Gönderen Konu: ACUNUN GÖZÜYLE TÜRK KAĞANLIĞI  (Okunma sayısı 3240 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı M. Alperen ALPARSLAN

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2
ACUNUN GÖZÜYLE TÜRK KAĞANLIĞI
« : 30 Haziran 2014 »
Türk Kağanlığı ülküsü bütün Türkleri tek bir il çatısı altında birleştirmektir. Bu kimileri için bir rüya, kimileri içinde bir kâbustur. Bize göre ise kızıl elmadır, yaşam mücadelemizin anlamıdır. Kâbus görenler veya inanmayanlar bu kutlu davamıza saldırmakta, engelleri önümüze çıkartmaktalar. Ama şunu bilmiyorlar ki kızıl elma adını verdiğimiz ülkü önüne engeller çıktıkça tatlanır, uzaklaştıkça güzelleşir ve bizlere tükenmez güç verir. Türk Kağanlığı bizim için ölümsüz bir aşktır.
Dünya devletleri eskiden alenen bir teşkilatlanma içerisindeydi. Şimdi ise gizli örgütlerle silahlanıp ordular kuruyorlar, istihbaratlarıyla adeta bir birlerine güç gösterisi yapıyorlar. Tıpkı karşılıklı satranç oynarmışçasına hamleler yapmaktalar ve her hamlelerde bir piyon düşmektedir.
Peki, Türk Kağanlığı onların bu oyunlarının neresinde, kim Türk Kağanlığı için ne tür pusular kurmakta. Az çok kimin Türk Kağanlığı yanlısı olup olmadığı belli oluyor. Bu yüzden de Türk Kağanlığını destekleyenlerin üzerinde gizliden gizliye bir plan kurulmuş ve işlemekte. Bazı kesimler oynan oyunun farkında bazıları ise ne olduğunu anlamadan kendini oyuna kaptırmış durumda. Bu planlarla Türk Kağanlığı âşıklarının gönüllerine şehvet duyguları sokulmaya çalışılmakta, Türk soylularını Türk Kağanlığı’na düşman etmekteler.
Ama kim bunlar, neden Bugün Türk Kağanlığı'na karşı çıkan, direnen 3 süper güç bulunmaktadır.
Bunlardan ilki Rusya'dır. Çünkü önemli maden yatakları Türk Kağanlığı'nın sınırları içindedir ayrıca topraklarının büyük bir bölümü Türk yurdudur. Bir diğer neden ise Türk Kağanlığı kurulursa kendi varlıklarını tehlike altında görmeleridir.
İkinci güç Çin'dir. Çin'in karşı çıkma sebebi hem sınırları içerisinde Türklerin yaşamasıdır hem de Çin tarih boyunca korkusundan dolayı hiçbir zaman sınırları etrafında güçlü ve birleşmiş bir Türk devletini istememiştir.
Üçüncü güç ise ABD'dir. Dünya ticaretine yön veren ABD, eğer Türk Kağanlığı kurulursa dünya ticaretinin elinden çıkacağı korkusundadır.
Dünyanın bu üç süper gücü Türk Kağnlığı'nın kurulma ihtimalinden bile korkarken içimizde daha Türk Kağanlığı'nın gücüne inanmayıp Türk Kağanlığı karşıtı olanlar bu üç emperyalist güce hizmet etmektedir.
Bakın Rus Liberal Demokrat Partisi'nin lideri ve Meclis Başkan Yardımcısı Büyük Türk düşmanı Vladimir Jirinovski Türk Kağanlığı’nın oluşabileceğini nasıl anlatıyor:
"Bugün onların (Türklerin) hepsi en kuvvetli, güçlü, birlik içindeki ülkeler. İsterlerse Ermenistan’ı yok ederler, küle çevirirler. Azerbaycan’la birleşip, İran’la anlaşarak Orta Asya’ya girecekler!  Ulu Türk Devleti’ni, TURAN’I KURACAKLAR…
Beni anlıyor musunuz?! Onlar bize karşı seve seve birleşecekler! Onlarda onları birleştirecek bir şey var… Onları dilleri birleştirecek… TÜRK DİLİ… Azerbaycanlılar, Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar, Kazaklar, Tatarlar, Başkurtlar… O ülkelerde kim Rusça konuşuyor sanıyorsunuz?"
Bu örnekte olduğu gibi düşmanlarımız Türk Kağanlığı’nın kuruluşuna ve Türk Kağanlığı’nın gücüne inanmakta, kendince önleme çabalarına girişmekteler. Türk Kağanlığı’nın öncü devleti olacak Türkiye üzerinde haince emeller beslemekte ve bu emellerini dâhili bedhahlarıyla uygulamaya koymaktalar. Bu bedhahlar masum halkımızı kandırmakta ve oyunlarına alet etmekteler. Özellikle Rusya anarşizm ve komünizmle bunu gerçekleştirmeye çalışmıştır. Türkiye’de yapılacak olan komünist devrimi kendinin çıkış yolu olarak görmekte ve Türk’ü mankurtlaştırma hedefindeydi. Ama bu hedeflerini gerçekleştirmek üzere kullandığı dâhili bedhahların karşısına ölümü öldüren, idam sehpalarını korkutan, tabutluklara dar gelen Ülkücü hareketin fedaileri çıktı ve komünizmi Atatürk’ün de belirttiği gibi gördüğü yerde ezdi geçti.
Ancak Ruslar, egemenliği altındaki Türkler üzerinde haince emellerini şiddetli bir şekilde devam ettirdi. Türkler üzerinde kültür emperyalizmi uyguladı. Türkçedeki lehçeleri ayrı bir dil, Türklerdeki boyları ise ayrı bir millet olarak gösterdi. Bu imha planının amacı Türklerin birleşme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmaktı. Plan gayet başarılı bir şekilde uygulamaya koyuldu ve kısmen de başarılı olundu. Bunun en acı örneğini Tatar ve Ahıska Türklerinin Özbek Türkleri tarafından düşman muamelesi görmesidir.
Amerika kotr-gerilla yapılanmasıyla ülkemize dâhil oldu. İlk önce bizi NATO’ya dâhil etti daha sonrada Afganistan ve Kore’de kukla gibi kullandı. Onlarca binlerce askerimiz ya şehit ya da gazi oldular. Siyasi anlamda sömürüye başlayan Amerika Türkiye’ye en büyük darbeyi 80 darbesini planlayıp uygulatarak vurdu. Darbe yapıldıktan sonra dönemin CIA Türkiye Masası İstasyon Şefi Paul Henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "our boys have done it" (bizim çocuklar işi bitirdi) şeklindeki konuşması, 12 Eylül Darbesi içinde ABD'nin rolü konusunda tartışmalara netlik kazandırıdı. Henze'den sonra Ankara'daki çocuklar başardı şeklindeki mesaj Başkan Jimmy Carter'a iletilmiştir. Paul Henze 2003 yılında bir Türk gazetesine verdiği demeçte "Bizim çocuklar işi başardı" sözlerinin Mehmet Ali Birand'ın uydurması olduğunu belirtmiş, ancak kısa bir süre sonra Birand 1997'de Henze ile yaptığı görüşmenin sesli ve görüntülü kayıtlarını yayınlayarak Henze'i yalanlamıştır.
80 sonrası daha çok medyayı kullanarak üzerimizde oyunlar oynandı. Amrika işine geleni kahraman işine gelmeyeni de hain ilan etti ve bizim saf milletimiz buna çok güzel bir şekilde kandı. Bu kandırmaca yüksek boyutta tehlikeli boyutlara ulaştı. Amerika yanlısı bir şirket bir işe girişeceği zaman ilk önce yaptıkları iş o alandaki rakiplerine karlama kampanyası düzenlemek oldu. Bu gibi oyunlarını medya yoluyla başarılı bir şekilde uyguladı. Türkiye’yi maddi manevi her yönden sarsan terör belalarını destekledi. PKK’ya en büyük yardımları onlar yaptı. Türkiye’nin gözünü açamaması için elinden ne geliyorsa yaptı. Bunun en son örneği ise mankurt aydın tipini takınmış olan RTE’dir. Medya yoluyla RTE aydın gösterildi. Her yaptığına hayır dendi. Kimseye onu sorgulama hakkı tanınmadı. Asla ölmeyecek olan kutlu davamız milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyledi. Ama hiçbir kulu ona ses çıkarmadı. Amerika Rusya’nın işkence ile yaptığı mankurtlaştırma işini işkencesiz bir şekilde televizyonlardan zehir saçarak gerçekleştirdi. Amerika bunun gibi çoğaltabileceğimiz örneklerle Türk’ü mankurtlaştırdı. Türk’ü Turan’a düşman etti.
Tüm bu olanlara rağmen Ülkücü Türkçü çeriler içindeki gücü köklerinden alarak hainlerin önüne duvar oldu. Amerika’nın bu sömürüsü Tanrı’ya şükürler olsun ki ocaklarımızın içlerine girip saflarımıza karışamadı, kalelerimizi alamadı.
Orta Asya’dan bu yana hiç anlaşamadığımız Çin bir-bir buçuk asırdır Doğu Türkistan’daki Türklere asimile politikası uygulamakta, başaramadıkça katliamlar yapmaktadır. Son yüz yılda ekonomisini ucuz insan gücü sayesinde kat kat büyüten Çin süper güçlerden bir tanesi olmuştur. Zaman içerisinde kapitalizmi ve komünizmi doruklarda yaşayan Çin tam bir emperyalist devlet haline gelmiştir. Hem maddi hem manevi sömürü yaparak dünyanın başına bela olmuş durumdalar. Türkiye’nin “made in china” klasiği ile ekonomisinde büyük bir yer tutmuş durumdadır. Bu ekonomik yerini bize karşı tehdit unsuru olarak kullanmaktadır. Bizim devlet büyüklerimiz ise uysal koyun modunda olduğundan ses çıkartamamaktalar.
İşte kurt soylu, Türk Kağanlığı ülkülü, Ötüken ruhlu Türk evladı sen bu oyunları bozmakla görevlendirildin. Tanrı seni yeryüzüne hâkim ol, düzeni, adaleti koru diye gönderdi. Sen sıcak yatağında, sevgili kucağında, baba ocağında kalamazsın. Senin tek bir işin var oda soyuna layık bir çeri olarak yaşamını devam ettirmek.
Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş... Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında...

Atsız beyinde dediği gibi çağın şartlarına göre savaşımızı sürdürmeliyiz. Çağın savaş stratejilerini iyi öğrenmeli, çağın kılıcı olan kalemimizi iyi bir şekilde bilemeliyiz. Elbet zafer sırası bize de gelecek. Çakal hükmünün yerini KURT TÖRESİ alacak. Çünkü zafer kendine inananlarındır. Çünkü Tanrı bizimledir. Ve şunu da çok iyi bilmelisin ki:
“Doğacaktır sana va’dettiği günler hakkın.
 Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.”
                                                                             Muhittin Alperen ALPARSLAN
                                                                                                (Alperen KUNTAY)