Gönderen Konu: BAHTİYAR VAHAPZADE  (Okunma sayısı 84156 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #10 : 18 Ocak 2012 »
Yaşadığı ve eserlerinin büyük bölümünü verdiği dönem, milliyet ve vatan kavramlarının zaafa uğratıldığı bir dönemdir. Bu sebeple önerdiği insanı şekillendirmek üzere en eksiltilmiş parçadan başlar işe. Vatanperverlik, vatandaşlık. Bu insan öncelikle parçalanmış Azerbaycan’ın millî tekevvününün hazırlayıcısı olacaktır. İnsanın hâkim hasleti vatanperverliğidir. O, insanın en yakını ile dahi açıkça konuşamadığı, takip edildiği bir ülkede yaşamaktadır. Pek çok günahsız insan vatanından sürülmüş ve değerleri alçaltılmıştır. Bu sebeple akidesi vatan, Tanrı, Hak olarak tarif ettiği azatlık ve halk sevgisidir. Sanatkâr dahi sanatkârlığından önce vatandaştır. Dahileri dahilik seviyesine yükselten de bu histir. İnsan vatanını sevmekle cemiyet karşısındaki borcunu bulur ve çeşitli yollarla öder. İnsanî duyguların en mukaddesi en yücesi vatan sevgisidir. Şâir en büyük gaye olarak nitelendirdiği vatanla ilgili duygularını bir şiirinde şöyle dile getirir:

“Sonsuz heyecanla danışır bugün
Anri Janna-d-Arkın igidliğinden
O deyir!Dünyada her insan üçün
En büyük amaldır halg, bir de veten
O deyir! Vetenin şerefi, şanı
Şerefi şanıdır her vetendaşın
Bu büyük amalla yaşamayanı,
Düşmen bil olsa da doğma gardaşın…”24

24 B. Vahapzâde, İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964, s. 108-181

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #11 : 18 Ocak 2012 »
Teklif ettiği insanın sahip olması gereken bir başka özellik, bir meslek ve âmâl fikrine bilincine sahip olmaktır. İnsan bir gaye uğruna çalışmalı, manen büyümeli, yükselmelidir. Bu noktada insan yaşamak âmâlini ve gayesini bulur. Vahapzade için gayesiz yaşamak ölümden korkuludur. Onun insan için belirlediği gaye, başkalarının saadeti adına vatanın, halkın ve umum insanlığın adına çalışmaktır. Bir meslek icra etmek, sağlıklı toplumun temel dinamiklerindendir. Felsefe bu olguyu meslek ahlâkı, ödev ahlâkı olarak karşılar.Bu ahlâk binlerce özel ahlâktan biridir ve toplumsal sapmalar için bir çıkış, bir kurtuluş noktasıdır. Maksatsız hayatı, bir gemiye benzeten şair bunu bir şiirinde şöyle dile getirir:

“Gaye kimi için hayat yolu
Kimi için tapmacadır
Bu dünyayı derk eden için
Hayattan da yücedir”

Maksatsız yaşayan insanın boş yere yaşadığını" söyleyen şâir, yüreğin bir arzu için çırpınması gerekyiğini söyler.
 Maksatsız hayat yelkensiz gemidir onun için.

“Yaşamak yanmagdır, yanasın gerek
He’yatın me’nası yalnız ondadır
Şam eğer yanmırsa yaşamır demek
Onun da heyatı yanmagındadır.”25

Gaye ismini taşıyan bir başka şiirinde kendi gayesini anlatır.

Gaye
İrademin ağasıyam
Egidemin kölesiyem
Egidemin yolunda da ölesiyem
Neçin nece yaşamağı o ögredib,
Heyatımı me’na ile nakışladı.
Meni mene tanıttırıb,
Meni böyük bir vetene bağışladı.
Gaye ki var, Kimi üçün-heyat yolu, Kimi üçün-tapmacadır.
Bu dünyanı derkedençün
Heyattan da ucadır.
Başım üste dalgalanan
O bayrağın kölgesinde
Ölüm bele hoşdur mene.
Ömrüm günüm gurban ola
Ölümü de heyat geder
Mene güzel gösterene.26

25 B. Vahapzâde, Derin Gatlara Işıg, Yazıcı, Bakü 1986, s. 262
26 B. Vahapzâde, Açılan Seherlere Selam, Yazıcı, Bakü 1979, s. 5

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #12 : 18 Ocak 2012 »
Vahapzade, gayenin yanına akideyi ekler.
Hayatı manalı kılan insanı insan yapan akidesidir ve bu akidenin kaynağı da vatan, millet, bayrak gibi mukaddeslerdir diyen şâir kendi meslek amaline Azerbaycan’ın mukaddes toprağı adını verir. O, meslek ve amal fikirlerini insanların fıtratını, cevherini ölçmek için mihenk taşı ve ölçü olarak kabul eder.
Ortaklaşa ruhun en etkili silahlarından biri ödev, meslek ahlâkı ve sorumluluktur.
Çünkü bu, bencil bene yüklenen en önemli değerdir.

Vahapzade, şiirlerinde insana kendisi aracılığı ile düşünmesini, ahlâklı olmasını, iç hesaplaşmayı gerçekleştirmesini söyler. Felsefeye yakınlığı, şiirlerinde yer yer felsefî tahliller yapmasına zemin hazırlamıştır. Özellikle insanı ve zamanı konu alan şiirlerinde felsefî bir derinlik dikkatleri çeker. Filozofu bir terim olarak alırsak-varlık üzerine orijinal ve sistemli görüşleri olan kişi- O, bir filozof değildir daha çok bir ahlâkçı gibi durur.
Şiirlerinde teklif ettiği insan, kendi kültürü ile şekillenmiş bir değerler dizgesinin de taşıyıcısıdır.27 Şâir felsefî derinliği olan şiirlerini, "Gelimli Gidimli Dünya Son Ucu Ölümlü Dünya" kitabında toplayıp yayınlamıştır.28

27 Bkz. 23. dipnot
28 B. Vahapzâde, Sadelikte Böyüklük, Yazıcı, Bakü 1978, s.335-336

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #13 : 18 Ocak 2012 »
Vahapzade, özünü derk ettikten sonra dahilî çekişmeler içinde olgunlaşır. Onun deyimi ile özüne nezaret onda erken yaşlarda başlamıştır. Bunu şiirindeki insana da tavsiye eder. Çünkü iç çekişme insanın kendisini tanımasını sağlar. Şair insanı kendisine başkalarının gözü ile bakınca daha güzel göreceğini, hata ve kusurlarını fark ederek onlarla mücadele edeceğini, özünü görmekle kendi olacağını söyler.
“Görseydim öz özümü
Onda men men olurdum” diyen şair, İtiraf şiiri ile piyeslerinde bu konuyu işler.
Bozulmuş insan için arındırıcı olarak başvurduğu kavramlardan biri de sevgi, aşk, muhabbettir. O, aşkın kendisine aşıktır. Onun için aşkın iki farklı cinsin hissettikleri şeklinde ki tanımı, insanın en büyük hissini sınırlandırmak, basite indirgemektir.Aşk insanın en mukaddes hissidir. İnsan muhabbetle yaşar. Hayatın manasının kavrayabilmek için sevgi şarttır. Sevgi taşıyan insan sürünerek yaşamakla asıl yaşamayı birbirinden ayırır. Gerçek yaşamı sorgular. Bulunan cevap ise:
Bir güzellik uğruna mübarezedir.

Fuzûlî tesiriyle işlediği bu temi:

“İndi men anlayıram eşg imiş her ne varsa
Beli kimin gelbini eşk ateşi yaharsa
Dünyayı derk eyleyer eşk bir amal imiş
Senin mene verdiğin elm ü geyl ü gal imiş.29

Şeb-i Hicrân poemasında Leyla’nın ağzından anlatır. Aşkı insan varlığının mahiyeti, hilkatin mayası sayar. İnsanın en âli keyfiyeti olan muhabbet, insanın en güzel sıfatlarını açığa çıkarır, insanı temizler, yüceltir. Muhabbetsizlik ölümle eşdeğerdir. Sevginin güzellik aşkından doğduğunu söyleyen şâir, Güzellik aşkının, hayat aşkının dünyayı güzelleştireceğini söyler.30

29 B. Vahapzâde, Şeb-i Hicran, Azerbaycan Uşag ve Gençler Edeb. Neşriyatı, Bakü 1971, s. 101-102
30 B. Vahapzâde, Bir Ürekte Dört Fesil, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1966, s. 131

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #14 : 18 Ocak 2012 »
Vahapzade'ye göre:
"Sosyal ve bireysel ahlâkın deformasyona uğradığı bir zeminde en etkili, en ciddî arındırıcılardan biri de din ve inanç olgusudur."
Malum sosyal ve siyasal şartlar içinde yetişen Vahapzade’nin, yine aynı şartlar içinde bulunan insana ilk şiirlerinde bunu sunamadığı görülür.
Şiirlerinde dini bazen vatan yerine kullanır. Vatanı en büyük din olarak kabul eder. Bu anlamda kendisi de şiirlerindeki insan da bir çıkmaz içindedir. Dini bir yerde insanların uyutulduğu bir ninni ve laylaya benzetir. İnsan kutsayarak insanın çabalarının en büyük güç olduğunu söyler.

Bu düşüncesini aşağıdaki şiirinde şöyle dile getirir:

Allah deye deye min il, milyon il,
Dikildi insanın gözü göylere.
Evvelce heyalı gezdi semayı,
Hele gitmese de özü göylere.
Yazdı zekâsının tentenesini
İnsan ayağının izi göylere
Deme Allah'ımız zehmetimizmiş,
Ucalttı topragdan bizi göylere.31

31 Bahtiyar Vahapzâde, İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964, s. 19

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #15 : 18 Ocak 2012 »
O, ve insanındaki inanç boşluğu, devrinin zorunlu bir sonucudur. Komünist sistemin tanımladığı, belirlediği din, ona ve insanına bir süre bu belirleme ile yansır. İlk şiirlerinde sıklıkla kullandığı Allah lafzı, genellikle bir ünlem veya bir deyim parçasıdır. Ya da:

Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                                         hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim
32

Şeklinde ifade ettiği vatan, azatlıg, sevgili… gibi bir değer bildiren üst kavramları, Tanrı kavramına eş kullandığı görülür. Ancak son dönem şiirlerinde din ve Allah kavramlarını inanç çizgisinde kullandığı da görülmektedir.33 Fakat kendisinin de ifade ettiği gibi “islâmî duyguları bilgiden değil, ruhundan kanından süzülen şeylerdir.”34 Şiirlerinin yanı sıra milleti temsil eden biri olarak da çabalar, uyarır, yönlendirir. Milletti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çareler arar. Bölünen Türklüğü, kardeşliği birleştirmeye çalışır. Bu hallere düşmenin sebebi olarak gösterdiği “benlik gütmeyi” Ben ben demeyi bırakarak ‘biz’e ulaşmayı telkin eder.

Menimizi bizleşdirek
Elbeyaha savaşdadır
Bir bedende ağıl, ürek!
Dedim bu zidd güdbeleri
Birleşdiren bir el gerek
Vuruşdurdug biz “men”leri,
Calag etdig heyre seri
Bu barışmaz düşmenleri
Biz ne geder özleşdirek?
Gâh ona dön gâh buna dön!
Bes deyimli özsüzlüyün?
Bu belâdan hilas içün
Özümüzü özleşdirek
Pusur bizi şer megamda
“Men” “men” dedik her megamda
Heç olmasa dar megamda
“Menimizi” bizleşdirek35

Bu şiiri bireyden aşıp, bütün milleti kuşatmaktadır.Tv. ve gazeteleri aracılığı ile de halka ulaşan şair, bir anlamda şiirlerinin özeti sayılan vatandaşlık kavramını sürekli diri tutarak, insanı, milleti bu düşünce etrafında inşa etmeye çalışır.

32 Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987, s. 14
33 Vahapzâde, Seçilmiş Eserler, cilt 2, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974,  s. 13,  Şenbe
Gecesine Giden Yol, s. 224, Nagıl-Heyat s. 59 102, 105, 200, 215-216, 220  Aylı Geceler,
Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958, s. 115
34 Hüsniye Zal Mayadağlı, age. s. 312
35 B. Vahapzâde, Vetendaş, Gençlik, Bakü 1994, s.155

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #16 : 18 Ocak 2012 »
KAYNAKÇA :

Garayev, Ş. Salmanov,”Poeziyanın Kamilliyi”,Yazıcı, Bakü 1985

Mayadağlı, Hüsniye Zal, Bahtiyar Vahapzâde Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara 1998

Fr. Paulhan, Ahlâkın Ahlâksızlığı, (çev. M. Naci Ecer), İstanbul 1946

Vahapzade Bahtiyar, Açılan Seherlere Selam, Yazıcı, Bakü 1979
_______________,Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987
_______________,Aylı Geceler, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958
_______________,Bir Ürekte Dört Fesil, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1966

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 30 Erzurum 2006 123
________________,Derin Gatlara Işıg, Yazıcı, Bakü 1986
________________,E’tiraf Şeb-i Hicran, Azerbaycan Uşag ve Gençler Edeb. Neşriyatı, Bakü 1991
________________,İkinci Ses, (Aktaran Yavuz Bülent Bakiler), Kültür Bak. Yay.Ankara 1991
________________,İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964
________________,Nagıl-Heyat, Yazıcı, Bakü 1991
________________, Özümle Söhbet, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1985
________________, Piyesler, Bakü 1980
________________, Sadelikte Böyüklük, Yazıcı, bakü 1978
________________, Seçilmiş Eserler, C.II, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974
________________, Şenbe Gecesine Giden Yol, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1991

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE'NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #17 : 18 Ocak 2012 »
Türk Milli Kültürüne yaptığı katkılar ve meydana getirdiği "BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN" adlı bu değerli çalışmasından ötürü Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Sayın  Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.
Sağolsun, varolsun!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2337
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #18 : 20 Ocak 2012 »
Eğilmeyen başları eğen gizli kuvvet” diye tanımladığı korkuyu Azerbaycan Türklüğünün en ölümcül hastalığı olarak gören Bahtiyar Vahapzade korkakları:

Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.

Diye tarif etmektedir.

Milletin korkusundan çok korkan ve bu korkuyu onulmaz bir illet olarak gören Vahapzade:

Men gorhuram, sen gorhursan
O da gorhur bu da gorhur.
Biz gorhuruz
Teze fikir beynimizde gelen kimi
Tez gorhurug.
Başkasından gorhduğumuz bes deyilmiş
Özümüzden biz gorhurug!
Gorhu gorhu!
Bir gurd olub yeyir bizi içimizden,
Ne gözleyir veten bizden?
İrade yoh
Kişilik yoh.
Biz gorhurug,
Biz susurug


Dizeleriyle hürriyet ve bağımsızlığın önündeki en büyük engelin korku olduğunu dile getirmektedir.

Vatanı en büyük din olarak kabul eden Vahapzade,

Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                 hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim


Dizelerinde yaptığı benzetmeyle azatlığı en yüce ülkü olarak görmekte ve göstermektedir.

Türk edebiyatının, tartışmasız en büyük soluklarından birisi olan Bahtiyar Vahapzade dizeleriyle Azerbaycan Türklüğünün milli ruh ve bilincini daima diri tutmuş, azatlık ateşini körükleyen bir soluk olmuştur.

Hür ve bağımsız Azerbaycan Türklüğünün en büyük ruh ve mana mimarı ünvanına hakkıyla layık olan ve 13 Şubat 2009 günü uçmağa uğurladığımız Türklüğün bu korkusuz, gür ve bilge sesini rahmet, minnet ve şükranla yad ederiz.
Ruhu şad, durağı Tanrıdağları ve Türk Uçmağı olsun...

Bu vesileyle Türklüğün korkusuz, gür ve özgür sesi Bahtiyar VAHAPZADE'yi ilmi ve akademik bir çalışmayla bizlerin istifadesine sunan Türkoloğ, Sayın Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye de en kalbi şükranlarımızı sunarız.
Tanrı kalemine güç, yüreğine kut versin!

TTK

Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Almıla

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 186
  • Gökbörü Asena Gençlik
Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
« Yanıtla #19 : 20 Ocak 2012 »
Bahtiyar Vahapzade korkakları:

“Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.”

Diye tarif etmektedir.


Ulu Bilge Bahtiyar Vahapzade'nin bu tespitleri günümüz Türkiye manzarasının tarifi değil mi?
Şu sözlerin vurgusuna ve anlamlarının tokat gibi çarpışına bakın!

Öz adını inkâr edip, unvana kara yazanlar...
Şeker sözlü, binbir yüzlü habisler...
Kara niyetlerine ak bezekler vuranlar...
Eğilerek yükselen alçaklar...


Ne kadar tanıdık insan tarifleri değil mi?
Cennet mekân Bahtiyar Vahapzade, "eğilerek yükselen alçaklar" diyerek  2000 li yılların Türkiye’sinin insanlarını tarif etmiş sanki?
Ruh şad olsun.
TTKvY
YÜZDE YÜZ TÜRK OLDUĞUN GÜN, CİHAN SENİNDİR!