KURT'LARLA İLGİLİ ÖYKÜLER
Aşağıda yer alan ve kurtlarla ilgili olan yazı, Fransız şair Alfred de Vigny'nin ''Kurdun Ölümü'' adlı eserinden alınmıştır. Alfred de Vigny, Türk değildir. Ama, okuyunca da anlayacağınız gibi, ''Kurdun Ölümü'' adlı hikayemsi şiirinde şair, kurtların özgürlük ve aile yaşamı uğruna nasıl kendilerini feda ettiklerini dramatik bir biçimde dile getirmektedir. Bu dramatik dile getiriş de bizi, Türkler'in niçin Bozkurdu kendilerine simge olarak seçtiklerini açıklayan yanıtlara ulaştırmaktadır. Eğer ki düşünebilirsek...
KURDUN ÖLÜMÜ
Şair Vigny, dosları olan soylularla birlikte dağlarda kurt avına çıkar. Vakit gecedir. Issız bir Ay aydınlığı vardır. Alevlenmiş gibi yanan Ay'ın üzerinden bulutlar geçmektedir. Kara ormanlar ufuğa dek dayanmakta, avcılar tüfekleri ile birlikte art arda yürümektedirler. Bir ara, avcıların en deneyimlisi yerde taze pençe izleri görür. Bu izler, oradan az önce geçmiş olan iki kurt ile iki yavrusunun izleridir. Avcılar bıçaklarını hazırlarlar, tüfeklerinin parıltılarını saklarlar. O arada üç avcı durur. Karşılarında alev saçan gözleri ile bir kurt durmaktadır. Biraz ötede, kurdun yavruları sessiz sessiz oynamaktadırlar. Kurdun dişisi tehlike karşısında dimdik durmaktadır.
Erkek kurt, bütün kaçış yollarının kapalı olduğunu anlar. Ön pençelerini kumlu toprağa saplayarak çömelir ve avcıların köppeklerinin en iri ve saldırgan olanına saldırır. Köppeğin gırtlağına dişlerini geçirir ve bırakmaz. Avcılar üst üste ateş ederler, erkek kurdun gövdesini delik deşik ederler, bıçaklamadık yerini bırakmazlar; ama kurt, köppeğin gırtlağındaki dişlerini biraz olsun gevşetmez. Sonunda da köppeği gebertir.
Erkek kurt çömelmiş, gövdesine saplı bıçaklarla avcılara bakmaktadır. Avcılar ellerinde tüfeklerle çevresini sarmıştır. Kurt, ağzından akan kanları dili ile yalayarak avcılara son bir kez bakar. Sonunda gözlerini kapar ve ses çıkarmadan son soluğunu verir.
Dişi kurt ile yavrular ise kaçıp kurtulmuşlardır.
Bu öyküde erkek kurt, yavruları ve onların özgürlüğü için kendini feda etmiştir. Eğer iki yavru olmasa idi, dişi kurt da erkeği ile birlikte döğüşecekti. Ancak, onun bir görevi vardı: O iki yavruyu dağlara kaçırmak, onlara açlığa dayanmayı ve insanların yanında bir lokma ekmek ve yatacak yere karşılık özgürlüklerini feda eden köppekler gibi olmamayı öğretmek...
Erkek kurt ölmeden önceki son bakışlarında belli ki avcılara şunu demek istemiştir.
''İnlemek, ağlamak, yalvarmak; bunların hepsi onur kırıcıdır. Alın yazının seni sürüklediği yolda, uzun ve ağır görevini yerine getir. Sonra da benim gibi ses çıkarmaksızın acı çek ve öl. Ama başın dimdik, özgürce ve yiğitçe !''