BİLGE KAĞAN (683 - 734 Kasım 25)
‘’Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum. Sözümü tamamiyle işit.
Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vaz geç, pişman ol!..
Mavi sincabını Türküme, milletime kazanı verdim, tanzim ediverdim kedersiz kıldım. Üstte Tanrı kudretli… Türk beylerini, milletini
Açları doyurdum, çıplakları giydirdim. Yoksul milleti zengin kıldım. Az milleti çoğalttım. Artık kötülük yok.
Türk Oğuz beyleri, millet, işitin!..
Üstte gök çökmese, altta yer delinmese, Türk milleti; ilini, töreni kim bozabilir!..’’
Babası Göktürk Devleti'ni yeniden kuran İlteriş Kutlug Kağan, annesi İlbilge Hatun'dur.
Bilge, ‘’Tanrı Gibi Gökte Olmuş Türk Bilge Kağan’’ unvanı ile kardeşi Kül Tigin tarafından kağan olarak ilan edildi. Bilge, kağan olduğu zaman ortada herhangi bir devlet otoritesi kalmamıştı. Bilge Kağan, kendi yazıtında bu durumdan şöyle söz etmektedir:
« Ben kağan olduğumda her yere gitmiş olan millet, yaya olarak, çıplak olarak, öle yite geri geldi. »
Önce töreleri yeniden uygulamaya koydu. Ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan kalkınması için gayret gösterdi. Onun döneminde Ongin Yazıtı (719 - 720), Altun Tamgan Tarkan Yazıtı (724), Tonyukuk Yazıtı (725), Kül Tigin Yazıtı (732) vb. birçok yazıt dikilerek Türk edebiyatı'nın ilk örnekleri verildi.
25 Kasım 734 de Uçmağa varmıştır. Türk Bilge Kağan’ın uçmağa varışının [1283] yılında saygıyla anıyoruz. Tıni Şad olsun.
BİLGE KAĞANDAN ÖZLÜ SÖZLER
• Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.
• Anam hatun, büyük analarım, ablalarım, gelinlerim, prenseslerim cariye olacaktı, ölenler yolda kalacaktı, Kül Tegin karargâhı vermedi. O olmasa idi hepiniz ölecektiniz.
• Altın, gümüş, pirinç, ipek, bunca şeyleri ölçüsüz veren Çin milletinin sözü tatlı, kumaşı yumuşak, yani armağanı çekicidir. Çinliler bu tatlı dil ve çekici armağanlarla uzaktaki milletleri kandırarak kendilerine çekerler. Yakına çekip kondurduktan sonra da fitne bilgisini yayarlar. Uzaktaki kavimler Çinlilerin ne fesatçı olduklarını ancak o zaman anlar.
• Ben, Tanrı gibi gökte doğmuş Türk Bilge Kağan, bu çağda, tahtıma oturdum. Sözlerimi sonuna kadar dinle, iyi işit! Bütün küçük kardeşlerim, yeğenlerim, oğullarım! Bütün soyum, milletim! Sağdaki Şadapıt Beğler, soldaki Tarkanlar, buyruk beğleri! Otuz Tatar, Dokuz Oğuz Beyleri! Millet! Sözlerimi iyice işitin, sağlamca dinleyin!
• Bir bak tarihe, Türk'e baş kaldıranların sonu ne olmuş!
• Bu durumdan Çin milleti yararlanmış. Açıkgöz, hileci Çin milleti, kardeşi kardeşe, milleti birbirine düşürmüş. Bu tuzağa düşen Türk milleti, il tuttuğu toprağı elden çıkarmış, başına geçirdiği kağanını yitirmiş. Soylu erkek oğulları Çin milletine köle, genç kızları cariye olmuş. Bazı Türk beğleri Türk adını bırakıp Çince adları almaya başlamışlar. Çin kağanına boyun eğmişler. Tam elli yıl, işlerini güçlerini Çin kağanına vermişler, ona hizmet etmişler.
• Bu düşünceleri at kafandan. Bütün boylar ayaklandı. Böylesine kenetlendikten sonra kim Türk'le başa çıkabilir.
• Doğuda gündoğusuna, batıda günbatısına, kuzeyde gece ortasına kadar olan yerler içinde yaşayan milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti, bunca ülkeyi düzene soktum. Oralarda artık kötülük yoktur, kargaşalık yoktur. Türk kağanı Ötüken ormanında oturursa, ilde sıkıntı, bunalım olmayacaktır.
• Ey Türk milleti! Bu ülkeyi küçük kardeşim Kül Tigin ile öle yite kazandım. Kazanıp, alay milleti ateş, su kılmadım.
• Ey Türk milleti! Kötü kişi gelip birliğini bozmasın, silahlı gelip seni dağıtmasın diye, sana burasını il tuttum. Töreyi kazandırdım.
• Ey Türk Milleti! Tatlı sözlere, yumuşak armağanlara kandınız ve bir çoklarınız öldü. Yine yanılırsan ve güneydeki Çogay Ormanına, Tögültün Ovasına gidip yerleşirsen, ey Türk milleti, öleceksin! Oralara gittiğiniz zaman Çin'den gelen kötü kişiler aranıza sokulur ve sizi şöyle kandırırlar: "Onlar uzaktakilere kötü, yakındakilere iyi armağanlar verirler".
• Küçük kardeşim Kül Tegin öldü, görür gözüm görmez oldu, bilir bilgim bilmez oldu. Zamanın takdiri Tanrı'nındır. Kişioğlu ölmek için yaratılmıştır. Yaslandım, gözden yaş, gönülden feryat gelerek yanıp yakıldım. Milletimin gözü, kaşı ağlamaktan fena olacak diye sakındım.
• Nice bilgisiz kişiler bu sözlere kanıp oralara gitti ve öldüler. Ey Türk Milleti! Sen, aç olunca tokluk nedir bilmezsin, fakat tok olunca da açlık nedir düşünmezsin! Böyle olduğun için, seni yüceltmiş olan kağanının sözünü tutmadın. Onun sözünü almadan yerden yere vardın. O yerlerde tükendin. Geri kalanlarınla, daha da zayıflayarak öle yite yürüyordun...
• Sözümde yalan, yanlış var mı? Türk Beğler! Millet! İşitin! Türk Milletinin derlenip il tuttuğunu, yanıldığı zaman öldüğünü, buraya vurdum. Ne sözüm var ise, bu ebedî taşa vurdum. Onları görerek, okuyarak bilin! Türk Milleti! Beğleri! Tahtına bağlı, kağanına itaat eden beğler olarak mı yanılacaksınız! Ben bu bengi (ebedî) taşı yontturdum, diktirdim. Güzel bir bark (türbe) yaptırdım. İçine dışına güzel nakış vurdurdum.
• Tanrı Türk kavmi yaşasın diye beni tahta oturttu. İçte aşsız, dışta giyeceksiz bir kavme kağan oldum. Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyuyamadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım.
• Tanrı yarlıkladığı için, kendi kut'um (meziyetlerim, talihim) var olduğu için, ben, kağan olarak Taht'a oturdum. Tahtıma oturunca, aç, yoksul, dağınık milleti topladım. Yoksul milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım.
• Türk milleti sen açken tokluk nedir bilmezsin ama bir kere doydun mu da açlığı hiç düşünmezsin.
• Türk Oğuz beyleri, budunum,[1] işitin! Üstte mavi gök basmadıkça, altta yağız yer çökmedikçe, Türk milleti, ilini, töreni, kim bozabilir?! Türk milleti, kendine gel, aklını başına devşir!
• Türk milleti, beyleri! Sözümü işitin. Türk milletini toplayıp, il tutacağını bu taşa yazdım. Yanılırsa öleceğini yine bu taşa yazdım. Her ne sözüm varsa ebedî taşa yazdım. Ona bakarak bilin şimdiki Türk Beğleri!
• Türklerim, alay beğlerim, alay milletim! Kazanıp il tuttuğum bu yerden, kağanından, beğlerinden, suyundan, toprağından ayrılmazsan, iyilik göreceksin. Evinde oturacak, dertsiz olacaksın. Sözlerimde yanlış var mı?
• Türk Beğleri, millet, işitin! Üstte gök basamasa, altta yer delinmese, Türk milleti, senin ilini, senin töreni kim bozabilirdi? Ey Türk milleti! Titre ve kendine dön!