Alıntı yapılan: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 17 Haziran 2013

Alıntı

İNSANLARIN GÜVENİNİ KAYBETMEKTENSE PARA KAYBETMEYİ TERCİH ETTİN.....

AŞK OLSUN SANA....MAVİ GÖZLÜ KOÇ.....

Ali Koç divan otelini direnişçilere açtığı için Koç şirketler gurubu tayyip in borsaya müdehalesiyle hisse senetleri 600 TRİLYON lira değer kaybetti. ama Ali Koç geri adım atmadı buna rağmen divan otelini tekrar açtı.....bu halkın gönlüne taht kurdun...Mavi gözlü KOÇ.........İNSANLARIN GÜVENİNİ KAYBETMEKTENSE PARA KAYBETMEYİ TERCİH ETTİN......sana büyük sevgiler yakışır.....

HELAL OLSUN SANA

Bu ne tür bir omurgasızlıktır anlamış değilim. Hem Türk Milliyetçilerini sermayenin tarafında ve destekçisi olarak göreceksin, hem sermayeye düşman olacaksın, hem de sermaye savaşında destekçi ve taraf olacaksın !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


TTK.

Ayrıca;

''Şaibeli olduğu iddia edilen Bilgisayarla Otomatik Oy Sayma Sistemi ''Sun Microsystems"in SEÇSİS adı verilen bilgisayar sisteminini Türkiyeye getiren ve SEÇSİS 'i Türkiyede kurarak iktidarın emrine veren firmanın ALİ KOÇ'un firması "SUN ELECTiON CONTROL SYSTEM" olmasını...

Aynı Firmanın aynı zamanda MERNİS nüfus kayıt sisteminin de kurucusu olmasını.. Nüfus kayıtlarıyla oynanarak ölmüş kişileri seçmen gösterdiği iddiasını..

Ali Koç'un Fethullah Gülene bağlı vakıf ve derneklerin organize ettiği Türkçe Konuşma Olimpiyatlarının ANA SPONSORU olmasını..

Ali Koç'un hem Fethullah Gülen ve Cemaatine yakın olmasını hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı devirmeye çalışmasını...

Taksimde ki DİVAN OTELİni Direnişçilerin(!) emrine vermesini.. Bu Direnişe(!) Maddi Manevi Destek sağlamasını...

Direnişçilerin(!) KOÇ Grubunun ürünlerini kullanmaya teşvik edilmesini...''

Anlayan varsa beri gelsin.


TTK.

Oyun ve oyunun kuruculari gün gibi ortada . Maksat Soros Fetos ittifakinda , ulusalci kesimle (AKP den nefret edenler dahil) sözde muhafazakar kesim AKP arasinda , ic savas cikartip , devlet ic savasla ugrasirken , doguda it´i kürt´ü ayaklandirip , bagimsizliklarini ilan etmelerini sagliyarak Türkiyeyi bölmek . Cünkü Türkiyeyi kürt terörü ile bölemeyeceklerinin farkina , gecde olsa vardilar. Burada tek alternatifleri Türk´ü Türk´e kirdirarak netice alacaklarini sandilar . Basarisizmi oldular ? Ne münasebet , her kesimden yazari cizeri okudugumuzda , kendisini allame sanan kim varsa , gezi parki tezgahina destek verdi , vermeyede devam ediyor. Yok "halk" patlamista , yok milletin girtlagina gelmiste. Bu msallara inananin aklina sasarim. Gezi tezgahinda eksik olan , onlarca yüzlerce insanin ölümüne neden olacak , yabanci istihbaratcilarin yapmasi muhtemel sabotaj eylemleriydi , simdilik test mahiyetinde oldugu icin , bunu yapmadilar, yapacaklari günlerde uzak degil. Zaten basbakan ayaklanmanin dis kaynakli oldugunu kendiside , itiraf ve kabul ediyor. Tabii bunu cikipta , ABD desteginde Fetosun , yurt icinde Abdullah Güllüyanin tetikledigini söyleyecek hali yok. Buna ragmen Samil Tayyarenin Abdullah Güllüyana hitaben "selden kütükmü kurtarmaya  calisiyorsun" demesi , bize bir fikir vermesi lazim . Taksim tezgahi RTE nin ABD ziyaretinde karara baglandi . Bu ihanetin taseronluk görevini Bülent Arinc ,Fetos görüsmesinde üstlendi kanaatindeyim . AKP iktidarinin bütün bu gercekleri bildigi halde , yangina benzin dökmesi , AKP muhalefetini alabildigine tahrik edip kiskirtmasi, oyun icinde , oyun oldugunu , fazlasi ile ispat etmektedir. Hani adamin biri demisti ya "kanlimi olacak kansizmi " Gidisata göre degerlendirecek olursak , cok kanli bir final bizi beklemektedir. T.T.K.

Oyun ve oyunun kuruculari gün gibi ortada . Maksat Soros Fetos ittifakinda , ulusalci kesimle (AKP den nefret edenler dahil) sözde muhafazakar kesim AKP arasinda , ic savas cikartip , devlet ic savasla ugrasirken , doguda it´i kürt´ü ayaklandirip , bagimsizliklarini ilan etmelerini sagliyarak Türkiyeyi bölmek . Cünkü Türkiyeyi kürt terörü ile bölemeyeceklerinin farkina , gecde olsa vardilar. Burada tek alternatifleri Türk´ü Türk´e kirdirarak netice alacaklarini sandilar . Basarisizmi oldular ? Ne münasebet , her kesimden yazari cizeri okudugumuzda , kendisini allame sanan kim varsa , gezi parki tezgahina destek verdi , vermeyede devam ediyor. Yok "halk" patlamista , yok milletin girtlagina gelmiste. Bu msallara inananin aklina sasarim. Gezi tezgahinda eksik olan , onlarca yüzlerce insanin ölümüne neden olacak , yabanci istihbaratcilarin yapmasi muhtemel sabotaj eylemleriydi , simdilik test mahiyetinde oldugu icin , bunu yapmadilar, yapacaklari günlerde uzak degil. Zaten basbakan ayaklanmanin dis kaynakli oldugunu kendiside , itiraf ve kabul ediyor. Tabii bunu cikipta , ABD desteginde Fetosun , yurt icinde Abdullah Güllüyanin tetikledigini söyleyecek hali yok. Buna ragmen Samil Tayyarenin Abdullah Güllüyana hitaben "selden kütükmü kurtarmaya  calisiyorsun" demesi , bize bir fikir vermesi lazim . Taksim tezgahi RTE nin ABD ziyaretinde karara baglandi . Bu ihanetin taseronluk görevini Bülent Arinc ,Fetos görüsmesinde üstlendi kanaatindeyim . AKP iktidarinin bütün bu gercekleri bildigi halde , yangina benzin dökmesi , AKP muhalefetini alabildigine tahrik edip kiskirtmasi, oyun icinde , oyun oldugunu , fazlasi ile ispat etmektedir. Hani adamin biri demisti ya "kanlimi olacak kansizmi " Gidisata göre degerlendirecek olursak , cok kanli bir final bizi beklemektedir. T.T.K.

Baştan sona çok yerinde ve sağlam tesbitlerden oluşan bu yazının altına, motun yabgu kandaşımın izniyle, imzamı atıyorum. İşte gerçek milli duyarlılık ve önsezi budur. Tava tıngırtısına oynayıp, kağnı gıcırtısına ağlayan bir toplum koyun sürüsü demektir. Son olaylarda sürülüğün boyutunu ve işleyişini ibretle izleyip, gördük. Bazı kimseler sürüye katılmakla kalmayıp, milli duyarlılıkla sürü olmayı redden ve bütün bunları küresel bir oyun olarak görenleri; akla, izana ve insafa sığmaz şekilde suçladı. Hatta sırf milli duyarlılıkla ucu, sonu belirsiz bu kargaşaya katılmayanları fettoşçu ve gizli akp li olmakla suçlayacak kadar sıradanlaştılar. Kalkışmaların sadece görünen işıklı ve şık tarafını görerek tayyipten kurtulma hülyalarına dalanların, hayallerle örgüledikleri cilalı tablolar karşında, içtenlikle yanılmış olmayı, yani benim de içinde bulunduğum milli duyarlılık gereği ihtiyatlı duruş sergileyen bizleri akpcilik ve fetullahçılıkla suçlayanların, en azından, tayyipten kurtulmak gibi bir kazanım elde ederek, haklı çıkmasını çok ama çok istedim. Ama olmadı. Olmayacağı, gören gözler için, ta başından beri görülmekteydi. Olmayacak duaya amin demek sadece duanın kabul olmamasından ibaret kalsa iyiydi. Ya yiten ümitler, boşa harcanan enerjiler, onca kırma ve dökmeler... Başkaları tepişti, hesaplaştı, birbirine güç gösterdi, taktik denemeleri yaptı olan yine Türk Milletine oldu. Bu olanların Türkçülere hiç mi kazandırdığı bir şey olmadı? Elbette ki oldu. Elendi, silkelendi dökülen döküldü ama bu sınavdan sonra Türkçü saflar daha bir sıklaşıp, baktığını daha iyi görür oldu.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.

     Taksim Gezi Parkında başlayıp tüm ülkeye yayılan eylemler, hakkın hukukun meşru müdafaası, iktidarın, faşizan uygulamalarına karşı bir protesto eylemleri olarak başlamıştı. Ancak bu amaçla meydanlarda toplanan kalabalıklar birden uluslararası bir harekâtın öznesi, figüranı olmaya yönlendirilmeye çalışılıyor.

     Toplumun, haklı ve meşru olan tepkileri üzerinden başka bir tezgâh örülmeye çalışılıyor.

     Yaratılan bu ortam, tam’da her türlü provokasyona açıktır. Çünkü; disiplinsiz, bilinçsiz, örgütsüz yığın hareketleri, her dönemde ve her zaman belirsiz odaklar tarafından yönlendirilebilir ve sonu hiç de amaçlanmayan, istenmeyen felaketlerle, yıkımlarla sonuçlanabilir.

     Reyhanlı’da bir savaş yaşanırken, 51 ağaç değil, 51 insan hükümetin destek verdiği caniler tarafından katledilirken, kılları kıpırdamayan Brüksel, Cenevre, New York, Madrid, Amsterdam‘ın Taksim’de birden sahneye çıkmış olmaları düşündürücüdür.

     Bugüne değin Türkiye’de yaşanan onlarca yıkım ve felaketlerin hiç birinde seslerini duyamadığımız, Türk ulusuna düşmanca tavırları bilinen uluslararası af örgütü ve benzer kurumların gezi parkı olaylarında kararlar yayınlaması, AB ve ABD siyasilerinin art arda açıklamalar yapması, batılı hükümet ve medya gruplarının gezi parkı olayındaki alışılmadık desteği, Türk halkının ezici çoğunluğunun haklı istemleri ve meşru direnişi üzerinden bir “tezgah”ın sahneye sürülmekte olduğunun göstergeleridir.

     Merkezine “Tam Bağımsızlık “ şiarını koymayan, sloganlarında; “Ne ABD, Ne AB Tam Bağımsız Türkiye” özlemini yansıtmayan direnişler, protestolar son tahlilde dönüp dolaşıp uluslararası güç odaklarının amaçları ile örtüşür hale gelecektir.

     Uluslararası güç odakları Tayyip Erdoğan’ın ve AKP iktidarının “kullanım süresi”nin dolduğunu, Türk halkının sabrının taşmakta olduğunu, huzursuzluğun arttığını, bu nedenle her an bir eylemin veya direnişin başlayabileceği kaygılarını 2 yıldır dile getirmekteydiler.

     Uluslararası güç odakları, çıkarlarını korumak ve yeni kazançlar elde etmek için ilişkili ülkelerdeki işbirlikçilerle el ele verip toplumun değer yargılarını değiştirerek, kendi ideolojisi doğrultusunda bir dünya görüşü yaratmakta ve bunu uygulamaktadır. Böyle bir tuzağa düşen ülke, bu aşamadan sonra, Uluslararası güç odaklarının çizdiği yön doğrultusunda yol alacaktır. Taksim Gezi Parkı protestosunu Uluslararası güç odaklarının kendi amaçları ve denetimleri altında yönetebilmek için binlerce ajanı devreye soktuğu duyumlarımız arasındadır.

     AKP gitsin de kim gelirse gelsin anlayışı Türk halkına kurulmuş yeni bir tuzaktır.

     AB’ci NATO’cu, OECD’ci, Gümrük Birlikçi, Dünya Bankacı yeni bir iktidarın, emperyalizm için yeni bir “taze kan”ın halkın kendi eliyle devreye sürülmesi tezgahıdır.

     Gezi Parkının tozu dumanı arasında; Osmanlı’nın kapitülasyonundan daha tehlikeli olan “petrol yasası” Meclisten geçirildi. TBMM’den geçen yeni Türk Petrol Kanunu mevcut yasadaki “milli menfaat” vurgusunu kaldırıyor “devlet hissesini” kuyularda sahalara göre azaltıyor. Yani Türkiye’nin petrol sektörü yeni Türk Petrol Kanunu ile birlikte artık yabancıların hakimiyetine terk ediliyor.

     Bizim mücadelemiz özü itibari ile emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesidir. Uluslararası güç odaklarının maşa değiştirip, makyajlanmış yeni hainleri, yeniden önümüze sürmelerine izin vermemeliyiz.

      Sol gösterip, Amerikancı sağ yumruk atanlara dikkat etmeliyiz.

     Milliyetçiyim deyip, emperyalizmin yerli uşakları zora girdiğinde onlara elini uzatım kurtaranları iyi tanımalıyız.

     Yaşadığımız süreç, 11 yıllık ihanet döneminden, hatta son 63 yıllık teslimiyet döneminden daha zorlu, ihanet mayınlarıyla döşeli bir süreçtir.

     Bu süreci Örgütlü, bilinçli ve ilkeli birlikteliklerle aşabiliriz. Dünyada hiçbir bağımsızlık mücadelesi “yığınların kendiliğinden hareketi” ile kazanılmamıştır kazanılamayacaktır.

Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBE BAŞKANI