Gönderen Konu: ÇİN’İN MAO DÖNEMİ VE SONRASINDAKİ TÜRKİSTAN SİYASETİ  (Okunma sayısı 2884 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yuceltanay

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 24
Çin halk cumhuriyetinin Türkistan siyasetini Mao dönemi ve sonrası diye ikiye ayırabiliriz.Çin, Uluğ Türkistanın bir kısmı olan Doğu Türkistanda sömürgeci bir güçtü,siyasetini buna göre tanzim etmiştir.Sovyet komünizmin çökmesiyle Uluğ Türkistanın batısında Batı Türkistanda Türk cumhuriyetleri bağımsız olmuştu.Bu cumhuriyetlerin Doğu Türkistanla ırkdaşlık bağları vardı.Batı Türkistan’daki bağımsızlık ruhunun Doğu Türkistanı sarması Çin’i endişelendiriyordu.
Dünya’nın 1.3 milyarlık nüfusu ile en kalabalık ülkesi ve hızla büyümekte olan ekonomisine sahip Çin, ortalama yıllık yüzde 7’lik bir büyüme ile geleceğin süper gücü olma hayalleri kurmaktadır. Çin, geçtiğimiz aylarda açıklanan rakamlara göre yüzde 7.7’lik bir büyüme gerçekleştirmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra 1949’da Mao Zedong önderliğinde Maoculuk denen -Han-Çin milliyetçiliği ve komünizm karışımı rejime dayalı Çin Halk Cumhuriyeti kurulmuş ve tarım ekonomisine dayalı ve kapalı bir ekonomik sistem benimsenmiştir. Liberal dünya ekonomisinden bağımsız olan Çin, Mao Zedong’un ölümünden sonra 1978’de başa gelen Deng Xiapong döneminde 70 yıla yayılmış üç aşamalı ‘’Milli Kalkınma Stratejisi’’ oluşturulmuştur. Ekonomik kalkınmayı amaçlayan bu stratejiye göre; I. aşama : 1980-1990 arasında Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) iki kat arttırılacak ve 250 dolardan 500 dolara ulaşacaktır. II. aşama : 1990-2000 yılları arasında GSMH bir kat daha arttırılacak ve 800-1000 dolara ulaşacak ve GSMH 1 trilyon doları bulacaktır. III. aşama: Çin yetkilileri bu aşamaya 2003 yılında geçildiğini açıklamıştır ve bu aşamanın 2000-2050 yılları arasında üç aşamada gerçekleşmesi planlanmaktadır. Bu aşamaya göre GSMH birer kat arttırılarak 4000 bin dolara ulaşacaktır. Güçlenmesini ekonomik temele dayandıran Çin’in artan enerji ihtiyacı, güvenlik ve istikrarın devamlılığını sağlaması gerekliliği ve küresel terörizmin bölgede yayılması korkusundan duyduğu rahatsızlık, Batı Türkistan Türk devletlerinin Çin jeopolitiğinde önemini arttırmıştır.


Tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan Uluğ Türkistan , tarihte Çin tarafından 4 defa Han, Tang, Yuan ve Mançu sülaleri tarafından işgal edilmiştir. Batı Türkistan , Çin tarafından Xi-Yu yani Batı bölgesi olarak nitelendirilirken, günümüzde Çin sınırları içinde olan ve Uluğ Türkistan, yani Türkistan’ın diğer parçası olan Doğu Türkistan Xinjiang yani Yeni sınır bölgesi olarak tanımlanmıştır. Bu yüzden Doğu Türkistan’ın Batı Türkistan Türk devletlerine sınır olması, bölgenin Çin nezdinde önemini arttırmıştır. Ekonomik olarak gelişen ve Süper Güç olmaya aday olan Çin Halk Cumhuriyeti, komşu olduğu bölgelerde ve ülke sınırları içinde istikrarı sağlamaya çalışmaktadır. Çinlilerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi dedikleri Doğu Türkistan’ın, Çin tarafından ayrılıkçı ve terörist olarak algılanması, bölgede sorunun bir an önce çözülmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Batı Türkistan Türk Cumhuriyetleri ile tarihî, dinsel, dilsel, kültürel ve sosyal bağları olan Doğu Türkistan’ın bağımsızlık isteği ve bu isteğe bölge devletlerinden verilebilecek herhangi bir destek, Çin yönetimini Garbı Türkistan Türk devletleriyle sıkı bağlar kurmaya itmektedir. Çünkü Doğu Türkistan zengin maden yataklarına sahiptir. Doğu Türkistan, Çin madenlerinin %85’ini bulan 118 madeni barındırır ki Çin genelinde toplam 148 maden vardır. Bunun yanı sıra Doğu Türkistan 160 milyar tondan fazla zengin petrol yatakları ve 18.5 milyon tonu bulan altın rezervine sahiptir. Yer altı kaynakları açısından zengin olan Doğu Türkistan doğalgaz, demir, kömür, uranyum, volfram, magnezyum, krom, kurşun, çinko vb birçok madene de sahiptir. Çin’in enerji ve maden deposu olan Doğu Türkistan, bu yüzden Türkistan politikasının oluşturulmasında ki en önemli temel taştır. Çin’in en büyük iç politika sorunlarından birisi, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık isteğidir. Bunun engellenmesi yönündeki en büyük adım Garbı Türkistan Türk Cumhuriyetlerinin, ekonomik, siyasal ve askerî ilişkiler açısından Çin’e eklemlenmesi adımından geçmektedir.Çin’in Türkistan politikasının en önemli diğer ayağı, bölgenin Avrupa ve enerji havzası olan Hazar’a açılan bir kapı olma özelliğidir. Tarihî İpek Yolu’nu canlandırmak isteyen Çin için Türkistan vazgeçilmez bir kapıdır. Özellikle zengin enerji kaynaklarına sahip Hazar’a ulaşmak isteyen Çin için bu bölge çok önemlidir. Brezinski’nin Avrasya Stratejisi’ne göre ‘’Avrasya yerkürenin en büyük kıtası ve jeopolitik olarak bir eksendir. Bu bölgeye egemen olan dünyanın ekonomik yönden en ileri ve güçlü 3 bölgesinden 2’sini kontrol edebilir. Ayrıca doğal kaynak havzalarının 4’te 3’ü bu bölgededir’’. Bu yüzden Hazar’ın Avrasya içinde olması ve zengin yer altı kaynakları göz önüne alınırsa, tüm dünya devletlerinde olduğu gibi Çin nezdinde de önemi artmaktadır. Çin Halk Cumhuriyetinin, Hazara ulaşması ise Batı Türkistan’dan geçer. Bu bakımdan Türkistan coğrafyası, Hazar’a giden bir Transit yol olma özelliği göstermektedir. Ayrıca Batıya doğru Transit yol olan Türkistan , Hazar’ın yanı sıra Avrupa’ya da bir geçiş kapısıdır. Tarihî İpek Yolu ve İpek Yolu ticaretinin son noktası olan Avrupa, günümüzde de gerek yaptığı bölgesel ve ekonomik işbirlikleri, gerekse siyasî ve askerî ortaklıklar ile kazandığı saygın yeri açısından vazgeçilmez bir bölgedir. Çin açısından önemli bir pazar ve yatırım alanıdır. Bu yüzdendir ki Avrupa’ya da açılan Batı Türkistan, bu açıdan Çin için önemlidir.
Yeni İpekyolu – Batı Türkistan cumhuriyetleri
Batı Türkistanın Doğu Türkistan’a sınır olması ve transit yol olma özelliği göstermesinin yanı sıra zengin enerji kaynaklarına sahip olması da Batı Türkistanın önemini arttırmıştır. Geçtiğimiz Eylül ayında Xi Jinping’in Batı Türkistan Türk devletlerine gerçekleştirdiği ziyaret ve bu ziyaretler sonucunda yapılan anlaşmalar, Çin’in canlandırmak istediği ‘’Yeni İpekyolu’’ ticareti açısından bölgeye verdiği değeri göstermektedir. Xi Jinping’in Batı Türkistan turu Enerji ve Enerji güvenliği konularını içermektedir. Jinping’in Türkmenistan ziyareti ‘’A’’ ve’’ B’’ doğalgaz hatlarının güvenliği ve aktarıma devam etmesi, öte yandan ‘’C’’ doğalgaz boru hattının yakında tamamlanacak olması, ‘’D’’ hattının ise 2016 yılı itibari ile doğalgaz transferine başlatılacak olması konularını içermektedir.Bunun yanı sıra Jinping’in ilk durağı olan Türkmenistan ile yapılan ve 2020 yılında 65 milyar metreküpü bulacak olan doğalgaz anlaşması imzalanmıştır.Bu anlaşmaya göre Türkmenistan, Çin’in en büyük doğalgaz tedarikçisi konumuna gelirken Çin de Türkmenistan’ın en büyük doğalgaz alıcısı durumuna gelmiştir. Türkmenistan-Çin doğalgaz boru hattı bu iki devletten başka, topraklarından geçecek olan Özbekistan, Tacikistan ve özellikle 225 km’si topraklarından geçecek olan Kırgızistan’ı da ilgilendirmektedir. Ekonomik olarak diğer Türk cumhuriyetlerine göre daha zayıf olan Kırgıszistan’ın, bu hattan geçiş ücreti olarak 2 milyar dolar alacağı iddia edilmektedir. Ayrıca Çin’in, Kırgızistan’a 3 milyar dolarlık yatırım yapması, beklentiler arasındadır.Yine Kırgızistan gibi kısıtlı bir ekonomiye sahip olan Tacikistan da geçen 400 km’lik boru hattından 3 milyar dolarlık yatırım sözü almıştır.Jinping’in diğer durağı olan Özbekistan ile 15 milyar dolarlık 31 anlaşma imzalanmıştır. Özbekistan’ın en büyük ikinci ticari ortağı olan Çin ile bu derece büyük bir anlaşma imzalaması, iki devlet ilişkileri açısından çok önemli bir adımdır. Jinping’in, Orta Asya turunun son ülkesi olan Kazakistan ile de Petrol alanında anlaşma imzalanmıştır. Orta Asya’nın en büyük petrol ihracatçısı olan Kazakistan’ın, Kaşagan bölgesinde Çin Halk Cumhuriyeti devlet şirketi CNPC’nin üretime başlaması yönünde ve Çin’in, Kazakistan’da bir petrol rafinerisi yapması için anlaşmalar imzalanmıştır. Jinping’in yaptığı bu ziyaretle Batı Türkistan , Çine boru hatları ile bağlanmıştır. Öte yandan bu ziyaretten çıkan diğer bir sonuca göre Batı Türkistanın, Çin’e demir ve karayolları ile bağlanması öngörülmektedir.Georgetown Üniversitesi Çin Uzmanı Prof. Dr. James Reardon Anderson’a göre, Jinping seyahati, Batı Türkistan’ın, Çin açısından Stratejik önemi haiz olduğunu göstermiştir. Bu seyahati “eşi görülmemiş” olarak yorumlayan Prof. Dr. Anderson’a göre, bu büyük yatırımlar, Çin’in bölgeye verdiği değeri göstermektedir. Anlaşıldığı gibi Çin bu girişimleri ile ‘’Yeni İpek’’ yolu projesini ayağa kaldıracağının ilk sinyallerini vermektedir.Batı Türkistanı kendine eklemlemeye çalışan Çin, devletlerarası ilişkilerde ekonomi silahını kullanmaktadır. Çin Ulusal Güvenlik Stratejisine göre, yeni Güvenlik Konseptini, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar, eşitlik ve işbirliği çerçevesine göre oluşturmakta ve politik, ekonomik, askerî, uluslararası güvenlik temellerine dayandırmaktadır. Çin, devletlerarası ilişkilerde ‘’kazan-kazan’’ prensibini uygulamaktadır. Modernizasyonunu 2020’de tamamlayacak olan Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Çin yönetiminin şimdilik ikinci planında bulunmaktadır. Bu yüzden Batı Türkistana nüfuz etmek isteyen Çin, ekonomik ve bölgesel işbirliklerine önem vermektedir. Rusya Bilimler Akademisi Uzakdoğu Enstitüsü Müdür yardımcısı Sergey Luzyanin’e göre ‘’Batı Türkistan’da çıkarları olan Çin, bu çıkarları korumak için bölgede imajını düzeltmeye çalışıyor. Bunu yaparken ‘’karşılıklı yarar’’ ilkesi adı altında aslında Çinin çıkarlarını koruyan. Çin ‘’sinsi’’ bir şekilde hareket ediyor.”Çin, Batı Türkistan politikalarını belirlerken Rusya’yı göz önünde bulundurmaktadır. Batı Türkistan’daki Türk devletlerinin, bir zamanlar Sovyet Rusya toprakları içinde bulunmuş olması ve daha sonrasında Sovyet Rusya’dan ayrılıp bağımsız birer devlet kurmuş olmaları, bölgenin Rusya ile tarihî bir bağının var olduğunu göstermektedir. Ayrıca dağılan Sovyet topraklarındaki eski hâkimiyetini kurmak için Rusya Federasyonu tarafından 1993’te ‘’Yakın Çevre Doktrini’’ oluşturulmuştur. Bu doktrine göre, bölgenin Rusya açısından Sovyetlerin dağılmasından sonra da önemli olduğu anlaşılmaktadır fakat Çin’in Batı Türkistanda artan etkinliği Rus nüfuzunu muhtemelen azaltacaktır. Brezinski, 2013 Aralık’ta Chatham House’da verdiği röportajda bu konuya değinmiştir. Brezinskiye göre ‘’Çin’in Batı Türkistan’da etkinliğini arttıracak olması Rusya’nın kendisini Avrupa’ya ait hissetmesine neden olacaktır’’. Ayrıca ‘’NATO’nun Afganistan’dan çekilecek olması bölgede ki çatışma riskini ve terörizmi arttıracaktır ve Rusya böyle bir sorumluluğun altına girmeyecektir’’ öngörüsünde bulunan Brezinski’ye göre ‘’Rusya Batı Türkistandaki hayalinden vazgeçmeyecek fakat kaybedecektir’’.
Çin, Yeni İpek Yolu’’ adlı projesiyle Batı Türkistan cumhuriyetlerini kuşatarak onları yarı sömürge yapmak peşindedir. Bu proje, Batı Türkistan cumhuriyetleri ve Çin arasında yapılacak olan karayolları ve demiryolları ile de desteklenecektir. Afganistan’dan bölgeye yayılma riski bulunan terör ve onun Doğu Türkistan’a getirebileceği herhangi bir istikrarsızlıktan çekinen Çin, bu açıdan Batı Türkistanı bir set şeklinde kullanacaktır. Çin’in, Batı Türkistanda yaptığı yatırımların yanı sıra 650 bini bulan vatandaşı bölgede yaşamaktadır. Gelecek yıllarda ekonomik etkileşimin yanı sıra kültürel etkileşimin olacak olması da Batı Türkistanın, Çin eksenli geleceğe sürükleniyor. Enerji ve güvenlik ihtiyacı gün geçtikçe artan Çin, Batı Türkistanı kendisine daha da bağımlı hale getirmeye çalışacaktır. Şimdilik modernizasyonu tamamlanmamış olan Çin Halk Kurtuluş Ordusu, ikinci planda olacaktır fakat Çin ekonomi sopasını bölge üzerinde kullanacaktır. Önümüzdeki birkaç yıl Çin’in bölge üzerinde ‘’emperyalist’’ hamleler yapacağı yıllar olacaktır.Nüfusu az Türkistan cumhuriyetlerinden Kırgızistana Çinli işçi adı altında göçler olmaktadır, bu olay demografik bir tehlikeyi gösteriyor. Kırgızistan Çinlileşme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Kaynakça:
[1]Ayşe Doğan, Doğu Türkistan, http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/diger/3786-dogu-turkistan-,16.03.2014

[2] İbrahim Ali Uçar, Asya’nın Kalbi Doğu Türkistan, http://www.kardelendergisi.com/yazi.php?yazi=1522,15.03.2014

[3] Ayşe Doğan, Doğu Türkistan, http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/diger/3786-dogu-turkistan-,16.03.2014

[4] Çin’de Bu Ay, http://www.tusiad.org.tr/__rsc/shared/file/CindeBuAy-Eylul-2013.pdf,15.03.2014

[5] Orta Asya-Çin Doğalgaz Boru Hattı Hızlandırılacak,, Rusya’nın Sesi Radyosu,, 13.03.2014, http://turkish.ruvr.ru/news/2014_03_14/orta-asya-cin-gogalgaz-boru-hatti-hizlandirilacak/ ,16.03.2014
http://www.uyghurnet.org/34083-2/
yücel tanay

Çevrimdışı Sencer Atmaca

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 102
Emeginize sağlık çok güzel bilgilendirici bir paylaşım.

Tengri Biz Menen
Bütün yazılarımın, fikirlerimin ve yaptıklarımın sorumluluğunu üzerime almaktan bir an bile çekinmem.. Fikir ve kanaatlerimde samimiyim.. Olayların pundunu bularak yaşamadım.. Esen rüzgara göre dönmedim... Yalnızlıktan korkmadım..Namert köprüsünden geçmemek için selde boğulmayı tercih ettim..

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Bu bilgi dolu paylaşım için değerli yuceltanay kandaşımız sağolsun, varolsun!
Huntürk Otağına hoşgeldiniz sayın yuceltanay!

Ne mutlu Türk doğup Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey.

Çevrimdışı yuceltanay

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 24
Çok  teşekkür ederim kandaşlarım
yücel tanay