YORULANLAR

YORULANLAR

Bir yarış başladığı zaman,ilk anlarda bütün yarışçılar aynı hizada, aynı enerji ile koşarlar.Biraz sonra bir takımın azıcık geride kaldığı görülür.Daha sonra yarışçıların önde,ortada, arkada, en geride olmak üzere bir kaç gruba ayrılması mukadderdir.Fakat henüz hiç birisinde yılgınlık yoktur.Hatta zaman geçtikçe arkadakilerden bazılarının öndekilerden bazılarını geçmesi, öndekilerden bazılarının da kesilerek daha gerilere kalması olağandır. Nihayet kritik anlar gelir.Mesa

Devam..
DÜN VE YARIN

DÜN VE YARIN


İleri gitmek geriyle olan bağı koparmak değildir. Canlı, cansız her varlık çok gerilerin bugünkü neticesidir.

Geri her zaman kötü değildir. Nitekim ileri de her zaman iyi değildir. İyi de olsa, kötü de olsa yok edilemeyecek olan "geri" ve "ileri", bütün olarak biziz. Bunu inkar hiçbir şey kazandırmaz; kas katı gerceğin inkarı ile inkar edeni basitleştirir, yozlaştırır, hayvanlaştırır.

Geri ve ileri, yani dün ve yarın her zaman var olacaktır. Milyarlarca dün ve yarın, zaman zincirinin birer halkasıdır. Yarını kavramak için dünü bilmek şarttır. Otlarla böcekler dünü bilmez. Daha yüksek sınıf hayvanlarda bile birkaç gün öncesini hatırlamak, bilmek kabiliyeti vardır.

"Dün"ün topyekun inkarı insanları ot ve böcek menziline indirmektir. İnsanlar indirilemez. İnen, indirmek isteyendir.

Devam..
MİLLİ DEĞERLER VE MİLLİ RUH

MİLLİ DEĞERLER VE MİLLİ RUH

Yahya Kemal, Ziya Gökalp?la olan manzum bir şakalaşmasında: ?Kökü mâzide olan atiyim? demişti. Bu dört kelimelik mısra, yaşamak kabiliyeti olan bütün milletler için değişmez bir düsturdur. Maziyi unutsak, atsak, inkâr etsek bile kökümüz, aslımız oradadır. Manevî kanımızda, yani ruhumuzda olan istidatların, iyi ve kötü her şeyin jenleri oradan gelmektedir. Onları bilmek, kusurlu olanları düzeltmek milletteki yaşama inancının şartı, kanunudur. Maziyi küçük görmekten hiçbir

Devam..
NAVARİN BASKINI (20/Ekim/1827)

NAVARİN BASKINI (20/Ekim/1827)

Bundan 148 yıl önce, 20 Ekim 1827'de Türk donanması, Navarin limanında demir atmış dururken, müttefik İngiliz-Fransız-Rus donanmalarının baskınına uğrayarak battı. 57 gemiyle birlikte 8.000 asker de şehit oldu. Bu baskının sebebi, Hıristiyan milletlerinin Yunan hayranlığıdır. Yunanlılar, bilhassa Rusların gizli yardımıyla bağımsızlık davası için, tâbii oldukları Osmanlı Devleti'ne isyan etmişler, fırsat buldukça, tıpkı dün Kıbrıs'ta olduğu gibi, fakat ondan çok büyük ölçü

Devam..
Kültür Bakanı'nın Resmî Yazısına Açık Cevap

Kültür Bakanı'nın Resmî Yazısına Açık Cevap

20 Eylül 1971 tarihiyle Kültür Bakanı Talat S. Halman'dan resmî bir yazı aldım. Basılı olan ve başkalarına da gönderilmiş bulunan yazı aynen şöyledir: Sayın Nihâl Atsız, Kültür Bakanlığının yayın programından ilki, kültür eserleri konusunda üç yeni diziyle başlatılacak, bu diziler çeşitli kültür ve sanat dallarında yeni diziler izleyecektir. Öncelikle ele alınan üç yayın dizisi şunlardır: 1- Türk Kültürü Kaynak Eserler dizisi: Bu dizide, başlangıcından 19

Devam..
MUSTAFA İSMET VE KIZILLAR

MUSTAFA İSMET VE KIZILLAR

Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın Radyo'da birkaç kere okunan, gazetelere de geçen bildirisi, iki yıl önce intihar ettiği ileri sürülen "Dursun Önkuzu" adlı milliyetçi öğrencinin ölümündeki korkunç gerçeği aydınlığa çıkardı. Sıkıyönetimin aralıksız olarak yakalamayı başardığı kömünistlerden birisinin itirafina göre Dursun önce kaçırılarak feci şekilde dövülmüş, sonra bilek damarları kesilmiş ve daha ölmeden ağzına sokulan lastik

Devam..
MİLLİ ŞUUR UYANIKLIĞI

MİLLİ ŞUUR UYANIKLIĞI

Millî şuur, bir milletin, kendini duyması ve bilmesidir. Hem duyguya hem de düşünceye dayanan millî şuur, bir milletin mânevî kuvvetlerinden en önemlisidir. Milletlerin hayatını koruyan dört savunma hattından en geride olanı yâni sonuncusu ve en mühimi millî şuurdur. İnsan uzviyetinin akciğer, karaciğer, kalp ve beyin nasıl dört önemli organı ise, bir milletin de ordu, bağımsızlık, dil ve milli şuur, dört büyük kalesidir. Bir millet, ordusunu kaybedebilir. Bağımsızlığını

Devam..
DIŞARIDAN GELMEMİŞ OLAN TEK DÜŞÜNCE

DIŞARIDAN GELMEMİŞ OLAN TEK DÜŞÜNCE

Türkçülük düşüncesi, bu fikrin düşmanları veya her şeyle alay etmek alışkanlığında olan prensipsizler tarafından saldırıya uğrarken, yapılan sataşmaların başlıcaları şunlar olmuştur: 1-Bunlardan biri ?Türkçülük? kelimesine olan itirazdır. İtirazcılar şöyle demektedirler: ?Türkçülük de ne demek oluyor? Bunlar Türk mü satıyorlar? Sütçü, süt alan demek olduğu gibi bunun manası da Türk satan demektir. Böyle saçma bir düşünce olur mu?? Bu itirazın hiçbir ciddi tarafı olmadığı

Devam..
BİR ANSİKLOPEDİNİN BÜYÜK YANLIŞLARI

BİR ANSİKLOPEDİNİN BÜYÜK YANLIŞLARI

Türkiye`de mânâsı bir türlü anlaşılamayan iki kelime "Türkçülük" ile "Turancılık"tır. İnsanlara bir düşünceyi, bir kavramı anlatmak çok güçtür. Beyinlere yanlış olarak kazılan bir şeyi düzeltmek için başlıca çare ciddî yayınlar olabilir. Türkçü olarak Türkçülük ile Turancılık kelimelerinin ne mânâya geldiğini birkaç defa açıkladığımız hâlde görülüyor ki maksadımızı anlatamamışız. "Türkçülük", Türkülküsü, yani Türklerin her alanda her millett

Devam..
TÜRKÇÜLÜK DEĞİŞMEZ BİR FİKİRDİR

TÜRKÇÜLÜK DEĞİŞMEZ BİR FİKİRDİR

ORKUN'u beğenmiyenler onda eski teranelerden başka bir şey olmadığını söylüyorlar. Haklıdırlar. Türkçülük değişmez bir fikir olduğu için burada hep aynı sözler söylenecek. Türkçülük bir moda olmadığı için değişmeyecek, bir ilim olmadığı için sabit kalacak, bir eğlence olmadığı için kendini beğendirmeğe uğraşmayacaktır. Türkçülük bir ülküdür. Millî ülküler yüzyıllar boyunca değişmeden yaşar. Değişen tarafları ana çizgileri değil, teferruat veya taktiğidir. Bazı

Devam..
Atsız Ata'nın Dergileri

Atsız Ata'nın Dergileri

Atsız Mecmua Çınaraltı Kopuz Dergisi Bozkurt Orhun Özleyiş Altınışık Orkun Büyük Türkeli Gözlem Ötüken Dergisi Kürşad Dergisi  

Devam..
ÜLKÜLER TAARRUZİDİR

ÜLKÜLER TAARRUZİDİR

Biyoloji bakımından canlıların, yani hayvanlarla bitkilerin gayesi kendi soyunun bütün dünyayı bürümesidir. Hiçbir hayvan veya bitki cinsi dünyayı kaplayamıyorsa bunun sebebi aynı gayeyi güden başka cinslerin mukavemetine maruz kalmasıdır. Cinslerin aynı gaye için yaptıkları bu tesir ve maruz kaldıkları tepkiden "hayat kavgası" doğuyor. Bu arada zayıflar eziliyor, azalıyor; güçlüler yapılıp çoğalıyor; bazı soylar ise yeryüzünden büsbütün kalkıyor. Milletler aras

Devam..
TÜRKÇÜLERE BİRİNCİ TEKLİF

TÜRKÇÜLERE BİRİNCİ TEKLİF

Türkçülüğü nazariye olmaktan kurtarıp hayata tatbik edebilmek için artık daha hızla harekete geçmeliyiz. İlk düşüneceğimiz şey Türkiye?de Türk kültürünü hakim kılmak, yabancı tesirleri silkip atmaktır. Bunun için her sayımızda Türkçülere teklifler yapacak ve tekliflerimizi kendimiz de titizlikle tatbik edeceğiz. Bugün ileri sürdüğümüz birinci teklif şudur: ?Numara? kelimesinin kısaltılmış şekli olarak ?Nu.?yu kabul ediyoruz. Bunu ?No.? olarak yazmayı reddediyoruz. Çünkü ?No.?, bun

Devam..
TÜRKÇÜLÜK

TÜRKÇÜLÜK

 Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek, yerine göre, mensupluk, sevgi, taraftarlık gösteren bir ektir. Türkçülük de Türk sevgisi ve taraftarlığı demek olduğuna göre, kelime, yerinde kullanılmıştır. Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz. Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasi zarurutlere işarettir. Türk'ü, gerçek olarak, Türk'ten başkası sev

Devam..
MANTIK ŞAHESERLERİ

MANTIK ŞAHESERLERİ

Halk Partili üç mebus, Bülent Ecevit, Ali İhsan Göğüş ve Coşkun Kırca, Millet Meclisi Başkanlığına bir kanun teklifi sunarak "Bakanlar Kurulunun yabancı memleketlerde basılmış eserlerden sakıncalı bulduklarını yurda sokmama yetkisi"nin kaldırılmasını istemişler. Bu yetki anayasada kabul edilen hürriyetlerle bağdaşmıyormuş. Adalet Partili mebus Gökhan Evliyaoğlu da kendi partisinin Meclis Grubu Başkanlığına verdiği önergede Halk Partililerin bu teklifini "ol

Devam..
MİLLİ BENLİK

MİLLİ BENLİK

Yirminci asır medeniyeti ve Avrupa milletleri ile temasa gelen insanların birçoğunda millî benlik hissinin sarsıldığını görüyoruz. Şüphesiz yüksek duygulu olan her medenî insan Avrupa ve Amerika?nın yüksek ilmini ve ince tekniğini görünce onlara karşı takdir ve hürmetle karışık bir hayranlık duyar. Fakat birçokları bu kadarla da kalmayarak onların dinî, siyasî, içtimaî ve iktisadî ahlâklarına ve bütün insanlık hasletlerine de hayran kalarak kendi milletimizi ve kendi millî b

Devam..
BAŞ MAKARNACININ SIRTI KAŞINIYOR

BAŞ MAKARNACININ SIRTI KAŞINIYOR

Zaten biz onu eskiden beri tanırız. Arasıra hindi gibi kabarır, sonra yelkenleri suya indirirdi. İlk zamanlarda palavralarına bayağı değer verir olmuştuk. Artık alıştık. Ya kızıyor, ya gülüyoruz.

Biz Roma hülyasını, kütle halindeki İstanbul ve İzmir ziyaretlerinin manasını anlamıyor değildik. Bütün Türk gençliği de zaten yarınki Antalya ziyaretine muhakkak olacak bir iş diye bakıyor ve bekliyor. Asıl asker olan köylü ile çobana gelince, o kim ve ne zaman olursa olsun bu imtihana hazırdır. Onun için bu imtihan bizim üniversite imtihanları kadar sudandır.

Devam..
ASKERLİK VE DİSİPLİNLİ MİLLET

ASKERLİK VE DİSİPLİNLİ MİLLET

Türkçülüğün kendisine has bir dünya görüşü vardır. Realist olan Türkçülük ?Yaşamak için kavga? kanununun, sonuna kadar devam edeceğine inandığından askerliğe karşı saygı duymakta ve ırkımızın askerî millet olmak geleneğini geliştirme amacını gütmektedir. ?Artık savaş olmıyacak? gibi uyuşturucu telkinlerin, millî savunmamızı, gevşetmesi bakımından aleyhindeyiz. Varlığımızı korumak, haklarımızı almak için her zaman çarpışmaya mecburuz. Çarpışmaya mecburuz demek asker olmay

Devam..
KOMÜNİST, YAHUDİ VE DALKAVUK

KOMÜNİST, YAHUDİ VE DALKAVUK

Türk milletinin dışarki düşmanları bütün dünyadir. Bunu tarih bize edebi bir öğüt halinde hikaye eder. İçerdeki düşmanları ise üç tanedir. Komünist, yahudi ve dalkavuk. Komünist, vicdanını yahudi "Marks"a satmış olan vatansız serseri demektir. Amele diktatörlüğünün kurulduğu yerde cennete varılmış olduğunu zanneder. O, bazen bu zannında samimi olan bir aptaldır. Bazen de samimi değildir, aldatmak için böyle söyler. O zaman da kalleştir. Komünist, dünyada patronla i

Devam..
VEDA

VEDA

Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları acıyı düşünmek bizi elem içinde bırakmakta ve bahta lanet etmeğe sevketmektedir. Türkçülüğün bayrağını, ilerde yeniden açmak üzer

Devam..
Sayfalar o>>