Bazı Sitelerde ve platformlarda Atatürk'ün asla Türkçü,Turancı, Milliyetçi,Ülkücü olmadığını iddia eden entel dantellere ithaf olunur.
Aşağıda ki vecizli Sözler Atatürk'ün kendisine ait olup, Her yerde açıklanmayan sözleridir. biraz uzun ama lütfen okuyalım ve düşüncelerimizi bildirelim.
Selametle....
Türkiye'de Yahudiler aleyhine hareketler olduğu sıralarda Atatürk Çanakkale'ye gelir. Kalabalığın arasından bir yahudi sıyrılarak: "Paşam, bizi kovuyorlar, biz ne yapacağız?" der. Bunun üzerine Atatürk yahudiye kim olduğunu sorar ve cevabını alır.
-Sizi kim kovuyor? der, polis mi, asker mi hükümet mi?
Yahudi şaşırır:
-Hayır, halk kovuyor!
Bunun üzerine Atatürk şu üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken sözünü söyler:
-Halk isterse beni de kovar!
Ve uzaklaşır..
Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu
tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar
çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok
iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."
Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz.
Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri
ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet
de o kadar kuvvetli olur
Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek
olaganüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir
--"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle
öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır.
Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde
kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının
tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu
bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni
ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."
--"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir
müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu
sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın
rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın
yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden,
yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra
onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir
gün o tabiat çocuğu baba oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu.
Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu
tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar
çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok
iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."
Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz.
Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri
ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet
de o kadar kuvvetli olur
Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk ;tü bugün de
Türk ;tür ve sonsuza dek Türk olarak yasayakcaktir
Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu
ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline,
kendi benligine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla
mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir
Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk
milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe
konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna
bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."
Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine
karşı...'Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim
Milletin varlığını devam ettirmek için fertleri arasında düşündüğü müşterek bağ, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş, yani millet, dinî ve
mezhebî bağlar yerine Türk milliyeti bağı ile fertlerini toplamıştır
"Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin farketmediğini sanmak hatadır."
Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim
...Efendiler, arazi meselesi ve hudut meselesi Misak-i Milli'nin malim-i aliniz birinci maddesinin daireyi şümulüdür, Misak-i Milli şu hat bu hat diye hiçbir vakit hudut çizmemiştir, o hududu çizen şey milletin menfaati ve heyeti celilenin isabetli kararıdır. Musul meselesinin hallini muharebeye girmemek için bir sonraki talik etmek demek ondan sarfi nazar etmek demek değildir. Belki bunun istihsali için daha kuvvetli olabileceğimiz bir zaman intizardır. Bugün sulh yaparız, bir ay sonra iki ay sonra Musul meselesini haletmek için kıyam ederiz.
1933 yılında, Amerikalı General McArthur'un "Sizin Türkiye'nin geleceği hakkında tasavvurlarınız nedir?" sorusuna, Büyük Önder Atatürk, "Allah, nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım" cevabını verir.
...İzmir'de 30 Ocak 1923'te basın mensuplarına beyanat veren M. Kemal Paşa görüşlerini kesin ifadelerle dile getirir:
"Musul vilayeti, Türkiye Devleti'nin milli sınırları içindedir. Buraları anavatandan koparıp şuna buna hediye etmek hakkı kimseye ait olamaz. Cemiyet-i Akvam ile bu meselenin münasebeti yoktur!"
''Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Fakat yarın ne olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir...
Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde birleşmeliyiz. Onların (Dış Türkler'in) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli...''
29 EKİM 1933
Mustafa Kemal ATATÜRK
ATATÜRK'ÜN YAZDIĞI ŞİİR
HAKİKAT NEREDE?
Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal
Sinop, 25 Kânunu Evvel 321
TÜRK MİLLETİ!.. Sen ANADOLU denilen yurda sonradan gelme değil; ilk yerleşip medeniyet kuranların çocuklarısın!..
Asla şüphem yoktur ki, TÜRKLÜĞÜN unutulmuş BÜYÜK MEDENİ VASFI ve MEDENİ KAABİLİYETİ âtinin yükselen medeniyet ufkunda bir GÜNEŞ GİBİ DOĞACAKTIR!.. (3) Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: BENİ HATIRLAYINIZ!.. (29.10.33)
Bugün bizim Sovyetler yönetiminde DİL bir, İNANÇ bir, ÖZ BİR KARDEŞLERİMİZ VARDIR... ONLARA SAHİP ÇIKMAYA, onları arkalamaya HAZIR OLMALIYIZ!..
30 Ağustos 1922 tarihli Fransız Le Figaro gazetesinde ise Atatürk ün şu ifadelerine vurgu yapılıyor:
Avrupa da, İstanbul ve Meriç e kadar Batı Trakya, Asya da Anadolu, Musul arazisi ve Irak ın kuzeyi. Arkada kalan ve sırf Türk olan her yeri isteriz. Bunları kurtarmaya azmettik ve kurtaracağız
Alıntıdır