Aşağıdaki makalede Ahıska, Karaçay-Malkar ile Kırım Türkleri'ne zulmedip, katleden ve sürgünlere yollayan iki Kızıl itten Stalin'in nasıl can çekişerek geberdiğini ve onun Gizli Polis Şefi olup, Kafkasya'da Ahıska, Karaçay Malkar Türklerindne pek çoğunu katleden Beria'nın nasıl kendi yoldaşları tarafından tasfiye edildiğini okuyacaksınız. Yazı, eski bir solcu neşriyattan alınmıştır.
AHISKA ZALİMLERİ’NİN SONU: Stalin nasıl öldü?. Kruşçev, Beria’yı nasıl tasfiye etti?
(Yeni Toplum Dergisi, Mayıs 1989, Sayı:3)
Glasnost Politikasıyla birlikte Sovyet Basını, şimdiye kadar tabu olan birçok konuyu ele almaya başladı. Bu konulardan biri de Stalin ve Kruşçev dönemleri.
İsveç’in en büyük akşam gazetesi Expressen, geçtiğimiz(25.2.1988) günlerde Stalin’in ölümü ve Kruşçev’in Beria’yı nasıl tasfiye ettiğine dair Sovyet gazetelerinde çıkan yazılara yer verdi.
“Komsomoskaja Pravda” şubat ortalarında çıkan bir sayısında, Stalin’in ölümü ile eilgili ayrıntıları açıklayan ilk gazete oldu. Gazetede verilen bilgiye göre Stalin, daçasında dinlenmeye çekilmişti. Uyarılara rağmen fin hamamında(bastu) yıkanmıştı. Daha sonra yatak odasında kalp krizi geçirdi ve yarı ölü bir durumda, dört saat yerde yattı.
Stalin’in koruyucuları, Stalin öğlenleri 12.00’de ayağa kalkıncaya kadar, onu hangi nedenle olursa olsun rahatsız etmeme emri almışlardı.
Mart 1953’te bir gün Stalin odasından dışarı çıkmadı. Saatler geçtiği halde, koruyucuları bir şey yapmaya cesaret edemediler. Sonunda stalin’in aşçısı yaşlı kadına içeri girip, ne olduğuna bakması için emir verdiler.
Stalin dili tutulmuş ve felç olmuş bir durumda yerde yatıyordu. Dört gün sonra öldü.
Kruşçev’den Beria’ya Komplo
Haftalık, Sovyet dergisi “Literaturnaja Gazeta”nın 24 Şubat 1988 tarihli sayısında, Stalin’in 73 yaşında ölümünden hemen sonra meydana gelen gelişmeler, dramatik ve olağanüstü ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor.
Makalenin yazarı, gençliğinde Kruşçev’in danışmanlarından biri olan Burlatskij, Gorbaçov’un en yakın çevresinde yeralıyor ve Gorbaçov’un dış gezilerinde sık sık ona refakat ediyor. Burlatskij aynı zamanda Perestroika’nın da en önde gelen sözcülerinden biri.
Burlatskij, yazısında yaptığı açıklamaları, kelimesi kelimesine Kruşçev’den kendi kulaklarıyla dinlediğini söylüyor.
Politbüro Üyeleri Stalin’in Daçasında
Burlatskij’e göre Stalin kalp felcine uğradığı zaman çaresiz bir şekilde yatağında yatıyordu ve doktorun kendisini zehirleyeceği korkusu içindeydi. Bu nedenle kendisine yalnızca bir kişinin bakmasına izin vermişti. Binbaşı olan bu kişinin tek kalifikasyonu ise veteriner yardımcılığı eğitimi görmüş olmasıydı.
Stalin’in öldüğü gün polütbüro üyeleri onun Moskova yakınlarındaki Kuntsevo’da bulunan daçasındaki ölüm döşeğinin çevresinde toplanmışlardı. Ancak bir eksiğiyle: Stalin’in korku ve dehşet saçan gizli polis şefi Beria orada yoktu. Yine Burlatskij’e göre Kruşçev anlatıyor:
“Cansız vücudun çevresinde duruyorduk. Hemen hiç konuşmuyorduk. Herkes kendisini düşünür durumdaydı.
Mikojan(Politbüro üyesi Anastas) ansızın bana döndü ve:
- Şimdi Beria iktidarı almak için Moskova’ya gitmiştir, dedi.
Ve ben Mikoyan’a:
- Serbestçe dolaşan bu şeytanla hiçbirimiz kendimizi güvenlikte hissedemeyiz,dedim.
Benim açımdan Beriadan kurtulma zorunluluğu açıkça görülüyordu. Ve ilk olarak da bunu yaptık.”
Bu Yılanı Tevkif Edin!
Kruşçev konuyu bütün üyelerle tek tek görüştü. Beria’nın serbestçe dolaşmasının hayati bir tehlike olduğunu hepsini inandımayı başardı. Hepsi aynı fikirdeydi ama aynı zamanda da gizli polisin komplo kurduklarını öğrenecei korkusu içindeydiler.
Kesin sonuca haziran ayında, Başbakan Georgi Malenkov tarafından yönetilen bir politbüro toplantısında gelindi. Kruşçev anlatıyor:
“Toplantı odasına girdim. Hepimiz yerlerimize oturduk. Ama Beria henüz gelmemişti.
- Ne yapmakta olduğumuz hakkında da bilgi almıştır, diye düşündüm. Başlarımızı bir tepsi içinde isteyecek. Yarın nerede olacağımızı yalnız Tanrı bilir…
Sonra Beria içeri girdi. Elinde bir çanta vardı. Çantanın içinde ne olduğunu derhal anladım. Aynısından her ihtimale karşı(gizli) bir tane de bende vardı(ikiside silahlıydılar).
Beria yerine oturdu ve sordu:
-Evet, bugünkü gündemde ne var?
Masanın altından Malenkov’u dürtüp fısıldadım:
- Toplantıyı aç ve sözü bana ver.
Ama Malenkov sapsarı kesildi ve ağzını açamadı.
Bunun üzerine ayağı kalktım ve:
- Programda yalnızca bir nokta var. O da, emperyalizmin ajanı Beria’nın parti düşmanlığı ve yıkıcı eylemleridir. Poltbürodan ve merkez komitesinden çıkarılması, partiden atılması ve askeri mahkeme önünde yargılanması için bir teklif bulunuyor. Onaylayanlar, ellerini kaldırsın, dedim…
Önce ben elimi kaldırdım ve sonra diğerleri de beni izlediler. Beria’nın yüzü yemyeşil oldu ve çantasına doğru uzandı. Bir el darbesiyle onu önledim ve çantayı aldım.
- Oyun mu oynamak istiyorsun? dedim, seni gidi seni…
Ve alarm düğmesine bastım. Moskalenko’nun garnizonundan iki subay koşarak içeri girdiler.(General Moskalenko, Moskova’nın hava savunma şefiydi). Onlarla daha önce anlaşmıştım.
- Bu yılanı tevkif edin, bu haini! dedim. Onu layık olduğu yere götürün!
Beria yalnızca mırıldanıp kekeliyordu. Başkalarını yakalayıp duvara yapıştırdığı zaman kahraman kesilen Beria…
Sonra içecek bir şey istedim. Kadehimi az önce olan şeylerin bir daha asla tekrarlanmaması dileğiyle kaldırdım. Pislik lekelerini temizlemiştik. Ve gelecekte aynı şeylerin meydana gelmemesi için gerekli garantileri yaratmak üzere herşeyi yapacağız.
Çeviren: Turhan KAYAOĞLU
[/i]
