BOZKURTLAR

Türkiye'de kimlerin nerelerde olduğunu göstermeye devam ediyoruz. Bu seferki konuğumuz ÇYDD başkanı ve ADD aktif üyesi;

Türkan Saylan kimdir;
1935 İstanbul doğumlu. Kandilli Lisesi ve  İstanbul Tıp Fakültesi mezunu. Saylan’ın iki oğlu ve iki torunu var.  Son yılında akciğer ve kemik vereminden seri ameliyatlar geçiren Saylan, 2 yıl demir korseyle gezerken dahi neşesini koruyabildi. Neşesinin sebebi de muhtemelen Türkiye'nin gittiği yol olsa gerek.

Anne adı : Lili Mina Raiman - 1936 yılında Leyla ismini alarak ismini değiştirdi.
Lili Mina Raiman ise; Raber Ragman ve Mina Verlig kızı, 1908, Bermingen İngiltere doğumlu ve Katolik Hıristiyan.

Bu kısa bilgilerden sonra laikliğin yılmaz savunucusu, çağdaş yaşamı destekleme derneği (ÇYDD) başkanı Türkan Hanımı biraz daha büyüteç altına alalım. Neden bu denli laiklik savunucusu olduğunu da inceleyelim.

Amaç gerçek, dürüst Başbuğumuzun işaret ettiği laiklik mi, yoksa birilerinin dini inançlarına saldırımı sorusu ile başlayalım isterseniz. Dürüstlük sorgulamasına da bir sözünü hatırlayarak başlayalım. İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Yerleşkesi'nde 'Türkiye'mizin çağdaşlaşma sürecinde laiklik' konulu toplantıda ne diyor çağdaş Hanfendimiz?

"Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık. Biz yakıp yıkmak için var değiliz. Biz yaratmak, geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız."

Yani artık alıştığımız hikaye. BARBAR TÜRKLER.

Peki nasıl geçecekmişiz çağın üstüne?

"Türkiye'nin bölünmesine, ırkçılığa yönelmesine, binlerce yıl öncesinin Arap ve İran âdetlerinin gelmesine karşıyız. Çocuklarımızın sıra üstünde namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz. İnancın insanların iç dünyasında saklı olmasını istiyoruz."

Hedef saptırmadaki ustalığı görüyormusunuz? Türklüğü ve Türklük Ülküsünü savunmak ne ile eşdeğer tutuluyor. Neyin arasına karıştırılıp yediriliyor herkese?

Bu ülkede birilerinin dini inançlarına vatan millet adına saldıranların, bu tutmuyorsa laiklik elden gidiyor yaygaraları gerçekten laik olanların da gölgelenmesine ve din düşmanı gibi gösterilmesine zemin hazırlıyor. Laik olduğunuzu söylediğinzde üzerinize sürülmüş olan pislikler nedeni ile gerçekten ne dediğiniz bile dinlenilmiyor.

Peki Türk halkı için ne söylüyor Hanfendi?

"İnsanlar okuma yazma bilmesin ki parmak bassınlar. Seçim kâğıtları at, eşek, arı ve kuşlarla dolu. Bilinir ki okuma yazma bilmeyen çoğunluktadır ve onlar ancak parmak basarak oy verirler. Onların ağaları, tarikat reisleri çağırır ve biz ata, eşeğe, arıya ya da kuşa oy vereceğiz derler. Böyle bir topluluk nasıl kalkınır? Böyle bir topluluk cahil bırakılmıştır. Bizi yönlendirmek isteyenlere, bizi koyun sananlara karşı dikkatli olalım. Bu ülkedeki insanları siyah-beyaz diye ayırmak, vatansever veya vatan sevmeyen hain diye ayırmak kimin haddine'"

Türkiye'deki okuma yazma bilmeyenlerin oranı %12 dir. En yüksek oran da Güneydoğu Anadolu Bölgesinde. Bu insanların da kimleri meclise bağımsız ya da ampul kılığında yolladığını zaten biliyoruz. O zaman kimi töhmet altında bırakıyor bu hanfendi? Bir milletin tamamını parmak basanlar kulübüne çevirdiğinde bu istatistikleri kimler alıntı yapıp kullanırlar? Cevabını zaten biliyoruz değil mi?

Peki bu hanfendinin bu basit konuşmalarında bile açığa çıkan iç dünyasının hiç mi gerçek yansımaları yok. Buyrun bir örmek;

Mit’in raporlarında misyonerlik faaliyetlerinin Türkiye ayağı. Özellikle Kitab-ı Mukaddes Şirketi(Sadece İncil yayımlar.İlk Türkçe incili 1826 yılında çevirmişlerdir) ile sıkı ilişkileri var. Aynı zamanda Amerikan Board (Dünyadaki misyonerlik faaliyetlerini organize eden Abd merkezli bir vakıf) ile sıkı ilişkiye sahip. Amerikan Board şirketi yaptığı faaliyetleri Türkiye’de SEV (Sağlık Eğitim Vakfı) ve ÇYDD üzerinden yürütmektedir.

Verdiği reklamlarla ve söylemlerle sürekli halkı kuşkırtmaya çalışan bir ruh haleti var. Başkanlığını Profesör Türkan Saylan’ın yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkında, Atatürk İlke ve İnkılaplarını kalkan olarak kullanıp, bir çok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından yardım aldığı, hiç bir yasal dayanağı olmadan kamuoyuna kendisini sivil toplum kuruluşları birliği olarak tanıtan çeşitli dernek ve vakıflarla işbirliği içerisinde oldukları yönünde yapılan ihbarlar sonucu denetime tabi tutulmuş ve Dernekler Kanunu 62 ve 85/2 maddesine muhalefetten 5 Şubat 2001 tarihinde Maltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapılmıştır.


Ayrıca bir hatırlatma daha yapalım. Bir dönem YÖK üyesi olan bu hanımefendinin, üyelik döneminde dedesinin ismi Agop olan Doğu’daki Rektör ile dedesinin ismi Ohanis olan Batı’daki Rektör olaylarının tarihlerini bir kontrol edin. Bu insanı oraya kimlerin atadığına ve nasıl oralarda bırakıldığına bakın. Neden belli dönemlerde belli şeylerin böyle yükselişe geçtiğini düşünün. Tesadüf mü diyorsunuz? Ben de diyorum ki; bu ne tesadüf!!!!

BOZKURTLAR

Gerçek düşmanlarınızı uzaklarda aramayı bırakın. Onlar hemen yanımızda. Bizimle yaşıyorlar. En büyük düşmanınıza gelince; birleşmemizi engelleyen dirençlerimiz ve ben duygularımızdır. İkinci olarak da içimize girip, bizden gibi görünüp başka yolları işaret edenlerdir.  Birleşeceğimiz ve tek yumruk olacağımız kutlu günün yakın olmasını diliyorum.

Ne çinde ne abd ne avrupa nede israil düşmanın çamurlu postalları kilimlerimizin üstünde.

Yüce Türk milletinin asil evlatlarının bunların üstesinden gelebileceği kanısındayım. mı?
Ben eminim anda biz onları tükürerek boğarız ama önce bunları Yüce Türk ulusuna anlatmak gerekiyor bizi yenecek tek güç kendi cahaletimizden başka birşey olamaz.

Hain o kadar bolki,1938'e kadar süt dökmüş kedi gibi duran bu ........... lar ,BAŞBUĞ ATATÜRK'ün uçmağa varmasından sonra meydanı boş bulmuşlar  tüm kadrolara yerleşmişler,istedikleri gibi at oynatmışlar,oynatmayada devam ediyorlar.Osmanlının devlet kadrolarında at oynatan TÜRK olmayıpta TÜRK gibi gözüken bu şahısların torunları bugün devlet kadrolarında.TANRI TÜRKÜ KORUSUN.

Bu şahsın ismi misyonerlik faliyetlerindede  geçiyor,böyle birinin Başbuğ ATATÜRK'ün ismine sığınması ne kadar acı.