Rus korkusu ve ondan kaynaklanan, karşıdakine karşı duyulan korkuyu, “İki Gorhu Poeması’nda da işler".12 Söz konusu korku, beraberinde yabancılaşmayı getirmiş, korkunun hüküm sürdüğü bu coğrafyada insanın hareket alanı oldukça daralmıştır. Bu şartlarda sanatkârın da doğru düşünüp söylemesi güç hatta imkânsızdır.
“Fikir ölür
Can sustalır
Ruh boğulur
Gorhu bizim dilimizde kilit olur
Beynimizde gıfıl olur
Derd budur ki bu derdi de
Biz ganırıg, biz bilirik
Gorha gorha
Özümüz de özümüzçün
Biz gorhuya çevrilirik”13
Şiirinde tasvir ettiği korku, fikri öldüren, canları susturan, ruhu boğan bir korkudur. “Eğilmeyen başları eğen gizli kuvvet”, “düzlüğü eğriliğe, hakikati yalana, cüreti yaltaklığa, güzeli kötüye değiştiren ve böylece insandan insanlığı iğrendiren”14 bu korku, Lenin’den alıntılar yaparak yazmasına sebep oluşturmuştur.15
Vahapzade dönemin zorunlu sonucu olarak ortaya çıkan bu insan tipini çeşitli sıfatlarla tanımlayarak, şiirleri aracılığı ile onlara dokunur. Bunlar:
Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip ünvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.
Şair vatanın bunları asla bağışlamayacağını söyler.
12 B. Vahapzâde, age. s. 167
13 B. Vahapzâde, Nagıl-Heyat, s. 12
14 B. Vahapzade, Ahı Dünya Fırlanır, s. 93
15 B. Vahapzâde, Nağıl-Heyat, s. 183-184