gerçekten zamanına göre büyük medeni vasıfları olan Med ve Asur gibi devletlerin mirasçısı olduğu iddiasına da ancak gülünür.

Osmanlı dönemine ait bazı defterler ve belgelerde geçen ‘’ekrad’’ kelimesi Türk topraklarına göz dikmiş soysuzların iç, dış destekçileri tarafından istismar edilen ve kürt kelimesini karşıladığı iddia edilen bir sözcüktür. Merhum Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, ‘’ekrad’’ meselesine Akhunlar’ın Azerbaycan topraklarındaki Mugan yakınlarında 445 yılında kurdukları bir şehirden bahsederken değinmiştir. Bu şehir Arap kaynaklarında ‘’Belasegân’’ olarak geçiyor ve Orta Asya’daki Balasagun şehri ile ad birliği olan bir yer. Togan’ın anlatımı ile Araplar 7. asırda buraya geldiklerinde bu şehre nispetle ‘’kürt’’ kelimesini zikretmişler, fakat bu kürt kelimesi daha ziyade ‘’hayvan sürülerine sahip göçebeler’’ (<<ashâb savâ’im>>) anlamında kullanıldığı için milliyet ifade etmiyor. Horasan’da (Kuhistan’da) ki Khalac Türkleri de bu yüzden Araplarca <<akrad>> cümlesinden sayılmıştır. Fakat onuncu asıra ait coğrafya eserlerinde aynı Araplar, Khalacları , ‘’al-Khalac sinfun min al-atrâk-i … alâ khulq-i al atrâk-i va zayyihim ve libâsihim’’ yani <<Khalac bir Türk zümresidir, karakterleri, kıyafetleri ve diğer elbiseleri diğer Türklerinki gibidir.>> diyerek anmışlar. Ne yazık ki, 11. asıra gelindiğinde Gazneliler zamanında bunlar da Türkçeyi unutmuş bir topluluk haline gelmişler. (Z. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş) Devam edeceğiz.


      
Alıntı
Doğu ve Güney-doğu Anadolu Türklerin ilk yerleşim yerleridir. İptidai kürtlerin yaşam sahaları bugünkü Anadolu sahasının tamamen dışındadır. Zamanında Türkmen üçgeni olarak anılan İran-Irak- Doğu Anadolu bölgesi bu kimliğini Osmanlı-Safevi çekişmeleri sonucunda yitirmiştir. Kürtlerin dağınık bir biçimde yaşadığı Şehrizor, Hulvan, Kirmanşah, Dinever bile yoğun bir Türkmen yerleşimine sahne olmuştu. Bu yerlerden Hulvan, Melikşah zamanında ünlü Türkmen kumandanı Artuk Beğ’in dirliği idi. 1101’de Salurlardan Kara Belli Beğ, Annâz oğullarından bin Bedri bin Muhelhil’i yenerek Şehrizor ve Dakuka(Taûk) hariç bölgenin her yöresini ele geçirdi. Şehrizor’da 1130’da Arslantaş oğlu Emir Kıpçak’ın eline geçti. Daha önce Türk tarihi bölümümüzde ekrad kelimesinin bir milliyet ifadesi olmadığını bugünkü İran sahasına gelen Arapların (ashab-ı savaim) sürü sahibi göçerler anlamında bu tanıma uyan önlerine çıkan her topluluğa böyle seslendiğini Togan’dan alıntı yaparak belirtmiştim. Arap adını koymuş, Osmanlı sürdürmüş özetle bu melez topluluğa ad koymak bizim işimiz değil.
 
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı sulu kağan

  • Sulu Kağan
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 45
İşin içinde oyun olduğu belli batıda Egedeki konar göçerlere Yörük denirken Doğudaki konar göçerlere kürt denmesi saçmalıktan başka bişey değil.Belkide Göç sırasında yolda gördüğü irani ve hindu kavimlerle melezleşen Türk toplulukları oldu ve bunlar kürtleri oluşturdu.kürdofillerin Türkmen kültürünü birebir kopya etmesi "belki" bu şekilde açıklanabilir.Bu dört harflilerin bir ırk-millet olması ve herhangi tarihe yada kültüre sahip yada ait olamayacakları kesindir.Bugün sokaklarda kusarcasına konuşulan kürdofilce denen sayıklama sözde dili Türkçe-persçe-arapça-süryanice-bizans dili-rusça kelimeler içermektedir buna dil değil lehçe dahi denemez.

TTK.
Türklüğü arap istilasından kurtaran büyük komutana selam olsun.Yüce Sulu Kağan!!!

Çevrimdışı sulu kağan

  • Sulu Kağan
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 45
Sivas ve Malatya da hemen her boya ratslamak mümkün.
Türklüğü arap istilasından kurtaran büyük komutana selam olsun.Yüce Sulu Kağan!!!