Gönderen Konu: BİR HİKAYEM VAR  (Okunma sayısı 3055 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Bozoklu Bozkurt

  • Ziyaretçi
BİR HİKAYEM VAR
« : 20 Nisan 2007 »
Sana bir hikaye anlatacağım

Gül'gız
Bu hikayede sen yoksun
ben yokum
Bu hikayede sevda var mecnun var
Cinnet yolunda yaralı bir yürek var
Kurtuluş Parkı var ve biraz yağmur

Kurtuluş Parkı'na
ve Ankara'ya o gece
Dolu dizgin bir yağmur yağmış Gül'gız
Düşüncelerimde hayalin
var hece hece
Yok olmayı bekleyen kan rengi şarabım
Ve biraz da isyan var
hüzün var Gül'gız

Şairlerin hiç sevmediği
o Ankara şehrinde
Taş gibi duran o resmi binaların arasında
Seninde bulunduğun
o koskoca şehr-i ayinde
Bir şair
senin adına kadehler kaldırıyordu yar
Ve başında dünya kadar büyük
aşk var Gül'gız

Ankara'ya yağmur yağıyordu
havada pusu vardı
İçimde düşüncenin türlü türlüsü vardı
Dilimde
bizim yörenin sevdiğim bir Türküsü vardı
''Dersini almışta ediyor ezber''
diyordum ha bire
Ve içimde doğduğum puslu yaylanın
hüznü vardı Gül'gız

Kurtuluş Parkı'na hırsızlama girmiştik
Gül'gız
Gece soğuk gece sinsi ve
gece ayaz Gül'gız
Yüreğime
bir Bozkurt'un kara yazgısı pusulanmıştı
Ellerimi Tanrıya açamadım
utandım be Gül'gız
Ellerim ıslanmıştı
gözlerim ıslanmıştı Gül'gız
Utanmıştım Tanrı'dan
içimde korku vardı Gül'gız

Bir ara Doğu'yu aradım
gözlerim puslanarak
Türkistan'a  gittim geldim
Musul'a Kerkük'e
Sıra sıra kahramanın yattığı diyarları gezdim
Yüreciğim yanarak
yine gözlerim ıslanarak
Baktım yazgısı kara ikiyüz elli milyon Türk'e
Kurtuluş Parkında kurtların sessizliği vardı Gül'gız

Kurtuluş Parkına yağmur yağıyordu
ve sen yoktun
Aynı şehrin  başka bir yerinde delinin biri
İsmini haykıyordu
caddeye sokaka bütün Ankara'ya
Sen yoktun
keman kaşlı çeşm-i siyah Gül'gız
Sen yoktun o sokaklarda
ben vardım ve Ankara vardı
Biraz ölüm biraz isyan biraz pusu
ve aşk vardı Gül'gız

Ankara
benim çok sevdiğim o resmiyet kokan şehir
Birazdan uyanacaktı
ve ben gitmeliydim buradan
Sarhoşluğum hiç çekilmiyormuş
Yavuz öyle söyledi
Yavuz'da kim deme
hele sen İstanbul'dan bir gel
Ben sana anlatırım
Gül'gız
çünkü o gece arkadaşım Yavuzdu
Bütün bunları bana o anlattı
Gül'gız ben hatırlamıyordum

Ankara uyanıyordu
o koca yürekli dev uyanıyordu
Göğünde kül renkli bulutuyla
ve değişmez resmiyetiyle
Ankara uyanıyordu
yine kalabalık karmakarışık bir güne
Ben gitmeliydim Gül'gız
dediğim gibi bu hikayede ben yoktum
Sen yoktun
sadece cinnettin yoluna tırmanmış bir şair vardı
Ve ben haykırıyordum
''seni seviyorum Gül'gız'' diye diye

Hikayenin sonunu bilirsin
esas oğlana birşeyler olur
Esas kızın bundan haberi yoktur
Olan esas oğlana ve gecesine olur
Sonra da perde kapanır
başkent Ankara'da yenigün başlar
Kurtuluş Parkında
Kızılay'da
Güvenparkta ve Ulus'ta
güvercinler açardı sabahın penceresini
Hikaye bitti
şimdi dakikaları saymaya devam edebilirim
Seni
Vatanı
Bozkurt'u
Ankara'yı
Kurtuluş Parkını
Sabahı güvercinleri yağmuru
Seviyorum ben Gül'gız
senin haberin olsa da olmasa da

Hikaye asıl şimdi başlıyor desem....