İlköğretim okullarında okunan "Andımız"ın kaldırılmasını isteyen bazı dernek üyeleri, Fatih’te eylem yaptı. Zorunlu eğitimin kaldırılmasını ve başörtüsüyle okullara gidilebilmesini de isteyen üyeler, Fatih Postanesi’nden Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na taleplerinin yazılı olduğu iki mektup yolladı.



Yanlarında çocuklarıyla birlikte Fatih Postanesi önünde saat 15.00’da toplanan Mazlum-Der ve Özgür-Der üyeleri eylemciler, taleplerini yazdıkları iki mektubu da attıktan sonra ‘‘Irkçı Kemalist müfredat istemiyoruz" ve ‘‘Irkçı andı ret ediyoruz" sloganları atarak Fatih İtfaiyesi önündeki Saraçhane Parkı’na doğru yürümeye başladı. Ellerinde "Kışla düzenine son", "Kesintisiz eğitim, kesintisiz zorbalık", "Okullarda başörtüsüne özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan grup, zaman zaman trafiği aksattı.

Saraçhane Parkı’nda tekrar toplanan yaklaşık 300 kişilik grup adına basın açıklaması yapan Mazlum-Der üyesi Zehra Türkmen, eğitim sistemini eleştirerek "İnsan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen, statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocuklarımız, gençlerimiz resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye çalışılmıştır. Sorgulama cesaretinden yoksun nesiller yetiştilmesi hedeflenmiş, okul kışlalaştırılmış ve öğrenciler askerleştirilmiştir" dedi.

Bunlara karşı olduklarını ifade eden Türkmen, "Andımız adlı İslam akidesine aykırı öğeler içeren, kişi putlaştırmasına ve kişilik tahribine yönelik ırkçı metnin her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilmesi ayıbına, ilkelliğine ve zulmüne son verilmelidir. İsteyen vatandaşa ana dilde eğitim alma hakkı tanınmalıdır. Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olan kışla tipi eğitimin simgesi Milli Güvenlik dersi kaldırılmalıdır" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından konuşan ilköğretim 5’inci sınıf öğrencisi bir kız, inançlarına aykırı olduğu halde her sabah Andımızı’n okutulmasının kendisi için zulüm olduğunu söyledi.

http://gundem.milliyet.com.tr/-andimiz-kaldirilsin-/gundem/gundemdetay/24.07.2011/1418213/default.htm

İnsanın sorası geliyor. Be arsız namussuzlar üstüne 3 kadın daha gelmesini kabul eden bu cemaatleri mi tercih edersiniz  yoksa tek eşlilik, mirasta eşit hak ve daha bir çok kadın hakkı veren Atatürkçülük mü?

Tabi siz dincilerin fantezi dünyası daha geniş olduğundan herşeye razısınız.Eğer ki Türk töresinin emrettikleri ırkçılık ve şovenlikse biz onun hasıyız.Tek eşlilik, kadına değer vermek, milletini yüceltmek ve sevmek faşistlikse faşistizde.Sizin gibi nereden geldiği belli olmayan soyu sopu belirsiz hele anası alman babası soros değiliz.Öz be öz Türkoğlu Türküz bu bize yeter.

Bunlar hiç, gökten kemik yağdığını, görmüşler mi?
Yağmaz çünkü itin duası kabul olmaz!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!

Bu ucubelerin "ANT"tan rahatsız olmaları gayet doğal bir şey. Çünkü bünye ve kan meselesi söz konusu. Bünyelerine dokunmuş belli ki bu ucubelerin. Zira Türk değiller ve tabii olarak da Türklüğün öne çıkması bir yerlerine batıyor bu harem sermayelerinin.
Aklımın almadığı şey: Hani erkeklerin çok eşlilik, kadınları eve hapsederek malımsamalarını anlarım da bu kadınlara ne oluyor bunu anlamıyorum?
Bu kadınlar niçin; kendilerini bir mutfak işçisi ve yatak kölesi yapan ve bununla da kalmayıp kumalarıyla zindanvari bir hayat yaşamayı(!) zorunlu kılan bir esaret hayatını İslami bir emir gibi talep ederler ki?
Aklın kanunlarına göre bütün erkekler böylesi yobaz bir yaşamı özleseler denir ki erkeğin çıkarı vardır, ama kadının bunu asla kabul etmemesi gerekir. Yani bütün erkekler yobaz olsa bile kadınların tamamının yobazlığın karşısında olması aklın ve mantığın gereğidir. Oysaki epeyce bir kadın yobazlıkta erkeklere taş çıkartmaktadır.
Demek ki bu kadınlarda ıstıraptan zevk alma mazoşistliği ve doğuştan kölelik ruhu var.
Yoksa, yoksa bu harem kölesi hatunlar bir erkeğe dört kadın olarak grup seksten mi hoşlanmaktalar?
Çünkü bunun, akıl ve mantık çerçevesinde, başka bir açıklaması yoktur.

TTK.

Sıkmabaşlar yallah Arabistan'a...!