İktisat ile pek aram yoktur.Ancak özellikle Galiyevci çevrelerde onların komünist deyişleriyle Atsız'ın burjuvazi olduğu,Türkçülük yaftası altında vahşi anamalcığı savunarak halkın düşük gelirli kimselerinin ezilmesini önemsemediği gibi gerçekdışı savlar türedi.
Öncelikle şunu söyleyelim.Atsız herşeyden önce Türkçüydü.Demek istediğim Marks gibi Engels gibi "İnsanların önce karınları doymalı..Ancak ondan sonra belli ülkülerin ardından koşarlar" dememiştir.
"İktisadî doktrinler çabuk değişir. Değişmeyen prensipler milliyetçilik ve beynelmilelciliktir." (Atsız)
Benim burada dile getireceğim Atsız'n büyük bir komünist,Marksçı düşmanı olmasına rağmen iktisatta müspet sosyalizme daha doğrusu "Sosyal Adalet" 'e ulusunu düşünen her Türkçü gibi sıcak gözle bakmasıdır.Atsız'ın söylediği şu sözler her şeyi ayan beyan ortaya koyuyor.
"Sağcı biziz: Türkçüler. Sosyal adaletçi olmamız, vatanın nimetlerini turistlere değil de soydaşlarımıza üleştirmek istememiz, gerçek ah ahlâkın gerektirdiği adaleti sağlamayı dilememiz, solcu olmamızı gerektirmez. Türkiye?nin solcuları daha ortada yokken, Türkçü şair Mehmet Emin Yurdakul o basit şiirleriyle Türk milleti için sosyal adalet istiyordu. Bu fikir onun Türkçülüğünden doğmuştu. Kendisinden yıllarca sonra, ?sömürü? nakaratına başlayan plâklar gibi, bu fikri Yahudi Marks?tan almış değildi."
"Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türklerde toplumun menfaatı insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer vermeyen Türk ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir."
".. sosyal adalet kavramı düşünüldüğü anda da Türkçülerin sosyalistlerle aynı hizada olmaları gerekmektedir."
"milliyetçilik, milletin toplum ve fert olarak yükselmesi demek olduğundan milliyetçi bir parti adaletin ve servetin dağıtımı bakımından sosyalistlerin fikirlerine yakın olabilir."
Hoş günümüzün kimi ağ alanlarında meskun Galiyevciler Uluslararasıcı Sosyalist olmadıklarını vurgulasalarda Turancılığı sırf komünizm'i Rus güdümüne sokmak ve Doğu ülkelerinde komünizmi yayıp uluslar arası komünist devrimin yapılmasına katkı sağlamak için yapan Galiyev'in hayatı okunduğunda klasik bir komünist ile karşılaştığımız için bu söylenenlerin ne kadar yalan olduğu ve Neo-Galiyevcilerin içtenlikli Türkçü olmadığı ortadadır.Gerçi konumuz bu değil ama yazıyı Galiyev'in sözüyle noktalamak istiyorum.
"Ben konuşmalarıma bunları anlatarak başlıyordum.Nasıl mı bitiriyordum?TAM VE GERÇEK MİLLİ KURTULUŞUN SADECE SOVYET HAKİMİYETİ VE PROLETERYA DİKTATÖRLÜĞÜ ŞARTLARINDA MÜMKÜN OLABİLECEĞİNİ ANLATARAK"
Geçmişinde Moskofçu ise sonra Moskof'a ters düştü diye birşey değişir mi?Aynı uluslararasıcı devrimci,Lenin hayranı kafa..Stalin düşmanı olmuş kime yarar..
Çalab'ım Galiyevcilere Us Vere!