EMİN ÇÖLAŞAN: Adalet Bakanlığı ne diyecek!..
Emin Çölaşan -
Haberler 23 Mayıs 2012
SEVGİLİ okuyucularım, Balyoz davasında
300 ‘den fazla subayımız tutuklu. İçlerinde orgeneraller, çok sayıda general ve amiraller, albaylar, her rütbeden subaylar var. Emekli olanlar da işin cabası!
Bu seçkin insanlar şimdi çilelerini çeşitli cezaevlerinde dolduruyorlar. Mahkeme, sanıkların düzmece olduğunu savunduğu belgeleri tarafsız bilirkişiye havale etmekten ısrarla kaçınıyor.
Mahkemenin amacı hapis kararlarını bir an önce verip, muvazzafların önümüzdeki ilk Yüksek Askeri Şura toplantısında TSK ‘dan tasfiye edilmesini sağlamak.
İyi de, mahkemenin bu tavrı büyük eleştiri alıyor, adaletin nasıl sağlanacağı merakla bekleniyor!
Tutuklu komutanlardan biri olan
Orgeneral Bilgin Balanlı ‘dan dün aldığım mektup ilginçti. Balanlı hem kendilerine karşı sergilenen
adaletsizliği vurguluyor, hem de çok ilginç bir belgeyi mektubunun ekinde gönderiyordu.
Önce belgeye bakalım, sonra Balanlı ’nın yazdıklarını görelim.
Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’nın 21 Aralık 2010 tarihli belgesine göre, Tekirdağ Cezaevi’nde tutuklu olan Orhan Aykut isimli bir şahıs savcılığa başvurup tehdit edildiğini belirtiyor ve bazı olaylar anlatıyor. İfadesi alındıktan sonra verilen Savcılık kararını özetliyorum:
“Tutuklu Orhan Aykut can güvenliği olmadığı ve tehditler aldığı gerekçesiyle savcılığımıza başvurmuş ve ifadesi alınmıştır. Ergenekon soruşturması kapsamında gömülü ele geçirilen silah ve mühimmatları gömenleri bildiğini…
Halen (AKP’den Diyarbakır) Milletvekili olan İhsan Arslan’ın faili meçhul kalmış Doğu ve Güneydoğu’daki öldürme hadiseleri ile ilgili olarak ölenlerin yakınlarına örtülü ödenekten ödeme yaptırıp o bölgelerde görev yapmış bazı askeri yetkililer aleyhine delil topladığını, Ankara il merkezinde Tavacı Rüstem olarak bilinen şahsa ait işyerinin karşısında bulunan 22 katlı binanın İhsan Arslan’a ait olduğunu, bu binanın 5. Katında çeşitli sahte belgeler hazırlandığını… Eski Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın ise belge hazırlanmasında İhsan Arslan’a yardımcı olduğu, hatta bazı soruşturmaların iddianame (savcılık iddianamesi) taslaklarını 5. katta bizzat hazırladığını… (Bu Ferhat Sarıkaya meslekten ihraç edilen, ancak bu iktidar döneminde yeniden savcı yapılan bir şahıstır.)
Zir Vadisi’nde ele geçen silahları, bulundukları yere Ankara istihbaratındaki polislerin gömdüğünü…
Balyoz soruşturmasında delil olarak kullanılan belgeleri, ağzı kapatılmış bir çuval içerisinde iki kişinin getirerek İstanbul 4. Levent’te bir otelde kendisi de hazır olduğu halde İhsan Arslan’a teslim ettiklerini, çuvalı bizzat kendisinin İhsan Arslan’a ait otomobile taşıdığını, oradan Ankara’da İhsan Arslan’a ait ofise götürdüklerini, askeri seminerle ilgili bu belgeler arasındaki kayıtlara İhsan Arslan’ın binasının 5. katında ilaveler yapıldığını öne sürmüş olup…”Şimdi işin sonrasına bakalım. Orhan Aykut isimli tutuklu, bunları Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığına böyle anlatıyor.
Savcılık belgesi şöyle devam ediyor:
“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (özel yetkili mahkemede) ifade vermek istediğini, tüm bildiklerini ve delillerini orada belirteceğini söyleyerek, infaz kurumunda (cezaevinde) tehdide uğradığını beyan etmiş ise de… Bu iddialar Cumhuriyet Başsavcılığımızın yetki ve görevi dışında kaldığından, Cumhuriyet Başsavcılığımızın YETKİSİZLİĞİNE, Yasal gereğinin takdir ve ifası için soruşturma evrakının İstanbul (özel yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verildi.
Metin Arda. Cumhuriyet Savcısı. 21 Aralık 2010.”
Savcılık belgesinin geniş özeti böyle.
Bir tutuklu sanık bazı çok önemli iddialarda bulunuyor, İstanbul’da özel yetkili savcılık ve mahkemelerde ifade vermek istediğini, bilgi ve belgeleri onlara vereceğini söylüyor.
Bu iddialar doğru veya yanlış olabilir.
Şimdi gelelim tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı‘nın bana yazdığı mektuba. Balanlı mektubuna bu Savcılık belgesini de eklemiş ve şöyle diyor:
“Gerçek ortaya çıkar ve her rütbeden yüzlerce TSK personelinin sahte dijital verilerle hapislere atıldığı anlaşılırsa, bundan kim zarar görecektir? Ancak bu soruya verilecek yanıt, yıllardır hapishanelerde tutulan subayların neden adil yargılanmadığının ve mahkemenin neden tanık dinlenmesinden ve bilirkişi görevlendirmesinden kaçındığının da yanıtı olacaktır. Şimdi asıl sorulması gereken, bu komployu kimin kurduğudur!
Kimler tarafından organize edildiğini tahmin etmek pek de güç değil.
Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı bu yetkisizlik kararını, halen kovuşturması devam eden Balyoz davasıyla doğrudan ilgisi ve irtibatı olması nedeniyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir…”Orgeneral Balanlı mektubunda daha sonra “
Yasal bir soruşturmaya konu yapılan Orhan Aykut isimli şahsın beyanlarına dayanarak Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve Yetkisizlik Kararı verilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bu soruşturma dosyasının hangi aşamada olduğunu bilen, merak eden var mı? Aradan bir buçuk yıl geçmesine karşın, bu önemli davayı doğrudan ilgilendiren ve bu kadar açık ifadelerle yapılan bu suç duyurusuna ne gibi bir işlem yapıldığını biz öğrenemedik.
Yoksa üstü örtülmek mi isteniyor?”Bir kez daha vurguluyorum, o şahsın söyledikleri doğru olabilir, yalan veya yanlış olabilir. Ancak suçlamalar ciddi.
O günkü AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ı suçluyor, örtülü ödenek parasını kullandığını iddia ediyor, sanıklar aleyhine kullanılması amacıyla çuvallarla sahte belge üretildiğini yer ve adres vererek anlatıyor.
Bu süreçte kendisine Ferhat Sarıkaya isimli savcının yardımcı olduğunu iddia ediyor.
Şimdi ben Adalet Bakanlığı’na soruyorum:
Orhan Aykut’un verdiği bu ifade İstanbul Adliyesi tarafından ciddiye alınıp kendisi sorgulanmış mıdır? Eğer yanıt olumlu ise ifadesi alınmış mıdır?
Ne demiştir? İddiaları ciddi bulunmuş mudur?
İfadesine başvurulmadı ise niçin?..
Ya da Balanlı’nın mektubunda söylediği gibi, acaba bu işin üstü “Adalet” tarafından örtülmüş müdür?Bu olay, yüzlerce Türk subayının tutuklu yargılandığı Balyoz davasında,
“Adaletin” yerine getirilmesiyle doğrudan ilgilidir.
Zahmete gireceklerini hiç sanmam ama, Adalet Bakanlığı’ndan gelecek yanıtı merakla bekleyeceğim.
SÖZCÜ