adını senin güzel adını gülüm
ay yıldızlı çakmağımın üstüne kazıttım
hacıbektaş'ta özcan diye bir esnafa
öteki tarafına da seninki gibi
kendi ismimi ganiyi yazdırdım sevdiğim
ay yıldızlı bayrağın gölgesinde
beraber olalım diye
sana gönlümden bir yol daha açtım
seninle beraber yürüyelim diye
hayalini ta şuramda taşıyarak
sana en sevdiğim ozanım
-ki bu mahzuni şeriftir-
portresini aldım saklarsın diye
sevdamın işareti olsun
mahzuni şerif ile ay yıldızlı çakmağım
ve benim bu sonbaharda
yine bu afili yalnızlığım
sana dokunsun diye
nereye gitsem seni buldum
karşımda görünce şaşırdım
eller senin gözler de öyle
kaçam dedim kaçamadım ki
içimde bir yanardağ yanıyor
cehennem nasıldır aynı öyle
senin nazlanmalarını düşündüm
yüreğimdeki dağlar oynuyor
seni görünce ne etsem neylesem
senden önce sevmedim değil
ama senin gibisi gülüm Türkmen Kızı
ilk defa başıma geliyor biliyor musun
sana bir cigaralık aldım/hacıbektaştan
narin ellerini sigara dumanıyla
kirletmesin diye kibar çerkesim
sevmek nasıl şeymiş cananım
hünkarın katında bile buldu beni
mahzuni babamın yanında
buldu beni şaırdım vallahi ben
o gözlerin yok mu senin o gözlerin
yüzbin dünyaya değer be al yazmalım
içimde dışımda sağımda solumda
senin güzel masum çapkın gözlerin
aşık böyle birşeymiş meğer anlıyorum
eyy insanlar size söylüyorum
aşık olun aşık sevmek güzel şey