Bu olayları tek bir pencereden; Libya'dan, Suriye'den ve özellikle Doğu Akdeniz'den ayırmadan değerlendirmemek gerek.
Gelişmeleri doğru okumak gerekir.
Kafkaslarda cereyan eden ve Ermenistan'ın saldırganlığıyla tırmanan olayların asıl nedeni alıntı yaptığım satırlarda zikredilen husustur. Suriye, Libya ve Akdenizin doğusunda Türkiye'ye karşı mevzi kaybeden emperyalistler, Türkiye'nin başına gaileler açarak anılan bölgelerde kendi hakimiyet ve emperyalist amaçlarını gerçekleştirmek istemekteler.
İşin gerçek faili Rusya, Fransa ve ADB'dir. İran'ın öteden beri ermenileri alenen desteklediği de işin bir başka boyutudur.
Katil ermenilerin Azerbaycan'a ait Dağlık Karabağı işgal etmeleri ve Hocalı'da soykırım yapmalarını takip eden süreçte bu sorunu barışçıl (!) yollarla çözmek üzere 1992 yılında kurulan MİNSK grubu ABD, Fransa ve Rusya'dan oluşmaktadır. Kuruluşu üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili arpa boyu kadar bile yol alınmamıştır.
Anılan ülkeler bırakın sorunu çözmeyi durumu daha da tırmandırarak, akıllarınca, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Ermeni işgali altındaki Türk yurtları müzakere filanla değil, askeri güçle ancak alınabilir. Karabağ müzakereyle mi ermenilerin işgaline maruz kalmış ki müzakereyle Azerbaycan'a iade edilsin? Bunlar oyalama ve durumu kabullendirme taktiklerinden başka bir şey değildir.
Ermeni yöneticilerin ciyaklaya ciyaklaya verdikleri demeçler doğrudan doğruya Türkiye'nin fiilen savaşa dahil olduğu dogrultudadır.
Türkiye harici baskılara boyun eğmeden hem diplomatik ve hem de askeri olarak yapılması gerekenleri yaparak bu sorunu ebediyen çözmekle yükümlüdür.
KKTC bunun yaşayan örneğidir. Türkiye 1974 de gerekeni yaptı ve rumlar ve bilcümle rum severler 46 yıldır ciyaklayıp duruyor. Oysaki Kuzey Kıbrıs'ta Türk devleti bile kuruldu. Tanınmıyormuș. Varsın tanınmasın. Gün gelir, şartlar olgunlaşır, tanınır da.
Dağlık Karabağ sorununda da Kıbrıs'taki uygulama gibi askeri harekat yapılarak, mübarek Türk yurtları ermenilerin habis varlığından temizlenmelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
bir millet, iki devlet sözlerini tekrarlaması takdire şayandır.
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK.