Sayın Sarantuya bu bilgi işinize yarayabilir... Kuzey- Wei ( 386- 534), Batı Wei ( 535-556) ve Kuzey Çov döneminde (556-581) T'küe'ler.
Bir diğer efsaneye göre T'u-küe'lerin ataları, Hiung-nu'ların kuzeyinde bulunan So Devleti'nden gelmektedir. Kabilenin şefi, on yedi erkek kardeşi olan A-pang-pu'ydu; bir dişi kurt tarafından dünyaya gelen erkek kardeşlerden birinin adı ıçi-ni-şi-tu'dur. Kardeşlerin hepsi, A-pang-pu ile erkek kardeşleri, uzuvları eksik dünyaya gelmişlerdi, bu yüzden sonunda devletleri ( başkaları tarafından ) saldırıya uğrayarak yıkıldı, yok edildi. Fakat bir peri, ıçi-ni-şi-tu'ya dokunarak, onu öyle bir yetenekle donattı ki, yağmurlar yağdırabiliyor, rüzgarlar estirebiliyordu. İki kadınla evlendi.
Rivayete göre kadınlardan biri yaz tanrısının diğeri ise kış tanrısının kızıydı. İçlerinden biri dört oğlan çocuk dünyaya getirdi. Oğlanlardan biri beyaz bir kuğuya dönüştü. Diğeri A-fu ile Kien Nehri arasında kalan topraklarda bir devlet kurdu. Devlete K'i-ku denildi. Üçüncü oğlu Ç'u-çe nehri kıyısında hüküm sürmekteydi, dördüncüsüyse Tsiensse-ç'u-çe-şi Dağı'nın yamacında yaşıyordu. Bu oğlan dört çocuktan en büyüğüydü. Bu dağın tepesinde A-pang-pu Kabilesi'nin başka kolları da yaşıyordu.
Oralarda hava çok soğuk olduğundan, oğlanların en büyüğü, kabile insanlarının ısınmaları ve hayatta kalmaları için ateş yakıyordu. Böylece hayatta kalmayı başardılar ve en büyük oğlanı reis tayin ederek, O'na T'u-küe adını verdiler.
No-tu-lu Şad'ın on karısı vardı, oğulları annelerinin soyadını almışlardı. A-şi-na, gayrimeşru ilişki kurduğu metresinden olma oğluydu. No-tu-lu'nun ölümünden sonra anneler, oğullarından birini onun yerine seçeceklerdi. Kadınlar karar vermek üzere bir ağacın altında toplandılar, aralarındaki anlaşmaya göre,ağaçta, kim en yükseğe sıçrayabilirse, o erkek çocuk, kabilesinin reisi olacaktı. A-şi'na'nın oğlu gerçi içlerinde en küçüğüydü ama en yükseğe o sıçradı. Böylece diğer çocuklar onu reis ilan ettiler. Oğlan kendisine A-hien Şad adını verdi..."
Kaynak: Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri –( Sayfa 14-16)- Liu Mau Tsai Selenge Yay. – İst-2006
SUİ DÖNEMİNDE ( 581-617) T'U-KUE'LER –
Sui-Şu'daki (84, 1a-6b) Kuzey (ya da Doğu) T'u-küe'ler (Türkler) hakkındaki rapor.
T'u-küe'lerin ataları P'ing-Lianglarla karışan Hu Barbarlardı. Soy isimleri A-şi-na idi. Geç Wei döneminin ( Kuzey Wei) İmp. Tai-wu-ti, T'u-küe'leri yok edince ( 439) A-şi-nalar 500 aileyle birlikte Ju-ju'lara kaçıp, sığındılar. Kuşaklar boyu Kin-şan ( Altay) dağlarının eteklerinde yaşayarak demircilikle uğraştılar. Kin-şan ( Altay) dağı miğfere benziyordu; bölgede yaşayanlar bir miğfere T'u-küe adını verince, kendilerine bu adı verdiler.
Bir diğer rivayete göre, bu insanların ataları Batı Denizi'nin üst bölgesine hükmediyorlardı. Sonra bir komşu ülke onları yok etti. Kadın, erkek yaşlı genç kimsenin gözünün yaşına bakılmaksızın hepsi öldürüldü, geriye sadece bir çocuk kaldı, onu öldürmeye yürekleri el vermedi. Ama yine de çocuğun kolları ile bacaklarını keserek, onu kocaman bir bataklığın içine attılar. Bataklıkta dişi bir kurt yaşıyordu, ona her gün et getirmeye başladı. Çocuk bu etleri yiyerek, hayatta kalmayı başardı. Sonra dişi kurtla ilişkiye girip, onu hamile bıraktı. Bunun üzerine komşu devletin reisi bir elçi gönderip, çocuğu öldürmek istedi. Dişi kurt çocuğun yanında olduğu için, elçi kurdu da öldürmeyi denedi. Ama birden sanki dişi kurdun içine bir ruh girmişti ve kurt, kendisini Batı Denizi'nin doğusunda buldu. Orada Kao-ç'ang'ın ( Turfan) , kuzey batısındaki bir dağda mola verdi. Dağın eteklerinde bir mağara vardı. Dişi kurt mağaraya girince karşısına bir vadi çıktı, 200 li'yi aşan bir alanı kaplayan vadi çimle örtülüydü. Dişi kurt daha sonra burada on oğlan çocuk dünyaya getirdi. İçlerinin birinin soy ismi A-şi-na idi. Aralarında en akıllısı da oydu, bu yüzden onların reisi oldu. Soylarını unutmak istemediklerini göstermek amacıyla da, çadırın önüne üzerinde kurt kafası bulunan bir bayrak astı.
A-hien-Şe ( Şad) adında bir adam kabilesini mağaradan dışarıya çıkardı. ( Adamları) kuşaktan kuşağa Ju-Ju'lara tımarları olarak hizmet ettiler. Ta-ye-hu ( Büyük Yabgu) döneminde kabileleri giderek daha da güçlendi. Kuzey Wei'lerin sonlarına doğru devleti İ-li Kağan ( = T'u-men) yönetti, askerleri ile T'ie-le'ye saldırarak, onları büyük yenilgiye uğrattı. 50 binin üzerinde aileyi de tebaasına aldı. Sonra da Ju-Ju'ların hükümdarına bir evlilik teklifinde bulundu, ama hükümdar buna müthiş etkilenerek, ona hakaret etmesi için bir elçisini görevlendirdi. İ-i Kağan elçiyi öldürdü ve adamlarının başıina geçip, Ju-ju'lara saldırarak, onları mahvetti. Ölümünden sonra yerine küçük kardeşi İ-li Kağan geçti. O da Ju-ju'ları yenilgiye uğrattı. Sonra da hastalanıp, öldü. Ölmeden önce yerini oğlu Şe-t'u'ya devredeceği yerde, onun küçük erkek kardeşi Ssekin'i varisi tayin etmişti. Ssekin, Mı-kan ( Mu-han) Kağan ünvanı taşıyordu. Cesur ve çok akıllıydı. Sonunda Ju-ju'lara saldırarak, onları yok etti. Batıda İ-ta'ları (Heptalitler) dağıtarak, Doğu'da K'i-tan'laı topraklarından sürdü. Kuzeydeki bütün barbarlar onun tebaası oldular. Çin'e karşı savaş açtı. Daha sonra da Batı Wei'lerin ordusu ile Doğu Wei'lere saldırdı ve T'ai-yüan'a kadar dayandı
Kaynak: Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri - ( Sayfa 61-63)– Liu Mau Tsai Selenge Yay. – İst-2006