Ben yeni üyeyim.Bu konu hakkında şunu söylemek istiyorum.Sadece islam dini değil,diğer dinlerin Türk kültürü üzerindeki etkileşimini ele almak gerekirdi diye düşünüyorum.Tabi bunu yaparken,tamamen tarafsız ve saygı ölçülerinde olunması gerekir.
Mesela, başlangıçtaki Türk kültürü ile şu anki Türk kültürünün aynı olduğunu söyleyebilirmiyiz?Orta Asya'nın bozkırlarında, ordu-millet olarak,hayvancılıkla geçinen, Türkçe konuşan atalarımız için o zamanda vazgeçilmez olan bu yaşam biçimi değilmi idi? Bilge Kağan'ın Budizm dinine girme teklifine Bilge Tonyukuk hangi kaygıyla karşı çıkmıştı! Tabiki geleneksel ve vazgeçilmez olan hayvancılık ve ona bağlı yarı göçebe yaşam biçiminden taviz vermemek için.Çünkü Türkün milli karakterini koruyabilmesi için bu gerekliydi.Nitekim Uygurlarun buna dikkat etmeyip,önce mani,sonrada Buda dinlerine girmeleri ki,bu dinler hayvan eti yemenin yasak olması onları yerleşik hayata geçmelerine ve dolayısı ile öz kültürlerinden uzaklaşmalarına sebep olmuştur.
Orta Asya'da hıristiyanlığın bir mezhebi olan ve bir ara bilhasa moğollar arasında yayılan Nasturi mezhebi de Türk kültürüne yeterli cevap verememiştir.Ancak Orta Asya'da Türk kültürüne zarar veremeyen Hıristiyanlık,Avrupa'da Türk boylarına öldürücü darbeler vurarak,Türk kültürünün baş düşmanı olabilmiştir.İlk aklıma gelen Bizans tariçilerinin Kuman dedikleri Kıpçak Türklüğü,Hıritiyanlığın pençesinde mankurtlaşarak,asırlarca Rus çarlarının has süvarilerine dönüşen Hıristiyan Kazaklar olarak,Türk kardeşlerini doğramışlardır.Buna benzer durum Bulgar Türkleri için de geçerlidir.Hatta,çok ibret vericidir.Şöyleki,Büyük Bulgarya Türk devletinin dağılmasıyla,bir kısım Bulgarlar İtil (Volga)nehri boylarında İslamiyete girmişler,kardeşleri Tuna Bulgarları'da Hıristiyan olmuşlardır.Bunlardan Volga Bulgar Türklüğü milli kimliğini koruyabildiği halde,Tuna Bulgarları milli kimliklerini kaybetmişledir.
Yukarıdaki anlatımlardan sonuç olarak şunlara varabiliriz. 1.Yerleşik hayata geçilmeden önceki yaşam biçimi olan göçebe-hayvancılık döneminde Türk kültürüne en uygun din Gök Tanrı dini olduğu görülmekte.Çünkü Türk kültürünün manevi boyutu ve dünya görüşü olan(Türkü Türk yapan) "Dünya hakimiyeti "düşüncesi ancak bu inanışta vardı.(kahramanlık ruhu)
2. Türk nüfus yoğunluğunun az olduğu coğrafyalarda(Rusa,Avrupa) Hıritiyan dini,Türk kültürünü yok edici bir etki yaparken,İslamiyet Türk kültürünü koruyucu bir özellik arzetmiştir.
3. Ancak Orta Doğu coğrafyasında,İslam dini, Arap ve Fars kültürlerinin,Türk kültürü üzerinde hegomanya kurmasında aracı rol oynamıştır.Aslında İslam dininden öte,İslamı Arap dini olarak yutturmaya çalışan alim(din adamı) sıfatındaki cahiller bunu yapmışlardır.Mesela İslam dininin hiç bir yerinde Arap ismi alınacağına dair bir şart yokken,Türk soylular Arap ismi almışlardır.Yani bunda islamın değil,onu millete yanlış anlatanların vebali vardır.
4.Son olarak,bugün Türk kültürü,yaşam biçiminden değil(büyük ölçüde değil),Atalarımızın bize bıraktığı başta dil olmak üzere dünyaya bakış açımız ve manevi mirasımız olarak görmek durumundayız.Yani ağırlıklı olarak "milli şuur" sahibi olmayı esas kabul etmeliyiz.Bu durumda din faktörü,milli kültürümüz üzerinde eski etkinliğini kaybetmiş,bu ise laik anlayışı ön plana çıkarmıştır.Türk kültürünü dinler değil,Türklük şuuruna ermiş,bilge bozkurtlar yücelteceklerdir.Dinler, kalplerde yaratıcısını yüceltecek,her Türk, kardeşinin inacına saygılı olacaktır.