Kürt: Ula oglim, siz ne diysiz looo?... Ezi kurmanci ha!... Biz Medlerin çocuklarıyız, 5000 yıllık tarihimiz var, her zaman barbarlara karşı dağlarımızda direndik. Sizler Moğolistan'dan at sırtında gelen barbarlarsınız. Biz burada sizden önce de vardık, ''özgür kürdistan'ı'' kuracağız ve sizleri de geldiğiniz yere süreceğiz...
TÜRK: Öncelikle tebrikler! Dilimizi iyi öğrenmişsin... İletişim kurmak için bile benim dilimi kullandığın bir tarafa, senin dil dediğin genizden çıkan anırmayı bilen bir tane TÜRK gösterebilir misin?
Ne çocukları olduğunuzu biz gayet iyi biliyoruz. Tarih sahnesinin silik aktörleri olan Medleri sahiplenmenizin sebebi ise Medler hakkında yazılı bir kaynak bulunmaması ve arkeolojik kazılarda bölgeden Medler adına birşeylerin çıkmamasıdır. Sizler Arap-Fars karışımı ilkel ve vahşi bir kabilesiniz. Bir tarihiniz yok ki bir kavime mensup olduğunuzu iddia edesiniz. Sizin için bugüne kadar yapılmış en büyük iltifat, en büyük şeref kazandıran sözü söyleyenler kürdofillerdir.(kürt aşıkları)... Sizlerin TÜRK olduğunuzu iddia etmekle sizlere verebilecekleri en büyük payeyi vermişler, bizlerin de kulaklarını tırmalamışlardır. Kürdofiller için söyleyeceğimiz: İt ile Bozkurt'u ayırt edemeyen anası ile avradını da ayırt edemez...
Hakkınızda ise, akrabanız olsa bile Farsların söylediği bir söz: "Kesafettayı alem gird kerdend, en asha misiriştend kürd kerdend"... Yani; "Dünyanın bütün kabalıklarını topladılar, karıştırarak onlardan kürt yaptılar.''
TÜRK orduları Anadolu'ya girdiğinde, TÜRK Beğlerine yaranmak için kılavuzluk yaptın. Kendini yamamak için olmadık numaralar çektin. Daha sonra gelen Çağatay ordularının önünden dağlarına çekildiğin doğrudur. Korkudan savunamadığın oturduğun yerleri bırakıp dağlarda kovuklara, inlere saklandın. Karakoyunlu TÜRKMEN Beği Uzun Hasan seni kendine tabi kıldı, oturduğun toprakları vatanlaştırdı. Tıpkı Saddam'ın ordusunun önünden Halepçe'de kaçtığın gibi TÜRK Beğlerinin önünden de kaçıp dağlarının kovuklarına saklandın.
Benim atalarım at üzerinde binlerce kilometre yolu gelirken sen daha atın ne olduğunu bilmiyordun, tecavüz ettiğin merkeplerle geziyordun. Sana sazı, atı, silahı ve medeniyeti öğrettik. Bugün bile bizden öykündüğün "Devlet kurma vasfı" ile birşeyler yapmaya çalışıyorsun.
Burada bizden eski olabilirsin. Atsız Beğ şöyle der: "Bir yerde daha eski olmak birşey ifade etmez,maymunlar daha da eskidir"... Öyle olsa idi bugün herkes kendi oturduğu topraklarda olurdu. Ama görüyorsun ki, oturulacak yeri kılıç ve bilek gücü belirliyor. Sende bunlar olmadığı için asalak olarak yaşamını sürdürmeye mecbursun. Ta ki birilerinin canına tak edene kadar.
Hem ne demişler: "Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi"...
Son argümanına gelince, bunu başaracağına kendin inanıyorsan biraz daha güçlenmelisin. Güçlenmelisin ki 15 yaşında bir çocuğu döven büyüğün ayıplanmasına benzer bir durumuna bizleri düşürmeyesin. Üreyebildiğin kadar üre, 15, 20, 30...
Bizleri girdiğimiz topraklardan atmak tarihte görülmemiştir. Milyarlık koca Çin birkaç milyon Doğu Türkistanlı'yı öz yurdundan uzaklaştıramıyor, ya sen kimsin?
Ha eğer "Senin tarihi düşmanlarınla anlaşarak daha önce yaptığım gibi seni arkadan vuracağım" diyorsan... Biz de bunu yapacağın günü bekliyoruz.
Gene Atsız Beğ'den: "Yeter ki o gün gelsin!"...
TÜRK Irkı varoldukça toprakları genişleyecek, kişileri güçlenecek, düşmanları yok olacaktır. Bizler yaşadıkça sizler kahrolacaksınız...
"TAŞ KIRILIR VE TUNÇ ERİR! FAKAT TÜRKLÜK EBEDİDİR!''
