Kadinlara karşı yapılan tacizin, tazyikin, tecavüzün ve hatta sonu ağır yaralanma ve ölümle biten bıçaklı, satırlı, silahlı saldırının eksik olmadığı, kadına dünyanın dar edilip, sokağa çıkamaz edilen ülkemizin gündemine dair, başka bir ülkede, İngiltere'den, yaşanan bir olay ve sonucuna dair güzel bir örneği paylaşmak istedim.
Buyurun okuyalım.
(Av. N. Demirboğa'dan alıntı)
Londra'lı genç bir İngiliz kız, havanın iyice karardığı bir saatte, yolunu kısaltmak için Regent Park'tan geçerek evine gitmek istiyor.
Yalnız bizde değil, İngiltere'de de; serseriler, magandalar, kötü niyetli yaratıklar var!
Genç kız, gece sokak lambalarının az aydınlattığı karanlık yolda yürürken, magandanın biri kızın önünü kesip, çirkin lâflar atıyor, kızı çok korkutuyor.
Dehşete düşen genç kız çığlıklar atarak kaçmaya başlayınca, etrafta bulunan ve kızın sesini duyan İngiliz gençler koşup saldırganı yakalıyorlar.
Adam yargılanıyor. İngiliz hâkim ona "7 yıl ve 7 gün hapis cezası” veriyor.
Hâkime soruyorlar:
Adam kıza elini bile sürmemiş, sadece korkutmuş. Bu 7 yıl, 7 günlük ceza çok ağır değil mi?
İngiliz hâkimin cevabı hukuk tarihine geçecek düzeydedir. Şöyle diyor:
Kızı korkutmanın cezası sadece 7 gündür. 7 yıllık ilâve ceza ise İngiliz kızlarının gece parkta dolaşma ve parktan geçme özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır!
İşte demokrasi, hukuk, adâlet, bağımsız yargı, insan hakları, özgürlüğün korunması budur..!
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!